• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Koza altın durduruldu

İrem Bengisu Erol

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Ocak 2012
Firma
Çanakkale Belediyesi
Koza Altın'ın 5 altın madeninden biri olan Çukuralan işletmesindeki faaliyetler İzmir İl Özel İdaresi'nce "Çevre İzni veya Çevre İzin ve Lisans Belgesi" bulunmaması gerekçesiyle durduruldu. Koza Altın'dan Kamuoyunu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklamada şirketin sahip olduğu 5 altın madeninden biri olan Çukuralan işletmesindeki faaliyetler İzmirİl Özel İdaresi'nce "Çevre İzni veya Çevre İzin ve Lisans Belgesi" bulunmaması gerekçesiyle durdurulduğu belirtildi.

31.12.2013
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
@putperest
Şu lafınız ile zaten kendi kendinize çürüdünüz. gerek yok başka bir şeyin çüremesine.
 
Madem söyleyecek bir şeyiniz yok, çamur atıp kenara çekilmeyeceksiniz.

Bir iddianız var ise, ya mühendise yakışır bir şekilde bilimsel veriler ve argümanlarla geleceksiniz, ya da meydan boş işkembe-i kübradan sallama kahve muhabbetini burada yapmayacaksınız.
 
@putperest
eğer böyle böyle haberler var bu konuda denilen yerde siz çamur atmak olarak görüyorsanız ve benden bilimsel bir gerçeklik istiyorsanız, sizin tepkinize karşılık benim verebileceğim tek bilimsel açıklamam potansiyel enerjimi, hareket enerjime çevirmeyip elimdeki tuzluk ile durduğum yerde size doğru koşmayarak potansiyel enerjimi korumak olacaktır.
 
Bu arada Koza'cı olduğum da düşünülmesin yanlışlıkla (ne hoca efendilerini ne de kendilerini severim),

Şu yazıyı vakti olan okusun derim. Cemaat hükümet gerilimi sonrasında Odatv'de yayımlanmıştı, özellikle altını çizdiğim cümle sektör için çok önemli bir tespit içeriyor:

Cemaate yakın Koza Altın İşletmeleri, şirketlerinin İSO 500 şirket sıralamasında en çok vergi veren üçüncü özel sanayi kuruluşu olduğunu belirterek, bugüne kadar hiçbir kamu ihalesine girmediklerinin altını çizdi. Devletten sadece arama yapmak için izin ruhsatı alındığını ve tüm yasal mevzuata hassasiyetle uyulduğunu vurgulayan Altın Koza, "Şirketimiz, bugüne kadar en küçük bir imtiyaz kullanmamıştır" dedi. Geçen Cuma günü Başbakan Tayyip Erdoğan, Bugün TV ve Kanal Türk'ün sahibi olan Koza grubunu işaret ederek "Bunların maden ruhsatları ellerinden alınınca bas bas bağırıyorlar. Altın ağalığı yaparken iyiydi. Bunların hepsini açıklayacağım.” demişti.

Erdoğan'ın sözlerinin ardından yapılan yorumlara ilişkin Koza Altın İşletmeleri’nden Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan yazılı açıklamada, bazı medya kuruluşlarında yer alan haber ve yorumlar sebebi ile açıklama yapmak mecburiyeti doğduğu bildirildi. Koza Altın İşletmeleri’nin, İSO 500 şirket sıralamasında en çok vergi veren üçüncü özel sanayi kuruluşu olduğuna dikkat çekilen açıklamada. Koza Altın’ın bugüne kadar hiçbir kamu ihalesine girmediği vurgulandı.

“Maden sektörüyle ilgili bilinmesi gereken en önemli konu, son on yıl içerisinde, Türkiye'de keşfedilip işletmeye dönüşmüş hiçbir altın ya da metal madeni yoktur” denilen açıklamada, Koza Altın’ın işlettiği madenlerin önemli bir bölümünün yabancı şirketler tarafından yaklaşık on beş yıl önce keşfedildiğini, o günkü altın fiyatlarının düşük olması sebebiyle tesis kurmaya değmeyeceğinden şirkete satılan madenler olduğunu vurguladı.

Bu madenlerin rezervlerinin Koza Altın tarafından geliştirildiğine dikkat çekilen açıklamada, dünya maden fiyatlarının artmasıyla da karlı hale geldiği vurgulandı. Koza Altın, işletilen diğer madenlerin ise kendi arama ekiplerinin keşfettiği madenler olduğu belirtildi.

"SONDAJLARLA REZERVİ BELİRLENMEMİŞ MADEN ARAMA RUHSATLARININ KAYDA DEĞER BİR KIYMETİ YOK"

Sondajlarla rezervi belirlenmemiş maden arama ruhsatlarının kayda değer bir kıymeti olmadığına işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Şirketimiz aramalardan başlayarak madencilik yapan bir şirkettir. Devletten sadece arama yapmak için izin ruhsatı alır ve tüm yasal mevzuata hassasiyetle uyar. Bugüne kadar en küçük bir imtiyaz kullanmamıştır. Altın ve kıymetli metal madeni arama çalışmalarında maden bulma olasılığı Türkiye ortalamalarına göre üç yüzde birdir. Yani yapılan üç yüz sondajdan iki yüz doksan dokuzu boşa gitmektedir ve arama süresi yaklaşık 8 ila 10 yıldır. Bu yüzden aramalardan başlayarak madencilik sektörüne giren şirket sayısı çok azdır. Sonuç olarak; maden şirketlerimiz kendi risk sermayeleriyle çalışan, bugüne kadar devlet ile yasal mevzuat dışında hiçbir ilişkisi olmamış ve yasal haklarından başka hiçbir imtiyaza da ihtiyacı olmayan şirketlerdir. Şirketlerimizde kamuoyuna duyurulması gereken herhangi bir gelişme bulunmamaktadır.”
 
"Fethullah Gülen Cemaatine yakınlığı ile bilinen H. Akın İpek’in şirketi Koza Altın’ın Bergama Kozak Yaylasındaki Çukuralan madeninin üretimi İzmir İl Özel İdaresi tarafından durduruldu. Altın madeninin üretiminin durdurulmasında gerekçenin yanı sıra zamanlama da son derece ilginç. Aslında son dönemde birbirine düşen iki iktidar erkinin suç ortaklığının en güzel kanıtı sayılır Kozak Yaylası’ndaki madenin durdurulması.

Koza Altın Şirketinin Bergama Ovacık’taki altın madenini Normandy Şirketinden alması ile başlayan altın madeni macerası sadece orayla sınırlı kalmadı. AKP’nin iktidar olması ile önündeki engeller bir bir kaldırılan şirket, bal tutan parmağını yalar misali baş döndürücü bir hızla zenginleşti. Şirket, Bergama’nın yanı sıra, Gümüşhane, Havran Küçükdere, Eskişehir Kaymaz, Kayseri Himmetdede, Kozak Yaylası ve daha birçok yerde altın madeni işletmesi açmaya başladı. Davetiye işinden kıymetli metal işletmeciliğine çok hızlı bir geçiş yapan Koza’nın, yükselişinde Eti Gümüş tesislerinin özelleştirildikten sonra bu şirket tarafından alınıp, satılmasının payı da büyük olduğunu gelmişken belirtelim.

AKILDAN DAHİ GEÇMEMELİYDİ

Bergama’daki altın madeni sahasındaki cevherin bitmesinin ardından şirket Ovacık’taki tesisleri bir siyanürle ayrıştırma üssü haline çevirdi. Yakın çevresinden, özellikle Kozak Yaylası ve Havran’dan kamyonlarla getirdiği altınlı cevheri burada ayrıştırarak faaliyetine devam etti. Bunun için Ovacık tesislerinin yanına ikinci bir atık barajı inşaa etti. Kozak Yaylası, gerek ekonomik önemi, gerekse ekolojik özellikleri nedeniyle altın madenciliği için akıldan bile geçirilmemesi gereken bir yerken, şirket burada tam 4 tane altın ocağı işletmek istedi. Muhtarları çeşitli yöntemlerle ‘ikna’ eden şirket, madenlere karşı özellikle EGEÇEP ve Bergama Belediyesi tarafından açılan davalara köy muhtarlarının şirket lehine katılımını sağladı. Köylerini, yaşam alanlarını korumak, geliştirmekle görevli olan köy muhtarlıkları, bunun tam tersi sonuçlar doğuracak bir işletmenin yapılması için davaya müdahil oldular. Çünkü, şirket özellikle kurduğu kamyonculuk kooperatifleri, süt ve çam fıstığı işletmeleri ile bu köyleri ekonomik olarak kendisine bağlamıştı.

ÇUKURALAN KATLİAMI!

Şirket aslında Kozak’taki hedeflerine tam olarak ulaşamadı. Bazı yerde kendisi vazgeçti işletme kurmaktan, bazı yerlerde mahkeme geçit vermedi. Koza’ya Çukuralan’daki madeni yetiyordu aslında. Çukuralan’ın yemyeşil ormanlarının katli, tepelerinin bir yara gibi ortadan bölünmesi pahasına yapılan madencilik, bilirkişi keşfi için giden yaşam savunucularının içlerini acıtmıştı. Buradaki ağaç katliamına dikkat çekmek için maden alanına gitmek isteyen TEMA’nın 90 yaşındaki Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, o yaşında hakaretler ve tartaklamalar eşliğinde, şirket çalışanları tarafından alana sokulmamıştı.

Şirket için tehlike çanlarının çaldığı, geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan’ın “Bunların altın madeni ruhsatlarını ellerinden alınca bas bas bağırıyorlar. Altın ağalığı yaparken iyiydi” sözleriyle ortaya çıkmıştı. Bugün AKP-Cemaat çekişmesinden en büyük zararı görenlerden birisi Koza Altın Şirketi oldu. Son dönemlerde sert düşüşlerle günü tamamlayan şirket, önceki gün borsada yaptığı açıklamada Kozak Yaylası’ndaki Çukurulan Altın Madeninin İzmir İl Özel İdaresinin kararı ile durdurulduğunu açıkladı. 2010 nisanından bu yana üretime devam eden şirketin 3 yıldır “Çevre İzni veya Çevre İzin ve Lisans Belgesi” olmadan çalıştığı böylece anlaşılmış oldu!

BUNUN DA HESABI SORULACAK!

Gelinen noktada şunu görüyoruz; kurdukları koalisyonla yıllardır ülkeyi kendi yandaşlarına peşkeş çeken, soyup soğana çeviren bu iki iktidar grubu, çıkarları çatışınca savaşa tutuştu. Cemaat tarafından başlatıldığı söylenen 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarına AKP’nin yanıtlarından birisi de cemaate çok yakın şirketlere yönelik bu türden uygulamalar oldu. Koza Altın Şirketine yönelik birkaç aydır var olduğu dile getirilen “geriye dönük inceleme”nin ardından, şirketin Çukuralan’daki madeni kapatıldı. Altın madenciliğinin akıldan daha geçirilmemesi gereken bir yerde maden izni verilmiş, üstelik şirketin alması gereken çevre izin lisansını bile almadan çalışmasına olanak sağlanmış. Bu işlemi yapan İzmir Valiliği, İzmir İl Özel İdaresi, Çevre il Müdürlüğü, Çevre Bakanlığı görevini yapmayarak, var olan suça ortak olmuş.

Çukuralan madeninin Cemaat-AKP çatışması sürecinde kapatılması bu suç ortaklığının itirafıdır aslında. Takke düşmüş kel görünmüştür. Çukuralan’ın eski haline gelmesi belki on yıllar alacaktır. Görünen o ki; AKP ve Cemaatten tüm yaptıklarının yanı sıra, Çukuralan’ın hesabının sorulması ise o kadar uzun sürmeyecek..."

Yukarıdaki açıklama tamamen gelinen noktanın özünü ve gerçeğini anlatmaktadır. Ancak çelişkili, düşündüren ve aynı zamanda da yukarıdaki bağlantıları açıklayan şöyle bir durum mevcut;
"11.03.2011 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu belgesi yürürlükte olup.." diye açıklama yapılması bu tarihten önce hiçbir faaliyet yapamaması gerekirken Nisan 2010 da çalışmalara başlandığı belirtilmektedir.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Diğer çelişki de Nisan 2010 da çalışmalara başlanan tesisinin "20.02.2013 tarih ve 2896 sayılı " GFB'si mevcut olduğunu belirtmektedirler. Peki o zaman şunu sormazlar mı;

ÇED tarihinden önce çalışmalara başladığını kendin belirtiyorsun, bunun yanında 3 yıl içerisinde gerekli izinleri almadan da faaliyet gösteriyorsun ve bu zaman içerisinde de hiçbir resmi kurum bununla ilgili bir yaptırım uygulamıyor..Tüm aktörler komik..





 
En son yazdıklarınıza baktım öncelikle bir işeletmenin faaliye başlaması için illa çed gereklidir kararına gerek yok.Sondaj çalışmaları için önceden arama eleme kontrol formu ile Bakanlığa bşavuru yapılıyordu. Sondaj çalışmaları için çed gerekli değildir almasına gerek yok.
Bu nedenle 2010 yılından çalışmaya başlamış 2011 yılında da ÇED gerekli değildir kararı almış olabilir. Tabi bir de ÇED gerekli değildir kararı alınması gereken süreyide unutmaya bu süreler bazı illerde 8-9 ayı bulabiliyor.

Lütfen konuşmadan bir Türkiyede il il bakın hangi ilde haç tane çevre izni alan firma var. Bazı illerde 2010 yılında yönetmelik çıkmasın rağmen iki elin parmağını geçmiyor. İl Müdürlüklerinden öyle çevre izinleri almak kolay değil uygunluk yazısı için 6 ay bekleyenler var.
 
@Seçil Sağlam

İl çevrelerin yada bakanlığın zamansal olarak uzayan süreçleri olduğunu hepimiz biliyoruz ancak "güç" yada "güçler" sayesinde başvuru yapılmadan dahi ilerleyen, faaliyete başlayan tesisler mevcut memlekette. Koza da bu örneklerden yalnızca biridir..Ortak çıkarlar içerisinde olduğunda gerek çevresel gerek toplumsal olarak etkilerin, gerekse yasal olarak izinlerin, önlemlerin vs hiçbir önemi olmuyor, ancak çıkarlar konusunda ayrışma olduğunda tüm gayri resmi geçmiş yada ilişkiler ortaya konuyor. Ki bu konunun gündeme gelmesinin tek sebebi de arkadaşın bahsettiği gibi "çevre" değil, çıkar çatışması olduğu aşikardır.
 
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Aralık ayı sonunda İzmir İl Özel İdaresi tarafından "Çevre İzni veya Çevre İzin ve Lisans Belgesi" bulunmadığı gerekçesiyle faaliyeti durdurulan Koza Altın İşletmeleri’ne ait Çukuralan Madeni, Ocak ayı başında İzmir 4. İdare mahkemesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararından sonra tekrar faaliyetlerine başlamıştı. 10 Mart 2014 tarihi itibarıyla Koza Altın İşletmeleri tarafından yapılan duyuruda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan incelemeler sonucunda Çukuralan Madeni’nin geçici izin belgesinin 2019 yılına kadar geçerli olmak üzere "çevre izin belgesi"ne dönüştürüldüğü belirtildi.
 
Üst