• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çevre mühendisliği nasıl etkin hale getirilir fikirleri?

serhanmaden

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Mart 2011
Şehir
İstanbul
Firma
SADAM
Bence sektörde çok iyi firmalarda çalışan kendini ispatlamış çevre mühendisi arkadaşlar çevre mühendisi kimdir ? videoları çekilip toplanıp yayınlanmasını sağlayabiliriz. BU sayede neler yapabildiğimiz görülmüş olacaktır. İSO ilk 500 de ki firmalrda çalışan veya Yurtdışında önemli firmlarda çalışan arkadaşlarımızla bu koordine edilebilir ?

sizlerde fikirlerinizi paylaşırsanız belki birileri bu adımları atmak için harekete geçer..
 
@serhanmaden Çevre mühendisine söz hakkı imza yetkisi verilmeden bence bu işlemler zordur. Türkiye 'nin ilk 500 firması konuşma yapacak bazı konular afaki kalacaktır. ilk 500 de olmayan ama çok çok iyi firmalar var. İlklerde olan değilde sıfırdan belirli noktalara nasıl gelmiş çevre sektöründe çalşan kişilerle konuşulsa daha sağlıklı ve faydalı bilgiler olacağına inanıyorum ben.
 
çevre mühendislerine dikkat çekmek için bence en iyi konu enerji devlet ile yapılacak olan ortak bir çalışma ile mini biyogaz tesisleri (konteyner) çiftçilere yapılacak ve köylerde veya şehir merkezlerine kurulacak olan merkez ile halkın çevre konusunda bilinçlendirme yapılacak.
Sonrasında Nette bakabilirsiniz Warka water tower gibi projeler geliştirilerek susuz olan yerlerinde tarıma kazandırılması hedeflenecek.
Yağmur suyu kullanımı için çeşitli projeler yapılacak,kimyasal gübre kullanımın önüne geçilmesi hedeflenecek,GDO'lu tohumlar yerine kendimi tohumlarımız aranıp bulunacak ve ekilmesi için teşvik yapılacak.Kısacası Tarım reformu yapılması lazım ve bunun için diğer mühendislik dalları ile Çevre mühendisliğini senkronize etmek lazım.
Kendi görüşüm,Çünkü gelecek enerji ve tarımda(endüstriyel değil) buna değer vermeliyiz.
 
Olay tamamen imza yetkisi sahibi olmak ya da ünvan sahibi olmak değil. Çevre mühendisliği diğer mühendisliklerle sürekli dirsek teması halinde olmak zorunda. Bu bizim için geçerli iken aynı şekilde diğer mühendislik dalları birbirleri ile temas halinde olmak zorunda. Ama bana göre önemli niçin biz çevre ile alakalı olan konuda vazgeçilmeziz veya biz olmadan çevre sektörü işler mi? Bu tip sorularla mesleğimizi kendimizce eleştirirsek o zaman mesleğimiz kendiliğinden olması gereken yere geleceğine inanıyorum. Aksi halde ilerleyen zaman içerisinde çiftçi-ziraat mühendisi ikilemine doğru gideceğimize inanıyorum.
 
bu yazıyı başka bir başlığa yazdım. aslında yeri burasıydı ve konunun geniş yer bulması için buraya da ayrıca yazıyorum
2006 yılından beri sektördeyim. 2009dan beri de siteye üyeyim. Bu yönetmelik çıktığından beri üzerinden 8 yıl geçti. Sektöre başlarken danışmanlık ile başlamıştım daha sonra diğer alanlara da geçiş yaptım. 2019 yılındayız ve görüyorum ki 2011 yılındaki danışmanlık ücretlerinin yanına yaklaşmayan fiyatlarla danışmanlık hizmeti verilmeye devam ediliyor. Piyasadaki fiyatlarla alakalı durum ayrı bir konu ve içler acısı bir olay. Çevre mühendisleri odasına yöneltilen eleştiriler hep aynı. Oda bizim için ne yapıyor, bu oda üyeliği ücreti nedir gibi olan eleştiriler aynen devam ediyor. 2002 yılından beri çevre sektörünü takip etmekteyim. 17 yılda sektörde değişen olarak gördüğüm meslek sahibi olarak herşeyimizin bir yetki belgesine bağlanmış olması, çevre sektöründe iş yapılacaksa firma bazlı yeterliliğin olması, çevre mühendisi istihdamında artış ki özellikle çevre müdürlükleri ve bakanlığındaki sayımızın artışı güzel bir olay, basında daha fazla yer alıyor olabilmemiz ve çevre konularının işlenebiliyor olması. Bunların haricinde değişiklikler illa ki olmuştur. Fakat bunlar aklıma gelenler. Bunlara karşılık olarak çevre görevlisi değil çevre mühendisi kavramına 8 yıldır takılmış gidiyoruz. Şahsen bu tarz platformlarda ya da oda da tartışmak istediğim konuşlar ücret ve ünvan değil.
- Çed dosyası hazırlarken ben neden biyolog, orman mühendisi ya da jeofizik mühendisi gibi aklıma gelmeyen nice meslek gruplarına ihtiyaç duyuyorum?
-AAT proje onayı hazırlarken niçin sürekli birden fazla insana ihtiyaç duyuyorum?
-Türkiyedeki çevre sektöründeki istihdam edilenler sadece çevre mühendisleri değil ve inanılmaz derecede bir artış varken niçin sendikası yok, kurulamıyor?
-Düzenli depolama sahalarındaki enerji kavramına sebep talan edilen bir atık anlayışı ve hiç bir tepkinin olmayışı
-İhalelerde mesleki tecrübemizin yetersiz görülmesi ve sürekli olarak bir tekelleşme altında olması bu işlerin. Aşmak istediğinizde de yabancı sermaye ile büyümek zorunda olmak gibi...
-Atık alımını yaparken niçin bedel ödüyorum. Kirleten öder felsefesini benimsiyoruz madem niye ödemeyi yapıyorum atığı alırken?
-Biyokütle kavramını neden tartışamıyoruz?
-Sıfır atık kavramı çıktı iş sadece belge olayına döndü ama en büyük derdimiz kaynaklar iken kaynak yönetimini niye tartışamıyoruz?

gibi gibi olaylar..... Sonuç olarak mesleğin veya sektörün bir iki ünvan ve kavrama takılı kalması üzücü bir durum.


tartıştığımız konuları değiştirebilirsek, bakış açılarını farklılaştırabilirsek mesleğin ilerleyeceğine inanıyorum.
 
katılmadığım konular mevcut, lakin 2 madde dışında aynı fikirdeyim.

ben olaya daha farklı noktalardan baktığım için tartışabiliriz;

bence bizler;
- bağımsız denetçilik
- izin lisans danışmanlığı
- atık geri kazanım/bertaraf tesisleri (genel adı, iç başlıkları tahmin edebilirsiniz) işletmeciliği
- atıksu arıtma tesisi işletmeciliği vb.
gibi daha da çeşitlendirilebilir konularda uzmanlaşılması ve yetkinliklere ayrılmamız gerektiği görüşündeyim.

her alanda ayrı bir uzmanlık/sürekli eğitimler ve buna bağlı projelendirme-izleme sistemine evrilmemiz gerektiğine inanıyorum.
bu tür temel yönelimleri netleştirebilir bir zemin için odaya/derneklere vb. gereksiz oluşumlara ihtiyacımız olmadığı artık günümüzde aşikardır.
bunu ancak, bizler uygulamaları çeşitlendirerek yapabiliriz.

eğer böyle giderse çok yakında danışmanlık dediğimiz meslek ölecek,
çoğu proje ve madencilik firmaları gibi olaya sadece para/belge odaklı bakan firma sahiplerinin insiyatifine kalacağız. yeni yönetmelik net olarak bu fikir odaklıdır görüşündeyim.

Forumlarda "yeni başlayan bilgisayar müh niye deneyimli çevre mühendisinden fazla alıyor, - çünkü o kod yazıyor gibi" altı boş, kendi mesleğine bile eksik kalmış fikirlerle karşılaşacağız.

bizler uzmanlaşması gereken, her atık konusunda atık arıtımı mekanizmalarında uzmanlaşması gereken ve bu konuda çevremizi yaşanabilirliğini korumakla görevli kişiler olmalıyız.

tesislerin açıklarını kapatan, belgeleri hızlı almaya çalışan, haklı olsa bile haksızlığa karşı altta kalan, ödemeleri nasıl toplarız, maaşımızı zamanında alır mıyız diye düşünen bir grup olmamalıyız.
 
çokta ayrı değiliz düşünce olarak. konuları biraz daha açtığımızda derinleştiğimizde aynı noktada buluşuyoruz. bazı noktalarda tam ifade edemediğim için ayrı gibi gözükebiliriz belli konularda ama paralel düşüncelerdeyiz.
 
ÇED yazarken ihtiyacınız var, çünki bizim zemin etüdü olsun, ormansızlaşacak alanlar ile ilgili yetkimiz yok. Eğer biz yetkiyi üstümğze toplatırsak bu sefer onların haklarına tecavüz ediyor oluruz.
AAT konusunda haklısınız. 4 yıl boyunca AAT üzerine eğitim alan bizler, AAT işletmesi veya bakımından anlamayacak kişilere gebe bırakılıyoruz.
Çevre Sektöründe sadece Çevre Mühendisleri olmuyor, Bakanlık ve mesleki denklikler buna engel oluyor.
Biyokütle hakkında çalışabilecek insan sayısı?
Sıfır Atığın halen geleceği var.
 
Zemin etüdünün ÇED raporundaki işi ne? veya biyolojik çeşitliliğin? çedin bazı alanları parçalanması gerektiğine inanan birisiyim. Çevre mantığı ile değerlendirilemeyecek olan yerler bu dosyanın altında garip bir şekilde imza yetkisi hak iddaa ediyor. o yüzden onların ne işi var diye soruyorum. incelemem gereken ve sunmam gereken konu ne ve neyi sunuyoruz?
hiçbir mühendislik tek başına olmaz. ama çevre sektörüne girdiğim zaman orkestra şefi biz olalım diyorum. imalata gittiğimizde ana konu neyse orkestra şefi o mühendislik olsun diyorum. ama bizi alanımızda da o şeflik bizim hakkımız.
biyokütle kavramını tartışabiliyor muyuz? esas sorunlardan biri bu. ve önümüzdeki yıllarda başımıza bela olacak olan konulardan bir tanesi.
sıfır atığı böyle belge mantığına düşürürlerse onunda çok fazla geleceği olacağını sanmıyorum.
 
Bence Çevre Mühendisliği atık, çed, izin lisans gibi konular dışında iş sahası yaratmak zorunda

Proje - taahhüt işleri, Arıtma Sektörü, Altyapı işleri, yönetmeliklerle daha etkin konuma getirilmeli.
 
kesinlikle katılıyorum. hatta ve hatta kendimizle alakalı olan malzemelerin imalatını bile yapabilmeli. çünkü hangi ekipmanın nerede ne şekilde kullanıldığı ve nelere maruz kaldığını temel tasarım esaslarını esas bilenler bizleriz. ve sahada kullanılan ekipmanı bizden daha iyi yorumlayacak, tasarıma müdahale edebilecek birileride yok.
 
Üst