• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çalışması en zor insanlar

Fatma Gül Es

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kasım 2010
Firma
.



ÇALIŞMASI EN ZOR İNSANLAR

Çalışma hayatında her tür insanla karşılaşmak mümkün. Ancak bazıları var ki, onlar çevrelerindekilerin iş hayatlarını kabusa çevirebiliyorlar. İşte çalışması en zor 20 insan tipolojisi…

http://www.buyutec.net/data/media/1923/calisan-insanlar.jpg

30 yıldır iş hayatındayım. İnsan sarrafı olmak için yeter mi bilmiyorum. Ama çok değişik yerlerde çalıştım. Çok farklı insanlarla karşı karşıya geldim.
İşte 30 yılda tanıdığım “çalışması en zor” insan tipolojileri…

1. Alaycılar ve dedikoducular: Her köşe başında ya da sigarada görebilirsiniz. Müstehzi bakışlarla etrafı süzerler. Özel hayatınız hakkında bir iki şey biliyorlarsa, ertesi gün bunları bütün şirket bilir.

2. Cephe oluşturanlar: İçlerine ’üye olmayan giremez’. Ego santriktirler. Kendilerinden başka kimselere saygıları yoktur. Aslında, galiba, kendilerine de yoktur.

3. Dinlemeyen, önemsemeyen yöneticiler: Önemli bir çalışma yapmışsınızdır. Üstün körü bir bakarlar. Kendilerinin koltukları sallanmasın diye genellikle yapılan bütün yeniliklere dudak bükerler. Sürekli negatif enerji saçarlar.

4. Taciz edenler: Hiç hoşlanmadığınızı belli etseniz de kurtulamazsınız. Sırnaşıktırlar. Yanından kaçsanız internette yakalanırsınız.

5. Eski tip eğitimsiz güvenlikçiler: Kraldan çok kralcıdırlar. Herkese hiyerarşideki sırasına göre davranırlar. Üsttekilere aşırı bir saygı, alttakilere kötü muamele…

6. Konuşmasını bilmeyenler: Kabadırlar. Ağızdan çıkanları kulakları duymaz. Kırıp geçmekten rahatsız olmazlar. Kendinden alt kademede çalışanları herkesin önünde azarlamaktan da keyif alırlar.

7. Narsistler: Çok havalıdırlar. Parlak görünürler. Yüksek sesle konuşurlar. Etrafa gülücükler dağıtırlar. Müthiş özgüvenleri vardır. Ama içleri dışarıdan görüldüğü gibi değildir. Çoğu kez kof çıkarlar.

8. Geyikçiler: Ya sigaradadırlar, ya kantinde. Mutlaka birini yakalamışlardır.
İncir çekirdeğini doldurmayacak konulardan muhabbet açarlar. Anlatırlar da anlatırlar.

9. Ne oldum delileri: Hiyerarşide basamak atlamak için doğmuşlardır. Bir basamak atladıklarında arkadaşlarına karşı olan tavırları bile değişir. Herkese tepeden bakarlar.

10. Mızmızlar: Onları hiçbir şekilde tatmin edemezsiniz. Sürekli her şeyden şikâyet ederler. Kitaplarında mutluluk diye bir kavram yoktur. Evde eşini yer, iş yerinde sizi. Maaşını iki kat artırsanız, üç kat isterler.

11. Farklı şey söyleyen iki yönetici: Aralarında sıkışıp kalırsınız. Birinin dediğini yapsanız diğeri bozulur. Nasrettin Hoca gibi “sen de haklısın, sen de ve sen de” diyemeyeceğiniz için işiniz zordur.

12. Paranoyaklar: Yöneticiliğin, görevleri altındaki insanlarını kaytarırken yakalamak olduğunu sanırlar. Herkesin onlara karşı saman altından su yürüttüğünü düşünürler.

13. Ekip baltalayanlar: Herkes gider Mersin’e, onlar gider tersine. Ekip çalışmasında alınan kararlara sürekli olarak muhalefet ederler. Bıktırıcıdırlar. Onlardan birinin olduğu ekibin başarılı olma şansı hayli azdır.

14. Vizyonsuzlar: Sözde yöneticilerdir. Ekonomide, sektörde, şirkette, dünyada olup bitenleri analiz edemezler. Abuk subuk kararlar verip işleri işten çıkılmaz hale getirirler. Birkaç tane bu yüzden el değiştirmek durumunda kalmış şirket biliyorum.

15. Korkaklar: Sürekli olarak ’Acaba yanlış mı yapıyorum’ diye düşünürler. Hata yapmamak için de hiç bir şey yapmazlar, sallan yuvarlan işleri idare etmeye çalışırlar.

16. Kaytaranlar: Masasının üzerine dokümanları koyar, ceketini sandalyesinin arkasına asar. Çayını da görülecek bir yere yerleştirir. Sanki hep oradaymış da, bir iki dakikalığına çıkmış, gelecekmiş izlenimi verir. Niye bu kadar verimsiz olduğunu anlayamazsınız bile.

17. Negatifler: “Bu iş çıkmaza girer. Bu ürün satmaz. Yarın sağanak yağacakmış…” Her şeye siyah gözlüklerle bakarlar. İnsanın da kanını kuruturlar. Bir işin niye yapılamayacağını size çok iyi izah ederler.

18. Averajlar: Sabah gelirler, işleri neyse yaparlar, evlerine dönerler. Renksizdirler. “Farklı ne yapabilirim” diye kafa yormazlar. Olsalar da olmasalar da fark etmez.

19. Yorgunlar: Abi pozisyonundadırlar. Ruhları yaşlanmıştır. En sevdikleri laf “Yıllarımı verdim ben bu şirkete”dir. Etliye sütlüye fazla karışmak istemezler. Emeklilik için gün sayarlar.

20. Doğal önderler: Her şeyin doğrusunu bilirler. Eleştirilmekten hiç hoşlanmazlar. Kendisine bağlı bir topluluk oluştururlar.

Kaynak: Aydın Demirer-
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Onlar tuğlaları üst üste koyulmuş fakat; harçları olmayan iğreti duvarlardır,
Önünde sonunda o güvendikleri duvarların altında kalmaya mahkum zavallılardır,
Eğer; ruh cesedi taşır ise ne mutlu, fakat ceset ruhu taşır ise, içi bomboş bir kutudur, işte o kendini dev aynasında gören zavallı cüceler aynen böyledirler,
İnsanlık var olduğundan beri bu tip güdükler var oldular, bundan sonra da var olacaklardır,
Kazasız günler dilerim,
 
Üst