Fatma Gül Es
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Kasım 2010
- Firma
- .
Türkiye'de resmi olarak 2.5 milyon kişi işsiz. Ve çalışan nüfusun yaklaşık % 40'ı da başka bir iş arıyor. Çalışan kişiler neden iş arıyor. Sebepler çeşitli.
* Niteliklerinin altında bir iş yapıyor olmaları
* Patron/ direkt amiri ile anlaşamamak
* Düşük ücret
* Özellikle İstanbul'da yaşayanlar için işin eve uzak olması
* Kendini geliştirme/ eğitim imkanlarının olmaması
* Fazla çalışmak, iş-özel hayat dengesinin bozulması
* Şirketin kurumsal olmaması; bunun altında da bir çok kırınım var. Ücret seviyelerinde adaletsizlik, aynı işi yapan aynı nitelikte 2 kişinin farklı ücret alması, objektif bir performans değerleme sisteminin olmaması hatta bazı kurumlarda performansın hiç ölçülmemesi gibi.
Bu aşamada işverenlerin de hedefleri, bilançoyu kısa bir süre için kenara koyup ciddi şekilde bu durumu düşünmesi gerekiyor. Bir elemanın şirkete maliyeti sadece maaşı değil. Bir pozisyona eleman seçme ve onu işe ısındırma, eğitme maliyeti çoğu kurumda ölçülmüyor ama çok yüksek. Onca zaman ve para harcayarak seçtiğimiz elemanları neden elimizde tutamıyoruz. Bu ülkede ortalama iş değiştirme süresi neden 2-2.5 yıl? Bunun cevabı kısmen, genç bir nüfusa sahip olmamız ve genç çalışanların piyasayı ve kendini tanımak için zamana ve deneyime ihtiyaç duymaları. Bunun dışında da bir şeyler olmalı şirketlerin yanlış ya da eksik yaptığı.
İş aramak için danışmanlara başvuran ya da kariyer koçluğu alan adayların çoğunluğu şu konuya dikkat çekiyor. Yöneticilerin tutumu, tüm ekibe adil/eşit davranma yetisi ve çalışanın takdir edilme, yaptığı işin görülmesine olan ihtiyacı. "Bana şu an aldığımdan daha az ücret versinler ama yaptığım işin önemli olduğunu bana hissettirsinler yeter." diyen danışanlarımız var. Bu çok önemli bir saptama; sayın genel müdürler, genel müdür yardımcıları, insan kaynakları yöneticileri. Belki de tüm motivasyon/çalışan ilişkileri politikalarınızı revize etme ve bu gerçek üzerine inşa etme vakti geldi.
Çalışanlarla ilişkiler kritik önemde. Çoğunlukla iş yapma öncelikleri öne çıkıyor ve yöneticiler çalışanlarla arkadaş olamıyor, onlara koçluk yapamıyor. İşimiz sadece yönetmek olsaydı daha kolay olurdu. İçerilerde daha komplike ve hassas insan unsuru var. " Benim için çalışan insanın sadece ücretini, eğitim planlamasını, performansını değil mutlu ve kendini gerçekleştiren çalışan olması için şirketle olan ilişkisini de yönetiyorum." diyen yöneticilerle bu sorunu aşabileceğiz gibi görünüyor.
Kaynak: