• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Tuğçe Kökbaş

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Mart 2011
Firma
X
Çevre Mühendisleri Odası, sen sus!

GÜVEN EKEN

06/07/2011

Kağıda düşen cesur söz, mermiden daha güçlüdür.

Mayıs ayının başıydı. Kütahya’daki gümüş madeninin siyanür havuzları bir bir patlıyordu. Olayın hemen ardından bölgeye giden Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir’in verdiği bilgileri basın yoluyla takip etmeye başladık.

Taşdemir, ‘Türkiye’nin iyi ki bir Çevre Mühendisleri Odası var’ dedirtecek bir dolulukta ve kolay anlaşılır bir dille başımıza gelebilecek felaketi anlatıyordu.
Ne var ki, geçtiğimiz günlerde Kütahya’daki Eti Gümüş A.Ş.’nin bu teknik açıklamalar nedeniyle Çevre Mühendisleri Odası’na dava açtığını öğrendik. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı bu gelişmeyi şu sözlerle duyurdu: “Çevre Mühendisleri Odamıza tazminat davası açılmış ve bundan sonra da konu ile ilgili yapacağı basın açıklamalarının durdurulması istenmiştir. TMMOB ve bağlı odaları, varlık nedenleri olan, toplumu bilgilendirme ve bilimsel bilgiyi halkla buluşturma görevine yılmadan devam edecektir.”
* * *
Garip değil mi? Siz işinizi suiistimal edeceksiniz. Siyanür kullandığınız yetmiyormuş gibi, havuzların patlamasına göz yumarak bölgedeki yaşamı tehlikeye sokacaksınız. Sonra da bu faciaya karşı toplumu uyaran bir kurumu dava edeceksiniz!
Hayır, anlayamadığım şu... Birkaç hafta önce çok sayıda hayvan aynı madenden sızan siyanür nedeniyle ölmedi mi? Kütahya Dulkadir köyünden nice insan siyanür zehirlenmesi nedeniyle hastanelik olmadı mı? Bu maden bir köyün kaderini mahvetmedi mi?
Durum böyleyse nasıl oluyor da sanık ve davacı yer değiştirebiliyor? Belli ki, Çevre Mühendisleri Odası’na bir dava açılmadan çok önce, kamuya ve çevreye verdiği zararlar nedeniyle maden aleyhinde dava açılmalıydı. Ne garip ki tam tersi oldu.
* * *
Ey bilgiden korkan insan! Sen aslında kendinden korkuyorsun. Bu nedenle bilgiyi elinde tutanı işitmek itemiyorsun. Onu düşman ya da rakip görüyorsun. Sadece o yokken konuşuyor, ona da ‘Sen sus!’ diyorsun.
Bilesin ki bu sadece seninle ve bir başkası arasında geçen bir dava değil. Bu, cehaletle bilgi arasındaki binlerce yıllık dava. Korkuyla cesaret arasındaki hiç bitmeyen duruşma. Sen ne yaparsan yap... Şu sözler kağıda düştü bile: “Şu anda çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Biz çevre mühendisleri olarak gerekli incelemelerimizi yaptık. 25 milyon tonluk bir atık barajından bahsediyoruz. Şu anda üç baraj yıkılmış durumda. Son baraja yüklenilmiş. Ne yazık ki bizim bu yaptığımız incelemeler gerekli önlemlerin alınmadığını gösteriyor.”
Kağıda düşen cesur söz, mermiden daha güçlüdür. Kütahya faciası da tarihe Murat Taşdemir’in işte bu sözleriyle geçecek. Süslü sözler oldukları için değil belki ama, cesur ve doğru oldukları için.

Alıntı:
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Çok enteresan bir şey sonuçta orada da çalışan 1 çevre mühendisi var "en azından 1". yani bunu gerçekten anlayamıyorum. bunları olabilecekleri olacakları olmuşları bizler görürken onlar neden susuyorlar? ayrıca onlarda Çevre Mühendisleri Odasına kayıtlı. burada aradaki iletişimsizliği oluşturan nedir? Aradaki engel sadece orada çalışıyor olmaları mı? bunu anlamakta zorlanıyorum.
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Evet aradaki sorun orada çalışıyor olmaları. Egede bir belediyede çalışan bir arkadaşım "Fatih burdaki kuyularda su arsenikli ama belediye tesis yaptırmak istemiyor, bakanlık konusunda ne yapabiliriz" demişti.. Evet konu bu kadar ciddi. Konuşursan çalışacak yer bulamayacaksın konuşmazsan vicdanın sızlayacak. Birçoğumuz kalmıyormuyuz bu ikilemde.. Çözümü nasıl inanın bende bilmiyorum. Belediyeler bile bunu yapıyorsa özel firmalrı kim durdurabilir..
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

bu tamamen bakanlığa ve il müdürlüklerine bağlı bişey. "yaptırım" gerekir. ama yaptırımlarimiz keskin olmasığından ve ortalıkta siyaset dolaştığından dolayı teknik uzmanlar olarak bizler elimiz kolumuz bağlı oturmak zorunda kalıyoruz. umarın yakın zamanda bu problem açıklığa kavuşur.
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Merhabalar;

çoğu zaman aynı soruları ben de kendime sordum. Neden birlik beraberlik yok diye. Sistemin bir yerlerinde bir bozukluk var ama neresinde? Sorular ve cevaplar bizleri bir yere kadar tatmin ediyor ama öyle bir yerde tıkanıp kalıyoruz ki ne biz çözüm üretebiliyoruz ne de sorularımıza başka kaynaklardan cevap bulabiliyoruz. Çözümün bir parçası olmak mı yoksa problemin bir parçası olmak mı?

Sorunun kaynağı aile ve okullar diye düşünüyorum. Çünkü bizler de bir zamanlar cehaletten geldik. Annemiz babamız ne dediyse önce onları kabullendik. Sonraları okullarda öğrendiklerimizi kabullendik. Ailemizin yerini ilkokul öğretmenimiz aldı. Şimdi olayları daha net görebiliyorum. Mesela küçük bir örnek; hepimiz fark etmişizdir mutlaka ‘‘ a ’’ harfi kaç değişik şekilde yazılır. Ben ilkokul öğretmenimin yaptığı gibi yazıyordum. Sonraları okul dereceleri arttıkça harflerimin yazım şekilleri değişmeye başladı. Çünkü örnek aldığım ilkokul öğretmenimin yerini başka başka öğretmenler almaya başladı. Ve ben de onları taklit etmeye başladım. Bu kısır döngü ta ki ben üniversiteyi kazanana kadar devam etti. Beynim bilgiye muhtaçtı. Ve doldurulması gerekiyordu. Her yeni gelen bir bilgi ekledi. Kimine göre doğru kimine göre yanlış bilinmez. İrdeleme yapacak kadar bilgiyle donatılmadığım için ilk başlarda her verilen bilgiyi beynim de kabul etti itiraz etmeden. Doğru muydu bu? Bu şekilde mi olmalıydı? Yorumsuz…

Aynı durum üniversite sıralarında başıma geldi. Derse gelen hocam ne dediyse vakum gibi çekti beynim. Eğer ona göre bir proje faydalıysa evet bu proje bana göre de faydalı yok olumsuz etkisi fazlaysa evet bana göre de olumsuz etkisi fazlaydı. Peki, gerçekten de bana göre faydalı mı / zararlı mı mukayesesini yapabilir miydim? O potansiyel var mıydı ben de? Hayır, tabi ki yoktu. Çünkü ben çevre mühendisliğini onlardan öğrendim ne işe yaradığını çalışma alanlarını vb. çevre ile ilgili sayamadığım birçok şeyi onların doğrularıyla yanlışlarıyla öğrendim. Başka üniversitede olsaydım başka hocalarımın doğruları ve yanlışlarıyla bu mesleği öğrenecektim. İşte ipler burada kopmaya başlıyor. Sen ve ben diye ikiye ayrılıyoruz. Senin doğruların ve yanlışların - benim doğrularım ve yanlışlarım. Nasıl ki bir sorunun tek bir doğrusu varsa olayların da tek doğrusu olsa sorun baştan çözülecek.

İşte birkaç örnek;
Kimine göre HES faydalı kimine göre zararlı. Nükleer enerji kimine göre faydalı kimine göre zararlı. Çevre görevlisi belgesinin çıkarılması kimine göre iyi oldu kimine göre haksızlıktı. Kütahya’daki siyanür faciası kimine göre tehlikeliydi kimine göre göz yumulacak kadar basitti. Kimine göre çevre temizliği paran varsa yapılacak bir iş kimine göre gönüllü yapılacak bir iş. Konular uzar gider.

Doğrular ve yanlışlar kime ve neye göre değişiyor. Karar mercii kim bilgi mi? Cehalet mi? Kurumlar mı? Bilgi ise teorik bilgi mi? Pratik bilgi mi? İlkokul mu, ortaokul mu, lise mi, üniversite bilgisi mi? Cehalet ise hangi cehalet? Türkiye nüfusunun büyük bir çoğunluğu okuma yazma bile bilmiyor. Nükleer enerjiyi HES’ i nasıl anlatasın ki? Kurumlar desen hangi kurum doğruyu söylüyor? İl Çevre Orman Müdürlükleri mi? Çevre Mühendisleri Odası mı? Yoksa Eski Çevre ve Orman Bakanlığı mı? Yoksa biz çevre mühendisleri mi? Yeri geliyor kendi aramızda iletişim bozukluğu yaşıyoruz. Bunun nedeni de ekmek kavgasına kadar uzanıyor. Önceden bir söz vardı ekmek aslanın ağzında diye sonra o sözü değiştirdiler neymiş efendim ekmek aslanın midesinde. Bul bulabilirsen hadi buldun diyelim al alabilirsen…

Durum böyle olunca sonuç İşsizlik korkusu ve vicdan muhasebesi. Büyük bir girdabın içindeyiz. Çelişkilerle boğuşup duruyoruz. Ne zaman konuşacağız ne zaman susacağız. Küçükken konuşmak istediğimde sus konuşma küçükler konuşmaz derlerdi. Şimdi büyüdüm. Ama etrafımda hala büyükler var ve ben hala susuyorum. Konuşmak istediğimde kimse bir şey demiyor ama eğer ki birinin canı yanacaksa konuştuğum anda nedense çığlıklarım çok derinlerden geliyor. Bir bakıyorum bir süre sonra da sesim kısılmış. Kuyruğumu sıkıştırıp aile ocağına geri dönmüş işsizler ordusuna katılmışım. Eğer sesimi çıkarmayıp da bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın desem ne olacaktı. Yıldızlı pekiyi verecekler miydi bana? Ya da alkış tufanıyla karşılaşacak mıydım? İyi güzel de gündüz iş yoğunluğu arasında fark etmediğimiz bu gerçekler gece yatağımıza yattığımızda bir tokat misali çarpmayacak mı yüzümüze nasıl rahat uyuyacağız? Evet, yaptırımlar cezalar sana şimdilik tokat gibi gelmiyor ama öyle bir an gelecek ki bu doğa sana öyle bir tokat atacak ki feleğini şaşıracak kaçacak delik arayacaksın. Senin yanında bizler de o tokattan nasibimizi alacağız neden mi? Konuşma hakkı bize geldiğinde susup sıramızı başkasına verdiğimiz için…
Saygılarımla…
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Arkadaşlar, sadece şunu söyleyebilirim uzun uzun yazmaya hiç gerek yok neden yaptırım uygulanmıyor? çünkü işin siyasi boyutunun çok fazla olduğunu düşünüyorum
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Olay sadece siyasi değil! türkiye de teknik uzman kavramı olmadığı için ve teknik uzmanlara söz hakkı tanınmadığı için. evet bunun altında siyaset yatıyor gibi görünüyor ama bu bir zincir. 1 hafta içerisinde 2 tane bakanlık oluşturuldu. bunu hangi uzmana sordularda yaptılar? ayrıca güya cevre mühendisliğinin kurucusu diye saygı duyulan insan çevre mühendisliğini ayaklar altına alan bi insan. ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesinden mezun bir insan (bence) 1 hafta içerisinde en önemli bakanlıkları kendi imzasıyla bölüyor parçalıyor birleştiriyor. ve bunu kime soruyor? Çevre Mühendisleri Odasına mı? İnşaat Mühendisleri Odasına mı? yoksa Orman Mühendislerine mi? bizi zaten sevmiyor da en azından İnşaat Mühendisleri odasına veya Oman mühendislerine sorsaydı.. :(
evet siyaset diyeceksiniz ama bu sadece eğitim! üniversite yi bitirmiş ama teknik uzman ne için vardır öğretilememiş bir eğitim.
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

salih Bey yaptırım uygulayacak kim peki. Yine bakanlık. Kütahya krizinde bir sorun yoktur diyen bakanlık.

Arkadaşlar çevre konusu çok subjektif bir kavramdır. Kimsenin aynı düşüncede olmadığı bir kısır döngüdür. Örneğin hadi yenilenebilir enerji yapalım diyelim. eee başkası da buna maliyeti çok fazla der. Bunun gibi binlerce örnek verilebilir. Çevre konularında bence kimse mutabık kalamaz. Kimse şu iyi yada şu kötü diyemez. Bir bütünlük sağlanamaz.
Ama bizler çevre mühendisleri olarak neyin iyi, neyin kötü, neyin faydalı yada faydasız olduğunu diğer insanlara göre biraz daha mantıklı şekilde bakarak çözebiliriz. Ha. Benim iyi dediğime başkası kötü de diyebilir. Ama önemli olan bu düşünce anlaşmazlıklarını somutlaştırıp çevreye yansıtmamalıyız.
Bakanımızın düşüncesinin ne olduğu belli. Bazen de şöyle düşünüyorum belki bu adamın hiç bir günahı yoktur. Belki oda birşeyler yapmak istiyordur ama bilindiği üzere ülkemiz monarşiyle yönetilen bi devlet gibi TEK bir kişi tarafından yönetiliyor. Her şeye iyi yada kötüye O karar veriyor. Böyle bir düşünce ve kısıtlama varken ne yapılabilir. Daha somut bir örnek vereyim. Bir firmada çalışıyorsunuz. Ve çevre açısından hiç olmadık bir yere ÇED yapacaksınız. O anda çevreyi düşünüp ben bunu yapmam diyebilecek kaç kişi vardır. Zenginseniz ve para kazanmak için değilde zevkine bu mesleği yapıyorsanız o başka. Kimseyi takmadan reddedebilirsiniz. Peki ya para kazanmaya ihtiyacınız varsa. Patronunuza hayır dşyebilirmisiniz ? Sanmıyorum. Sizin düşünceleriniz ne kadr iyi ve olumlu olursa olsun Başınızda patron var. Bu ülkeninde bir Patronu var. Ve patron sizin istediğinizi değil kendi istediğini yapar ve yaptırır.
Bu sözlerimden kimse bakanı koruyorum gibi düşünmesin. Ben sadece onun da bir ihtimal olduğunu söylüyorum. Sadece bazı şeylere AT GÖZLÜĞÜYLE bakmak istemiyorum. Her açıdan değerlendirmek istiyorum.
Şuda benim bazen canımı sıkıyor. Örneğin tamam odamız çoğu konularda çevreye karşı duyarlılığını gösteriyor. Ama bazen siyaset konularına çok fazla kendini kaptırarak çevre mühendislerini unutuyor. Ya tamam sen yine sesini duyur. ama sadece o konuya da bağlanma. Bakın geçen bir konuda söyledik danışmanlık firmaları 50 lira gibi çok trajikomik bir rakamla iş yapıyor. buna birinin bir dur demesi gerekiyor. odadan başka kim dur diyecek. danışmanlık firmaları mı. bu sadece bir örnektir. odamız bunu yapmıyor da demiyorum ama bazen kendini daha farklı şeylere çok fazla kaptırıyor.

Baştada dediğim gibi değerli meslektaşlarım çevre konusu herkes tarafından her şekilde yorumlanabilir...
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Değerli arkadaşlarım söz konusu firmanın özelleşme sürecini, bu firmanın gelişim sürecini ve tarihini ve siyanür olayıyla alakalı olarak bakanlığın ve kamu kuruluşu yetkililerinin açıklamalarını ve açıklamamalarını incelerseniz biraz daha netleşir benim söylemek istediğim
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Merhabalar;

bakınız çmo nun adresine. hala daha olumlu yada olumsuz bir yazı yok bakanlığın ikiye bölünmesi hakkında. oda susuyor. böyle giderse susmaya devam edecek bizler de burada kendimizi paralayalım yok şöyle yok böyle diye...
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

merhabalar;

hayret ettim doğrusu. oda yukarıda yazdığım sitemi duymuş sanki. bakanlıklar hakkındaki yazısını giriş sayfasına eklemiş. bilginize...
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Çiğdem Hanım keşke oda böyle birşey yazmasaymış daha iyi olurmuş. Tam bir siyasetçi ağızıyla yazılmış gibi geldi bana. Oda resmen çevre mühendislerini değilde kendisini düşünerek yazmış ve eleştirmiş. Neymiş meslek odalarının mevzuatı düzenleme kısmını çıkarmışlar. İyide bizim derdimiz o değil ki. Bizim derdimiz bizlere çevre müh. ne olacağıdır. Kimse onu yazmıyor söylemiyor. Oda da buna dahil. ÇMO bizi temsil etmek ve haklarımızı savunmak için oluşması gerekirken kendi haklarının elinden alındığından bahsetmiş.

Diğer ilginç bir yanı da şu oldu. En azından benim dikkatimi çeken. Çevre Orman ve Şehircilik Bakanlığı tebliğinde meslek odalarının da mevzuatlarda sözü geçme lafını beğenerek o tebliğe pek fazla olumsuz birşey söylenmiyor. Ama ikiye bölündükten sonra yok bizi şöyle yapmışlar yok bizi böyle yapmışlar diyerek eleştiri yapıyorlar. Bu komik değilde nedir. Sizlere sorarım. Adamın kendini cebini ve yandaşlarının cebini doldurmak için yaptığı yeni oluşumun sizi azda olsa içine sokmasını göz önünde bulundurarak nasıl iyimserlik yaparsınız. Bir bakın bakalım hem Çevre Orman ve Şehircilik Bakanlığında hem de ikiye bölünen kısımlarında kaç yerde çevre mühendislerinin adı geçiyor. Adamlar bizi belki yok edecek. Siz gidip garip garip şeylere takılın. Ben böyle bir oda, böyle her şeyde siyaset yapıp kendi çıkarını düşünen bir oda, neyi koruması ve düşünmesi gerekirken başka şeylere kafa patlatan bi oda istemiyorum. Bu benim fikrimdir. Karşıt düşüncede olanla olabilir. Aynı düşüncede olanda olabilir.
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

Ayrıca Dikkatini çekerim açıklama Çevre Mühendisleri odasının değil...? Açıklama TMMOB ye ait. Oda Kütahya ile ilgilene dursun sözde, çevre mühendisliğini kuran kişi bakanlık koltuğuna yapışsın ve mesleğimize ait kararları İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesinden mezun birisi versin. Canım Türkiyem ve Değerli meslektaşlarım....
 
Cevap: Çevre Mühendisleri Odası 'sen sus

"TMMOB'YE BAĞLI MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCISI ODALAR ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İLE DAYANIŞMA İÇİNDEDİR!

Çevre Mühendisleri Odası'nın (ÇMO), Eti Gümüş AŞ'ye ait Kütahya'daki tesisin atık havuzunda yaşanan kısmi yıkılma üzerine oluşan siyanür sızıntısı üzerine yaptığı açıklamalara karşı Eti Gümüş AŞ'nin ÇMO'nun basın açıklamalarının dava sonuna kadar durdurulması ve 30 bin TL'lik tazminat istemiyle dava açması üzerine TMMOB'ye bağlı 19 Oda, ÇMO ile dayanışma amacıyla 8 Temmuz 2011 tarihinde ortak bir açıklama yaptı."

Şeklinde bir duyuru mevcut Çevre Mühendisleri Odasının web sayfasında. Yalnız değilmişiz ETİ Gümüş' e karşı... Ama devlete karşı tek başına...
 
Üst