• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çevrecimisiniz Yoksa Çevre Mühendisimi

emirsalman

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ocak 2011
Meslekte 12 yılı aşkındır çalışmakta olan bir Çevre Mühendisiyim. Bugune kadar çok sayıda yeni mezun ve/veya stajer Çevre Mühendisi ile çalıştım. Çalışma arkadaşlarmızla ilgili ilk konuşmamız Çevreci ile Çevre Mühendisi arasıdaki farkın algılanması olmuştur.

Ülkemizde genel olarak Çevreci ile Çevre Mühendisliği mesleğinin bir birine karıştırlması sık rastalanılan bir durumdur.

Benim şahsi görüşüm Çevre Mühendisinin ilke olarak herhangi bir projeye karşı çıkmaması gerektiğidir. Çevre Mühendisi bir projenin olası çevresel etkilerini kontrol edecek mühendislik çözümlerni üreten, projelendiren kişidir. Çevre Mühendisi herhangi bir tröstün etkisi altında kalarak bilim ve teknikten uzak bahanelerle "KARŞIYIZ" kavramını savunmasını anlamakta zorlanıyorum.


Emir Salman
 
Evet bununla sıklıkla bende karşılaşıyorum. HES e karşıyız ! Nükleere karşıyız ! Tamam karşınızdır da neden? Hiçbir platformda neden sorusunun cevabını göremedim. Salt çevre düşünülerek yapılan hiçbir itirazı savunmak mümkün değildir.

Fatih ÖZCAN
 
Bildiğim tek şey bizim odanın ÇEVRECİ oldugudur. GREENPEACE'i geçti geçicek :)
 
Evet Çevre Mühendislernin odaya onların bir meslek örgütü olduğunu ve meslektaşları için çalışmaları gerektiğini anlatmaları gerekmektedir. Sırf odaları yüzünden Makine Mühendisi olmadığıma pişman olmaya başladım.

Nil Bayram
 
evet kesinlikle katılıyorum greenpeace i geçtik gerçekten her platformda herşeye karşı bir odamız var. inşallah o karşı oldukları durumlara artık çözüm üretme arayışına girerler.bizi de kendilerini de topluma doğru şekilde lanse etmelerini bekliyoruz artık.
 
Öncelikle, hak vermemek imkansız.. ancak bu noktada bizlerde aynı hataya düşüyoruz.. şöyle bir bakarsak ÇMO'yu MMO üyeleri kadar zorluyor muyuz? Onların siyasal ve salt çevreci duruşlarına karşılık güçlü bir muhalif grubu oluşturabildik mi? İçimizde böyle bir adımı atan var mı? E-posta grubunda da çok defa dile getirilen bir konuydu.. Ancak bizlerde somut adımlar atmalıyız diye düşünüyorum.. Yeri geldiğinde odayı destekleyen, yeri geldiğinde dur yanlış yapıyorsun; sen birçok siyasal görüşte insanı temsil ediyorsun, sen çevrecileri değil çevre MÜHENDİSLERİNİ temsil ediyorsun.. sanayisi gelişen ülkeler kalkınmakta ve buna paralel olarak çevre mühendisi istihdamı artmakta diyebilmeliyiz.. bunun içinde kendi bölgelerimizde birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.. bunu söylerkende çevreyi hiçe sayarak sanayileşelim demiyorum..

diye düşünüyorum..

Kendi adıma, Kayseri'de bir oluşum olur mu diye gruptan duyurdum.. maksat tanışmak, bilgi alışverişinde bulunmak ve yeri geldiğinde ortak hareket edebilmekti.. ancak az sayıda bir dönüş oldu.. bunu büyük şehirlerde kırmak daha kolay olacaktır.. güçlü, birbiriyle irtibatlı meslektaşlar odanın her zaman daha ciddiye alacağı bir grup olacaktır.. çizgisini tabanına göre çizmeye başlayacaktır..

Saygılar..
 
@Fatih Özcan

Fatih Bey merhaba,
Nükleer atıklarının depolanması ile ilgili sorunların olduğunu duymuştum.Ama bir nükleer santralde çalışmadığım için teknik bilgi veremeyebilirim.Ama bu insan sağlığında olumsuz etki veyahut insan genlerinin yapısında farklılaşmaya neden oluyorsa ancak bu tarz problemler giderildiğinde neden olmasın..Gelişicez kalkınıcaz diye önlem almadan(proses her ne ise) nükleer santraller kurup işletmek risklidir.Önce önlem sonra uygulama diye düşünüyorum.
Bakın bir siteden okuduğum metin:


Santralin Tehlikeleri : Nükleer santraller çok tehlikelidir.Dünyanın bu bölgesinde yaşayan tüm toplumlar gibi Türkiye toplumunun da hafızasında Çernobil faciasının anıları ve bu facianın ardından yaşanan acılar gözle görünecek kadar alenidir. Bu acılar ve nükleer korkusu yersiz değildir. Bir nükleer santralde sızıntı oluşması demek, çok geniş bir bölgedeki tüm canlıların radyoaktif serpintiye maruz kalması, insanların ölmesi, ölümcül hastalıklara yakalanmaları, ekosistemlerin
yok olması anlmanı gelir..
Nükleer Atıklar : Her nükleer santral nükleer atık meydanagetirir. Nükleer atıkların ne yapılacağı konusunda bugün dünyada hiçbirgeçerli çözüm önerisi yoktur. Bu atıklar ya gömülmekte veya denize atılmaktadır sonuç olarak büyük ve çözümsüz bir ekolojik problem meydana gelmektedir.
Devam ediyorum:
ÇERNOBİL OLAYI

İkinci Dünya Savaşında Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atılmasından bu yana yaşanan en kötü nükleer felaket. 25-26 Nisan 1986'da güvenlik sistemleri denenirken bir dizi insan hatası soncunda Priapat Nehri üzerinde bulunan Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktörü istikrarsız bir hale geldi ve kontrolden çıktı. 26 Nisan sabahı, saat 1:23'te güçlü bir buhar patlamasıyla reaktörün içindeki su buharı 1.000 tonluk metal kapağı havaya uçurmuş, kalın beton duvarı delmiş ve çok zehirli radyoaktif bir buharın oluşmasına yol açan büyük bir hidrojen patlamasına yol açmıştır. Radyoaktif serpintiler Sovyetler Birliği'nin doğusu, doğu ve güney, batı ve kuzey Avrupa'da ciddi bir kirlenmeye yol açmıştır.
 
Değerli meslektaşlarım,
Demek istediğim çevre mühendisi demek çevre kirliliğini en aza indiren çalışmalar yapan demektir.Çevre kirliliğini yok eden diyemiyorum malesef..Çünkü ne yaparsanız yapın;ister geri dönüşüm ister geri kazanım isterseniz bertaraf edin hiçbir zaman bir atığı tamamiyle yok edemiyorsunuz..Çünkü o bir başka maddeye,dönüşen o madde de bir başka maddeye derken sürekli bir döngü oluyor ve bu işlemleri yaparken de her bir işlemin atığı farklı oluyor.
Peki biz bütün bunları neden yapıyoruz?Proje mühendislerine soruyorum bir bakıma;mesela neden arıtma dizayn ediyorsunuz?Çevre kirliliğini azaltmak için değilmi?Geri dönüşüm üzerine çalışanlara soruyorum;mesela atık ambalajları neden birtakım aşamalardan geçtikten sonra ham madde haline getiriyorsunuz?
İşte çevrecilerle aramızdaki fark nedir biliyormusunuz;onların sözel olarak ifade ettiklerini biz bilimsel/matematiksel açıdan ifade edip,uygulamaya geçiyoruz.Ama bunları uygularken de iş güvenliği gibi ya da toplum sağlığı gibi birçok unsuru da göz önüne almamız gerekir diye düşünüyorum.Çok klişe bir laf olucak belki ama çevre mühendisi zaten dünya için çalışır.Unutmayın makinelerle/proseslerle çalışıyor olabiliriz ama onları yönetenler de biz insanoğlu..Çernobil olayındaki gibi ya da daha farklı bir HATA yapmak çok da zor olmasa gerek..
 
Şimdi heslerde yaptığımız eleştiri ve karşıtlığımız çevreciliktenmi ileri geliyor yoksa çevre mühendisliğimizden mi?
 
Aynı fikirde değilim. Çevre mühendisliğinden ileri gelmekte. Sebebini söyleyeyim.Hiçbir HES de faaliyet sonrası çevre eski haline getirilecek diye taahhüt duymadım. Bu tarz faaliyetlerde firma faaliyet sonrası için çevre planları yapıp bunu uygularsa yapılsın neden yapılmasın. Bir hocamın dediği gibi "Su akar Türk bakar" bunu değiştirmenin zamanı geldi bence....
 
@Can Avşar

Bu fikrinize katılmıyorum. HES lere karşı olmak için,bırakın çevreci olmayı basit matematik hesabı bile bilmek yeterlidir. Yapılacak olan HES lerden Türkiye nin enerji ihtiyacının % 0,6 karşılanabilmektedir. Bu kadar düşük bir oran için, bu tahribatlar mantıklımıdır?
Ayrıca bir çok HES projesi ÇED raporu uygun verilmiş olmasına rağmen, ÇED raporuna açılan davalar neticesinde inşaata başlanılamamıştır.
 
@cagatay

"Ayrıca bir çok HES projesi ÇED raporu uygun verilmiş olmasına rağmen, ÇED raporuna açılan davalar neticesinde inşaata başlanılamamıştır."> Bunun nedeni; her yönetmelikte oldugu gibi Türkiye'de ÇED prosedürünün kagıt üzerinde yapılmasıdır. ÇED dosyasında verilen taahhütlerin hiçbirinin inşaat/faaliyet aşamasında yapılmamaktadır. Bundan dolayı ÇED Olumlu Kararı, ÇED Gerekli Değildir Kararı verilse ne olur verilmese ne olur.
 
Yorumlarınızı okudum. İyi güzel. Söylediklerinizin hiçbirine karşı değilim. Benimde karşıma dosyaların ileride sonuçlarının ne olacağına dair raporu getirip yapalım mı yapmayalım mı şeklinde getirilse, bunun sonucunda olumluysa bende evet derim. Ama benim vurgulamak istediğim olay çok farklıydı. Her ne kadar çevre mühendisiyiz, çevreciyiz değiliz desekte bir yerlerde dönüp dolaşıp içimizdeki çevrecilik olaya son noktayı koyuyor. Ben bunu vurgulamak istedim esasen.
 
Arkadaşlar,

Nükleer santraller hakkında konuşulanları irdeleyelim öncelikle dikkate edersek bu süreçte iki grup var :

1. Nükleer santrallere tamamen karşı olanlar :
2. Nükleere santral yapılmasını kayıtsız şartsız kabul edenler

yani bu iş ya siyah yada beyaz olarak algılanıyor. Şahsi fikrim bu işin grinin tonlarında olduğudur.

Karşı olanlar : Nükleer çok tehlikeli kazalar olabilir (Çernobil ), Atıkları büyük sorun bakın Almanya atıkları ne yapacağını tartışıyor (1980 lerin teknolojisine sahip tesisler için) vb.. argümanları kullanıyorlar. En önemli istatistiki verileri ise yok efendim Almanya Nükleer santralleri kapatıyor, yok efendim Fransa kapatıyor vb..

Taraf olanlar : Nükleer enerji ucuz, verimli, önlemleri alınırsa güvenli vb.. argümanları kullanıyor. Buraya dikkat edelim olanlarda istatistiki veri olarak Almayan yada teni santraller kuruyor, Fransa’da yeni santraller kuruyor vb..

Şimdi asıl söylemek istediğim karşı olanlarda, kayıtsız şartsız taraf olanlarda bu işten ekonomik menfaat bekleyen tarafların ortaya koydukları bilgilerden işlerine gelenleri kullanıyorlar. Ülkemizde her konuda olduğu gibi Nükleer enerjide bilgi kirliliği mevcuttur.


Bizler bu ülkenin mühendisleri olarak asıl görevimizin bu bilgi kirliliğinden kurtulmak, ülkemiz için öne arz eden enerji arzının bir çok farklı kaynaktan sağlanmasına yönelik politikaların oluşmasında 2872 sayılı Çevre Kanunun da belirleyici olmasını sağlamaktır. Karşı olacağımıza bu sürecin içinde yer alalım ve projelendirmede ÇEVRE MÜHENDİSİ GÖZÜ ile ülkemize hizmet verebilelim.

Emir Salman

 
O zaman ben,siz mühendis arkadaşlarıma şöyle birşey söylemek istiyorum;atık sorunu çözülsün uygulamaya geçilsin..Bakın ben çevreciyim demiyorum;daha önce yazdıklarımın özeti aslında şu idi:Çevre yönetmelikleri neden çıkıyor?Türkiye'de,Amerika'da ,İngiltere'de,Almanya'da...v.b. ülkelerde neden belli standartlara göre çalışmalar yapılıyor?Çevre Mühendisliği nasıl çıkmış?Dünya bazında soruyorum..Bu insanlar neden yönetmelik çıkartma gereği duymuşlar?Hepsi bir bakıma çevreyi düşünmek için değilmi?Evet ÇEVREyi düşünmek için..Peki biz ne yapıyoruz bu konunun mühendisliğini..Avrupa çok biliyorsa çevre mühendisliğini konuşturup atık sorununa çözüm bulsun..Bizler ne makine mühendisiyiz ne de inşaat..Proje çizip,Kurup,işletelim..Bu salt bir düşünce..O zaman inşaat mühendisi olsaydık..Kafamızı çevre ile yormasaydık.yap-kur-işlet..Biz bina yapmıyoruz arkadaşlar.Burda tam anlatamıyorum anlatacağım çok şey var aslında ama tabii bir bakış açısı..Bu meslekle ve bu işi yapan meslektaşlarımla da gurur duyuyorum..
Saygılar..
 
Bir zamanlar bir termik santral gezisindeyken orada çalışan çevre mühendisi "çevre mühendisleri çevreci değildir" demişti.Her ne kadar görev aldığın işletmede mühendis olsan da üst yönetim ne derse o olur.... çevre kirliliğinin düzenleyici ve önleyici faaliyetleri yüksek olduğundan kaynak ayrılmıyor/ayrılamıyor(?)... du tabiki yaptırımlarda politika dönmese daha hızlı çevre kirliliği ile ilgili çalışmalar yapılabilir..
 
Üst