• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Kişisel gelişim u(a)zmanı

Tuğba Cabi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Şubat 2010
Firma
SHAMROCK TEKSTİL SAN. VE TİC. A.Ş.
isyerindeetkileyicikonusma.gif


“Uzman” sözlükte, “alanında yeterliliği belgeyle ispatlanmış kişi-şahıs olarak” tanımlanıyor. İlk defa ülkemizde kullanılmıştır “kişisel geişim uzmanı” tabiri. Belgesiz uzmanlık nasıl oluyorsa, sayısız kişisel gelişim uzmanı var piyasada. Allah aşkına o kadar kitap ve seminere gidiyoruz, hiç sordunuz mu kendinize? Ne demek kişisel gelişim uzmanı? Bu yazıyı yazmayacaktım. Ancak bu tabiri ilk kullanmakla kendiyle övünen bir azmanı görünce, artık yeter demenin zamanının geldiğini fark ettim. Okuyuculardan aynı yönde gelen email ve tepkiler bana ilham verdi.

Benim Duraksız Gelişim olarak tanımladığım, kişisel gelişim kavramına hepimiz doğar doğmaz istemeden başlıyoruz aslında. Şimdiye kadar “ben iyi bir kişisel gelişimciyim” deyen bir bebek görmemiş olabilirsiniz… Doğrudur. Şahsi yada kişisel gelişimin hayata uygulanışı kalp kasının vücudumuzdaki işlevi gibidir. Kalp kası aslında çizgili bir kas olmasına rağmen istem-dışı çalışır. Bu yönüyle bedenimizde bu özelliği gösteren tek organdır. Yani hiç kimse kalbim 2 dakika dursun da sonra tekrar çalıştırayım diyemez. Yaratıcı tarafından bu yetki elden alınmıştır. Kişisel gelişimde böyledir. Hayata gözlerimizi açar açmaz bu yolun istesek de istemesek de sevdalısı oluruz. Bazıları bu yolda gerçekten gelişime değer vererek yaşadıkları saniyelere anlam katarlar. Bazıları da “ben değişmem, gelişmekte neymiş” diyerek devam eden dünyanın gidişatına anlamsızca karşı çıkarlar.

Kişisel Gelişim Azmanı


affet_bilge_goz_derin_esaret_isik_yol_iyi_kotu_kisisel_gelisim_yol_1.jpg


Yazıda bahsedeceğim konu kişisel gelişimin insan üzerindeki etkisi falan değil. Türkiyedeki bazı kendini uzman sayan insanların yaptıkları ile alakalıdır. Ben bunlara Kişisel gelişim Uzmanları yerine Kişisel Gelişim AZMANLARI diyorum… Yazımızda beni fark edebildiğim sebeplerini birer birer inceleyeceğiz.

Üniversiteye başladığım ilk günden itibaren kendimi kişisel gelişim dünyasının bir üyesi olarak gördüm. Yıllardır bu işin içinde olan biri olarak, üniversite hayatımda kurduğum öğrenci kulübü vasıtasıyla bu uzman ve azmanların hemen hepsiyle tanıştım yada iletişime geçtim. Kişisel Gelişim Azmanlarının gerçek yüzlerini anlamak için bazen bir telefon yetiyordu. Biz bağımsız bir organizasyonduk ve para karşılığı iş yapmıyorduk. Ama onlar sürekli para diyorlardı. Örnek mi istiyorsunuz en basiti, üniversitemize İstanbuldan otobüsle geliyor ancak bizden uçak parası alıyorlardı.

Üniversite mezuniyeti sonrası da yurt dışında olmama rağmen, ülkemde bu işle meşgul olanlarla kontağımı devam ettirdim. Bunların bir çoğunun insanları geliştirmek yerine sadece parayı düşünen kişiler olduğunu daha iyi anladım. Bu durum bazen o kadar ileri gidiyordu ki açık söylemeliyim , bu azmanların asıl amaçları insanları geliştirmek değil, ceplerini genişletmektir. Sürekli parayı düşünen bu zihniyetlerin bu yöndeki hırsını (varsa) kitaplarında hemen fark edersiniz. Son çıkan kitaplarında eski kitaplarının sayfa sayfa ismi geçer. Bu yetmez yeni kitap eski kitapların tanıtım broşürü halini alır. Çünkü onlar bilirler ki, okuyucunun fazladan alacağı bir kitap ceplerine girecek fazla kazançtır.
Yine atlamayalım. Bu guruptaki kişiler, seminerlerinden yada katıldıkları herhangi bir organizasyondan sonra, çıkışa hemen bir kitap reyonu kurdurur. Azmanlar için inanılmaz gelir kapısı olan bu bölüm onların en keyif aldıkları bölümdür.

Bu azmanların son zamanlarda çok rastlanan bir özelliği de, spekülasyon haberlerle gündemde kalmak olmuştur. Seminerlerinde başaramadıkları gerçekleri bu yalan ve abartı yollarla insanlara duyulurlar.

Onların garip bir diğer tutumu da sevmedikleri insanlara sevmiyorum diyememeleridir. Örneğin sevmedikleri bir cemaatin şirketlerine dindar bir kişilik sergileyerek seminerler verip, onları bir manada kullanmak en sık davranışlarındandır. Bir defasında bu tip bir azman, beni arayıp seminer verdiği bu şirketleri paralarını aldıkları enayiler olduğunu söylemişti. Duyduklarıma inanamamıştım. Yani ilk gün , güler yüzle konuşuyor arkasından enayilerden nasıl para aldım diyor. Dengesiz bir tavır değil mi sizce de? Bence bu tezahür değiştirilmesi gereken ilk kişinin kendisi olduğunu bilmeme zavallılığıdır. Unutmadan, bu azmanlar toplumu değiştirmenin kişiyi değiştirmekten daha önemli olduğunu savunurlar. Sonuç ne midir? Mutlu aile hayatı seminerleri verirler ama eşlerinden boşanırlar…

Bu azmanlar bazende genç yeteneklerin ellerinden tutma bahanesiyle onların ileride yakalayacakları kariyerlerden faydalanırlar. Normaldir parayı ve kendini bu kadar düşünenlerden başka ne beklenebilir ki?

Seminerlerinden yaşamadıklarını yaşamış gibi anlatarak “…mış gibi yaşarlar”. Bu alanda 9 senedir çalışan birisi olarak her seminerimde dünyayı yönlendiren asıl gücün biz olmadığından bahsederim. Seminerlerini dinlediğim hakiki uzmanlar haricindeki azmanlar ise çok farklı. İnsanlara her şeyi yapabilirsini anlatırlar. Ancak güneşi doğup batıran gücün onlar olmadığını hiç anlatmazlar!… Sonuç mu yine hüsran…Katılıp milyonlar ve dolarlar yatıranlarda kalan sadece bir günlük bir motivasyon gazıdır…

Azmanların en büyük şikayet alanı akademik alandır. Onlara bir çok master-doktora teklifi gelmiş ancak kabul etmemişlerdir : ) Beceremiyorum demek te bir erdemdir sayın azman. Kedi uzanamadığı ciğere mındar der durumuna düşmemelisiniz bence. Akademik çalışma her şey değildir doğru ama en azından sizin yazdıklarınızdan daha resmidir. Asla da kar amacı gütmez. Kişisel gelişim çok geniş bir alandır. Bu işin uzmanı değilsiniz bari uzmanı olmaya çalışanların önüne taş koymayın! Bu noktada işin komik tarafı belgesi olmayan birinin seminerlerinden sonra katılımcılara belge verilmesidir. Kuruma bağlı olmayan bu belgelerin ciddiyetini siz düşünün!!

Yurt dışına bir kere bile çıkmadıkları halde(yada sadece 1 kere çıktıkları halde) işin deniz aşırı uzmanlarına da ciddi laflar atarlar. Bir kere bile görüşmedikleri insanlar hakkında bilmem ne yüzlü, sakat adam, kişiliksiz gibi tabirleri kullandıklarını bir kaçından bizzat dinlemiştim.

Anlatacağımız son özellikleri garip sıfatları olmasıdır. Kişisel gelişim uzmanı olmanın yanında senaryo danışmanlığı vs. gibi işlerde yaparlar. Tabii bu danışmanlıklarda senaryo yazarı yada yönetmenle olan menfaat ilişkisine dayanmaktadır.

Profesyonellik başkasının hakkını yemek yada yalan söylemek midir sizce? Benlik ve egonun maximize olması da değildir bence… Meşhur olarak bilinen bu azmanlardan bildiğim birini bu dünyada seveni yok! Ne kadar yazık… Seminerlerinde “daha iyi iletişim”, “sensiz bir kişi eksiğiz” vs. anlatan bir insanın iletişime girdiği insanlar hep menfaat eksenli olmuş. Aynı konuda seminer verdikleri çevreden kime sorsam ya davalı yada kavga etmiş.

Benim tek isteğim var. Bu yazının bu azmanlar üzerinde bir şeyler değiştirmeyeceğini elbette biliyorum. Ancak kişisel gelişim dünyasına yeni girecek yada bu konuda ilerlemeyi düşünen her insana açık bir mektuptur bu yazı. Bunun yanında işinin ehli hakiki uzmanlara da gönülden saygı duyuyorum. Millet olarak geçmişte acı olayları yanlış liderlerle defaatkere tecrübe ettik. Geleceğin Türkiye’sinde, her konuda olduğu gibi bu konuda da kitleleri etkileyenlerin azman değil uzman olması dileğiyle…

Yazan : Abdullah DOĞAN / basariyolu.com

isyerindeetkileyicikonusma.gif

affet_bilge_goz_derin_esaret_isik_yol_iyi_kotu_kisisel_gelisim_yol_1.jpg
 
Üst