• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

80'lerin sonu 90'ların başında çocuk olmak

70 - 80 - 90' lı yıllarda mı büyüdün? Nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın? :)

1.- Arabaların emniyet kemeri, kafalıkları,
ve kesinlikle hava yastıkları yoktu.

2.- Arka koltuk tehlikeli değil de eğlenceliydi.

3.- Bebek yatakları ve oyuncaklar renkliydi.
Ya da en azından kurşunlu, muhtelif ,
zehirli maddeler ile boyanmıştı.

4.- Prizlerin, araba kapılarının, ilaç şişelerin
ve kimyasal ev temizliyicilerinin üzerinde,
çocuk kilitleri yoktu...

5.- Kasksız bisiklete biniliyordu.

6.- Steril su şişelerinden değil de bahçe hortumundan,
yada muhtelif başka kaynaklardan su içiliniyordu...

7.- Oyun oynamaya çıkmanın tek şartı,
hava kararmadan önce eve dönmekti.

8,- Cep telefonu yoktu ve hiç kimse nerelerde
gezdiğimizi bilmiyordu. İnanılmaz ...

9.- Okul öğlen bitiyordu...
Ve öğlen yemeği için evimize geliyorduk.

10.- Bir sürü yaramız, kırılmış kemiğimiz ve kırılmış dişimiz vardı, fakat hiçbir zaman birileri bu yüzden mahkemeye verilmiyordu.Kendimizden başka kimse sorumlu değildi.

11.- Bolca tatlılar ve tereyağlı ekmekler yiyorduk, ve gerçek şekerli içecekler içiyorduk ve hiç kilo sorunumuz olmazdı
- çünkü hep dışarda oynardık , aktif olarak ...

12.- Dört çocuk bir limonatayı paylaşabiliyorduk...
aynı bardaktan içebiliyorduk, ve kimse bu yüzden ölmüyordu.

13.- Playstation, Nintendo 64, X boxes, Vídeo oyunlarımız,
99 kablolu kanalımız , Dolby surround, Cep telefonumuz, Bilgisayarımız, Internet de Chat odalarımız YOKTU.

onun yerine ARKADAŞLARIMIZ vardı bolca!!!

14.- Yürüyerek veya bisiklet ile uzakta oturan arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyorduk, kapılarını çalıp hatta çalmıyarak içeri girip onları oyun oynamaya çağırabiliyorduk!!!

15.- Evet dışarıda, o acımasız korkunç dünyada!
Korumamız olmadan! nasıl mümkün oluyordu bu?
Tek kale üzerine maç yapardık ve birisi takıma alınmadığında
psikolojik travma oluşmuyordu ya da dünyanın sonu gelmiyordu.

16.- Bazı öğrenciler diğer öğrenciler gibi başarılı değildi ve sınıfta kalabiliyordu. Fakat bu yüzden kimse Psikologa ya da Pedagoga gönderilmiyordu. Kimsede Dislexia, konsantrasyon sorunu veya hiper aktivite yoktu, basitçe o okul yılını tekrarlıyordu.

17.- Özgürlüğümüz , üzüntülerimiz ,
başarılarımız , görevlerimiz vardı.

...ve bunlar ile yaşamayı öğreniyorduk.

Soru: nasıl oldu da bütün bunlara rağmen hayatta kalmayı başardık???

Ve daha da önemlisi kendi kişiliğimizi bu şartlar altında nasıl oldu da geliştirebildik???

Sen de bu jenerasyondan mısın?

Şimdiki çocuklar büyük bir olasılık ile bizim yaşama şeklimizi sıkıcı bulacaklar - fakat- bizler çok güzel ve mutlu yaşadık!!

değil mi?
 
fişek.jpg
Nefes gücü ile bir boru aracılığında huni şeklinde sarılmış kâğıt fişek atan bir çocuk oyunu silahıdır.30 cmuzunluğunda kesilmiş bir elektrik borusundan, fişeği ise bir kalem boyundan biraz daha kısa olarak sarılmış kâğıt bir huniden oluşur. Huni sarıldıktan sonra ucu tükürükle ıslatılıp yapıştırılır.Fişek arkadan yerleştirilir, güçlü nefesle borunun içine üflenilir ve fişek hızla ilerler. ‘’ŞİŞTİ’’ denilen şişme durumuna geçmediyse, yani borunun içindeki hava basıncının ve buharın etkisi ile parçalanıp içinde kalmamışsa sizden keyiflisi olmazdı.Boruya iki-üç kibrit kutusunun elektrik bandı ile birleştirilerek eklenmesi ile de basit ve hoş görünümlü tutacak yerde yapanlar olurdu. Aslında bunu herkes yapardı, bu da yetmezdi ve elektrik borusundan yüzük şeklinde ufak parçalar kesilerek alt alta yapıştırılır ve bu deliklerden üstteki nişangâh, alttakiler de yedek fişeklikler olarak kullanılırdı. Bu durumu ile elektrik borusu artık bir makineli silaha benzerdi.Fişeğe iğne koyup tehlikeli hale sokmak her çocuğun aklına geldiysede hayat boyu sakatlığa sebep verebileceğinden çok fazla denenmezdi.Fişek veya diğer adı ile boru mekanizması olmayan ağır silahtı bizim için.
 
garib..JPG

90 larda çocuk olmak böyle bişeydi kimilerimz içinde...

En güzel yarınlar bir çocuğun düşlerinde saklı öyle masum düşlerkı ne savaş ne umutsuzluk ne buhran vardır düşlerinin bi yerinde. Ne de mehtapli gecelerde sahilde oturup yakamuzu seyretmek... Öyle masum düşlerkı öyle kararlı bekleyislerki ne bil engel bilir ne de yoluna çıkıp dur diyecek birini düşünür sadece hedefi vardır. Büyüyünce ne olacaksin sorusuna kimi zaman masumca bi ifade öğretmen olacağım ya da avukat. Bazen küçük bir kız çocuğundan çıkan en güzel söz gelin olacağım cevabı... Tanımayışlarin en dip noktasında dururlar. Sadece bir pencereden bakarlar baharın en muhteşem ahengi saklı, kuş cıvıltiları, kelebekler,renga renk çiçekler bir CENNET düşünürler... Bir cennet hayal ederler en güzel düşler çocuklarındır ışte. Saygıyı uslu durmakta bazende olmadık yerde soru sormakta bilirler... Kan görmemiş, acı ızdırap görmemiş yüzler saklı bakışlarında belki en acısı annesinin karşısında ağlaması ışte onu yıkan bu olur hıçkıra hıçkıra aglayislar sarar güzel yüzünü güzel yüreğini. Hele bi dokunun annesine aslan kesilirler babası olsa bile tüm gücüyle vurmaya yada küçük bedenini annesine siper etmeye çalışırlar... Bazen de öyle masum yalvarışları olurki, elini kolunu bağlar tek çare tüm imkanlarını seferber edip yalvarışlarına cevap verecek birşey bulmak olur... Çocuk ışte ne yarını bilir, nede yarınını saracak yüreğini parçalayacak acıları...
 
@CMNet Okuru
:hrkbuya: allaaahımmmmmm çok güzel görünüyorlar..resmen ağzımın suyu aktı..peçete iyi fikir ama kurtarmaz bu halimi :kptmya:
bu arada eklemeden gecemiycem peçete koleksiyonu cok modaydı o zamanlarda..heyy gidi günler heyy :)
 
Üst