• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

14 soruda Nükleer Santral

Can Avşar

Antalya İl Temsilcisi
Etkinlik Grubu
Katılım
25 Şubat 2009
Şehir
Antalya
Firma
ARÜV ÇEVRE MÜH. A.Ş.
Nükleer santraller riskli midir?
Türkiye'de neden yapılıyor?
Zararları nelerdir?
Japonya'da yaşanan nükleer santral patlamasının ardından TAEK'e onlarca soru geldi.


İşte o sorular ve cevapları...
Türkiye'nin resmi nükleer ve radyasyon takip kurumu olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na (TAEK) hergün onlarca soru geliyor. TAEK'e sorulan bazı sorular ve yanıtlar şöyle;

SORU: Atom nedir?
TAEK: Bir elementin kimyasal özelliklerini taşıyan en küçük parçasına atom denilmektedir. Evrende bilinen bütün maddeler (kozmik madde, yüksek enerjili madde ve anti madde hariç), pozitif yüklü bir çekirdek ve etrafında dönen negatif yüklü elektronlardan oluşan yaklaşık 100 farklı atomdan meydana gelmektedir.

SORU: Nükleer reaktörler enerji dışında bir şey üretir mi?
TAEK: Nükleer reaktörler, tıp ve endüstride kullanılan yararlı radyoizotopların üretilmesinde de kullanılırlar. Kanser tedavisinde, boru kaynaklarının tahribatsız muayenesinde kullanılan kobalt-60, tiroid bozukluklarının teşhis ve tedavisinde kullanılan iyot-131, doktorların vücut içini görme amacıyla çeşitli tarayıcı cihazlarda kullanılan teknesyum-99, akciğer havalanmasının ve kan akışının ölçülmesinde yararlanılan ksenon-133, bu izotoplara örnek olarak verilebilir.

SORU: Nükleer santraller riskli midir?
TAEK: Bütün elektrik üretim seçenekleri ve diğer teknolojiler risk taşır. İsviçre'de Paul Scherrer Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmada 1969-1996 yılları arasında ticari tesislerde enerji ile ilgili 4 bin 290 kazada meydana gelen ölümler göreceli olarak karşılaştırılmaktadır. Bu çalışmaya göre yıllık üretilen elektrik teravatsaati başına nükleer enerji üretimi 8, doğalgaz 85, kömür 342, petrol 418, hidro 884 ve LPG 3 bin 280 ölüme sebebiyet vermiştir. İnsan, hayatı boyunca teknolojinin getirdiği çeşitli olanaklardan yararlanmak ve hatta hayatta kalabilmek için çeşitli risklerle karşı karşıya kalır. Örneğin, yolculuk etmenin riskli olduğu bilinir ama evde oturmak da risklidir, çünkü tüm kazaların yüzde 40'ı evlerde olur. Araştırmalara göre erkek olmak 2800 gün, kalp hastalığı 2100 gün, kömür madeninde çalışmak 1100 gün, kanser 980 gün, yoksulluk 700 gün, alkol 130 gün, intihar 95 gün, uçak kazaları 1 gün, baraj yıkılması 0,5 gün ve ABD için tüm elektriğin nükleer santrallerden üretilmesi ise 0,03 gün ortalama ömür kaybına yol açacaktır.

AVRUPA NÜKLEERDEN VAZGEÇTİ Mİ?
SORU: Avrupa'da bazı reaktörlerin kapatıldığı ya da çalışmadığı ve dünyanın nükleerden vazgeçtiği söylenmektedir. Türkiye'de neden yapılıyor?
TAEK: Ağustos 2010 itibariyle dünyada 29 ülkede toplam 373 bin 673 Megavat (MWe) kurulu güce sahip 440 nükleer reaktör işletme halindedir ve dünya elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık yüzde 15'ini karşılamaktadır.

En fazla nükleer santral 104 ile ABD'ye ait. Fransa'da 58, Japonya'da 54, Rusya'da 32, Güney Kore'de 20, Almanya'da 17, Hindistan'da 19, Ukrayna'da 15, Çin'de 12 adet nükleer santral bulunuyor.

Toplam 2 bin 776 MWe kurulu güce sahip 5 nükleer reaktör yeniden işletmeye girebilecek şekilde uzun süreli kapatma durumundadır. Toplam 59 bin 544 MWe güce sahip 61 nükleer santral inşa halindedir. Bu veriler ışığında dünyanın nükleer santralden vazgeçtiğini söylemek mümkün değildir. Halen Bulgaristan'da 2, Finlandiya ve Fransa'da 17'şer adet 1600 MWe gücündeki reaktörler inşa halindedir. Ayrıca Fransa ve İngiltere yeni nükleer güç santralleri yapmayı planlamaktadır.

ÇEVRE DOSTU MU?
SORU: Nükleer enerji çevre dostu bir enerji üretim seçeneği midir?
TAEK: Nükleer enerji çevre dostu bir teknolojidir. Çünkü; nükleer santralların güvenlik değerlendirmesi bağımsız lisanslama kuruluşları tarafından son derece tutucu varsayımlara göre yapılmaktadır. Ayrıca bu santrallar işletmede oldukları sürede sürekli denetim altındadır. Bu nedenle nükleer santralların çevre ve insana zarar verebilecek şekilde kaza yapma riski, günümüzde kullandığımız diğer teknolojik ürünlere göre yok denecek kadar azdır. Nükleer enerji üretim zinciri, tümüyle ele alındığında sera gazı salımı konusunda en temiz seçenektir. Günümüzde nükleer santraller, elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salınımında yıllık olarak yaklaşık yüzde 17 azalmaya sebep olmaktadır. Yani bu santrallerin yerine fosil yakıtlı santrallerden elektrik elde edilseydi her yıl 1,2 milyar ton karbon atmosfere verilecekti.

SORU: Nükleer santral turizm yatırımlarını olumsuz etkiler mi?
TAEK: Dünyada pek çok turizm ülkesi nükleer enerjiden faydalanmaktadır. Örneğin Fransa'da Paris'e 200 kilometreden daha yakın alanda 6 nükleer santral bulunmaktadır. İspanya'da Madrid'e 200 kilometreden daha yakın alanda 3 nükleer santral bulunmaktadır. Bradwell santrali Londra'ya 70 kilometre mesafededir.

AKKUYU'DA KURULMASI PLANLANAN SANTRAL
SORU: Akkuyu'da kurulması düşünülen VVER-1200 tipi nükleer santral yeni bir teknolojidir. Türkiye pilot proje mi olacaktır?
TAEK: Henüz VVER-1200 tipi reaktörlerin işletiminde olan bir modeli bulunmamaktadır. Ancak bu reaktörler işletimde olan VVER-1000 reaktörlerinin güvenlik ve performans açısından geliştirilmiş modelleridir. Ayrıca işletimde olan bir reaktör hazırlık ve inşa süreleri dikkate alındığında en az 15 yıl eski teknolojiler üzerinde kurulu bulunmaktadır.

Nükleer reaktörlerin lisanslanması aşamasında tesisin güvenli bir tasarıma sahip olup olmadığının değerlendirilmesi inşaat lisansı başvurusu üzerine yapılır. Daha sonraki aşamalarda tesisin tasarıma uygun bir şekilde inşa edilip edilmediği takip edilir. VVER-1200'ler Rus düzenleyici kurumlarından inşaat lisansı alınarak Rusya'da kurulmaya başlanmıştır. Dünyada, inşa halindeki 10 adet VVER tipi reaktörlerden 4'Ü VVER-1200 tipi reaktörlerdir.

SORU: Kurulacak santralde silahlanma kapsamı var mıdır?
TAEK: Akkuyu'da nükleer santral kurulmasıyla ilgili Rusya Federasyonu ile yapılan anlaşma tamamen barışçıl uygulamaya yönelik olup silahlanma kapsamı bulunmamaktadır.

Rusya tarafından Akkuyu'da inşa edilecek VVER-1200 AES-2006 tasarımı da dahil nükleer güç santralleri silah üretmek için tasarlanmamaktadır.

SORU: Nükleer bir santralin ömrü ne kadardır?
TAEK: Yeni nükleer santral tasarımlarının ömürleri 60 yıl olarak öngörülmektedir.

YATIRIM MALİYETİ
SORU: Nükleer santralin yatırım süresi ve maliyeti ne kadardır?
TAEK: Dünyada nükleer santrallerin yapım süresi ilk betonun dökülmesinden takiben ortalama 6-7 yıl civarındadır. Tüm proje dönemi düşünüldüğünde bu süre 10-12 yıl civarında olabilir.

Dünyada işletmeye giren son reaktörler ve yapım sürelerine bakılırsa, Rusya'daki Rostov-2 santralinin yapımı 9 yıl, Hindistan'daki Rajastan-5 ve 6 santrallerinin her ikisi 7'şer yıl sürmüş, Çin'deki Lingao-3 5 yılda, Qinshan-2 ve 3 ise 4,5 yılda tamlanmıştır. Japonya'daki Tomari-3 santrali 4,5 yılda işletmeye girmiştir. Nükleer reaktörlerin ilk yatırım maliyetleri yüksek ama işletme ve yakıt maliyetleri çok düşük tesislerdir.

400 MİLYON AVROYA SÖKÜLEBİLİYOR
SORU: Nükleer santral sökülmesi teknolojisi mevcut mudur ve maliyeti nedir?
TAEK: Nükleer tesislerin sökülmesi ve yeşil alana dönüştürülmesi için gereken teknoloji vardır ve bazı ülkelerde sökme uygulamaları yapılmaktadır.

Örneğin ABD'de 860 MWe gücündeki Meine Yankee 1996 yılında kapatılmış, 2004 yılında kullanılmış yakıt depolama dışında koruma binası yıkılmıştır. Almanya'da kurulu bulunan standart bir nükleer santralın (1200 MW gücünde) işletmeden alınması, sökülmesi ve yeşil alana dönüştürülmesinin maliyeti 400 milyon avro olacağı tahmin edilmektedir.

DÖRT DENEME DE BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANDI
SORU: Bugüne kadar neden Türkiye'de nükleer santral kurulmadı?
TAEK: Türkiye'nin ilk nükleer santralinin kurulmasına yönelik olarak değişik tarihlerde girişimler yapıldı. Maalesef bu girişimlerin hiçbirisi sonuca ulaşamadı. 1973 yılında kurulmasına karar verilen 80 MWe gücündeki prototip santral projesi daha sonra daha büyük bir santralin kurulmasına karar verilince iptal edildi.

1977 yılında çıkılan ihaleyi İsveç'in ASEA-ATOM firması kazandı. Ancak, 1980 darbesi nedeniyle İsveç hükümeti kredi vermeyince bu proje sona erdirildi. 1982 yılında gerçekleştirilen ihale hükümetin yap-işlet-devret modelindeki ısrarı ve üretilen elektriğin alımı için Hazine garantisi verilmemesi nedeniyle başarısızlığa uğradı. 1997 yılında yapılan ihale ise 2000 yılındaki büyük ekonomik kriz nedeniyle iptal edildi.

DÜNYADAKİ NÜKLEER KAZALAR
SORU: Geçmişte olan nükleer santral kazaları hakkında bilgi verir misiniz?
TAEK: Nükleer enerji üretimi geçmişine bakıldığında raporlanmış kazalardan Çernobil ve Three Mile Island (TMI) kazaları kor erimesi ile sonuçlanmıştır. Sadece Çernobil nükleer güç santralindeki kaza ölümle sonuçlanmış olup kaza anında 30 kişi hayatını kaybetmiştir. Ayrıca kazanın çevresel etkileri de olmuştur.

1990 yılında UAEA tarafından oluşturulan Uluslararası Nükleer ve Radyolojik Olay Ölçeği (INES) sisteminde ise nükleer güç santralleri için kazayı tanımlayan, seviye 4 üzeri olay yer almamaktadır. Seviye 3'te ise tesis sahası dışında çevre ve halkın etkilemediği raporlanan 12 olay sunulmaktadır.

NÜKLEER KAZA DURUMUNDA İYON TABLETLERİ NİÇİN KULLANILIYOR?
SORU: Nükleer kaza durumunda iyot tabletleri niçin, ne zaman, nasıl kullanılır?
TAEK: İyot tabletleri, radyoaktif olmayan iyot bileşikleridir. Nükleer tehlike durumlarında ortaya çıkabilecek radyoaktif bulut içerisinde yer alan radyoaktif iyotun tiroitte tutulmasını önlemek üzere, iyot tabletlerinin en sıra süre içinde alınması gereklidir. İYot tabletlerinin, vücudun diğer radyoaktif maddelere maruz kalmasını engelleyici özelliği yoktur.

Tabletler, mümkünse aç karnına alınmalıdır. İyot tabletleri genellikle iyi tolere edilir. Sindirim bozuklukları gibi yan etkiler çok nadiren görülmekle beraber, uygulama kesildiğinde kendiliğinden geçer.
 
Tehlikeli atıkların bile uluorta doğaya bırakıldığı,ÇED raporunun olumlu veya gerekli değildir kararının kolayca verildiği bir ülkede yaşıyoruz.Ülkemizi kötülemiyorum ama Kılıçdaroğlu nun da dediği gibi siyasetçilerin değil bilim adamlarının buna karar vermesi gerekir.Zemin etüdü,deprem riski vesaire her açıdan araştırılması incelenmesi,acil durum planları güvenlik önlemleri atık çubuklarının bertarafı herşeyi ile ayrıntılı çalışılması gerekir. Nükleer santralin riski büyük ve kanaatimce Türkiye buna hazır değil.
 
@tugbaco

tuğba hanıma katılıyorum.. Nükleer santralin kurulmasını hernekadar istesemde şuan için bu santralin kurulmasına yeter ölçüde olduğumuza inanmıyorum..

Genel olarak diğer alternatif enerji kaynaklarının kullanılmasından yanayım.. Özelliklede Dünyanın en büyük güç kaynağı olan 'Güneş' in.. Her sabah güneş ışığıyla uyanmamıza rağmen sadece bununla yetinip (güneş=telefon alarmıymış gibi görülmesi) daha fazla nasıl faydalanabileceğimizi araştırmamız daha doğurusu uygulamamamız çok düşündürücü.. Güneş ışığının sadece su ısıtmada değil gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak öncelikle genel maksatlı ev, otel vb. oda ısınmalarındada kullanılmasından yanayım..

Alternatif enerji kaynakları=> Nükleerin Alternatifi var mı? - Çevre Mühendisleri
 
TAEK nedir kimdir?Türkiye atom enerjisi kurumudur.Biz?Çevre Mühendisiyiz.

Ben birşey daha eklemek istiyorum;Çevre Mühendisi olarak ÇED üzerinde çalışan arkadaşlarımız çevreci midir? O zaman ÇED üzerinde çalışan arkadaşlar mühendis değildir.Her önüne geleni imzalasınlar hepsine olur kararı çıkartsınlar.
Bir ÇED uzmanının da bu tartışmada yer almasını isterim.
 
@capantugba

Güzel bir yere değindiniz.. ÇED üzerine çalışan arkadaşlardan cevap bekliyoruz..
 
Aslında busitede bu konunun üzerinde çok konuşulması gerekirdi,herkesin fikrini belirtmesi daha fazla katılım olmalıydı.Ne o izleyici arkadaşlar, ihtiyacınız yok ise uğramazsınız soru sormak için gelenler dosyaisteyenler... çevre mühendisisiniz hayatı copy paste e dönüştürmeyin.....
Kusura bakmayın arkadaşlar bu konuda tepkimi dile getirmek istedim.
 
Merhabalar çok güzel bir tartışma gidiyor mazur görün işler dolayısıyla fazla katılamıyorum bu aralar. Ben mühendisim diyen kişi savunduğu fikri rakamlara dökebilmeli bence.

Mühendis = Ölçen biçen adam

Bu tanımdan yola gidersek. Nükleer santral iyimi olur kötü mü?

Nükleer santral konusunun ilk gündeme çıktığı zamanlarda internet araştırmalarım ile bir hesap yaptım. Evet nükleer yenilenebilir enerjiye göre daha fazla enerji üretebiliyor. Fakat, Türkiye de santrallerde kullanılabilen tüm rezervleri tek bir santralde kullandığımızı düşünün bu şartta rezerv bize 47 yıl yetiyor. Peki 47 yıl sonra? diğer bir konu bu rezervlerin hepsi çıkarmaya değecek rezervler mi? Toplam 6-7 civarı rezervimiz var 3 ünü çıkarmayalım desek 47 yıl değil belki yarı süresinde rezervler bitecek.

2. bir konu Tuğba hanımın dediği gibi Türkiye buna hazı değil. Kendimizi Japonyayla kıyaslamamız çok vahim sonuçlar doğurabilir. Ciddi bir depremde bizim akıbetimiz ne olur bilinmez.

3. bir konu Ülkemizde bu tesisleri işletebilecek kaç kişi var? Ostime sahip çıkamayan bir ülke nükleer santrale çıkabilecek mi? Bu tesislerin uygunluğunu kim denetleyecek?
 
Nükleer santral ne zaman kurulabilir yukarda arkadaşların da dediği gibi ülkemizde şartlar olgunlaşınca, ben olgunlaşmıcaksa ki şuan da durum maalesef öyle kurulmasın, nükleer santral şimdi kurulsun demiyorum ben tabiki ama kurulması gerektiği zaman kurulabilir diye düşünüyorum.

ben çevreci değil çevre mühendisiyim derken bunu kastetmiştim.
 
@Hüseyin Akburu

hüseyin bey bu konu ile ilgili oda başkanımızında görüşleri benimle paralel.. izlemenizde fayda görüyorum.. çevreci/çevre mühendisi muhabbetinden ziyade daha teknik olarak konuyu tartışmayı uygun buluyorum..
 
Nükleer santral kurulur bir şekilde. Onun taahhütleri de yapılır raporda ama yerine getirilir mi bilemem. Ben de aynı şekilde bunun için bir olgunluğa gelinmesine inanıyorum. Olgunluk dediğimiz nedir? Mesela öncelikle "Yasaklar delinmek içindir" zihniyetinden kurtulmalıyız. Torpilci zihniyetten de vazgeçmeliyiz. Sonuçta bu nükleer santral.

Ben zihniyetten korkuyorum arkadaşlar. Eğer memur kafasıyla işletilecekse, yasaklar delinecek, iş güvenliği kuralları boşa sayılacaksa hiç yapılmasın bu iş daha iyi. Hayır yaparız santrali yarın bir gün oradaki müdür "çok yakıyor " diye kapatır falan :)
 
Merhaba Arkadaşlar,
Biraz karamsar düşünüyorsunuz bence, Rusya ilk sivil nükleer santralini 1954 yılında kurdu. Sene 2011 dünyada 438 adet nükleer santral var. Nükleer santrallerden elektrik üretimi artık kaçınılmaz oldu ve bizim ülkemizde daha birtane bile yok. Elbetteki mantık herkeste var, bizde de bir tane olsun değil. Nükleer santrallerin riskleri yok mu, var. Şuan Japonya' da olan olayı görüyoruz zaten. Fakat iyi bir mühendislik ile bu riskler minimize edilebilir.

Bazı arkadaşlar yenilenebilir enerji kaynaklarını savunuyor. Elbette yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak en doğrusu, ama biryandanda hayatın gerçekleri var. Büyüyen bir sanayi, çoğalan nüfus, enerji gereksinimi artan bir ülkeyi sadece yenilenebilir enerjilerle doyuramayız.

Benim düşüncelerim bunlar.
 
Merhaba Arkadaşlar,
Konu bir süredir aktif değilmiş ama, ben foruma yeni üye oldum ve yazma fırsatı buldum. Fikrimi söylemeden de geçemedim. Öncelikle ülkemizin şartlarının nükleer bir santral için hazır olmadığı görüşüne yürekten katılıyorum.

Bu konuda rahatsız edici bir diğer konu da ÇED yönetmeliğinin geçici 3. maddesinin 14 Nisan Tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelikle değiştirilmesi ve nükleer santral projesinin ÇED kapsamı dışında bırakılması. Bir projenin çevresel etkilerinin değerlendirilmesinden kaçınılıyor ve bundan kaçabilmek için de böyle bir yola başvuruluyorsa, başka hiçbir sebep olmasa bile bu konuya şüpheyle yaklaşılmalı derim.

Ayrıca, nükleer enerjiye gelene kadar, yapılması gereken çok fazla şey var bence. Şebeke kayıplarının azaltılması, kaçak elektrik kullanımının önüne geçilmesi, enerji tasarrufunun teşvik edilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmesi, vs. gibi. Bu aşamaları hakkıyla yerine getirdikten sonra, eğer hala ihtiyaç varsa, bu konu tekrar değerlendirilebilir.

Özellikle değerlendirilebilir diyorum, çünkü bahsettiğimiz öyle bir tesis ki; yaratabileceği çevresel felaketi göz önüne aldığımızda herhangi bir kaza olması ihtimali binde bir bile olsa bana göre çok yüksek bir risk alınmış olacak. Deprem kuşağında olan bir ülkede nükleer santralin ne gibi sonuçlar doğurabileceğini hepimiz çok yakın zamanda gördük.

İncelemek isterseniz, yönetmelik değişikliğinin ve Çevre Mühendisleri Odası'nın cevabının linkleri:

‎-------ÇED UYGULANACAK PROJELER (EK I) LİSTESİNDE YER ALAN NÜKLEER SANTRAL İÇİN----------

Yönetmelik değişkliği..........

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


Çevre Mühendisleri odasının cevabı.......

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
"""DÜNYADAKİ NÜKLEER KAZALAR
SORU: Geçmişte olan nükleer santral kazaları hakkında bilgi verir misiniz?
TAEK: Nükleer enerji üretimi geçmişine bakıldığında raporlanmış kazalardan Çernobil ve Three Mile Island (TMI) kazaları kor erimesi ile sonuçlanmıştır. Sadece Çernobil nükleer güç santralindeki kaza ölümle sonuçlanmış olup kaza anında 30 kişi hayatını kaybetmiştir. Ayrıca kazanın çevresel etkileri de olmuştur. """

----------------------------------------------------------------------------------------------

Dünyanın en üzücü nükleer felaketi için bu kadar sabunlanmış cümleler kullanılmasını çok yanlış buluyorum. Çernobil felaketinde santralde çalışan 30 kişi anında ölmüş olabilir ancak en basit google taramasıyla bile binlerce insanın radyasyondan kaynaklı hastalıklardan ötürü çok kısa sürede hayatını kaybettiğini görebilirsiniz. Ayrıca, Karadeniz bölgesindeki kanser kaynaklı ölümlerin yüksek bir paydaya sahip olması kayda değer değil midir?

Nükleer eneji karşıtı değilim ancak temiz yenilenebilir enerji (rüzgar, güneş, jeotermal vb.) potansiyelimiz varken nükleer santral inşaa edilmek istenmesinde başka niyetler oldugunu düsünüyorum.
 
Can Bey'in verdiği linkteki videoyu (2. kısım) ve o yayının başını içeren diğer videoyu (1.kısım) izledim de biraz önce...
Nükleer santralimiz olmadan nükleer kaza yaşamış ve bu kazayla dünya nükleer kaza sıralamasında 20. olmuş bir ülkeyiz biz. Bir de santralimiz olsa neler başarır, kaçıncı sıralara yükseliriz diye merak etmeden duramıyor insan.
 
Halen daha ülkemizdeki tersanelerde kum torbası yerine kullanılan işçiler ölürken, maden ocaklarında çalışan işçiler göçüklerde ölürken. Ülkeye Nükleer Santral Kurulmasını istemek... Kimse kusura bakmasın biz daha sanayi de iş güvenliğini sağlayamadık ki Nükleer Santralde ülke güvenliğini sağlayalım. Kaldı ki en küçük bir sızıntıda binlerce km uzaklıktaki ülkeler etkileniyor. Karadeniz hala o nükleer santralin izlerini taşıyorken Sinop'a Nükleer santral kurma fikri ne kadar doğru? Onlar zaten etkilendi bundan sonra etkilense birşey olmaz bağışıklık kazandılar mı diyeceğiz? Kaldı ki bizim Uranyum rezervimiz ne kadar? 5 sene bilemedin 20 sene yetsin. Nükleer Santrallerin ömrü 50 sene. Noldu elektriğimizi kendimiz üretecektik dışa bağımlı olmayacaktık? Bir de Uranyum ithalatı mı yapacağız? Dünya'da şu kadar nükleer enerji santrali var diyen arkadaşlara da Nükleer Santrallerin bir çoğunun kuruluş nedeni enerji değil silah üretimi içindir bu da bir dipnot.
 
@ışıl

Evet Işıl Hanım,size katılıyorum.Acaba şimdi neden ÇED yönetmeliğinde değişikliğe gidildi?Özellikle de bu dönem...:confused:

@Okyanus

Evet okyanus,bu konu siyasidir.Enerjiyle falan da ilgisi yoktur.
 
@ışıl

Işıl hanımın bu cümlesine katılıyorum. Ayrıca daha nükleer tesisler kurulmadan, Çed yönetmeliğinde değişiklik yapılarak kapsam dışı bırakıldı. Daha işin başında bu tür yollara başvuruluyorsa yapım aşamasında ve işletme aşamasında neler göz ardı edilecek acaba diye düşünmeye başladım.
 
merhaba, öncelikle ÇED yönetmeliğindeki değişklik rahatsızlık verici lakin bence nükleer santralimiz olmalı. küçücük bir zerrecikten ne büyük enerjiler elde ediliyor.. Evet sizlerin de dediği gibi herhangi bir kazada tüm dünya etkileniyor. kapı komşularımız iran ve ermenistanın bile nükleer enerjiden faydalınıyor olması sizi rahatsız etmiyor da türkiyenin kullanmasına neden itiraz ediyorsunuz ? iranda bir kaza olsa biz etkilenmeyecek miyiz ? ya ermenistan da ? üstelik ülke sınır kentlerinde santralleri.. dünyanın en çok nükleer santrali olan ülke ABD; zengin ve gelişmekte olan ülkelere salınım ticareti yapmakta.. Kaldı ki dünyada 438 nükleer santral var ve dünya tarihinde ise iki kaza göze çarpıyor.

bence nükleer enerji kullanımında geç bile kalındı, itiraz edip karşı duracağımıza işimizi yabancılara bırakmamalıyız.
 
@Fatma Ökdem

Fatma Ökdem hanım, kendi adıma elbette komşularımızın nükleer enerji kullanımından dolayı da tedirginim. Maalesef ki bu konuda yapabileceğim birşey yok. Kendi ülkemizin enerji politikası üzerinde bile söz hakkı tanınmazken bir başka ülkedeki üzerine nasıl bir etki yapabilirim. Sadece ülkemiz değil, yaşadığımız dünya olarak bakmak gerekiyor bu konuya tabii ki. Nükleer santrallerde olabilecek herhangi bir hata/kaza çevre ve insan sağlığı açısından geri dönüşü olmayan hasarlara yol açıyor ve bundan etkilenecek olan da sadece bizler değiliz, bunun faturasını gelecek nesiller de ödemek zorunda kalıyor. Japonya'da yaşanan felaketin esas etkileri ne zaman görülmeye başlayacak ve ne kadar sürecek sizce? Biz bu durumdan da etkilenmeyecek miyiz? Çernobil'deki kazadan biz de etkilendik, Japonya'dan da etkileneceğiz. Tüm dünya etkilenecek. Evet başkalarının hatalarının cezasını biz de çekiyoruz ama bir de böyle bir kazanın kendi ülkemizde yaşandığını düşünün. O zaman dolaylı etkilenen değil direk etkilenen olacağız. Sizce elde edeceğimizi düşündüğümüz fayda aldığımız riske değer mi? Ben başkaları yapıyor biz de yapalım mantığıyla bakamıyorum bu konuya. Bakış açım daha ziyade başkalarının yaptığı hatalardan ders alıp aynı hataları tekrarlamamak yönünde. (İşin siyasi/ekonomik boyutuna girmek istemediğim için Yap-işlet-devret, alım garantisi, ekstra bir dışa bağımlılık gibi konuları dile getirmiyor, sadece insan ve çevre açısından görüşlerimi dile getiriyorum)
 
Üst