• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

BM'nin Yeni İklim Zirvesi Durban'da Yapılıyor (29 Kasım 2011)

Can Avşar

Antalya İl Temsilcisi
Etkinlik Grubu
Katılım
25 Şubat 2009
Şehir
Antalya
Firma
ARÜV ÇEVRE MÜH. A.Ş.
Küresel ısınmayı engellemek amacıyla imzalanan Kyoto protokolü, sera gazı salınımına kısıtlamalar getiriyor. Önümüzdeki yıl süresi bitecek olan protokolün yerine yeni bir anlaşma sağlanması, dünya liderlerinin öncelikleri arasında. Bu nedenle, Güney Afrika’nın Durban kentinde Birleşmiş Milletler liderliğindeki toplantılarda, yeni anlaşma için pazarlık yapılıyor.

Konferansa katılanlar, emisyon gazlarının azaltılması gerektiği görüşünde birleşiyor. Ancak pazarlıklarda gerekli adımların atılması için bir türlü anlaşma sağlanamıyor.
Washington’daki Kaygılı Bilimadamları Birliği İklim Değişikliği Politikaları Bölümü Başkanı Alden Meyer’a göre, anlaşmazlık büyük tehlike yaratıyor:

"Avrupa Birliği, Kyoto protokolüne, daha geniş önlemler alan ve Amerika ile birlikte Çin gibi diğer gelişmekte olan ülkeleri de içeren bir anlaşma sağlanması halinde devam edeceğini açıkladı. Japonya, Kanada ve Rusya ise, gelecek yıl anlaşma süresi olduktan sonra Kyoto’dan çıkacaklarını bildirdi. Bu, Durban’daki görüşmelerin ana konusu: 2012’de Kyoto’nun süresi dolunca ne olacak?"

Protokolü imzalayan 200 ülkeden sadece sanayileşmiş olanlar, emisyon gazlarını düşürmekle yükümlü. Bunun nedeni, bu gazların atmosfere salınmasına neden olan sanayi sektörüne daha çok bu ülkelerin sahip olması.

Oysa, Kaygılı Bilimadamları Birliği’nden Todd Sanford’a göre, gelişmekte olan ülkeler arasında da aşırı miktarda emisyon gazına neden olanlar var:
"Kişi başına düşen miktara bakıldığında Amerika hala ilk sıralarda. Ancak çıkan toplam emisyon miktarı olarak, Çin ve Hindistan, artan sanayilerinin etkisiyle, gelişmiş ülkeleri geride bıraktı."

Amerikalı yetkili Jonathan Pershing, gönüllü olarak emisyon miktarını azaltmaya hazır olduklarını söylemişti:

"2010 yılında Cancun’daki toplantıda Başkan Obama’nın da söz verdiği gibi, Amerika, sera gazı salımını önümüzdeki 8 yılda, 2005’teki oranın yüzde 17 gerisine çekme taahhüdünün arkasındadır."

Avustralyalı temsilci Mark Dreyfus’e göreyse, asıl sorun uluslararası anlaşma sağlanamaması:

"Yaklaşık 200 ülkenin anlaşması kolay değil. Ayrıca görüyoruz ki, bazı ülkeler uluslararası anlaşmaya koyulan şartları da aşan, daha sıkı önlemleri kendi içlerinde zaten uygulamaya başlamışlar."

Konferansta Endonezya’yı Rachmart Witoelar temsil ediyor ve şunları söylüyor:
"Aldığımız kadar vermeyi de öğrenmemiz lazım. Endonezya, gönüllü olarak emisyonlarını azaltarak bunu zaten yapıyor."

Dünyanın en fazla karbon gazı salan ülkeler listesinde ikinci olan Amerika, listenin başındaki Çin’e kısıtlama getirmediği için Kyoto protokolünü imzalamadı.
Başkan Obama, Avustralya’yı ziyareti sırasında bu konuya değindi ve şöyle konuştu:
"Eğer biz ciddi adımlar atıyorsak, Çin ve Hindistan’ın da bu pazarlığın içine girmesi lazım. Bu, bizim yaptığımızı aynen yapacakları anlamına gelmiyor. Kişi başına düşen emisyon gazı salımında bizden çok daha geride olduklarını biliyoruz. Ancak yine de bu durum, sorumluluklarını yerine getirmeleri konusunda ciddi adımlar atmaları gerektiği gerçeğini değiştirmiyor."

Yine de yakın gelecekte Kyoto’nun genişletilmesi ya da uzatılması konusunda bir anlaşma sağlanması mümkün görünmüyor.

Suzanne Presto | Durban-Güney Afrika
 
Üst