• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çevreci solucan

Nihal Ş. Aksoy

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Ocak 2013
Şehir
İstanbul
Firma
DUO ÇEVRE ARITMA SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
01.08.2013
ÇEVRECİ SOLUCAN İLE EKONOMİYE 50 MİLYON LİRA KATMA DEĞER SAĞLANACAK

Şehirlerin çöp sorununa solucanlar çare olacak. Türkiye'de ilk defa İzmir'de kurulacak tesisle, solucanlar tarafından evsel atıklar yenerek gübre üretilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın başlattığı projeyle evsel atıkların dönüştürülmesinde solucanlardan yararlanılacak. İzmir Karabağlara yapılacak tesisle evsel atıklar solucanlar marifetiyle gübreye dönüştürülerek ekonomik değer oluşturulacak. Engellilerin çalışacağı tesiste uygulanan modelin Türkiye geneline yayılması da planlanıyor.

Yer tespiti yapılan projede, gübre üretimine Ekim ayında başlanacak. Proje için ABD, Romanya ve Ukranya’dan çöp işinde uzman 1 milyon solucan ithal edilecek. 9 bin metrekare alan üzerine kurulacak ve bin 930 ton kapasiteli tesiste sadece pazarların sebze ve meyve atıkları gibi organik evsel atıklar kullanılacak. Yine Karabağlar ilçesinde bulunan katı atık tesisinden de buraya evsel atıklar getirilecek. VERMİ adı verilen kırmızı solucanlar bu atıkların üzerine salınacak. Solucanlar tarafından kemirilen evsel atıklar, 15 günle 1 ay arasında değişen sürelerle gübreye dönüşecek. Solucanlar tarafından üretilen gübre, park, bahçe ve zirai alanda kullanılacak. 1,5 milyon TL'lik maliyeti olan tesis ile yılda ekonomiye 45-50 milyon TL'lik katma değer sağlanacak.

ZİHİNSEL ENGELLİLER ÇALIŞACAK
İşkur, KOSGEB, Tarım Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de destek verdiği projede, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da yer alacak. Aile Bakanlığı'nın desteğiyle, projede zihinsel engelli vatandaşlar istihdam edilecek. Gübre tesisinde 15 yaş üstü 50 zihinsel engelli çalışacak.

Teknolojinin ulaştığı nokta gerçekten ütopik! Bu solucanların masumiyeti ile ilgili kaygılarım var!
 
Mısırın bile gen yapısı ile oynayıp hayvan geni ekleyen bu bilimadamlarından herşey beklenir. Ayrıca neden ithal ediyoruz gerçekten anlamış değilim, bizim topraklarımızda solucan mı kalmadı? Ayrıca neden bütün çalışanları zihinsel engelli insanlardan oluşuyor? Farkındalıkları olmadığı için mi? Neyi farketmemeleri gerekiyor?
 
@nskathome


Yaklaşım çok iyi, güzel bir bakış açısı olmuş tebrik ederim.

Neden ithal ediyoruz? Kesin solucanlarla ilgilide bir uluslararası antlaşmamız vardır ve kendi solucanımızı kullanamıyoruzdur.
 
ilk bakışta güzel bir yöntem gibi görünsede ,kafa da arkadaşlarında üzerinde durduğu gibi soru işaretleri bırakıyor ??
Gelişmeleri takip eden arkadaşlarımız burdan da belirtirse seviniriz...
 
Ayrıştırılmış çöplerle birlikte solucanlar da tarım alanlarına aktarılmış olacak! Bu solucanlar tarım alanları için ne denli uygun? Zaten bu zengin topraklar tarımdan yoksun bırakıldı üstüne bir de bu solucanlar yayıldığında ne denli iyi niyetli bir durum ortaya çıkacak? Daha çok kurak alan daha çok inşaat! Avrupa Konutları Tem 500 ü inşaa ederler artık!
 
EİSENİA FOETİDA Türü Solucanların kısa karakteristiği ve endüstriyel türünün farklılıkları

1. Genel durum: halkalı solucan sınıfının Lümboritsid ailesinin 8 türünden biri olan toprak solucanıdır.

2. Morfolojik özellikleri: bu tür solucanların doğasındaki farklılıklar vücut yapıları ve ölçüleridir.

Uzunlukları 60-130 mm. En fazla kalınlıkları 7,5 mm. dir. Ön baş tarafı daha kalın, güçlü kaslı ve koyu turuncu renklidir. Arka kuyruk tarafı daha ince ve zayıftır. Baş tarafının ucunda ağız, kuyruk sonunda ise rektum bulunur. Segment sayısı 80-110 dur. Baş segmenti epilobiktir. Vücudun ön tarafındaki segmentler daha büyüktür ve renkleri parlak kırmızı veya turuncuya yakın kırmızıdır. Segmentler arası pigmentsiz olduğu için özellikle kuyruk tarafı halkalı/çizgili görünür. Genç solucanlarda pigmentasyon daha koyudur.

Bütün vücut boyunca solucanın hareket etmesini sağlayan ayakçıklar vardır. Her segmentte birbirine yakın 8 çift ayakçık bulunur, bunların aralığı aa=vs dd=1/2 çevredir. Yetişkin solucanlarda 24-32. segmentler arasında 7-9 adet segment uzunluğunda kuşak şeklinde bir kalınlaşma vardır, burası yumurta kozası oluşumu içindir. Vücudun karın kısmında ön tarafta 9-12. segmentler arasında çiftler halinde erkek ve dişi genital üreme organları deliği vardır. Erkeklik organı gözenekleri kıl gibi "C" harfi şeklinde büyükçe yastık şeklini oluştururlar, dişilik organları ise sırt bölgesine yakın bulunurlar. Solucanların bütün vücudu, glandüler ve kambiyal hücreler içeren şeffaf bir mukoz filmi olan epitelyumla kaplıdır. Bu, pürüzsüz bir cilt yüzeyi ve kayganlık sağlayarak solucanın rahat hareket etmesini temin eder.

3. Fizyoloji:
3.1- Üreme: solucanlar çift cinsiyetlidir (hermofrodit), ancak üremeleri için birbirleriyle çiftleşmeleri gerekir. Solucanlar ancak özel koza içinde, en uygun şartlarda 5-7 günde bir bıraktıkları yumurtalarla çoğalmaktadırlar. Kozalar, elastik, oval şekilde limona benzer, yeni bırakılmış kozalar açık sarı renklidir, erginleştikçe kahverengiye dönüşürler. Kozanın çapı 2-4 mm. dir, her birinin içinde 1-21 adet yumurta vardır. Kozadan çıkar çıkmaz yavruların uzunluğu 4-7 mm. ve sanki ince iplik parçası gibidirler, ancak açık kırmızı renkteki sırt omurgalarıyla fark edilirler. Kozadan çıktıklarında 1 mg. olan yavrular hemen beslenmeye başlayarak 60 gün içinde 350-300 mg. ağırlığa ulaşırlar. Cinsel erginliğe doğumdan 9-10 hafta sonra gelirler, 5-6 ay içinde ise ağırlıkları 1-2 grama çıkarak yetişkin hale gelirler. Koza yapma (yumurtlama) zamanı yetişkin solucanlarda doğal, uygun yaz şartlarında 2,5-3 aydır. Mayıs başından temmuz sonuna kadar olan bu dönemde her solucan 18-26 koza bırakabilir. En iyi şartlarda kozalardaki yumurtalardan ortalama 3 yumurta yaşama şansı bulur.

3.2- Hareket: Solucanların hareket etme sisteminin esas kısmı, vücudun etrafındaki güçlü kas sistemidir. Halka ve uzunlamasına yerleştirilmiş kaslı derili torbalara benzeyen bu kaslar hareket veya toprak kazma esnasında bir engelle karşılaşınca solucanın güçle hareketini sağlar. Doğal şartlarda solucanlar toprağın kabarmasında çok büyük rol oynarlar. Normal topraklarda solucan yoğunluğunun m2 de 100 adet solucan olduğu kanıtlanmıştır, bu solucanlar yaz sezonu boyunca ortalama 1000 m. kat ederek toprağı kabartıp havalanmasını sağlarlar. Bu arada toprakta bulunan dağınık haldeki organik maddeleri (bitkisel ve hayvansal hücreler, toprak bakterileri, mantarlar v.b.) yiyerek toprağı organik madde açısından zenginleştirirler. Solucanlar gün boyu kendi ağırlıkları kadar toprağı sindirim sistemlerinden geçirerek dışarı atarlar.

3.3- Beslenme: solucanların vücut yapısı içi içe geçmiş iki boru gibidir. Dış boru vücudu kaplayan deri, iç boru ise sindirim sistemidir. Bunların arasındaki boşluk ise sıvıyla doludur. Ağızdan geçen lokma yemek borusu ve gırtlakta birikir daha sonra parça parça porsiyonlar halinde taşlığa/mideye geçer. Burada sindirilen/öğütülen besin ince ve kalın bağırsaklardan geçerek rektumdan çıkar. Sindirilip rektumdan çıkan besin küçük granül- korpolitler şeklindedir.

Korpolitler, toprağın yapısını düzenleyen, havalanma ve su tutma özelliklerini iyileştiren, mekanik strese dayanıklılığını artıran ve toprağın yapısını düzenleyerek verimini artıran humik maddeleri (humik asitler ve bunların tuzları) içerirler. Bunlardan başka korpolitler, çok çeşitli miktarda toprak mikro florlarının mikrobiyolojik aktivite merkezidirler ve solucanların sindirim sistemi, topraktaki karbondioksit ve su miktarı artışını ölü hayvansal ve bitkisel hücreleri yok ederek sağlayan toprak mikro florlarının içindeki taze mikrop jenerasyonlarını sürekli yenileme kaynağıdır.

Doğadaki karbondioksitin ana kaynağı topraktır. Topraktan çıkan karbondioksit atmosfere yükselirken yeşil yapraklar tarafından yakalanarak güneş enerjisinin yardımıyla (fotosentez) yeniden büyümekte olan bitkiye kazandırılır. Karbondioksitsiz ve fotosentezsiz yeryüzünde hayat olmaz, ortaya çıkmaz ve zenginleşemezdi. Sonuç olarak, solucanlar ve toprağın mikrobiyolojik canlı topluluğu, toprağı ve yeşil bitki örtüsünü şekillendiren, yeryüzündeki bütün canlıların sağlık ve refahını sağlayan temel canlı organizmalardır.

Solucan Gübresi ile Hayvan Gübresinin Kıyaslaması
Kriter
Hayvan Gübresi
Solucan Gübresi
Özellikler
  • Katı ve sıvı hayvan dışkısıdır.
  • Bitkilerin ihtiyacı olan makro ve mikro elementleri, potansiyel olarak içerir.
  • Bol miktarda ot tohumu, bitkiyi hasta edecek mikro organizmalar içerir.
  • Solucanların organik atıkları veya hayvan dışkılarını işlemesi sonucu ortaya çıkan üründür.
  • Toprağın ihtiyacı olan, doğal yaşamsal maddeler içerir.
  • Humik maddeler hayvan gübresinden 4-8 kat daha fazladır.
  • Tamamen bitkilere yararlı biyolojik aktif maddeler içerir.
  • Solucan gübresinde toprağın verimliliğini yaratan eşsiz, yararlı mikro organizmalar yaşar.
  • Nemi uzun süre tutar ve gerektikçe bitkiye aktarır.
  • Zararlı mikro organizmalar, ot tohumları, parazit yumurtaları ve diğer hastalık yapıcı maddeler içermez.
Kullanım
  • Organik gübre olarak doğrudan veya çürütülerek kullanılır.
  • Her türlü tarla, sera bitkileriyle dekoratif ve çiçekli süs bitkilerinde organik gübre olarak toprağın verimini artırmak (toprağı canlandırmak) için kullanılır.
Uygulama
  • İçinde bulunabilecek ve toprağa zarar verebilecek ot tohumları, parazit yumurtaları, mikro organizmalar, ağır metaller, hasta hayvanları tedavide kullanılan ilaç kalıntıları mutlaka kontrol ettirilmelidir.
  • Taze dışkı kesinlikle kullanılamaz, bekletilerek yanması sağlanmalıdır.
  • Her yıl toprağa 3-4 ton/da uygulanmalıdır.
  • Uluslararası standartlara göre, kullanımında hiçbir sınırlama yoktur.
  • Diğer organik gübrelere oranla oldukça az miktarda uygulanır.
  • Toprağa etkisi 3-5 yıl devam eder.
  • Kesin kullanım miktarı ve zamanı yoktur, istenildiği zaman istenildiği kadar kullanılabilir ve etkisini gösterir. Bitkinin tohum ekiminden ürün vermesine kadar her dönemde uygulanabilir, ürün verimini ve kalitesini artırır.
  • Toprağa dengeli karıştırılması etkisini azami artırır.
  • Özelliklerini aşırı soğuklarda toprağın donması nedeniyle bile kaybetmez.
Toprak ve çevre
  • Faydalı mikro florların faaliyetlerini aktifleştirir.
  • İçindeki organik maddelerle toprağı zenginleştirir, humus oranının artmasına katkıda bulunur ve verimi artırır.
  • Toprağa çok miktarda ot tohumları, hastalık yapıcı mikro organizmalar, parazit yumurtaları ve ağır metaller karışmasına neden olur.
  • Besleyici maddelerin bir kısmı, yağmur veya sulama suyuna karışarak akıp gitmekte ve çevreyi kirletmektedir.
  • Topraktaki mikro organizmaları daha aktif hale getirir. Toprağın mikrobiyolojik zenginliğini yeniden oluşturur; topraktaki mikro elementleri, humatı, faydalı mikro organizmaları stabilize eder.
  • Fiziko-kimyasal özelliğini ve su-hava dengesini iyileştirir; toprak parçacıklarının birbirine kenetlenme gücünü ve gözenekliliğini artırır.
  • Toprak; çözünür mineral maddeleri ve nemi daha iyi tutar, sulama miktarı % 40 azalır.
  • Toprağın rengini koyulaştırdığı için toprak ısısını artırır.
  • İçindeki organik maddelerin ayrışması esnasında ortaya çıkan karbon dioksit, bitkinin yaşamını sürdürebilmesi için ek bir karbon dioksit kaynağı oluşturur.
  • Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını, atmosferi ve toprağı kirletmesi kesinlikle mümkün değildir.
  • Doğal solucan miktarını artırır.
  • Bitkiyi besleyici madde rezervini ve toprağın doğal verimliliğini artırır.
  • Aşırı kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanımıyla meydana gelen zararlı etkileri ortadan kaldırır.
Bitki
  • Bitkiyi besleyici maddeler sağlar, büyüme ve gelişimini hızlandırır.
  • Toprağa karışan gübrenin içten yanması sonucu bitkinin köklerini yakarak ölümüne neden olur.
  • Bitkilerin çeşitli hastalıklara yakalanma derecesini artırır.
  • Temel vitaminler, aminoasitler, enzimler, hormonlar ve büyüme uyarıcılarıyla tam bir dengeli beslenme sağlar.
  • Hastalıklara karşı bağışıklığını artırır. Bitkiye, toprak stresine, zararlılara, değişken iklim şartlarına ve toprağın olumsuz etkilerine karşı direnç kazandırır.
  • Hızlanan ve artan tohum canlılığı, uyanma ve çabuk köklenmeyi geliştirir.
  • Bitkinin gelişimini hızlandırır ve kaliteli ürün artışı sağlar.
  • Hastalıklı bitkileri hızla iyileştirir. Zararlı maddelerin, hastalık yapan organizmaların hasar verdiği hücreleri hızla kurtarıp eski hale getirir.
  • Ekim alanında her yıl değişik ürün ekmeye (rotasyon) gerek yoktur.
Ürün
  • Verimi % 20-30 artırır.
  • İnsan sağlığı açısından zararlı nitrat ve diğer zararlı maddeleri azaltır.
  • Bitkilerin topraktan aldığı çeşitli hastalıkların üründe de oluşması mümkündür.
  • Raf ömrü solucan gübresiyle üretilen ürüne göre daha kısadır.
  • Verimi 2-3 kat artırır.
  • Olgunlaşma süresini 2-3 hafta daha erkenleştirir.
  • İçindeki nitrat miktarı, diğer gübrelerle ürünlerden birkaç kat daha düşüktür.
  • Raf ömründe belirgin bir artış sağlar.
  • İçindeki insan sağlığı için çok gerekli olan, vitaminler, şekerler ve diğer biyoaktif maddelerin miktarını artırır.
  • İnsan sağlığı için zararlı hiçbir madde içermeyen ekolojik doğal ürün oluşmasını sağlar.
  • Ürünü doğal tat, renk , aroma ve kalitesine kavuşturur.
 
Solucanın faydalarını bu denli detayına inmesek de hepimiz biliyoruz ya da tahmin edebiliyoruz, ama yine de açıklama için teşekkür ederim. Ancak bu, solucanın neden yurtdışından ithal edildiğinin bir cevabı değil sanırım. Solucanların üreme süresi ve verimliliği ortada, bunu ithal etmek yerine projelerimizi uzun vadeli düşünsek ve en az zihinsel engelliler kadar zihinsel engeli olmayan ama geçimini tarımla karşılarken ortada kalan vatandaşımızı destekleyecek bir proje haline getirsek olmaz mıydı? Solucan üreticiliği gibi bir alan oluşturulamaz ve kendi ülkemizde üretimi arttıracak hale getiremez miydik? Ya da halihazırda bunun temin edilebileceği bir yer yok mu koskoca Türkiye de? Ne kadar süre sonra lazım bu solucanlar, o süre bu solucanların istenilen sayıya ulaşması için yeterli değil mi? Vb. sorular sorulabilir?
 
@nskathome

Bu projeyi yaklaşık 3,5 sene önce henüz Ege Üniversitesi, Mühendislik - Mimarlık fakültesi Ziraat Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanıp, yapılıyorken araştırmıştık. İthal edilmesinin sebebi evet genleriyle oynanmış olması. :) çöplerdeki toksisiteye dayanamıyor olması solucanların. o halde solucanlı arıtma yapılmasın diyebiliriz. ancak projeye iyi bakıldığında çöplerin tamamen zararsız hale gelmesi, hatta yararlı kullanıma çevrilmesi en büyük avantajı bu projenin. genleriyle oynanmış solucanlara gelince evet kötü bir durum :) ama aldığımız her ağrı kesiciyle kendi fizyolojimizi kendi hayatımız için değiştirmiyor muyuz biz insan ırkı?

Zihinsel engelliler konusuna neden bu kadar takıldığınızı anlamlandıramadım. bakacak olursak bir çok projede yer alıyorlar. zihinsel engelli olmaları onların tercihi değil, ailelerinin de. ayrıca ağır seviyede engellilerin çalışamayacağını biliyoruz. orada çalışacak olanla en fazla ekololisi olan ya da hafif düzeyde otizmi olan bireylerdir. yıllar öncesine mi dönmeliyiz, sırf engelli olarak dünyaya geldikleri için ötenaziyle öldürmeli miyiz?

Not: eğer proje gerektiği gibi sonuçlanırsa yine Ege Üniversitesinde aynı solucanlardan üretilecekti.
 
Şeyma Hanım, sorun zihinsel engellilerin çalışması değil, başlık olarak takdire şayan ancak tamamının zihinsel engelli olması neden? Yoksa tabi ki her düzeydeki vatandaşın toplum çarkının bir parçası olması ve sosyalleşmesi toplamda hepimizi olumlu yönde etkileyecek bir durumdur. Yoksa sizce bu söylem bir canlının yaşam hakkını elinden almaya yönelik bir içerik mi arzediyor?
@Şeyma Huyut

Kendi bilim adamlarımız oynasın genlerle o zaman, biraz teşvik biraz denetleme bu işi hızlandırır ve destekler! Dışa bağımlı ve aciz olmak gereksiz... Aynı sanayicimizin çaresizleştirip küçültülmesi gibi dünyanın en gelişmiş beynine sahip olan Anadolu insanını da sindirmeyelim.
 
@nskathome

Aslına bakarsak ekololisi olan bireyler ve hafif derecede otizmi olan bireyler zihinsel engelli değiller misal; eEinstein. birçoğumuzdan daha zekiler. Çalışma hakkının, sosyalleşmesi hakkının elinden alınması bireylerin özgürlüğünün alınmasıdır. Neyse konumuz bu değil.

Ben haberde tüm çalışanların zihinsel engelli olduğuna dair bir ibare okumadım. ?
@nskathome

aslında mesajımı tam olarak okusaydınız kendi bilim adamlarımızın bu konuda çalışma yapacaklarını da belirttiğimi fark edecektiniz.
 
ZİHİNSEL ENGELLİLER ÇALIŞACAK İşkur, KOSGEB, Tarım Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de destek verdiği projede, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da yer alacak. Aile Bakanlığı'nın desteğiyle, projede zihinsel engelli vatandaşlar istihdam edilecek. Gübre tesisinde 15 yaş üstü 50 zihinsel engelli çalışacak.
Evet konumuz bu değil, ben yukarıdaki cümlelerden bunu anladığım için böyle bir yorum yaptım. Bilim adamları ile ilgili verdiğiniz bilgide :
Not: eğer proje gerektiği gibi sonuçlanırsa yine Ege Üniversitesinde aynı solucanlardan üretilecekti.

şeklinde geçiyor.. Üretilecekti...

Bunca yıl beklenmiş biraz daha beklenebilir, bence bizim bilimadamlarımız bunu başarabilecek güçtedir. Kontrolü bizim elimizde olmayan hiçbir projeye sıcak bakmıyorum.
 
Bende aslında sosyal sorumluluk projesi olmayan ama sosyal sorumluluk projeleriyle maskelenmeye çalışılan projelere sıcak bakmıyorum. Tıpkı dünyadaki bütün silahsızlandırma derneklerinin arkasında silah tüccarlarının olması gibi...
 
@nskathome

3,5 yıl önce bu araştırmayı inceleyip rapor yazdığımızdan söz ediyorum, proje taahhüdünde olanı yazdım. herhalde TÜBİTAK destekli projenin taahhüdü değişmez öyle değil mi?

Zihinsel Engelliler için yazdıklarınız için, bir işletmede sadece işçi mi bulunur?
 
Mevzuatta kamu personeli, devlet memuru olmayan herkes işçi olarak anılır.
 
@nskathome

Çok kapalı bir düşünce yapısı içerisindesiniz bence, bilmek ile yapmak farklı şeylerdir diye düşünüyorum. Yani her şeyi yapmak üretmek zorunda değiliz. Ama neyin nasıl olduğunu bilememiz gerekir, orası ayrı bir konudur, üniversitelerimiz bu konularda çalışmalar yapmalıdır tezler yazmalıdır vs. Ancak her şeyi üretmek ya da üretmediğini tüketmemek çok sığ bir düşünce bence. Yani düşünün ki bir meyve ülkemizde yetişmiyor, coğrafik şartlar müsait değil yani. Yemeyelim mi ? :) Ayrıca bazen dışarıdan bir takım şeyleri almak daha ucuza mal olabilir yada onları dışarıdan almak ülkenizi daha temiz tutabilir, astarı yüzünü geçme meselesi gibi.

Bugün apple sadece fikir ve işlemci üretiyor (sadece gerekli olanları) gerisini yani fikrini ürettiriyor en iyi fiyatı verene en kaliteliyi yapana.

Naçizane fikirlerim..
 
Anafikir anlaşıldıysa zaten gerisi detay, tartışmanın manası yok. Daha ileri bağımsız olarak gitmek için gereklilik ne ise iyi niyet çerçevesinde o yapılmalı. Gelişmek insanın doğasında var. Doğal olalım yeter...
 
@nskathome


Ama sadece işçi bulunmaz değil mi? Fabrika da evet makinayı işçi üretir, temelinde işçi vardır, ama kontrolleri, kalite standartları... bütün hepsi için birden çok mühendis bulunur. ya da ben böyle biliyorum.
 
Üst