• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Içmesuyu deposu

CMNet Okuru

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eylül 2015
Depoları Suyun Kalitesini Etkiler

Su deposuna giren hava filtre edilmiyorsa, havanın taşıdığı canlılar ve katılar depodaki suya karışır ve su deposu bir mikrobiyolojik üretme merkezi olur. Su deposuna gelen su, depo öncesi filtrelenmiyorsa, suyun taşıdığı katılar depo içinde birikir ve mikrobiyolojik üreme için yatak oluşturur. Depo içindeki suyun kalitesini bozmamak için su depolarında tedbirler alınmalıdır. İşimiz gereği ziyaret ettiğimiz işletmelerin birçoğunda kuyu suyu kullanılıyor ve genelde kuyu suyu hiçbir filtreden geçmeden işletmenin ana deposuna giriyor. Bu depoların çoğunun üzeri kapalıdır, yeraltı deposu veya yer üstü deposu olarak yapılmıştır. Üzeri tabiata kapalı olan depoların üzerinde her zaman havalandırma bacaları bulunuyor; ancak bu hava alma noktalarında hava filtresine çok ender rastlıyoruz. Az da olsa bazı işletmelerde, kuyu suyunun ilk geldiği deponun üzerinin açık olduğunu görüyoruz ve bu depoları görünce içimiz sızlıyor. Çünkü kuyudan çıkan “gün görmemiş su”, üzeri tabiata açık olan bu su deposunda rüzgarlarla gelen her tür katı madde, polen, bakteri ve başkaca her tür canlıyı içine alıyor. Gün ışığı tesiri ile su deposunda hızlıca yosun ürüyor ve mikrobiyolojik üreme çoğalıyor. Daha sonra, ömrü sona eren yosun ve bakteriler su içinde kokuşuyor ve güzelim kuyu suyu kötü kokan, çok miktarda mikroorganizma içeren bir su haline dönüşüyor. Su depolarının hiç gün ışığı almayacak şekilde tasarlanıp yapılmasını öneririz.

Mikro-biyolojik açıdan bakıldığında, üzeri tabiata kapalı olan depolarda dahi su kalitesinin bozulduğuna şahit oluyoruz. Zaman zaman belediyelerin şehir suyu bölümleri (İSKİ, İZSU gibi), okulların ve halka açık binaların su depolarını incelerler. Onların yaptığı araştırma sonuçları da bizim tespit ettiklerimizden pek farklı değildir. On yıl kadar önce kaydettiğim İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İşletmesi)’nin bir makalesinden kısa bir bölümü buraya kopyalıyorum. Temmuz 2000 tarihli “İSKİ Haber“ dergisinde yayınlanmış olan “Su Depoları tehlike saçıyor” isimli makalenin ilk bölümü:

“İSKİ ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iSKİ’nin iştiraki olan Hamidiye A.Ş.’nin ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar acı bir tabloyu gözler önüne serdi. İstanbul’da kontrol edilen apartman, ev, okul, hastane ve iş yerlerindeki su depolarının yüzde 90’ının son derece kirli olduğu, üstelik hastalık yapıcı pek çok mikroorganizma barındırdığı tespit edildi. Depoların uzun süre temizlenmemesi neticesinde meydana gelen kimyasal ve biyolojik çamurlaşma, dökülme ve parçalanma, suyun içilebilirlik özelliğini yok etmektedir. Bu depolarda hastalık amili bazı mikroorganizmaların hızla üremesi mümkün olmaktadır.”

Su deposu kullanımı konusunda bugün için ülkemizde alışılagelmiş uygulama şöyledir: İşletmelerde kuyu suları hiçbir filtreden geçmeden bir depoya akar. Bu anlayışa göre, su deposu bir tür ön filtre gibi kullanılır. Su içinde bulunan ve sudan daha ağır olan katıların yer çekimi ile depo içine çökmesi ve böylece suyun kısmen katılardan arındırılması planlanır. Bu planlamayı desteklemek için, depodan işletmeye su basan pompanın emiş borusu, depo alt seviyesinin üzerindeki bir noktaya monte edilir; böylece depo içine çöken sudaki katıların pompa ile emilmesi bir derece önlense de tamamen önlenemez. Sonuç olarak, bu katılar depo içinde birikir. Yalnızca “suyun mekaniği” düşünüldüğünde, yer çekimi ile sudaki katıların depo içinde çöktürülmesi mantıklı olabilir. Ancak su, tüm canlıların üremesine çok elverişli bir ortamdır. Depo içindeki suya havadan gelen canlılar ve bu canlıları besleyen maddeler, depo içindeki suda her tür mikroorganizmanın üremesini sağlar.

Bildiğiniz gibi, bir depodan su emilirken, emilen su miktarı kadar hava depo içine girer ve depoya giren hava dış ortam havasıdır. İşte, bu dış ortam havası içinde bulunan her madde hava ile beraber su deposuna girer ve suya karışır. Depoya giren hava içinde bulunan toz, polen, maya, küf, saman, yaprak, böcek, sinek gibi nesneler depo içinde mikrobiyolojik üremeye sebep olur. Su ile beraber depoya gelip depo dibinde biriken katılar da mikrobiyolojik üreme için çok güzel bir yatak oluşturur. İşte alışılagelmiş depo kullanımı yöntemi ve bu yöntem ile ortaya çıkan su kalitesi sorunu yukarıda anlatıldığı gibidir.

Çözümler Nedir?..
Yukarıda izah ettiğimiz gibi, su deposunun sağlıklı olmasını engelleyen iki farklı sorun vardır: Ortam havası ile depodaki suya gelen maddeler ve canlılar, ayrıca kuyu suyu ile su deposuna giren katılar. Depo suyunun sağlıklı olabilmesi için, sağlık sorunu yaratan her iki sebebin de kontrol altına alınması doğru olur. Uzun yıllar önce ülkemizde kaliteli su ve hava filtreleri yoktu, sağlık ve mikrobiyoloji bilgileri bugünkü kadar gelişmiş değildi. Bu eksiklikler sebebi ile kuyu sularının depo öncesi filtre edilmesi ve depoya gelen havanın filtre edilmesi hiç düşünülmüyordu. Oysa bugün ülkemizde otomatik olarak kendi kendini temizleyen ve suyu süzen çok çeşitli su filtreleri ve yüksek kalitede hava filtreleri bulunuyor. Bu konuda bize müracaat eden işletmelere sağlıklı su deposu oluşturacak filtreleri temin ediyoruz.

Depo için hava filtresi: Depoya girecek olan havanın hava filtreleri ile kontrol altına alınması ve su kalitesini bozan maddelerin havadan ayrılması, alınacak önlemlerin birincisidir. Kolayca değiştirilebilen kartuş şeklindeki hava filtreleri artık ülkemizde değişik marka ve kapasitelerde bulunuyor. Aşağıdaki fotoğraftaki gibi depo üzerine konan filtre kapları, yüksekliği fazla olan su depoları için kullanışlı olmuyor. Filtre kartuşlarının kolayca değiştirilebilmesi için, yüksek depolarda, deponun hava giriş borusunun aşağıdaki bir seviyeye kadar indirilmesi ve hava filtresinin kolay erişilebilen bir yükseklikte boru üzerine monte edilmesini öneririz.

Depo öncesi su filtresi: Diğer önlem, su deposu öncesi kuyu suyunun filtrasyonudur. Depo öncesi su filtrasyon kalitesi, o işletmede su kalitesinin önemine göre değişir. Örneğin, gıda ve meşrubat sektöründe, bazı işletmelere depo öncesi 20 mikron seviyesinde tam otomatik yıkamalı diskli su filtreleri monte ettik ve işleticiler çok rahat etti. Depo öncesi kum filtresi de kullanmak mümkündür. En doğru su filtresi seçimini yapabilmek için suyun içindeki katıların boyutlarının “parçacık analizi” ile saptanması yerinde olur. Kuyu su basıncına ve debisine dikkat: Depo öncesi su filtresi seçiminde ve tatbikatında göz önüne alınacak önemli nokta, kurak ve yağışlı mevsimlerde kuyu suyu statik ve dinamik seviyelerinin tespit edilmesidir. Yağışlı mevsimlerde kuyunun dinamik seviyesinin çok yükselmesi durumunda kuyu suyu debisi çok artar. Kuyu suyu seviyesinin çok yükselebileceği ihtimalini düşünmeden satın alınan su filtresi ile sorunlar yaşanır.

Depo öncesi su filtresi tatbikatında, basınç yetersizliği ve bundan kaynaklanan “düşük debi” sorunu da yaşanabilir. Özellikle kurak mevsimde kuyu suyu dinamik seviyesi çok düştüğünde, kuyu pompası basıncı çok sınırda kalabilir ve su filtresinin oluşturduğu basınç kaybını karşılayamadığı için su debisi çok azalır. Buna çare, kuyu ile filtre arasındaki boru hattı üzerine “yardımcı pompa” monte etmek ve bu pompayı bir basınç şalteri ile çalıştırmaktır. Kuyu suyu basıncı yetersiz olduğunda yardımcı pompa otomatik olarak çalışır ve su basıncını yükseltir.

Sonuç olarak: Su depolarını doğal su filtresi olarak kabul etmek ve su sistemini bu anlayışa göre tasarlamak, su deposuna giren ortam havasını kontrolsüz bırakmak bugünkü sağlık, hijyen ve modern işletme anlayışına uymaz. Su depolarını filtre olarak kullanmak, bu depolarda çeşitli bakterilerin, hatta gözle görünen kurtçukların üremesine izin vermek demektir. Suda bulunan mikroorganizmaların ve kurtçukların işletmeye ve ürüne verdiği zararlar göz önüne alındığında, su deposu öncesi suyu süzmek ve depoya giren havayı filtrelemek işletme ekonomisi sağlar. Ayrıca su depolarının, içine ışık sızmayacak şekilde tasarlanması da daha kaliteli su elde edilmesine yardımcı olur.
 
verilen bilgiler çok güzel. teşekkür ederim öncelikle...
benim sormak istediğim ise içme suyu depolarının koruma alanları hakkında bir hukuki dayanak mevcut mudur? su kaynaklarının korunması var lakin su depoları için yani şehir şebekesi için su sağlayan büyük hacimli depolar için böyle bi hukuki dayanak var mıdır?
 
Ceyda Hanım, öncelikler rica ederim.
17 Şubat 2005 tarih 25730 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğin 27. maddesinde içmesuyu depoları ile ilgili özellikler aşağıdaki gibi belirtilmiştir:
Depo
Madde 27 - Depo, aşağıda belirtilen özellikleri taşır;
a) Depo iç yüzeyleri fayans veya suyun niteliğini bozmayacak bir madde ile kaplanacak, en az iki göz oda ile bir manevra odasından oluşur.
b) Depo gözlerinin içine girişler manevra odasından veya manevraya müsaade eden vana gruplarından yapılır ve depo içine sabit merdiven konmaz.
c) Depoya giren ve çıkan sudan numune almak ve giren suyun debisini ölçmek için gerekli tertibat bulunur.
d) Depo, herhangi bir bina ile bitişik yapılmaz ve çatısı bulunmaz. Ancak, gerekli durumlarda imlahane ile bitişik olabilir.
e) Depo gözlerinin havalandırılmasının sağlanması ve dışarıdan su ve başka maddelerin girmesinin önlenmesi için uygun bir havalandırma bacası bulunur.
f) Depoya su girişi yapan, imlahaneye veren ve tahliyede kullanılan borular, depo içinde, su ile temas etmeyecek şekilde düzenlenir.
g) Depo manevra odasında, depo gözlerine giren ve çıkan borular ve bunların birbiri ile olan bağlantıları bir şemada gösterilir ve bu şema manevra odasının görülebilir bir yerine asılır.
h) Ayrıca suların niteliklerini değiştirmeyecek paslanmaz çelik ve benzeri maddeler ile yapılmış depolar ile su ile temas eden yüzeylerin epoksi gibi maddelerle kaplı çelik tanklar da kullanılabilir.
Su depoları ile ilgili mutlak koruma alanı noktasında kesin hüküm bulunmuyor. Ancak su kuyularında olduğu gibi 50m lik bir mutlak koruma alanı oluşturmak sağlıklı olur.Bu arada depo alanı oluşturulurken ileriye dönük düşünmek gerekir.Depo kesin kabul şartlarını yazmıyorum ayrıca.
 
bizim problemimiz depomuzun bulunda parselin komsu parseline yapilasma izni verilmis olmasi... ve garip olan su ki imar uygulamasinda komsu parsellerin hepsinin yapi izni var. ve eger imar uygulamasina gidilirse depomuzda bazi baska risklerde olusabilecegi ongorulmekte. bundan daolayi bana hukuki dayanak gerekli. :( :(
her iki yonetmeligi de inceledim lakin net bir veriye ulasamadim. :( :(
 
Ceyda hanım merhaba,

Uygulamada yapılan şudur. Proje sonucunda depo yeri belirlenir, depo yeri eğer şahıs arazisine denk geliyorsa kamulaştırma ile satın alınır. Devlet arazisi ise kamulaştırma yada izin yoluna gidilir. Böyle birşey yapılmadıysa deponuzun yıkılma riski de mevcuttur. Yada fahiş fiyatlar ödemek zorunda kalırsınız.
 
Ceyda Hanım, şehir içesinde kalan depolarda bu durum sözkonusu olabiliyor.Ancak 5000m3 su deposu ve okul yanyana gördüm.Tabi aralarıdan koruma mesafesi mevcut.Zaten inşaat çekme paylarıda mevcut.Öncelikle komşu parselde kaç katlı bir yapılaşmaya müsade ediliyor ona bakmak lazım.Yapı ile depo arasında yol varsa ve komşu parsele çok yüksek bir yapı yapılmayacaksa korkmayın.İleriye dönük olarak düşünüyorsanız Fatih Bey'in dediği gibi kamu yararını gözeterek kamulaştırma yoluna gidebilirsiniz.Ayrıca sadece depoyu değil depo giriş ve çıkış borularını da düşünmek gerekir.Borularınız size ait olmayan parselden geçiyorsa mutlaka kamulaştırma yapın derim.
 
Üst