Her şeyi iyi güzel söylüyor ve tartışıyoruz. Yalnız benim anlamakta zorlandığım tek bir konu var zaman ve fedakârlık. Öğrenci kardeşlerimi anlayabilirim yeni mezun çalışmayan arkadaşları anlayabilirim. Tecrübeli olup iş değişikliği sebebiyle boşta kalan arkadaşlarımı da anlayabilirim. Bu üç grup odanın her türlü eğitimine söyleşisine eylemlerine seçimlerine katılabilir. Peki, ama benim gibi biri ( yani odanın etkin olmadığı bir ilde hatta ilçede çalışan biri ) eğitime söyleşiye eylemlere seçimlere nasıl katılsın? Düşünsenize patronuma mesai saati içinde ben eyleme gidiyorum dediğimi. Sizce ne cevap verir bana. Ya da devlette çalışırken müdürüme ben eyleme gidiyorum. Bana izin kâğıdı düzenlesenize desem. Sizce ne cevap verilir bana. Hadi eylemi geçtim. Hakkımı boşta olan arkadaşlarım savunsun ben manevi olarak yanlarındayım. Peki ya eğitimlere nasıl gideceğim. İzin alma merasimini geçtim. Hafta içi çalıştığım ilçede oturuyorum. Hafta sonu ildeki evime gidiyorum. En yakın oda şubesi İstanbul’da mesaim 5 te bitiyor. İstanbul’a son otobüs 7 de 2,5-3 sa sürse gittiğimde nerede kalacağım yolu, yemesi, içmesi, konaklaması, eğitim ücreti, geri dönüşü sizce bana kaça mal olur? Odanın verdiği eğitimlerle kaç kişi iş buldu Allah aşkına biri söylesin. Eğitim sonunda verilen katılım belgesiyle sertifika arasında dağlar kadar fark var. Katılım belgesiyle iş bulamazsınız bir kaç saat eğitimle dünya kadar bilgiyi bir çırpıda öğrenemezsiniz. Her şeyi geçtim. Odanın aktif olduğu ilde yani İstanbul’da çalıştığım dönemler de oldu ama bırakın hafta içini cumartesi de çalışıyordum. O zaman da gidemedim eğitime de eyleme de. nasıl gideyim ki. Parası ayrı bir dert zaten onu daha önce hesaba katmıştım. İstanbul gibi bir metropolde yaşamak gerçekten zor. Benim Pendik’ten Taksim’e gitmem kaç saatimi alır biliyor musunuz? Yolu aştığımızı farz edelim. Benim kendime vakit ayırabildiğim tek gün pazar bir güne kaç iş sığdırabilirsiniz ütü çamaşır yemek temizlik özlemini çektiğimiz bir uyku veya güzel bir kahvaltı. Biraz alışveriş arkadaşlar belki sevgiliyle eş dost ziyaretleri ya da aile büyüklerine ziyaret ve bunun yanında bilmem kaç paraya eğitim? Bir güne belki bunların hepsini sığdırabilirim bir tek eğitim ve eylem hariç. Kimse kusura bakmasın. Ben hafta içi akşam saat 6 da işten çıkıp İstanbul trafiğinde saat 8 de evde oluyorsam aldığım maaşı yettirebilmek için oradan oraya doldur boşalt yapıyorsam. Uyku nedir eğlence nedir sefa sürmek nedir bilmiyorsam geleceğe yatırım yapamıyorsam benim fedakârlık limitim dolmuş taşmış daha fazlası zarar. Kimse benden fedakârlık yapmamı beklemesin. Oda mı? Oda yukarıda saydığım üç grubun olsun. Ben yine paşalar gibi aidatımı öderim. Ama fazlasını yapamam. Oda biraz teknolojiye ayak uydursa eğitimleri internet üzerinden verse hiç fena olmaz. Mesela odada aktif olan arkadaşlarımız var odanın internet sitesini güncelleseler. En son babalar duyar gibi biz de de en son çevre mühendisleri odası duyar ve yayınlar. Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyar son yeni bir haber diye günlerce haftalarca aynı haberi yayınladıkları oluyor. İnsaf kardeşim. Ben size gazetecilik oynayalım demiyorum ama haberleri de herkesten önce siz yazın. Odaya kayıt için teknolojiyi kullanın mesela nasıl çevre görevlisi belgesini internet üzerinden aldık onun gibi bir şey yapılabilir. Hani şu muhalefeti ve eylemleri laf sokmaları her şeyi siyasete ve siyasetçilere yüklemeyi bıraksanız da. Biraz biz bize olsak biraz samimi olsak iç içe olsak birlik olsak el ele kenetlensek örgütlensek. Kim gelirse gelsin hiç kimse gelen kişi ve kişilerden memnun olmaz bu aşikâr. İnsanların kafası bulanık geçim derdi herkesi etkilemiş. Kafası bulanık sarhoş bir insandan düz çizgi çizip yürümesini bekleyemediğiniz gibi kafası bulanık olan insanlardan da doğruyu iyiyi görmelerini bekleyemezsiniz. Oda siyasetçilik oynamayı bırakmadığı sürece verdiği sözleri tutmadığı sürece bir arpa boyu yol alamayız. ( hatırlarsanız bir çevre mühendisleri için kanun hazırlanacaktı. Taslak olarak yayınlanıp görüş istenecekti galiba oda bir bardak soğuk su içti üzerine unuttu gitti.) Canım kimse odaya suç bulmasın odamız çok yoğun eyleme gidip laf cambazlığı yapıyorlar. Başkan istifa ediyor yerine hemen başka biri kim seçti yeni başkanı. Eskisini de ben seçmedim zaten yenisini de. O yüzden yorum yapmaya hakkım yok değil mi? Valla o kadar yol parası verip de başkan seçmeye gidemem. Başkan adayları yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır şeklinde video hazırlayıp siteye yüklesinler ben de izleyip oradan oy vereyim. Başkanın kendi kendine istifa ettiğini de nedense düşünemiyorum. Kütahya olayında çok konuştu. İstifaya zorladılar sanki. Diğer odalar nasıl örgütleniyor. Mesela mimarlar inşaat mühendisleri odaları o kadar etkili çalışıyor ki. Mesela odaya üye olmayan mimar mühendis imzasını kullanamıyor. Yetkilendirmesini oda yapıyor. Mimar da inşaat mühendisi de makine mühendisi de maaşları gayet iyi. Bizde böyle mi odaya üye olmayan bir dünya çevre mühendisi var. Şimdiye kadar odanın hiçbir faaliyetine katılmadım. Ama böyle bir odam olsa ben de mutlaka bir şeyler yapabilirim. Oda bize mesafeli olduğu için biz de odaya karşı mesafeliyiz. Benim hakkımı savunmayan, maaşımı düzenlemeye yetkisi olmayan, sigortama müdahale edemeyen, çalışma saatlerimi düzenleyemeyen, imza yetkilendirmesini beceremeyen bir odanın sırtını sıvazlamamı kimse beklemesin. Her neyse uzun lafın kısası odanın bir silkelenip kendisine gelmesi gerekiyor.
Saygılarımla…