• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çevre terimleri sözlüğü

Hakan Nizamogullari

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Temmuz 2013
Firma
NİZAMOĞLU ARITMA İÇ DIŞ TİCARET
ÇEVRE TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

A

ACI SU [ Brackish ] Hafif tuzlu su.

AÇIGA ÇÖP DÖKME [ Open dumping ] Atiklarin rahatsiz edici kokulara, su, toprak ve hava kirliligine yol açacak biçimde alanlara dökülmesi.

AÇIK ALAN [ Open space ] Ya imar görmemis ya da konutlardan ve diger yapilardan nispeten arinmis toprak parçasi; insanin faaliyet gösterdigi çevrenin karsiti olan arazi de bu kavrama dahildir.

AÇIK BOSALTIM [ Outfall ] Islem görmüs ya da görmemis atik suyu ya da diger sivi atiklari dogrudan dogruya alici ortama ileten tasiyici ya da boru hatti.

AÇIK YAKMA [ Open burning ] Atik miktarini (hacmini) azaltmak amaciyla çöplük alanlarinda yakilmasi islemi.

ADSORPSIYON [ Adsorption ] Moleküllerin kati yüzeylere tutunmasi.

AEROBIK [ Aerobic ] Serbest oksijenin varliginda yasayan ya da aktif olabilen organizma; suda çözünmüs oksijenin oksitleyici olarak hareket ettigi durum.

AEROBIK AYRISMA [ Aerobic decomposition ] Havali kosullarda faaliyet gösteren mikroorganizmalar veya mantarlarin organik maddeleri ayristirmalari.

AFET ALANLARI [ Hazardous areas ] Deprem, heyelan, çig, orman yangini ve taskin gibi dogal afetlere yatkin alanlar.

AGIR METALLER [ Heavy metals ] Kursun, civa, çinko vb. gibi çevre açisindan tehlikeli nitelik tasiyan metaller. AGIRLIKSAL AKIS [ Gravity flow ] Asinmayi ve asiri basinci önleyecek azami hizda kesintisiz akisa olanak saglamak amaciyla belirli bir asgari egimle yerlestirilmis borulara sahip aritma ve su saglama sistemindeki sivi akisi.

AKTIF KARBON [ Activated carbon ] endüstriyel baca gazlarindan kaynaklanan kokularin ve zehirli maddelerin giderilmesine yönelik adsorbsiyon sürecinde kullanilan madde.

ALBEDO [ Albedo ] Yeryüzünün günes isigini yansitma yüzdesi. Havadan alinan bir örnekteki katilarin yansitici niteligiyle ilgili bir ölçü.

ALICI SULAR [ Receiving waters ] Islemden geçirdikten sonra sivi ya da kati kirleticilerin içine bosaltildigi su olusumlari.

AMONYAK [ Ammonia ] Endüstriyel süreçlerde ve gübre üretiminde kullanilan zehirli, tahris edici gaz.

ANAEROBIK [ Anaerobic ] Serbest oksijenin bulunmadigi kosullarda yasama ve büyüme yetenegine sahip organizma; serbest oksijenin bulunmadigi kosullar.

ANAEROBIK AYRISMA [ Anaerobic decomposition ] Havanin bulunmadigi kosullarda faaliyet gösteren mikroorganizmalarin organik maddeleri ayristirmasi.

ANAEROBIK ÇÜRÜME [ Anaerobic digestion ] Organik yükü yüksek atik suyun havasiz kosullarda aritilmasi süreci. Tarim topraginda kullanilmasini saglamak için bazi organik atiklarin pis kokusunun giderilmesi süreci.

ANTIMIKROBIYAL [ Antimicrobial ] Mikrobiyal büyümeyi önleyen kimyasal ya da biyolojik maddeler.

ASBEST KIRLILIGI [ Asbestos pollution ] Çimento sanayiinden ve otomobillerdeki fren balatalarinin asinmasindan kaynaklanan emisyonlarin yol açtigi asbest kaynakli hava kirliligi.

ASIT YAGMURU [ Acid rain ] Esas olarak sanayi tesislerinden, konutlarin isitilmasindan ve otomobillerden kaynaklanan, sülfür ve azot oksitleri içeren su buhari emisyonlarinin yol açtigi asit çökelmesi.

ASKIDA KATI MADDE [ SS =Suspended solids ] Suda ve lagim suyunda bulunan, yaklasik 1 mikron büyüklügünde veya daha büyük olmakla birlikte, sözgelimi kum tanesinden daha küçük katilari ifade etmek için kullanilan terim.

ATIK [ Waste ] Çevrede baskalasmaya yol açacak miktarda çevreye bosaltilan, sivi, kati, gaz ya da radyoaktif istenmeyen her tür madde. ATIK GÖMME [ Landfill ] Atigin toprak katmanlari arasina gömülmesinden ibaret, kati, atik tasfiyesinin en yaygin yöntemi; Atiklarin gömüldügü çukur.

ATIK SU [ Waste water ] Konutlarin pis su ve lagim sularindan, endüstriyel sivi atiklardan ve sel sularindan kaynaklanan sivi atik.

ATIK SU YÖNETIMI [ Waste water management ] Insan sagligini ve çevreyi korumak amaciyla, atik suyun izlenmesi, islenmesi ve tasfiyesiyle ile ilgili sistemler gelistirilmesi ve uygulanmasi.

ATMOSFER KIRLILIGI [ Atmospheric pollution ] temelde insan faaliyetlerinin sonucu olarak, dogrudan dogruya atmosfere verilen ya da atmosferde kimyasal tepkimeler sonucu olusan gaz ve partikül maddelerin yol açtigi kirlilik orani.

AZOT DÖNGÜSÜ [ Nitrogen cycle ] Atmosferdeki azotun bitkiler tarafindan özümlenmesi, sonra topraktan geçerek atmosfere dönmesi süreci. Azot, proteinlerin önemli bir bilesenidir ve bu nedenle hem bitkiler hem de hayvanlar için gereklidir.

AZOT OKSIT [ Nitric oxide ] Yanmadan olusan, havaya birakilinca zehirli hale gelen kirletici madde.
 
B

BACA ATIKLARI [ Stack effluents ] Sanayi bacalarindan yayilan gazlar ve asili parçaciklar.

BACA DUMANI [ Plume ] Bacadan çikan degisik biçimlerde atmosfere dagilan gözle görülebilir duman emisyonu.

BACA ETKISI [ Chimney effect ] Isidaki degismenin gazlarda yol açtigi yukariya yönelik hareket.


BACA GAZI [ Flue gas ] Yanmadan sonra bacalardan çikan ve azot oksitleri, karbon oksitleri, su buhari, sülfür oksitleri, parçaciklar ve birçok kimyasal kirletici madde içeren duman.

BACA GAZI KÜKÜRTÜNÜN GIDERILMESI [ Flue gas desulfurization ] Bir çok yöntem kullanilmaktadir. En yaygini gazlarin kireçtasi çözeltisi ile yikandigi ve olusan çamurun ayrilarak bazi durumlarda içindeki kükürtü kazanmak üzere yeniden isleme tabi tutuldugu kireçtasi/alçitasi sürecidir.

BAKTERI [ Bacteria ] Klorofilsiz, tek hücreli yada ipliksi mikroorganizma; bakteri havada, toprakta ve denizde ayrisan maddede olustugu ve bozunma sürecine yardimci oldugu için kirlilik kontrolü açisindan büyük önem tasir.

BEKLETME SÜRESI [ Detention period ] Birim hacimdeki bir sivi yada gazin akis sürecinde bir tank yada odada tutulma ortalama süresi. BELEDI KATI ATIK [ Municipal solid waste ] Kentsel alanlardaki konut ve isyerlerinin, lagim çamurunun da dahil oldugu, kati atiklari.

BENZEN [ Benzene ] Kanser yapan endüstriyel çözücü.

BERILYUM [ Beryllium ) Insanlar üzerinde zararli etkilere sahip metalik bir eleman.

BESIN ZINCIRI [ Food chain ] Her halkanin bir öncekinden beslendigi ve enerji sagladigi, buna karsilik bir sonrakine besin be enerji aktardigi organizmalar zinciri.

BESINLER [ Nutrients ] Bitkilerin ve hayvanlarin büyümesi için gerekli maddeler.

BETA RADYASYONU [ Beta radiation ] Yüksek hizda negatif elektron radyasyonu.

BEZ FILTRE [ Fabric filter ] Endüstrüyel emisyonlardan kaynaklanan tozu ve parçaçiklari tutan, evlerdeki elektrikli süpürge torbasina benzer, kumastan yapilma aygit.

BIRINCIL HAVA KIRLETICILER [ Primary air pollutants ] Atmosfere dogrudan verilen hava kirleticileri.

BITKI ÖLDÜRÜCÜ [ Herbicide ] Zararli ot öldürücü ve yaprak dökücü olarak kullanilan kimyasal madde.

BIYOAKÜMÜLASYON [ Bioaccumulation ] Biyoyogunlasma.

BIYOENERJETIK [ Bioenergetics ] Bitkilerle hayvanlar, bitkilerle bitkiler hayvanlarla hayvanlar arasindaki enerji aktariminin incelenmesi.

BIYOIZLEM [ Biomonitoring ] Potansiyel olarak zararli bir durumda bitki ve hayvan yasamindaki farklilasmalari degerlendirmek amaciyla dogal bir ortamin biyolojik konumundaki degisikliklerin izlenmesi. BIYOJEOKIMYASAL DÖNGÜ [ Biogeochemical cycling ] Kimyasal elemanlarin fiziksel çevre ile organizmalar arasindaki döngüsü.

BIYOKIMYASAL OKSIJEN IHTIYACI [ BOD = Biochemical oxygen demand ] Organik kirliligin bir ölçüsü olarak kullanilan ifade. Bir su veya atik sudaki organik maddelerin biyokimyasal süreçlerle tam ayrismalari için bu islemi yapan mikroorganizmalarin, suyun birim hacimi basina gereksinim duyduklari oksijen miktari. Evsel atik su isleme süreçlerinin etkinligini ölçmede de kullanilir.

BIYOKÜTLE [ Biomass ] Belli bir alan yada hacimdeki canli organizmalarin toplam kütlesi yada miktari.

BIYOKÜTLE ENERJISI [ Biomass energy ] Bir biyokütledeki organik atiklar, bitkiler yada agaç gibi organik maddelerden üretilen enerji.

BIYOLOJIK ARITMA [ Biological treatment ] Atik suyun mikroorganizmalar kullanilarak aritilmasi.

BIYOLOJIK ÇESITLILIK [ Biological diversity ] Organizmalarin çesitlerinin alan yada hacim birimi basina sayisi; belli bir zamanda belli bir yerdeki türlerin bilesimi.

BIYOLOJIK DENGE [ Biological balance ] Hayvanlarla bitkiler, bitkilerle bitkiler ve hayvanlarla hayvanlar arasindaki denge.

BIYOSFER [ Biosphere ] Gezegenimizin ve atmosferinin yasam kaynagi bütün bölümlerini içeren alan.

BOD [ Biochemical oxygen demand ] Biyokimyasal oksijen ihtiyaci.
 
C-Ç

CFC [ Chlorofluorocarbon ] Kloroflüorokarbon.

CIVA [ Mercury ] Besin zincirlerinde, özellikle tatli su ve deniz organizmalarinda yogun

olarak bulunabilen ve zararli etkilere yol açan zehirli metalik eleman.

COD [ Chemical oxygen demand] Kimyasal oksijen ihtiyaci.

ÇAMUR [ Sludge ] Atik suyun aritilmasi sirasinda süzme, çökeltme ya da biyolojik aritma sonucu olusan yogunlasmis kati.

ÇAMUR TASFIYESI [ Sludge disposal ] Atik su çamurunun nihai tasfiye islemi.

ÇAMURUN YAKILMASI [ Sludge incineration ] Atik su çamurunun hacim yönünden küçültülüp, islenerek tutusabilirlik kazandirildiktan sonra yakilmasi.

ÇEVRE [ Environment ] Bir organizmanin var oldugu ortam ya da kosullar. Bu çevre dogal fiziksel ögeleri, ayrica organizmanin etkilestigi insan ürünü kosullari içerir.

ÇEVRE ANALIZI [ Environmental analysis ] Belirli bir arazinin topografik, hidrolojik, jeolojik ve kültürel özellikleri gibi çevresel özelliklerinin incelenmesi.

ÇEVRE DEGERLENDIRMESI [ Environmental assessment ] Bir eylemin ya da projenin çevre bakimindan yararli olup olmadigini ve çevresel etki raporunun hazirlanmasi gerekip gerekmedigini belirlemek amaciyla yapilan inceleme.

ÇEVRE DOSTU [ Environment-friendly ] Ürünlerde normal olarak bulunan zararli ögelerden bazilarini tasfiye etmek amaciyla tasarlanmis ya da degistirilmis ürünleri ifade etmek için kullanilan terim.

ÇEVRE KORUMA [ Environment protection ] Potansiyel olarak tehlikeli atik maddelerin çevreye bosaltilmasinin asgariye indirilmesi ya da önlenmesi amaciyla kaynaklarin yönetimi.

ÇEVRE KORUMA AJANSI [ EPA= Environmental Protection Agency ] Kirleticiler ile ilgili tüm kanun ve yönetmelikleri uygulamak ile görevli Amerikan federal kurulusu.

ÇEVRE MÜHENDISLIGI [ Environmental engineering ] Çevre mühendisligi, çevrenin korunmasina, kirliligin azaltilmasina vb. elverisli teknoloji sistemlerinin tasarlanmasini ve çevre süreçlerinin incelenmesini, ayrica belirli binalarin bu açidan iç tasarimlarinin gerçeklestirilmesini içerir.

ÇEVRE YÖNETIMI [ Environmental management ] Toprak , su ve hava gibi dogal kaynaklarin çevresel açidan kabul edilebilir uygulamalar yoluyla kullanilmasi.

ÇEVRESEL ETKI DEGERLENDIRMESI [ ELA = Environmental impact assessment] Yeni gelisme ve projelerin çevreye olabilecek sürekli ya da geçici potansiyel etkilerinin, sosyal sonuçlari ve alternatif çözümleri de içine alacak biçimde analizi ve degerlendirilmesi.

ÇEVRESEL ETKI RAPORU [ Environmental impact statement ] Çevresel etki degerlendirmesi çalismalarinin sonuçlarini içeren detayli rapor.

ÇEVRILME (INVERSIYON) [ Inversion ] Atmosferin asagi tabakalarinda gerçeklesen ve soguk hava katmaninin daha yukaridaki sicak hava katmani tarafindan tutulmasiyla olusan atmosfer olayi, Rüzgar olmadigi zaman, kirleticilerin dagilmasi olanagi bulunamaz ve büyük hava kirliligi olaylari gerçeklesebilir.

ÇÖKELTME TANKI [ Sedimentation tank ] Çökeltilebilir katilarin atik sudan ayrildigi atik su isleme tesisinin bir bölümü.

ÇÖLLESME [ Desertification ] Genellikle asiri otlatma, yaygin ormansizlastirma ya da aykiri tarim ve sulama uygulamalari sonucunda topragin çöl haline gelmesi sürece.

ÇÖP [ Garbage ] Evlerden ya da ticari amaçla gida hazirlanmasi ve kullanilmasindan kaynaklanan hayvan, sebze ve meyve atigi; genelde tüm atik ürünler için kullanilir.

ÇÖZÜNMÜS OKSIJEN [CD = Dissolved oxygen ] Su veya atik su içinde çözünmüs halde bulunan oksijen miktari.

ÇÜRÜME [ Putrefaction ] Anaerobik haldeki maddenin organik ayrismasi; bu süreç sonunda kötü kokulu gazlar ve oksitlenmesi tamamlanamamis ürünler oluşur
 
D

DALGA GÜCÜ [ Wave power ] deniz suyu devinimlerinin olusturdugu gücün enerji üretiminde kullanilabilecegi, potansiyel yenilenebilir enerji kaynagi.

DALGAKIRAN [ Jetty ] Bir limani akintilarindan ve gelgitlerden korumak amaciyla gelgite açik koylarda, göllerde ya da irmaklarda gerçeklestirilen yapi.

DAMITMA TESISLERI [ Distillation plants ] Tuzlu suyu içme suyuna dönüstüren büyük ölçekli tesisler.

DAMLATMALI FILTRE [ Trickling filter ] Atik suyun aritilmasi sürecinde ikincil aritma tesislerinde kullanilan biyolojik filtre. Filtre, atik suyun püskürtüp serpildigi 5-10 cm boyutunda taslardan olusan 1-2 m derinliginde ve 10-30 m çapinda bir yataktir. Taslar arasinda büyüme olanagi bulan mikroorganizmalar, akis süresi içinde organik maddeleri ayristirirlar.

DDT [ DDT ] Diklorodifeniltrikloretan'in kisa yazilisi; son derece kuvvetli bir böcek öldürücü. Kalintilari yaklasik 15 yil varligini sürdürür.

DESIBEL [ Decibel ] Sesin siddetinin ölçülmesinde kullanilan uluslar arasi birim. Kisaca dB olarak yazilir.

DETERJANLAR [ Detergents ] Yaygin olarak kullanilan, yüzey aktif temizleme maddesi. Bakterileri ve organizmalari da yok eden deterjanlar su kirliliginin baslica nedenlerinden biridir.

DEZENFEKSIYON (MIKROPSUZLASTIRMA) [ Disinfection ] Hastalik yapici organizmalarin, sözgelimi, klorlama yoluyla yok edilmesi.

DIS KITA SAHANLIGI [ OCS = outer continental shelf ] Bir ülkenin kiyilarinda, birkaç kilometreden 400 kilometre uzakliklara kadar uzanabilen; ve genellikle ait oldugu ülkenin, petrol, gaz ve mineral kaynaklari bakimindan yararlanma hakkina sahip oldugu kabul edilen deniz bölgesi.

DIFFÜZÖR [ Diffuser ] Gaz veya siviyi karistirildigi ortama daha iyi dagitmak amaci ile kullanilan ve besleme borusunun ucunda bulunan ince delikli aygit.

DIYALIZ [ Dialysis ] Atik su aritiminda kullanilan, büyük organik parçaciklari küçüklerden ayirma yöntemi.

DO [ Dissolved oxygen ] Çözünmüs oksijen.

DOGA KORUMA ALANI [ Nature preserve ] Dogal çevrenin koruma ve inceleme amaçlariyla korundugu alan.

DOGAL GAZ [ Natural gas ] Yerkabugunun altinda, belli jeolojik olusumlarla gerçeklesen, metan ve hidrokarbonlar içeren yakit.

DOGAL KAYNAK [ Natural resource ] Çevrede dogal olarak gerçeklesen su, hava ve gaz gibi kaynaklar.

DUMAN [ Fumes ] Buharlarin yogunlasmasindan ya da kimyasal tepkimeden olusan, genellikle 5 mikrondan küçük, solunabilir ve bulut görünümündeki uçucu kati parçaciklar.

DUMAN [ Smoke ] Sözgelimi kömür gibi bir yakitin eksik yanmasi sonucunda olusan, minik parçaciklardan ibaret, gözle görülebilir gaz halindeki süspansiyon.
 
E

EKOLOJI [ Ecology ] Organizmalarin birbirleriyle ve çevreleriyle olan iliskileri inceleyen bilim dali.

EKOLOJIK KONUM [ Niche ] Bir türün yasamini sürdürmesi için gerekli tüm kosullari saglayan ekolojik yasama ortamindaki yeri,

EKOSFER [ Ecosphere ] Yeryüzünün canlilari içeren bölümü; biyosfer ve karsilikli etkilesimin söz konusu oldugu atmosfer, hidrosfer ve litosfer kesitli.

EKOSISTEM [ Ecosystem ] Birbirleri ile ve cansiz ortamla iliski içinde olan kendi içinde yeterli bitki ve hayvan toplulugu.

ELEKTRODIYALIZ [ Electrodialysis ] Suyun tuzunun giderilmesinde kullanilan elektro kimyasal islem.

ELEKTROSTATIK ÇÖKTÜRÜCÜ [ Electrostatic precipitator ] Yüklenmis parçaciklarin çöktürülmesi süreci ile bu parçalari tasiyan gazin atmosfere birakmadan önce tabi tutuldugu etkili temizleme yöntemi,

ELEME [ Screening ] Yüzen ve asili duran iri kati maddeleri lagim suyundan bir tür elek kullanarak gerçeklestirilen ayirma islemi; bir komposttan yabanci maddelerin ayrilmasi.

EMISYON [ Emission ] Gaz ya da gaz ve partikül karisimlarinin atmosfere verilmesi.

ENDEMIK [ Endemic ] Belirli bir bölgenin yerli türü.

ENDÜSTRIYEL ATIK SU [ Industrial sewage ] Endüstriyel islemlerden olusan atik su. Ham maddelerden, ürünlerden ya da imalatta kullanilan maddelerden kaynaklanir.

ENERJI DÖNÜSÜMÜ [ Energy conversion ] Bir enerji biçiminin digerine dönüsmesi.

ENZIM [ Enzyme ] Canli maddeye özgü katalizör.

EPA [ Environmental Protection Agency ] Çevre koruma ajansi.

EROZYON [ Erosion ] Havanin ya da insanlarin müdahalesi sonucunda kaya parçaciklarinin ve topragin asil yerlerinden kopmalari, tasinmalari ve baska bir yerde kalmalari süreci.

ESER ELEMENTLER [ Trace elements ] Havada, suda ve yiyeceklerde çok düsük yogunluklarda bulunan kursun, bakir, çinko, arsenik, civa ve vanadyum vb. gibi elementler.

EVSEL ATIK SU [ Domestic sewage ] Evlerin ve islerlerinin olusturdugu ve fabrikalarin endüstriyel nitelik tasimayan pis sularinin da dahil oldugu atik su.

EVSEL ATIK SU ARITIMI [ Sewage treatment ] Sagliga ve çevreye yönelik tehlikenin azaltilmasi amaciyla atik suyun aritilmasi islemi; ilkin mekanik islemlerin kullanildigi, daha sonra bunu biyolojik ve kimyasal islemlerin izledigi bütünsel bir süreç.

EVSEL ATIK SU ARITMA TESISI [ Sewage treatment plant ] Içinde atik suyun isleme tabi tutuldugu ve nihai tasfiye asamasina hazirlandigi yan tesis.
 
F

FAUNA [ Fauna ] Jeolojik bir dönemle ya da yöreyle ilgili, insanlar disindaki hayvanlarin tümünün yasami.

FENOLLER [ Phenols ] Tarim ilaçlarinin, eczaciliktaki ürünlerin, sepilemedeki etki maddelerinin, reçinelerin ve boyalarin üretiminde kullanilan, insan ve su yasami bakimindan zehirli etki tasiyan endüstriyel atik suda bulunan aromatik bilesikler.

FIZIKO-KIMYASAL ARITIM [ Physico-chemical tretment ] Atik su aritiminda pihtilastirma, yumaklastirma ve çöktürme gibi fiziksel ve kimyasal süreçleri içeren aritim basamaklarinin tümü.

FLOR [ Fluorine ] Klora benzer, tepkime yapan gaz.

FLORA [ Flora ] Bir jeolojik dönem ya da yöre ile ilgili bitki yasami.

FOSIL YAKITLAR [ Fosil fuels ] Kömür, petrol, dogal gaz vb. gibi dogal organik yakitlarin tümü. Fosil yakitlar bitki ve hayvan maddesinin milyonlarca yil boyunca toprak altinda ayrismasindan olusur.

FOTOSENTEZ [ Photosynthesis ] Klorofil içeren bitkilerin atmosferdeki karbondioksitten ve sudan, günes isigini enerji kaynagi olarak kullanarak karbonhidrat olusturmasi, serbest kalan oksijenin ise atmosfere birakilmasi süreci.

FOTOVOLTAIK YÖNTEM [ Photovoltaics ] Günüs enerjisi örneginde oldugu gibi, fotosel kullanarak isiktan elektrik üretme yöntemi.


G

GAZ KROMATOGRAF [ GC = Gas chromatograph ] Bir gaz veya sivi karisimin içindeki maddelerin ( gazlarin veya uçucu sivilarin ) oranlarini belirleyebilen analiz cihazi.

GIRDI [ Input ] Girdi, kirlilik baglaminda, bir ortamda bulunan ve çevre için zararli kirleticiler içeren her tür gaz yada sivi atiklari ifade eder.

GÖLET [ Pond ] Genellikle gölden küçük ve havuzdan büyük, dogal yada yapay olarak yapilmis su olusumu.
 
H

HAVA KALITE STANDARTLARI [ Air quality standarts ] Bir bölgede belirli bir zaman sürecinde asilmamasi gereken hava kirletici konsantrasyonlari.

HAVA KALITESI YÖNETMELIGI [ Hava kalitesi standartlari ve diger tedbirleri içeren yönetmelik.

HAVA KALITESININ IZLENMESI [ Air quality act. ] Hava kaynagindan sürekli örnek alinmasi ve analiz edilmesi.

HAVA KIRLILIGI [ Air pollution ] Toz, gaz, sis, koku, duman yada buhar gibi kirleticilerin insan, bitki ve hayvan yasamina yada maddi nesnelere zara verecek , yada yasamdan, maddi nesnelerden rahatça yaralanmasina engel olacak miktar, yogunluk ve zamanda atmosferde bulunmasi.

HAVALANDIRMA TANKI [ Aeration tank ] Havalandirma islemini yapildigi tank.

HETEROTROF [ Heterotroph ] Enerjiyi karmasik organik maddelerin kimyasal ayrismasindan saglayan organizmalar yada hayvanlar.

HIDROJEN SÜLFÜR [ Hydrogen sulfide ] Organik materyalin anaorebik kosullarda ayrismasi ile olusan, çürük yumurta kokusunda, renksiz ve son derce zehirli gaz. Hidrojen sülfür ayrica petrol rafinerilerinde, sülfür aritma tesislerinde, bazi metalurjik süreçlerde ve sülfür içeren bilesikler kullanan çesitli kimya sanayilerinde de olusur.

HIDROKARBONLAR [ Hydrocarbons ] Genellikle fosil yakitlarda ve bu maddelerin kismen yanmasindan olusan ürünlerde, sözgelimi petrolle isleyen tasitlarin egzos gazlarinda bulunan ve yalnizca karbon ve hidrojenden olusan organik bilesikler.

HIDROLOJIK DÖNGÜ [ Hydraulogic cycle ] Suyun yeryüzüyle atmosfer arasindaki sürekli dönüsümü.

HIDROSFER [ Hydrospher ] Yeryüzünün okyanuslar, göller ve irmaklar gibi sudan olusan bölümü.



İ-J

ILERI ARITMA [ Advanced treatment ] Biyolojik aritma sonrasi atik suyun kalitesini arttirmak için kullanilan fiziko-kimyasal süreçlerin tümü.

IYON DEGISMESI [ Ion exchange ] Sivi atik aritiminda kullanilan, sert suyu yeniden kullanmak için uygulanan yumusatma islemi. Bu islemde sividaki istenmeyen iyonlar sivinin içinden geçirildigi reçinedeki zararsiz iyonlarla yer degistirir.

IYONLASMA [ Ionization ] Nötr bir atomun yada atom grubunun elektron kaybi yada kazanilmasi yoluyla elektrik yüklü hale gelmesi süreci.

IYONOSFER [ Ionosphere ] Atmosferin yer yüzeyinden 80 kilometre ve daha yukaridaki tabakalari.

JEOSFER [ Geosphere ] Yeryüzünün, atmosfer, hidrosfer ve biyosfer disindaki kati, cansiz bölümü.

JEOTERMAL ENERJI [ Geothermal energy ] Belli elemanlarin radyoaktif ayrismasindan olusan, yeryüzünün iç isisi; bu isi, potansiyel olarak büyük ve aslinda ulasilmamis bir enerji kaynagidir.
 
K

KALSIYUM HIDROKSIT [ Calcium hydroxide ] Sönmüs kireç diye de bilinen, aritma süreçlerinde pH ayarlamasi ve pihtilastirma islemlerinde kullanilan kalsiyum bilesigi.

KARBON DÖNGÜSÜ [ (Carbon cycle ] Karbon atomalrinin fiziksel, jeolojik, kimyasal ve diger süreçler sonucunda atmosfet, okyanuslar, yeryüzü vb. arasindaki dolasimi.

KARBON SOGURMASI ( ABSORBSIYONU YADA ADSORPSIYONU ) [ CA= Carbon absorption or adsorption ] Aktif karbon kullanilarak yapilan sogurma veya adsorpsiyon.

KARBON DIOKSIT [ Carbon dioxide ] Yeterli oksiyen kosullarinda fosil yakitlarin yanmasiyla olusan, atmosferde mevcut bir bilesik. Soludugumuz oksijeni yayan klorofili bitkiler için gerekli olup kendi basina zehirli degildir, ancak yogun haldeyken bogucu olabilir.

KARBON MONOKSIT [ Carbon monoxide ] Fosil yakitlarin yeterince hava ile yanmamasindan olusan, gözle görülmeyen, tatsiz, kokusuzz ve son derece zehirli bir gaz.

KATI ATIK [ Solid waste ] Kati özellikleri tasiyan her türlü atik madde.

KATI ATIK YÖNETIMI [ Solid waste management ] Kati atiklarin toplanmasini, islenmesini ve tasfiyesini, ayrica yeniden islenerek kullanilmasini planli biçimde denetleme sistemi.

KIMYASAL KIRLILIK [ Chemical pollution ] Gaz, kati yada sivi haldeki kimyasal maddelerin etkisiyle havada, suda ve toprakta olusan kirlilik.

KIMYASAL OKSIJEN IHTIYACI [ COD= Chemical oxygen demand ] Bir su örnegindeki organik ve oksitlenebilir inorganik bilesikleri yükseltgemek için gerekli oksijen miktarini ölçen, suyun kalitesi ile ilgili bir gösterge.

KLOR [ Chlorine ] Agartici, oksitleyici etki maddesi olarak suaritma yada mikrop giderme amaciyla kullanilan halojen eleman; zehirli bir gaz.

KLOR IHTIYACI [ Chlorine demand ] Belirli bir hacim pis suda bulunan bütün patojenik bakterileri öldürmek için gerekli klor miktari.

KLOROFIL [ Chorophyll ] Oksiyen üretmek içim isigi ve karbon dioksiti kullanan, bitkilerde bulunan renk maddesi.

KOLIFORM BAKTERILER [ Coliform bacteria ] Insanlarin ve sicak anli hayvanlarin kalin bagirsaklarinda yasayan ve sudaki konsantrasyonu patojenlerin de bulunabilecegini gösteren indikatör bakteriler.

KOLLEKTÖR [ Collectors ] Gaz, sivi yada katilardan kirleticileri ayirip toplayan kirlilik denetleme aygiti.

KOLLOIDLER [ Colloids ] Büyüklügü 10-1000 angstrom arasinda degisen, bir baska madde de asili, çok küçük parçaciklar. KOMPOSTLAMA [ Composting ] Kati atik ve çamur gibi organik maddeleri, anaerobik çürütme yoluyla bir tür gübreye dönüstürmekten ibaret biyolojik bir süreç.

KULLANMA SUYU [ Potable water ] Asiri mineral yada tuz yogunlugu tasimayan, insan, hayvan yada bakterilerle ilgili zararli madde birikimi içermeyen, insanlarin tüketmesine elverisli su.

KUM FILITRESI [ Sand filter ] Atik suda askida bulunan maddeyi süzmeye yarayan kum dolu yatak.

KURSUN [ Lead ] Biriken bir zehir olup küçük bir miktarlari bile ciddi hastaliklara yada ölümlere yol açan, dogal çevrede bulunan inorganik bir eleman. Bilinen en eski su kirleticilerinden biridir ve kursun borulari su dagitim sebekesinde kullanilmalari sonucu olusur. Havada bulunan kursunun büyük bölümü benzine katki maddesi olarak konan tetraetil kursun ( TEL ] bilesiginden kaynaklanmaktadir.

KURSUNSUZ BENZIN [ Unleaded gasoline ] Organik kursun bilesikleri katilmamis benzin.

KURUM [ Soot ] Kismi yanmadan olusan ince karbon parçaciklari yada yüksek karbon içerigine sahip parçaciklar.

KÜKÜRTÜN GIDERILMESI [ Desulfurization ] Fosil yakitlarin kükürt içeriginin tasfiye edilmesi yada azaltilmasi islemi.

KÜL [ Ash ] Yanan maddelerin biraktigi kalinti.


L

LAGÜN [ Lagoon ] Lagim çamurunun islenmesinde kullanilan oksitleme havuzu.

LITOSFER [ Lithosphere ] Genellikle yer yüzeyinden yaklasik seksin kilometre derinlige kadar uzanan yer kabugu katmani.

LIZIMETRE [ Lysimeter ] Buharlasma sonucu su kaybi oranini ölçen alet.

LPG [ Liquified petroleum gas ] Sivilastirilmis petrol gaz.
 
M

MAKROBESINLER [ Macronutrients ] Organizmalarin nispeten büyük miktarlar halinde yararlandigi karbon, hidrojen, oksijen, azot fosfor, sülfür, potasyum ve kalsiyum gibi mineral besinler.

METAN [ Methane ] Bataklik topraklarda, lagim sularinda ve ayrica kömür madenlerinde organik maddenin anaerobik kosullarda ayrismasindan olusan, genellikle batakli gazi olarak adlandirilan, dogal, renksiz gaz. Atmosferde yogunlugunun artmasi "sera etki"ne katkida bulunur.

MEZOSFER [ Mesosphere ] Meteoritlerin (göktaslarinin) yanip yok oldugu sanilan, stratosferlerle termosfer arasindaki bölge.

MIKROBESINLER [ Micronutrients ] Organizmalarin çok küçük miktarlarda yararlandigi mineral besinler.

MIKROORGANIZMALAR [ Microorganisms ] Biyolojik isleme tabi tutma süreçlerinde aktif etki maddesi islevi gören ya da indirgeme faaliyetine katkida bulunan, sivi atiklarda bulunan mikroskopik bitkiler ya da hayvanlar.

MIKROPLAR [ Microbes ] Çok küçük bitkiler ve hayvanlar; hastaliga yol açan bazilari lagim suyunda bulunur.

MUTAGENLER [ Mutagens ] Genleri degistirme yetenegine sahip etki maddeleri.

MUTASYON [ Mutation ] Bir genin ya da kromozomun yapisindaki aktarilabilir degisim.


N

NIKEL [ Nickel ] Normal olarak insana zarar vermeyen, fakat sicak karbon monoksitle tepkime iliskisi içine girince öldürücü bir zehir olusturan eser element. Öldürücü zehir etkisi otomobillerde yanma sirasinda gerçeklesir.

NITRAT GIDERME [ Denitrification ] Nitrattaki azotu indirgemek yoluyla ortamdan uzaklastirmak.

NITRATLAMA [ Nitrification ] amonyum iyonunun nitrosomonas ve nitrobakter türünden mikroorganizmalar tarafindan nitrit ve nitrat iyonlarina yükseltgenme islemi.

NÜKLEER ENERJI [ Nuclear energy ] Özellikle elektrik üretimi için nükleer fizyon ya da füzyon ile olusturulan enerji. Nükleer enerji tesisleri, atik tasfiyesi ve kaza tehlikesi açisindan kaygi kaynagidir.


O

ORMANCILIK [ Forestry ] Kaynaklarinin en verimli kullanimini saglamak amaciyla ormanlarin ve orman arazisinin yönetimi.

ORTAM [ Ambient ] Çevreleyen atmosfer, belli bir yerin çevresi.

ORTAM GÜRÜLTÜSÜ [ Ambient noise ] Belli bir çevrede fondaki gürültü.

ORTAM HAVASI [ Ambient air ] Çevreleyen atmosferin isgal ettigi siniri belli olmayan bölge; soludugumuz hava. OSINOGRAFI [ Oceanography ] Okyanuslarin ve denizlerin bütün yönleriylebilimsel yönden incelenmesi ve arastirilmasi.

OTOBUR; OTÇIL [ Herbivore ] Bitki tüketerek enerji saglayan heterotrof organizma.

OTOTROFLAR (KENDIBESLERLER) [ Autotrophs ] Seker, nisasta, protein, yag ve vitamin gibi moleküler yapi olusturmak için günes enerjisini tutarak ve kimyasal enerjiye dönüstürerek kendi besinini üreten, kendi kendine beslenen canlilar; fotosentetik bitkiler.

OZON [ Ozone ] Oksijenden geçen elektrik bosaltimi ve radyasyonla olusan, oksijenin tepkimeci, zehirli biçimi. Solunan atmosferde tahris edici olabilir, stratosfer de ise mor ötesi isinlari süzdügü için gereklidir.

OZON TABAKASI [ Ozone layer ] Zararli morötesi radyasyonu süzen, ozon içeren üst atmosfer katmani. CFC türünden kimyasal maddelerin atmosfere birakilmasi sonucunda ozon tabakasinin zayifladigi, bunun ise cilt kanserinde artisa yol açacagi hesaplanmaktadir.

OZONOSFER [ Ozonosphere ] Yeryüzünün 20-50 kilometre üzerindeki ozon içeren atmosfer katmani (stratosferin bir bölümü).

ÖLDÜRÜCÜ DOZ 50 [ LD 50 = Lethal dose 50 ] Bir maddenin enenecegi canli grubunun yüzde 50'sini öldürecek tek dozluk miktari.

ÖTROFIKASYON [ Eutrophication ] Atiklarla gelen asiri besin maddelerinin vejetasyonu uyarmasiyla göllerin çözünmüs oksijen yoklugu sonucunda ölmesine kadar gidebilen yaslanma süreci.
 
Üst