• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

2062 yılından yazıyorum.

Fatih Özcan

Site Kurucusu
Katılım
7 Aralık 2008
Şehir
Yurt Dışı
Firma
ABL Group
2062 yılından yazıyorum. Akdeniz sahillerinde nesli tükendiği sanılan bir canlı türüne rastlandı. Evet caretta caretta. Uzmanlar dünya üzerinde yaşayan son caretta carettanın günümüze nasıl ulaştığı konusunda görüş ayrılığına düştüler.

Her neyse, bugün 5 Haziran 2062 yaz mevsiminin başlarındayız. Termometreler -5 dereceyi gösteriyor. Küresel ısınma Türkiye’nin başına bela olalı tam 15 yıl oldu. 2047 yılında Antalya’yı birbirine katan kasırgada hayatını kaybeden 5200 kişi için anma etkinliği düzenlendi. Küresel Isınma İle Mücadele Bakanı, Çevre Bakanı, Su işleri Bakanı, Doğal Afetler Bakanı ve Başbakan da törenlere katıldı. Tören sonrası açıklamalarda bulunan Başbakan ‘’Hükümet olarak doğal afetler, salgın hastalıklar, kuraklık ve açlıkla mücadelemizi sürdüreceğiz’’ dedi.

Başbakanın yüzündeki tedirginlik internet gazeteleri tarafından ‘’ABD ile Su Savaşı Kapıda’’ manşetiyle yorumlandı. Geçen hafta ABD Başkanı Göller Bölgesindeki su kaynağından hak talep etmişti. Türkiye’deki kuraklığa bile çare olamayan su kaynağının ABD tarafından sahiplenilmesi kamuoyunda büyük tepkilere yol açmıştı. Türkiye’nin dört bir yanında ‘’Suyumuz kanımızdır’’ yazılı afişlerle halk ayaklanmıştı. Bu olaylar üzerine Başbakan ‘’ Evet diplomatik bir kriz yaşıyoruz, umarım bu savaşla sonuçlanmaz’’ dedi. Görülen o ki ABD Göller bölgesindeki ‘’Su’’ için geri adım atmadı.

Belgrat ormanında ağaç keserken yakalanan M.K hakkında müebbet hapis cezası istendi. Çevreye zarar verenler hakkındaki cezaların ağırlaştırılmasından sonraki bu ilk karar herkes tarafından takdirle karşılandı. Muhalefet partisinin, çevre konusundaki cezaların arttırılması ve çevre suçlarına idam cezası getirilmesi konusunda hazırladığı kanun teklifini Meclis Başkanlığına sunması bekleniyor.

Yeterli beslenememe, temiz su kaynaklarının tükenmesi, çevredeki atıklardan meydana gelen hastalıklar, havadan yeterli oksijenin alınamamasından kaynaklanan rahatsızlıklar, insanların en çok yaşadığı sorunlar olmaya devam ediyor. Bu sorunlar Avrupa’yı da büyük ölçüde etkisi altına almış durumda. Teşhis konulamayan hastalıklar günden güne çoğalıyor ve insanlar artık çaresizliğe doğru sürüklendiklerini düşünüyorlar.

Bu senaryolarla 2062 yılında ‘’görüşmemek’’ umuduyla, Dünya Çevre Gününüz Kutlu Olsun.

Taylan BUNARBAŞI
 
Okudukça kötü oldum..bizler kaynaklarımıza sahip çıkmaz ve kirletmeye devam edersek ABD bize savaş açmadan zaten kaynaklarımızı kaybetmiş olabiliriz..okuyunca saçma olur mu öyle şey diyor birçok kişi ama gerçekten bilinçli davranmazsak bu durumla karşı karşıya kalmakta mümkün... Umarım böyle çevre felaketleri ile karşı karşıya kalmayız.. İnanıyorum ki meslektaşlarımızın çabaları ve çevre gönülleri ile daha iyi bir dünya oluşturabiliriz..
 
Nüfus artışı ile dünya nüfusu ile kullanılabilir su kaynaklarının azalmasını orantılarsak suyun ne kadar önemli olduğu aşikar. Bugüne kadar dünyadaki savaşların din ve enerji(petrol,doğalgaz) üzerine olduğunu düşünürsek ve su için beklenen senaryoların gerçekleşmesi durumunda 2062deki savaşın nedeni neden su olmasın
 
Şuan ki teknolojiyle bile deniz suyunu arıtabiliyoruz. Suyu bir şekilde elde etmesini biliyoruz ama küresel ısınmadan dolayı su seviyeleri yükseldikçe, değişen iklim koşulları ile artan nüfusa göre ekilebilir alanlar kıyasladığında esas sıkıntı açlık olacak gibi geliyor bana. Sudan ziyade topraktan savaş çıkacak gibi. Ama hayat bir çember olup, başlama noktası ile bitiş noktası aynı olduğu için her halde yaşam suda başladı suda da bitecek gibi bilemedim.
 
"-Ortadoğu ulusları, uluslar arası sular ve yer altı sularını kapsayacak biçimde birbirlerinin çıkarlarını gözetmeksizin sonu gelmeyen bir yarış içerisine girmişlerdir. Acı olanı, bu yarışın sonunda sadece daha fazla su kıtlığı ve daha fazla çatışma olmasıdır... Bütün bu boyutlarıyla su kendine has politikaları ve stratejileriyle Türkiye’nin de içinde jeopolitik ve ekolojik olarak yer aldığı bir konudur..." (Aziz Koluman. Dünyada Su Sorunları ve Stratejileri. Sh. 3)
 
Şu anda kontrolsüz bir şekilde inanılmaz bir nüfus artışı var. Bu artış öyle bir artış ki, ne önüne geçilebiliyor ne de başka bir şey yapılabiliyor. Gezegenimiz bu kadar yoğun bir nüfusu kaldıramıyor. Aslında kaldırır kaldırmasına ama bunun için bir çalışma yapılmıyor ve önlem alınmıyor. Tüketim, bütün kaynaklardaki üretimi geçtiği zaman sıkıntı başlıyor demektir ki, şu an bu durumla karşı karşıyayız ve bu durum bir süre sonra kıtlığa da dönüşecektir. Kesilen ağaçların, ormanların, atık için kullanılan çevrenin, nehirlerin, doğanın, denizlerin ve havanın önemi 2062'de ne kadar anlaşılır bilmiyorum ama eğer böyle giderse 2062'ye kadar gezegenimiz büyük bir sıkıntıya gireceği de bir gerçektir diye düşünüyorum.
 
Yaz mevsiminin başlarındayız termometreler -5 dereceyi gösteriyor ha :D
Çok güzel bir olmuş hikaye tadında okudum yuttum.
 
Üst