• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Türkiye 2030'da susuz!

Can Avşar

Antalya İl Temsilcisi
Etkinlik Grubu
Katılım
25 Şubat 2009
Şehir
Antalya
Firma
ARÜV ÇEVRE MÜH. A.Ş.
Türkiye 2030'da susuz!

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .



Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, kişi başına düşen yıllık bin 430 metreküplük kullanılabilir su miktarıyla Türkiye'nin sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığını, 2030 yılında nüfusu 100 milyona ulaşacak olan Türkiye'nin, kişi başına düşen bin 100 metreküp kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna geleceğini söyledi.

Tüm kuraklıkların kökeninin, uzun dönemli azalan yağışlar olduğunu, iklim değişikliği sonucu dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışların kuraklık olaylarının sıklığını ve ciddiyetini arttırdığını ifade eden Demirayak, ''Türkiye'nin acilen kuraklık yönetim planı ile kısa-orta-uzun dönem tedbirler ve uyum sürecini belirlemesi elzemdir'' dedi.

Demirayak, bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için, kişi başına düşen yıllık su miktarının en az 8-10 bin metreküp arasında olması gerektiğine işaret etti.

Türkiye'de hali hazırda 14 farklı kurumun su kaynakları yönetimi konusunda farklı yetki ve sorumluluklara (planlama, izleme, denetleme, veri toplama, yatırım) sahip olduğuna işaret eden Demirayak, ''Türkiye'deki 3 bin 227 belediyenin sadece 239 tanesinde arıtma tesisi bulunmakta, 16 milyon insanın atık suları kanalizasyon şebekesi olmadığı için doğrudan akarsulara, göllere veya denizlere bırakılmaktadır. Su kaynaklarımızın kirlenmesinin önlenmesi için belediyelerin atık su arıtma tesislerinin yapılması zorunludur'' dedi.

Ülke genelinde içme suyu kayıpları konusunda sağlıklı verilere ulaşılamamakla birlikte, şebeke kayıplarının yüzde 30-40 düzeyinde olduğunun kabul edildiğini belirten Demirayak, ''öncelikle şehir şebeke suyundaki yüzde 50'lere varan su kaybı çok ciddi ve dikkatle ele alınması gereken bir konudur'' ifadelerini kullandı.

Türkiye'de son 40 yıl içerisinde yaklaşık bin 300 bin hektar sulak alanın (3 tane Van Gölü büyüklüğünde alan); kurutma, doldurma ve su sistemlerine müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik işlevlerini yitirdiklerini bildiren Demirayak, ''Halihazırda kalan sulak alanlar ve göllerin korunması için acilen bir tedbir alınmalı'' dedi.
 
Üst