Hes'e hayır !

ben sütten çıkmış ak kaşık demiyorum onlarda bu katliamları yaptılar ever ama seninde söylediğin gibi onların 300 sene önce yaptığı şekilde yapıyoruz. adamlar söyle yapıyo adamlar böyle yapıyo diyoruz ama niye 300 sene sonrası yani bu günkü yaptıklarını yapamıyoruz o zaman örneğin amerika yaptı yüzlerce güneş paneli ile davesa bir alanda enerji santrali kurdu bir sürü örneği var sizin tanıdıklarında varmış bak daha iyi biliyorsun. ben teknoloji ve gelişmeye karşı değilim kardeşim yapabilecek imkan varken neden hiçe sayılarak zorla yapılıyor. yapılsın ama bilim teknoloji kullanılarak (o adamların yaptığı gibi 300 sene önce yaptığı gibi değil) yapılsın. işe neden siyasi görüş olarak bakıyorsun ben,m derdim muhalefette değil bu ülkede muhalefet ve iktidar denilince al birini vur ötekine derim. ben yaşam alanlarının hiçbirşey hesaplanmadan katledilmesini kabul etmiyorum ve yine diyorum haklı yanlarının ispatıyla gelin tartışma yaratarak değil benim amacım laf yarıştırmak değil bu bir kısır döngüdür boş laf....

@evin müzeyyen

"biz doğayı koruyarak enerji uretebiliriz." yine soruyorum şu anda onu mu yapıyoruz hesle ?

@evin müzeyyen ben de onu diyorum 'enerji üretirken doğayı koruyalım' ilk mesajımda da söyledim, tepkiler yapılan işe değil, yapılma şekline.

@CMNet Okuru ısrarla başka ülkelerden bahsediyorsun ve kendi ağzınla söylüyorsun adamların 300 yıl önce yaptığını yapıyoruz diye. günümüz teknolojisi varken ne demeye eski teknolojilerin yapılması için uğraşıyoruz, onu sormuyorsun ama. ve tekrar ediyorum, enerji üretilmesin, dışa bağımlı olarak kalınsın diyen yok, sadece enerji üretirken daha doğru yöntemler seçilsin diyenler var. bu doğru yöntemleri de bir çevre mühendisi olarak bildiğinizden şüphem yok, o yüzden HES lerin neden yapılmaması gerektiğini de gayet iyi biliyorsunuz bence.

amacım cidden siyaset yapmak değil, eğer bunu savunmak siyasetse o zaman yapıyorumdur. Şimdiye kadar evet yalnış kontrol edildi ama bundan sonra böylemi olsun . Ben sadece ihtimallere takılmamamız gerektiğini söylemek istedim. Amacım kimseyi rahatsız etmek değildi öyle algılandıysa kusura bakmayın. Ama bu projeleri hakkıyla yapılmak koşulu ile destekliyorum

@evin müzeyyen

kusura bakacak birşey yok @evin müzeyyen herkes fikrini söyleyebilmeli aslında aynı şeyi söylüyoruz kesinlikle katılıyorum ama tek sorun sizin umduğunuz gibi yapılmıyor, aslında benimde istediğim aynı şey ama maalesef icra edilen işlerde tam tersi ısrarla yapılıyor ve sorun orada başlıyor.

@ibrahimduzen

aynen katılıyorum arkadaşa,benim de vermek anlatmak istediğim mesaj tam olarak o."ÇEVRECİ" olarak göz yummamalıyız.Ülkemiz doğal enerji kaynakları için çok müsait bir ülke ,biraz daha çevreye zarar vermeyecek yönlere yönelsek ,bu konuda birlik olsak keşke...

Şurada hem HES'e karşı çıkan hem de HES'leri savunan arkadaşlara bir kaç sorum var: Kaçınız HES inşaatını yakından gördünüz? Kaç tane HES inşaatı çevresel izlemesini yaptınız? HES'lerin sıfırdan işletme dönemine ve ondan da sonrasındaki dönemlerde bulundunuz?

Bu soruların cevaplarından sonra yeni sorularım gelecek.

Not: Çekingen durmayın gençler madem çevre mühendisiyiz neye karşı çıktığımızı veya neye karşı çıkmadığımızı nedenleri-sonuçları ile karşılaştıralım.

Ben de bu dışa bağımlılıktan kurtulacağız lafını anlamıyorum mesela. Ülkemizde kurulan HES'ler ya da yapılması planlanan nükleer santraller sadece topraklarımızda kuruldukları için bizim mi oluyor? Şöyle sorayım; Herhangi bir HES'in ya da Akkuyu Nükleer Santral projesinin ihale metnini okudunuz mu?
Enerji sektörü malesef siyasetle iç içe girmiş bi konudur ve tarafsız olması beklenemez.

"Biz zaten böyle bir şeye karşı değiliz ki. Biz işte şu şekilde yapılmasına falan karşıyız." deyip, içindeki nefretin üstünü örtmek. Yersen...

Sırf bu sisteme karşı olmak için, sırf zıtlık olsun diye her şeyi mübah gören insanlar var bu ülkede. Hani maksat karşı gelmek olsun da, ne olursa olsun yani gerisi önemli değil.

Ben diyorum ki, adamların 1980 yılında yaptığı filmlerdeki teknoloji bile bizim günümüz Türkiyesi'nden ileri durumda, buna rağmen bana ne yazılıyor şaka gibi resmen.

Bu ülke 2000 yılından sonra epey gelişti. Bugün Google'da çalışanların bile en az %10'u Türkiye'den insanlar. En iyi yazılımcıların, en iyi mühendislerin, en iyi mimarların bile oranı her geçen gün artıyor. Ülke olarak zor bir süreçte olmamıza rağmen yavaşça gelişiyoruz. Ama birileri bunu istemiyor anlamıyorum ben bunu.

Bu arada bütün bunlar olurken, kusursuz / mükemmel bir şekilde oluyor da demiyorum. Biz her konuda şöyle geliştik böyle gelişiyoruz da demiyorum her alan için de demiyorum. Hem her konuda değil, hem de beraberinde bir sürü hatayı da getiriyor elbette ama yapacak bir şey yok diyorum yani bu kadar oluyor işte. Nükleerin ne olduğunu bile filmlerden öğrenen insanlar oldu bu ülkede, anca yani böyle bir toplumduk biz.


Uzun lafın kısası, ben bu projeleri destekliyorum. Hiçbir şey mükemmel değildir. İnsan doğası gereği kusurludur bir kere.

Dini konulara gelince "millet aya gitti biz neyi tartışıyoruz" olur. Çalışmaya icraate gelince, bir şekilde engel olunur ya nasıl bir düşüncedir bu arkadaş aklım almıyor.

@Melih Coşar suâlin beni de dahil ettiği için cevap vereyim. Ben henüz bulunmadım açıkçası gidip de bakmadım bile. Hoş kendini ayağa kaldırıp bakkala gitmeye bile takatim yok. Lâkin kendimce okudum inceledim bir şeyleri. 21. yüzyılda elimizin altında internet gibi bir şey var neticede. Diğer ülkelerdeki benzer şeylere de baktım ve sorun görmedim. Yani sorun görmedim derken, ben hiç sorun olmaz hiçbir kusur olmaz veya bölgesi hatalı olmaz, yanlış politika izlenmiyor sorun yok falan demiyorum. Elbet bir sürü sorun beraberinde gelecektir ve hatta bu kaçınılmazdır diyorum. Ama sorun var diye veya belli başlı sıkıntılar hatalar var diye de her şeyden kaçılmaz ki. Böyle nereye kadar yani. Söyleyeceklerim bu kadar.

@G.Şentürk bunun önemi var mı? Ona bakarsanız Lozan'da nelere nelere imza atıldı. Sadece o değil neler neler oldu siz kaç tanesini okudunuz ya ben bunları ortaya atıyor muyum? Versay Barış Antlaşması ile Almanlar ne kadar aşağılandıysa, Lozan'da da Türkiye de bu insanlar da bir o kadar aşağılandı. Lâkin iki şey vardı; onlar daha sonra aştılar ama biz de yerimizde saydık. Neyse, bundan sonraki tartışmalar sıkıntılı olacak bunu biliyorum. Bu sebeple de tartışmadan çekilmek durumundayım.

Saygılarımla,

@CMNet Okuru şimdi ihale metnini Lozan'a nasıl bağladınız onu anlamış değilim : ) günümüzden ve türkiye'nin enerji politikasından bahsediyorduk : ) neyse, zaten tartışmadan çekilmişsiniz bu konuda size hitaben yazmak istemiyorum daha fazla.
Diğer mesajımda belirttiğim konu da Melih Bey'in yazdıklarından sonra ortaya attığım bir soruydu. Her haliyle incelenebilmesi için konunun önemli olduğunu düşünüyorum hala.

CMNet Okuru ilk cümlendeki üslubunu yadırgadığımı belirtmeliyim öncelikle. sonrasındaki 3 paragrafın tv lerde duyduğumuz cümlelerin aynısı, sanırsın 2000 den sonra biz gelişim için bir şey yaptık. Üstadım, dünya gelişip-değişirken sen de gelişip-değişeceksin tabi ki bunun başka bir ihtimali mi var. bu gelişmeyi herhangi bir siyasi erke bağlamak benim nezdimde körü körüne taraftar olmaktır. oysa bir mühendis olarak sizden taraf olmanızı değil objektif olmanızı beklerdim.
Melih bey ben yapılan bir HES projesinde görev almadım ancak yerinde görme şansım oldu (Artvin-Yusufeli tarafında idi proje), ayrıca HES projesinde görev alan bir jeoloji mühendisi dostumdan da bu konuda bir miktar bilgi edindim. Yapılan uygulamaların hatalı olduğu ve çevreye zarar verildiği kanaatim böyle oluştu.

Güzel, iki cevap geldi.

Bir giden var bir gitmeyen.

Sorularım çeşitleniyor: Kaç kişi HES için yapılan ÇED Raporlarını okudu? Kaç kişi ÇED Raporlarında bahsedilen taahhütlerin yerinde yapılıp yapılmadığını gördü? Bugüne kadar kaç HES İzleme-Kontrol Formu ile birlikte denetime tabi tutuldu? ÇED İzleme-Kontrol formlarında bahsedilen taahhütler yeterli midir yoksa adımlar çoğaltılmalı mıdır? İnşaat dönemi izleme çalışmalarından sonra işletme dönemi için izleme çalışmaları da var mıdır?

Devamı gelecek gençler hep birlikte ufuklarımızı açacağız bugün.

Soru sormak iyidir arkadaşlar. Yeter ki sorular can alıcı, sonuç odaklı sorular olsun. Demogoji yapmadan, olayı saptırmadan, sapla samanı karıştırmadan cevaplayalım

melih bey sorduğunuz sorular benim için bir bilinmez, HES ler konusunda bu kadar bilgiye sahip değilim açıkçası. çünkü bu güne kadar böyle bir projede yer alma şansım olmadı maalesef. Ancak bilgilerinizi bizimle paylaşırsanız çok sevinirim, sizce ülkemizde şu ana kadar yapılan çalışmalar teknik ve ahlaki açıdan nasıllar?

@G.Şentürk Tamam ama böyle cevaplar yazıp tekrar cevap hakkı doğuran mesajlar yazmazsanız sevinirim. Siz bana, aşağıda alıntılıyorum şöyle bir şey dediniz:

@G.Şentürk

Çok afedersiniz diyerek; "Köprüyü geçene kadar ayıya dayı denir" diye bir tâbir var toplumda. Denize düşen gerekirse yılana sarılır. Ülkenin gelişmesi ve büyümesi bakımından gerekirse bir takım anlaşmalar yapılır siyaset bile bunu gerektirir. Daha sonra güçlenince de gereği yapılır. Bunu Almanlar yaptı, biz yapamadık. Toplumumuz rasyonelize bile olamadı. Aksine yozlaştı. Lozan örneğini de bahsettiğiniz ihale metni vs. için dedim. Artık o metinde ne yazıyor bilmiyorum ama eminim ki, son 10 senede atılan herhangi bir imza ve yahut anlaşma, Lozan'nın 58. maddesi kadar rezalet değildir. İşte ben de en bariz örnek olarak bu perspektiften bakıyorum ve ilgili projeyi destekleyeşimin bizzat doğru olduğuna kanaat getiriyorum.

Dipnot: Hayatım boyunca hiçbir şeye körü körüne bağlanmadım. Sizler bana bugünün karşı gelme gerekçelerini belli ölçüde söylüyorsunuz ama siz bunu hissi olarak söylüyorsunuz. Lâkin ben mantığımla hareket ediyorum hissi değil. 21. yüzyılda olur olmadık her önüne gelen bir şeye karşı çıkanlar sadece bizim toplumda var. Yeri geliyor ben de sistemi eleştirip, "olmaz bu yapılamaz" dediğim karşı çıktığım şeyler oluyor. Ama her şeye de istemiyorum demiyorum. Bir şeye de karşı çıkmadan onu deneyelim ve hep birlikte görelim bakalım başarılı mı olacağız yoksa kayıp mı edeceğiz. Açıkçası karşı çıkanların isteyeceği şekilde bile olsa, o bile istenmezdi herhalde. Bu bağlamda karşı taraf(ların) yapmış olduğu savunma methodları da aklıma ekşi'de yapılan bir muhabbeti getirdi; "gerçek din/ateizm/deizm bu değil".

@CMNet Okuru Birincisi soru sadece size değildi, tekrar ediyorum. Melih Bey'in sorularına ilave bir soruydu. İkincisi, Lozan örneğinizi hala tam olarak anladığımı söyleyemem. Tek çakışan yönü ülkenin çıkarları doğrultusunda yapılan anlaşmalar konusu. İhale metnini okuma şansınız olsaydı, burada aslında ülkenin gelişmesi ve çıkarlarının aslında çok da göz önünde olmadığını görmüş olurdunuz. Belki de görmezdiniz bilemiyorum. Bana kalırsa kesin hüküm veriyorsunuz. Ne kadar kendi düşüncelerimizi anlatmaya çalışsak da tartışma ortamı olmasını istesem de bu konuda yeni düşüncelere açık olmadığınızı görüyorum.
İyi örnekler verilirken Almanlarda şöyle, Japonlarda böyle diyoruz da; neden itiraz edilmeye gelince sadece bunu yapan millet biz oluyoruz? Tüm Dünya'da çevre konusunda itiraz edilen bir çok konu var, yerel sorunlara insanların nasıl tepkiler verdiğini birkaç örnekten biliyorum mesela. Bununla ilgili haberler alıyorum. Umarım anlatabilmişimdir söylemek istediklerimi.

@ibrahimduzen sorularıma bir kaç kişi daha cevap versin açıklayacağım.

@G.Şentürk çünkü siz birilerinin başarısını hazmedemiyorsunuz. Eh herkes elinde kadehle poz vermiyor işte ne yaparsın. Bir de beni taraf tutmakla itham edip asıl taraflılığı siz tutuyorsunuz. Siz kendinizi düşünüyorsunuz sizin yaptığınız bu değil mi? Çevresel olaylar sizin ne kadar umrunuzda bilmiyorum ama ben tam olarak iki gündür burada ileri gitmemiz, bağımsız olmamız için bu projelerin yapılması şart diyorum bağıra bağıra söylüyorum. Siz de bana, "tamam yapılsın ama öyle olmasın" şeklinde savunma methoduna giriyorsunuz. Pekâlâ. Şu son 10 senede yapılan zamlar, 10 sene önce devalüasyonla yarım günde yapılıyordu. Doların 2 saat içinde ikiye katlandığı günleri de biliyoruz. Lâkin atılan adımları hiçbir şekilde beğenmiyorsunuz. Size uzatılan zeytin dalını bile geri çeviriyorsunuz.

1945'ten sonra İkinci Dünya Savaşı'nın toz bulutları yavaş yavaş kalkarken ve avrupa yarasını sararken kapıdaki yeni tehlike komünizm görülürdü. Daha sonra bu tehlike bir şekilde bertaraf edildi ve bakın koskoca SSCB (Komünist Bolşevik Rusya) yıkıldı. Hem de iki tane kahve, bir tane pantolon, bir tane çikolata ile yıkıldı. Yani sonu çok trajik oldu. Ne kadar acıklı değil mi?

Ama şimdiki tehlike; din. Siz din gelecek diye korkuyorsunuz. Bu sebeple sizi de anlıyorum ben. Ama bir laf var bilir misiniz? Şöyle ki; "Ok yaydan çıktı". Yani artık geri dönüş yok. Bertaraf edilecek bir şey değil ama korkmayı veya sıkıntı etmeyi gerektirecek bir şey de değil. Cumhuriyet, sağlam taşlarıyla yine devam edecektir. Bu ülkede istenilen tek şey, eşitliğin olması. Herkesin her haktan yararlanmasıdır. Bunun olması için, ücretlerin yükselmesi için ve işsizliğin daha da azalması için bu projelere hep birlikte destek olmalıyız.

Bir kuru ekmek, iki parça salam ve bir lokma peynirle acından yerlerde sürünen I. Reich Almanyası, daha sonra 4 kıtaya birden girdi. Öyle ileriye gittiler ki, sadece 6 sene içinde çığır açtılar adeta. ABD bile Nazi SS subaylarını idam etmek yerine çaktırmadan ülkesine kaçırdı, o subayları teknolojide kullandı tıpkı Afrika'dan kaçırdıkları siyahileri kullandıkları gibi... Bugün onların nezdinde her şey çok farklı...

Bakın, artık Türkiye'nin birçok yerinde Apple Store açılmakta ve günden güne de artmakta. Bunu onlar değil de biz yapsaydık kötü mü olurdu? Her ülkede bir Store açsaydık da ve bütün dünya bunu görseydi eğer kötü mü olurdu?

Peki ya biz ne yaptık? Biz hiçbir şey yapmadık. Daha doğrusu yapamadık. İşimize geleni aldık, gelmeyeni de tukaka yaptık. Bu saatten sonra bir tane HES için bile bu kadar münakaşaya giriyorsak, bir yerlerde sorun var demektir. Gerçi transfer başına milyon dolarlar kazanan, son model Ferrari Enzo'lara binen futbolcuların kapak fotoğrafı yapıldığı bu ülkede, gençliğin her önüne gelenine bunları anlatamıyorsun maalesef. Sözlerimi şöyle bitireceğim;

Sevgili ve değerli Çevre Mühendisleri,

Amacım kimseyi maniple etmek değil. Bu projelerin hayata geçmesi, günümüz Türkiyesi'nin daha da ileriye gitmesine, daha da gelişmesine, tamamen bağımsız olmasına ve daha demokratik olması yolunda katkı sağlayacaktır. Hepimiz bir gemi içindeyiz adeta. Bu gemi batarsa hepimiz batarız. Gemiyi batırmak yerine ayakta tutup ve güçlenip, hep birlikte yolumuza devam edelim. Konuşmalarımda kırıcı söylemlerim olduysa affola.

En derin saygılarımla,

@CMNet Okuru benim 2 mesajımdan bu anlamları çıkarttığınız için öncelikle sizi tebrik etmek istiyorum. Müthiş bir hayal gücünüz var. İnsanları kafanızda nasıl kalıba soktuğunuzu görmemi sağladınız. Bir insan HES'e sıcak bakmıyorsa siz o insanı nasıl 'dinin gelmesinden' korkmakla itham edebiliyorsunuz? Konuyu manipüle eden sizsiniz. Çarpıtıyorsunuz. Neyse, daha da uzatmanın anlamı yok. Belli ki konu kilit.

"çevreci" ile "çevre mühendisi" karıştırılıyor gibi.

@Melih Coşar

Melih Bey bizzat söylediğiniz projelerde bulunup ÇED raporu hazırlamadım ama gelişmeleri her alandan yakından takip ediyorum. Siz sanırım ÇED raporu hazırladınız, benimde size bir sorum var bizim ülkemizde ÇED raporları hakkıyla gerçekten çevre ve doğadaki tüm dengeler hesaplanarak yapılıyor mu? siz bu manada gerçek bir ÇED raporu hazırladınız mı ve hazırladıysanız proje sahiplerine kabul ettirdiniz mi ? (burada beni yanlış anlamayın bilginizi sorgulamıyorum, sadece ülkemizdeki sistem açısından sordum)
Ayrıca ben kıvırmıyorum HES bir teknoloji ve enerji kaynağıdır olması gereken olabilecek yerde yapılabilir bu nedenle bu teknolojiye karşı değilim ama bizim ülkemizde hakkıyla yapılmadığı için şu andaki projelerin doğru olmadığını düşünüyorum karşıyım lütfen bu farkı ayırt ederek konulaşım.

@CMNet Okuru

@CMNet Okuru

@CMNet Okuru sen herşeye bilmiyorum diyosun ama en çok konuşup savunan sensin. Körü körüne bağlı değilim diyorsun evet sen körü körüne bağlısın neyin neden olduğunu bilmiyorsun, adamların başarısını çekemiyor muşuz kim bu adamlar sen kimi savunuyorsun ?
Ayrıca diğer söylediğin eski filmler Almanlar şu bu vs alakasız şeyler yazmışsın onlar laf kalabalığı zaten anlaşılır bişey değil onları geçiyorum