memnun oluruz.irtibat için iletişim bilgisi alabilir miyim sizden şeyma hanım
Hem toz ve hem de parça mermer atıkların büyük bölümünün geri kazanımının yapılamadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu atık ve artıkların daha yüksek oranda geri kazanımı için bu alanda yapılacak Ar-Ge çalışmaları önem taşımaktadır diye düşünüyorum. Bizim de müh. olarak bir desteğimiz ve katkımız olursa sevinç duyarız.
ARGE-ARGE-ARGE yapmalıyız..başka yolu yok bu işin...
Bitkilerdeki Donmaya Karşı, Mermer Tozu
Konya'da Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri tarafından yapılan araştırmayla, mermer tozunun, üzerine serpildiği bitkilerin hücrelerindeki öz suyu artırarak, soğuktan donmasını önlediği ortaya çıktı.
Konya'da Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri tarafından yapılan araştırmayla, mermer tozunun, üzerine serpildiği bitkilerin hücrelerindeki öz suyu artırarak, soğuktan donmasını önlediği ortaya çıktı. Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Paksoy, 15 kişilik bir ekibin yaklaşık 5 yıl süren araştırması sonucunda mermer tozunun, bitkilerin donmasını önlediğini tespit ettiklerini belirtti. Tozun yaprakların üzerine serpilerek gübre olarak kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Paksoy, şunları söyledi:
"Mermer tozu (kalsit), nano boyutta, yani undan bile ince öğütülüp işlendiğinde, yaprak gübresi olarak kullanılabiliyor. Biz bu şekilde öğütülmüş mermer tozunu, bitkilerde, özellikle bahçe bitkilerinde kullanarak denemeler yaptık. İki yıldır uyguladığımız asmalardaki çalışmalarda, soğuğa dayanıklılık yönünde çok ciddi bulgular elde ettik. Biz koruma mekanizması itibariyle yaz döneminde yaptığımız yaprak gübrelemesi uygulamalarında bitkide odunlaşmayı arttırdığını gördük. Bu odunlaşma da soğuğa karşı dayanıklılığı da arttırıyor. Mermer tozu, etki mekanizması itibariyle de çok küçük partiküller olduğu için bitkinin hücrelerine kadar giriyor ve hücrenin öz suyunun yoğunluğunu arttırıyor. Yoğunluğu artan hücre soğuktan daha az etkileniyor."
EKSİ 28 DERECEDE DAHİ BİTKİLER DONMUYOR
Yapılan araştırmada eksi 28 derecede dahi, bitkilerde tomurcuk ölümlerinin olmadığını belirten Prof. Dr. Paksoy, "Geçen yıl eksi 28 derecede yaptığımız deneylerde tomurcukta ya da dokuda ölüm gerçekleşmemiş olduğunu tespit ettik. Aynı deneyde aynı şartlarda ama mermer tozu kullanadığımız bitkilerde ise tomurcukların tamamına yakınında ölümler meydana geldi. Bu potonsiyelin ülkemizde değerlendirilmesi kanaatindediyiz" diye konuştu.
Muğla Mermerciler Derneği Genel Sekreteri İhsan Kafadar, yaptığı açıklamada, tüm sanayi ürünlerinin üretilirken bir artık ortaya çıkardığını söyledi. Artıkların değerlendirilmesinin çevre kirliliğini önlediğini vurgulayan Kafadar, sanayi ürünlerinden çıkan artığın, değerlendirilmesi gereken bir madde olarak algılanarak ülke ekonomisine katkı için farklı alanlarda kullanılması gerektiğini bildirdi. Kafadar, yaklaşık 32 renk ve desende mermer çeşidi bulanan Muğla'daki mermerlerin açık işletme yöntemiyle tesislerde kesilerek parçalandığını anlatarak, "Çıkarılan mermerlerin kesim için makineye giren kısımlarından büyük bölümü moloz olarak çıkıyor. Bu parçaları kırıldığı takdirde yol inşaatlarında, beton santrallerinde, inşaatlarda mozaik olarak kullanmak mümkün. Beyaz ve içinde metal mineralleri olmayan mermerlerde ise bu artıklar, kalsit olarak da kullanılıyor" dedi.
Mermer molozlarından elde edilen kalsitin sanayinin 500 farklı alanında değerlendirildiğini anlatan Kafadar, "Bunlar yapı, inşaat, seramik, çimento, plastik, kağıt, tarım, boya, şeker, metalürji, cam, kimya sanayileri ile yol yapımında kullanılıyor. Muğla'daki mermer ocaklarından çıkan artıkların değerlendirilmesiyle ülke ekonomisine yılda yaklaşık 15 milyon dolar ek girdi sağlanıyor" diye konuştu.
Günde 200 ton atık değerlendiriliyor
Kalsit Madencilik yetkilisi Necip Çarıkçıoğlu ise mermer ocaklarından çıkan molozları işletmelerinde kırma makineleri sayesinde küçük parçalar haline getirdiklerini belirtti. Çarıkçıoğlu, ocaklardan çıkarılan mermer bloklarının işlenirken büyük bölümünün artık olarak çıktığını anlatarak, "Ocaklardan çıkan artıklar tesisimize gelerek kırma makinelerinde kırılıp ayıklanıyor. Burada artıkları küçük parçalar haline getiriyoruz. Tesisten çıkan artıklar İzmir'deki fabrikalarda toz haline getirilerek kalsite dönüştürülüyor" diye konuştu. Günde ortalama 200 ton artık mermerin tesiste değerlendirildiğini vurgulayan Çarıkçıoğlu, değerlenen artıkların çevrenin kirlenmesini de engellediğini sözlerine ekledi.
Atık Mermerler 3 Milyon Dolar Kazandırdı.
Mermer ve traverten hurdalarını değerlendirmek için yola çıkan iki girişimci, kurdukları Denmar mozaik fabrikasında ürettikleri rengarenk döşeme taşlarıyla Türkiye'ye 5 yılda 3 milyonDolar katkı sağladı. Renkli döşeme taşlarından ürettikleri resimler ve tablolarla 2011 yılı sonuna kadar 1 milyon dolarlık bir girdi sağlamayı planlayan girişimciler, İhracat yaptıkları Avrupa, Afrika veAvustralya ülkelerine yenilerini eklemek istiyor. Fabrika sahiplerinden Mehmet Deligöz, yaptığı açıklamada, Mermer ve travertenle ilgili hiçbir bilgileri yokken üniversiteden arkadaşı Cemalettin Baydi ile beş yıl önce sektöre girdiklerini belirterek, hurda mermer ve travertenleri 20 kişilik bir ekiple sanat eseri haline getirdiklerini söyledi.
Traverten fabrikalarından temin ettikleri hurda travertenleri işleyerek mozaik yaptıklarını belirten Deligöz, şunları ifade etti: "Traverten ve Mermerler, ocaklardan çıkarılırken, fabrikalarda işlenirken, kırılmalar, bozulmalar oluyor. Hatalı ve yanlış kesim nedeniyle hurdaya çıkmış, bir daha kullanılması imkansız olan traverten hurdalarını toplayarak kendi iş yerimize getiriyoruz. Burada hurda travertenleri santimlerine ayırarak mozaik karo ürünleri yapıyoruz. Bize getirilen bütün resimleri birebir yapmaya çalışıyoruz. Biz bu traverten hurdalarını alıp işlemesek, bu parçalar çevre kirliliğinden başka hiçbir şeye yaramaz. "
"Traverten atıklarını nasıl değerlendirelim" derken, mozaik yapma fikrinin oluşturduğunu ifade eden Deligöz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Traverten hurdalarını 1x1'den 5x10'a aralığında parçalıyoruz. Parçalara ayrılan travertenler bünyemizde çalışan kadın işçilerimiz tarafından kalıplara diziliyor. Kalıplara renklerine ve şekillerine göre tek tek el işçiliğiyle yerleştirilen traverten parçaları, özel tutkallarla filelere monte ediliyor. Aylık üretim kapasitemiz yaklaşık 2 bin 500 metrekare. Traverten hurdalarını tekrar işleyerek elde ettiğimiz bu mozaik karolar, evlerin salonlarında, Mutfak, Banyo ve isteğe göre oturma odalarında kullanılabiliyor."
2011 yılı sonunda mermer ve traverten hurdalarından 1 milyon dolarlık bir girdi sağlamayı hedeflediklerini dile getiren Deligöz, "Başladığımız günden bu yana 3 milyon dolarlık hurda mermer ve traverten ihracatı yaptık. İlerleyen yıllarda bu ihracatımız daha da aratacaktır. İhracatımız ilk başladığımız yıllarda Amerika ağırlıklıydı. Amerika'daki krizle beraber yönümüzü Avrupa ve Afrika'ya çevirdik. Genelde ihracatımız Avrupa, Afrika ve Avustralya'ya oluyor" diye konuştu.
Monaco Prensi II. Albert'in evinin duvarları için Denizli'den mozaik gönderdiklerini bildiren Deligöz, "Monaco Prensi, Fransa'da bizim ürün verdiğimiz şirkette ürünümüzü görmüş ve aynı mozaiklerden istemiş. Biz de gelen siparişi değerlendirdik. Bir haftada siparişi hazırlayıp Fransa'ya gönderdik. Şimdi Denizli Ticaret Odası için 60x60 ebadında traverten hurdalarından kentimizin simgesi olan horoz tabloları yapıyoruz. El emeği ile yaptığımız horozlar da DTO'nun Yurt içi ve Yurt dışı gezilerinde hediye olarak veriliyor" dedi.
Sorunları fırsat olarak görebiliriz. Girişimcilik sorunları fırsata dönüştürme sanatıdır.
