• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Artık yalnız değiliz sırada hangi meslek var sizce?

Çiğdem Aksoy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Mart 2010
Şehir
Tekirdağ
Firma
..
merhaba arkadaşlar;

haberleri okudukça her geçen gün biraz daha şaşırıyorum ve paylaşmadan duramıyorum Türkiye de neler oluyor. eğitim darbe üstüne darbe yiyor. bölümler meslekler birbirine karışmış bizler kendi içimizde olup biteni tartışırken dışarıda neler olduğunu farketmiyormuşuz. meğer hak yönünden sadece gasp edilenler bizler değilmişiz. önce çevre mühendisleri sonra doktorlar şimdi de meteoroloji mühendisleri. sırada hangi bölüm var sabırsızlıkla bekliyoruz.

( Kazım Ataer - Hürriyet )

Yağmuru hukukçu, karı mimar bilecek

3 Kasım 2011
Meteoroloji Mühendisleri ve öğrencileri ayakta

Meteoroloji Uzmanı olmak için Meteoroloji Mühendisliği bölümü okumaya gerek kalmadı. Artık hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat, işletme, mimarlık ve mühendislik fakülteleri mezunları da ‘meteoroloji uzmanı’ olabilecek. Meteoroloji Mühendisleri bu durumu ‘skandal’ olarak yorumlarken, Meteoroloji Uzmanı olabilmek için dört yıllık Meteoroloji Mühendisliği bölümünü okuyan öğrenciler isyanda: “Bilseydik iktisat okurduk. Hem iktisatçı hem meteoroloji uzmanı olurduk.”

Resmi Gazete’de yayımlanan 657 sayılı KHK’da Meteoroloji Uzmanı olmanın şartları yeniden belirlendi:

a) En az dört yıllık eğitim veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat, işletme, mimarlık ve mühendislik fakülteleri ile Genel Müdürlüğün görev alanına giren ve yönetmelikle belirlenen fakültelerden veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt içi veya yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak.

b) Yapılacak yarışma sınavında başarılı olmak.

Eski mevuzat ise şöyleydi:

1 - Mühendis, yüksek mühendis, istatistikçi, fizikçi, jeomorfolog, bilgisayar veya meteoroloji alanına giren diğer konularda en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış veya bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca kabul edilmiş yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olmak,

2 - Açılacak yarışma ve yeterlik sınavında başarı göstermek.

Hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat, işletme, mimarlık ve mühendislik fakülteleri mezunlarının ‘meteoroloji uzmanı’ olabilmek için nasıl bir eğitim sürecinden geçeceği henüz belli değil.

Başta Meteoroloji Mühendisliği bölümü öğrencileri olmak üzere, Meteoroloji Mühendisleri Odası ve meteoroloji dünyası bu yeni kararnameye tepkili…

İTÜ ÖĞRETİM ÜYESİ METEOROLOJİ MÜHENDİSİ ORHAN ŞEN:

Bu tam bir skandal. Tamamen bir skandal. Böyle bir şey olamaz. Meteoroloji bir fizik ve matematiğe dayalı bir meslektir. Biz burada dört senelik eğitim veriyoruz.

"NASIL UZMAN YAPACAKLAR"

Bunları aldınız. Peki nasıl meteoroloji uzmanı yapacaklar? Sertifikayla uzman olacaklar. İklim değişikliğine karar verecek. Türkiye’deki yağışa karar verecek iki aylık bir sertifikayla belki de bir bilemiyoruz.

Şimdi böyle olunca, Türkiye’de iklim değişikliğine gönülsüz bir inanma vardı. Hele hele iklim değişikliğinin etkilerini çok fazla görüldüğü şu günlerde, o kadar hissediyoruz ki bunları araştıracak, etkilerini yapacak bir genel müdürlük Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü. Benim bu meslek gruplarıyla hiçbir sıkıntım yok. Onların bir suçu da yok.

"KEŞKE İKTİSAT OKUSAYDIK"

Şimdi dersten çıktım öğrenciler geldi. Biz neden okuyoruz diyorlar. Keşke iktisat okusaydık da iki mesleğimiz olurdu diyorlar. Dersten çıktım geliyorlar. Hocam nedir bu durum dediler. Çocuklar isyan şaşkınlık içerisinde. Öğrenciler de bizler de çok rahatsızız.

METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL SEKRETERİ YÜKSEL YAĞAN:

Bu çok yanlış bir uygulama. Meteoroloji bilimsel matematiksel ve fizik kurallarını temel alan bir bilimdir. Son yıllardaki küresel ısınmayla, hava kirliliğinin artmasıyla önemi daha da arttı.

İktisat işletme hukuk mimar meteoroloji uzmanı olamaz. Bu bizim için mesleğimiz için de bir açmaz. Bu KHK bizim odamızın, hiçbir STK’nın ve Meteoroloji’nin görüşü alınmadan hazırlanan bir kararname.

"HİÇBİR ŞEY BELLİ DEĞİL"

Açık öğretim mezunları iktisatçı sayılıp burada Meteoroloji Uzmanı unvanı alacaklar. Hiçbir şey belli değil. Yönetmenlik belli değil. Hukuk ve işletme mezunları nasıl olurda meteoroloji uzmanı olur? Meteoroloji mühendisleri, fen ve matematik bilimleri üzeirne eğitim yapan bir mühendislik bilimi. Böyle bir fen biliminde, nasıl hukukçu nasıl işletmeci nasıl yer alabilir? Bu ciddi bir açmazdır. Odamızda bu KHK ile ilgili hukuki süreci araştırıyoruz. Bununla ilgili hukuki süreçleri başlatmayı düşünüyoruz

Ben bunu tamamen kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Meteoroloji Mühendisliği dururken, Açıköğretim mezunu bir kişi rahatça Meteoroloji Uzmanı olabilir. Bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Fizik, matematik, elektrik-elektronik mühendisliği mezunlarını kabul edebilirdik. Biz de destekleyebilirdik, ancak hukuk, işletme, sosyal bilimler mezunlarının, mimarın meteorolojiyle hiçbir alakası yoktur.

Tayland günlerdir sel altında. Ülkemize önümüzdeki yıllarda ne olacağı konusunda meteoroloji bilimleri son derece önemli. Biz ülkemiz için varız. Fakat siz bunu hukuk işletme mezunlarıyla mimarla yapamazsınız.
 
Böyle sessiz otururken kafamıza vuran daha çok olur.Çevre mühendislerine karşı haksızlık,doktorlara haksızlık,meteoroloji uzmanlarına haksızlık,mühendislere,eğitimcilere,öğrencilere,çocuklara,kadınlara,insanlara haksızlık bu böyle devam eder gider gelişmemekte direnen sevgili ülkemizde.Bu bir zihniyet meselesidir ve yazıktır ki bundan gocunan azdır.Çok üzülerek söylüyorum ki ben tünelin sonunda ışık görmüyorum.
 
arkadaşlar bu çevre görevlisi sınavının sonucu ne oldu bilen var mı?Çan yapıp 35 ve üstü olanların geçirildiğine dair duyumlar aldım bunun gerçeklik payı var mı?Bu eğer gerçekse nasıl birşeydir.35 ne demek.70 olan baraj nasıl çan yapılabilir.O zaman bizde isg uzmanlığı sınavına girdik orda da yapılsaydı bu çan.Nasıl bir mesleği gasp etmektir bu!
 
Eğitim sistemi meslek kavramı çıkmaza sürükleniyor. Yakında biyoloji ve veterinerlik bitirenlerde doktor olursa ameliyatlara girerse şaşırmayın. Bu yasa ve yönetmelikleri bir bilim kurulu oluşturarak hazırlatması gerekiyor bakanlığın. Hoş o zaman meclis ne yapacak dimi....
 
ondan sonrada diyorlarki kalifiye eleman yok ,bu iş hayatının her alanında var güvenlik görevlisi diye alıyorsun kantarcılık yaptırıyosun elektrikçi diye alıyorsun inşaat işlerine veriyorsun mühendis diye alıyorsun kafana göre kullnıyorsun ondan sonra gelişmekte olan ülkeyiz çok çalışmamız gerekir diyosun.Kendi yetişmiş elamanına sahip çıkmıyorsun sonra ithal doktor diyorsun artık bizimde ithal siyasetçi deme zamanımız geldi herhalde bilmiyorum.
 
Bazı ülke yöneticileri, liselerimizde ve üniversitelerimizde herkesin her işi yapabilecek kapasitede ve potansiyelde bir eğitim aldığını sanıyorlar demek ki..belki de öyle olmalı. doktorlar mimar olsun, mimarlar avukat, hepsi 2 aylık sertifika ile olsun. üniversitedeki 4 yıl süren eğitimde de gezip tozup, gençliğin tadını çıkarsınlar... :p
 
Merhaba arkadaşlar bugün izlediğim bir habere göre artık yalnız değiliz meslek grubuna bir meslek daha katılmış bulunmakta. henüz kanun taslak halinde ama her an onaylanabilir. hakları gasp edilen yeni meslek grubu avukatlar.
artık lisans mezunu 30 yaşını doldurmuş Türk vatandaşı avukat olabilecek. avukattan kastım tabiki tam manasıyla avukat olmayacak mutlaka sınırlama getireceklerdir. Yeni meslek grubunun adı Arabuluculuk... aşağıdaki yazıyı internetten buldum. sizlerle paylaşıyorum.

Yeni Bir Meslek Arabuluculuk

Özet: Bu yazıda halen tasarı halinde olmasına rağmen büyük tartışmalara neden olan Hukuk Uyuşmazlıklarında “Arabuluculuk” Kanunu Tasarısı’nın üzerinde çok yönlü bir değerlendirme yapılacaktır.
Tasarı Hukuk gündemine düşer düşmez çoğu kanun için gösterilmeyen bir tepkiyle karşılaşmıştır. Tepkiler sadece barolarla sınırlı kalmayıp, özellikle üniversitelerden ciddi tepkiler ve eleştiriler almıştır. Tasarının toptan reddi ile üzerinde değişiklik yapılması önerileri arasında değişen geniş yelpazede, birçok değerlendirmeler gelmiştir. Ülkemizin uyum sağlamaya çalıştığı Avrupa Birliği müktesebatı mahkeme dışı uyuşmazlık çözüm yolları konusunda düzenleme yapmayı gerektirmektedir. Ancak bu yazıda değinileceği gibi bazı açılardan hiç örneği olmayan bir tasarı ile karşı karşıya olmamız ve mevcut iktidarın düzenlemeyi en kısa zamanda yasalaştırmaya yönelik kuvvetli iradesi, konunun hukukçular tarafından acilen kavranması ve gerekli tartışmaların bir an önce yapılması gerekliliğini doğurmaktadır. Bu yazıda tasarının genel hatları ve getirilen yenilikler ve gerekçeleri, avukatlık mesleğine olabilecek etkileri, değişik kesimlerden gelen eleştiriler ve düzenlemenin ideolojik yaklaşımlar açısından değerlendirmesi yapılacaktır.

Tasarının Gerekçesi Tasarının gerekçesinden dikkat çekici bölümler:

Uzlaşma suretiyle uyuşmazlıkların çözümü son yıllarda pek çok ülkenin kanun koyucularını meşgul etmektedir. Bunun nedeni, bu ülkelerde yargı yükünün ve yargı giderlerinin giderek artması, bunun sonucunda yargının yavaş işleyişi ve bunların getirdiği olumsuzlukların çözümüne yönelik arayışlardır. Uyuşmazlıkların dava yolu ile çözümü yerine, tarafların kendi iradeleri ile uzlaşarak uyuşmazlığa son vermeleri, toplumsal barışın korunması açısından tercih sebebi sayılmaktadır. Alternatif uyuşmazlık çözümü, aslında yargı sistemi ile rekabet içinde olmadığı gibi, amaç yargıyı ortadan kaldırmak da değildir. Devlete ait olan yargı yetkisinin mutlak egemenliğine zarar vermeden uyuşmazlıkların daha basit ve kolay çözümü amaçlanmaktadır. Bu nedenle, hazırlanan Kanun, sadece tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri işlerden kaynaklanan hukuk uyuşmazlıklarında uygulanacaktır…
Alternatif uyuşmazlık çözümleri ceza ve idarî yargı alanında da kabul edilmektedir. Ancak özel hukuka ilişkin uyuşmazlıkların niteliği ve arabuluculuk yöntemlerinin de farklı olması nedeniyle, ceza ve idarî uyuşmazlıklardan ayrı olarak düzenlenmesinin isabetli olacağı düşünülmüştür. Öte yandan, bu yöndeki düzenlemenin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu içinde yer alması düşünülebilir ise de genel bir kanunda bu hükümlerin yer alması yerine, ayrı bir kanun içinde düzenlenmesinin daha doğru bir yaklaşım biçimi olacağı sonucuna varılmıştır. Nitekim Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Slovakya gibi ülkelerde de arabuluculuk ayrı kanunlarla düzenlenmiştir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları sınırlı değildir. Her ülkeye ve sosyolojik gerçeklerine uygun alternatif uyuşmazlık çözümleri mevcuttur. Ancak, arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde en yaygın ve başarılı olanıdır. Bu nedenle hazırlanan Kanun arabuluculuğa ilişkindir. Arabulucu, tarafların uzlaşarak seçtikleri üçüncü bir kişidir. Arabuluculuk süreci sonunda arabulucu bir karar vermez. Tarafsız arabulucu bilimsel yöntemlerle taraflar arasındaki iletişimi sağlayarak, uyuşmazlığın çözümünü mümkün kılmayı amaçlar.

Tarafları, arabulucuya hâkim yönlendirebileceği gibi, onlar, dava açmadan önce bu yola kendiliğinden de başvurabilirler. Yine arabulucuya başvuru konusunda çeşitli ülkelerde farklı çözüm yolları kabul edilmiştir. Bazı ülkelerde arabulucuya başvuru tamamen tarafların iradesine bırakılmıştır. Nitekim Fransa, Belçika, Avusturya, Bulgaristan, Macaristan’daki düzenlemeler de bu yöndedir. Diğer bir sistem, arabuluculuğun teşvik edilmesidir. İspanya, İtalya ve İngiltere’de durum böyledir. Başka bir sistem ise, dava açmadan önce mutlaka tarafların arabulucuya başvurma zorunluluğudur. Bazı uyuşmazlıklar için, Almanya ve Yunanistan’da bu yöntem benimsenmiştir. Arabuluculuğun ihtiyari olması nedeniyle, Kanunda, tarafların hiçbir zorlama olmaksızın kendi iradeleriyle bu yola başvurması kabul edilmiştir. Arabuluculuk sürecinin desteklenmesi için, maddî hukuktaki sürelerin durmasına ilişkin bir düzenleme yapılması gereklidir. Bu amaçla, tarafların arabulucuya başvurmaları halinde, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin işlemeyeceği kabul edilmiştir.

Arabuluculuk faaliyetinin başarı ile sonuçlanabilmesi ve bu çözüm yoluna güven duyulabilmesi için, arabulucunun öncelikle tarafsız olması gerekir. Bu amaçla gerektiğinde arabulucunun reddi prosedürü düzenlenmiştir.

Arabulucuların iyi yetişebilmesi, iyi bir eğitim almalarını gerektirir. Bu konuda eğitim verecek kurumların, Adalet Bakanlığı’ndan izin alması, gerekli koşullara sahip olmaları hâlinde arabulucuları eğitebilecekleri kabul edilmiştir.

Arabuluculuk faaliyeti sırasında tarafların ve arabulucunun edindiği bilgiler gizli tutulmalıdır. Arabuluculuk faaliyeti sırasında taraflarca ileri sürülen belge ve bilgilere, diğer yargı mercileri önünde, örneğin mahkemelerde ya da tahkimde dayanılamaz. Bunun nedeni arabuluculuk faaliyetine güven sağlanması ve verilen ödünlerin aleyhe kullanılmasının önlenmesidir. Bu belge ve bilgiler mahkemeler tarafından da istenemeyecektir.

Arabulucunun uyuşmazlığın çözümünde üstlendiği rolün önemi ve arabuluculuk yönteminin güvenilir olmasını sağlamak amacıyla, sadece eğitim almış ve sicile kayıtlı arabulucuların bu Kanuna göre arabuluculuk yapabilmeleri kabul edilmiştir. Süreç içerisinde üstlenmiş olduğu görevin özel önemi ve ağırlığı gözetilerek arabulucunun seçimi, nitelikleri, hak ve yükümlülükleri ile ilgili olarak özel hükümler sevk edilmiştir. Aynı amaçla, arabulucuların bir sicile kaydedilmesi, denetlenmesi ve gerektiğinde sicilden silinmesi düzenlenmiştir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda uzlaşma sağlanması hâlinde taraflar bir uzlaşma belgesi düzenleyebilirler. Bu belge taraflar açısından bağlayıcı ve gerektiğinde icra edilebilir niteliktedir. Ancak tutanak düzenlenmesi tamamen tarafların iradesine tabîdir.

… Arabuluculuğun özendirilmesi için tarafların imzaladıkları ve ilâm niteliğinde belge sayılan uzlaşma tutanağının damga vergisi ve harca tabi olmaması da kabul edilmiştir.

Arabuluculuk faaliyetinin düzenle yürütülebilmesi için ayrı bir teşkilatlanmaya gidilmiş, bu teşkilatlanma da Adalet Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede, arabuluculukla ilgili asıl görevler Bakanlık Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne bırakılarak, arabuluculuk faaliyetleri için ayrı bir Daire Başkanlığı kurulması öngörülmüştür. Bunun yanında yürütülecek faaliyete katılım ve objektifliğin sağlanabilmesi amacıyla, farklı kurum ve kuruluşlardan temsilcilerin katılacağı ayrı bir arabuluculuk kurulu oluşturulmuştur.

Arabuluculuk İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları*(* Tasarının mevcut hali dikkate alınarak hazırlanmıştır.)

Kimler Arabulucu Olabilecek?

Dört yıllık lisans eğitimi almış ve otuz yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı arabulucu olabilecektir.

Arabulucular Siciline Kayıt Şartları Nelerdir?
Arabuluculuk siciline kayıt, Arabuluculuk Eğitimi almış kişinin Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığına yazılı olarak başvurması üzerine yapılabilecektir.

Arabuluculuk siciline kaydedilebilmek için;
1-) Türk vatandaşı olmak,
2-) Tam ehliyetli olmak,
3-) Taksirli suçlar dışında herhangi bir sabıkası bulunmamak,
4-) Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olmak gereklidir. Arabulucu, sicile kayıt tarihinden itibaren faaliyetine başlayabilecektir.

Arabulucuların Sicili Nerede Tutulacak?

Özel hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk yapma yetkisini kazanmış Arabulucuların Sicilleri Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından tutulacaktır. Bu sicilde yer alan kişilere ilişkin bilgiler, Daire Başkanlığı tarafından elektronik ortamda da duyurulacaktır.

Arabuluculuk Eğitiminin İçeriği ve Kapsamı Nedir?

Arabuluculuk Eğitimi; arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesiyle ilgili temel bilgileri, iletişim teknikleri, müzakere ve uyuşmazlık çözüm yöntemleri ve davranış psikolojisi ve diğer teorik ve pratik bilgileri kapsayan en az yüz elli saat süreli bir eğitimdir. Arabulucu adayı eğer Hukuk Fakültesi mezunu değil ise ayrıca yüz saatlik temel hukuk eğitimi almakla arabulucu eğitimi almış sayılacaktır.

Arabuluculuk Eğitimi Nerelerden Alınabilecek?

Arabuluculuk eğitimi verebilecek olan kuruluşlar Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı’ndan izin alarak bu eğitimi vermeye başlayabileceklerdir. Bakanlıktan izin alan eğitim kuruluşları yine Adalet Bakanlığı web sitesinde yayımlanacaktır.

Arabuluculuk Eğitimini Tamamlayanlara Ne Tür Bir Belge Verilecek?

Arabuluculuk Eğitimi vermeye yetkili eğitim kuruluşları, eğitimlerini başarıyla tamamlayan kişilere arabuluculuk eğitimini tamamladıklarını belgeleyen “Arabuluculuk Yetki Belgesi” verecektir.

Arabulucuların Cezai Sorumlulukları Olacak mıdır?

Evet, arabulucu yükümlülüklerine aykırı hareket ederek bir kişinin hukuken korunan çıkarlarının zarar görmesine sebep olursa altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir. Ancak bu suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı tutulmuştur.
 
evet özel kurs sahıplerının ekmeklerıne yağ surulmus olacak ve dershane sektorune yenı bır kurs eklenecek ..vatana mıllete hayırlı ugurlu olsun:))) bekliyoruz bakalım daha kım kımın ısıne burnunu sokabılecek...
 
iyi oluyor aslında bu şekilde. kendimize dokunmadan diğerlerinin derdini anlamıyoruz biz maalesef millet olarak.
üzücü bir durum tabiki ama bu şekilde meslek odaları sanırım yakında daha güçlü sesler çıkarabilir.
 
Üst