• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çılgın proje = kanal İstanbul

pre_conception

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Temmuz 2009
Firma
Kurumsal (:
Medyada geniş yer alan ve tartışmalara yol açan,
*kimilerine göre boğazın can simidi olacak, gemi trafiği artık kalkacak
*kimilerine göre seçim propagandası olarak kısa süre kullanılıp atılacak
*kimilerine göre dahice bir proje olacak çocuklarımıza kalacak
*kimilerine göre rant kapısı açılacak yağma başlayacak
*kimilerine göre Çatalca taraflarında oturanların ağzına bir parmak bal çalınacak, yerleri değer kazanacak
*kimilerine göre İstanbul'un oksijen kaynağı ormanların katliamı...

Kanal İstanbul..

Sizin görüşünüz nedir?
 
Uygun bir yer seçimi ve güzergahı seçilirse ben projeyi destekliyorum. Güzergahında neler var bilmiyorum. Kazanacaklarımız kaybedeceklerimizden fazla ise neden olmasın..
 
Kesin güzergah (rant alanı olmasın diye) sır gibi saklanıyormuşş.. Ama çatalca tarafında olacağı, çıkan hafriyat ile kullanılmayan mermer ocaklarının kapatılacağı, o taraflara bir hava limanı projesi olduğu, istanbul'un o tarafa doğru büyüyeceği söyleniyor. İstanbul daha ne kadar büyüyecek o da tartışma konusu. Çarpık kentleşmeyi tetikleyecek ise büyümesin kalsın bence. Kalsın böylece. Kentsel dönüşüm projeleri bitsin mevcut İstanbul çiçek gibi olsun sonra çocuklarımıza projeler bırakalım diye düşünüyorum. Proje yapılacak ise çok düşünülmeli çok fikir alınmalı ve projenin alt yapısı tamamlanmadan proje faaliyete geçmemeli.
 
Çevreye, ekolojiye zararları büyük olur.
Yandaşlara büyük rant sağlayacak, yeri yurdu en ince ayrıntısına kadar çoktan ilgili sermaye sahiplerine bildirilmiştir.
İstanbul'un nüfusunu artırır.
Montrö sözleşmesine göre gemilerden vergi dışında ekstra ücret alınamıyor. Adam daha rahat manevra yapabileceği bir boğazdan üstelik bedava geçmek varken niye para ödesin?
Kanallar gemiler çok daha uzun mesafeleri kat etmek zorunda kalmasın diye açılır. Süveyş gibi, Panama gibi. Dibinde boğaz dururken niye böyle bir şey yaparsın?
Güzelim İstanbul'un coğrafyasını kimseye sormadan değiştirme hakkını nerden kendinde buluyor? Padişahlıkla mı yönetiliyor burası?
İşsizlik, yoksulluk, açlık almış başını gitmişken, bordrolu çalışanlar ağır vergiler altında eziliyorken, üretim sektörünün anası ağlıyorken neden buraya masraf yapılıyor? Tanker kazaları, güvenlik masallarını okumasın kimse. Çok daha ucuza da güvenlik önlemleri alınabilir.
 
Ya arkadaşlar ben sizleri ve böyle olaylardan siyasi anlamları çıkaran insanları hiç anlamıyorum. Ya çok meraklıysanız siyasete gidin meclise orada siyaset yapın. Olmaz vaatler verin. Öyle takılın. Ama her şeyde siyaset aranmaz. Siz kendi ekmeğinize bakacaksınız. ha. Adamlar sizin ekmeğinize karışıyordur. O zaman gerekeni yapın. Ve şunu da anlamıyorum. Tamam böyle projeler ekolojik çevreye zararı dokunuyor tamam ona bir diyeceğim yok. Ama gözünüzü seveyim her şeyi siyasallaştırmayın. Çünkü bu ülkede zamanında birinci köprüye bile karşı çıkanlar oldu. Niye maksat siyaset olsun. Delinin biri ( bu projeyi sunan kişi) kuyuya taş atıyor. Siyaset yapanlarda karıştırmaya çalışıyor. Bu baştaki insan belki de bunu istiyor. Sizler akıllı insanlarsınız. Neden uyarsınız. Onun zekasını hepimiz çoookkkk iyi gördük.

Yapmayın gözünüzü seveyim. Bizler çevre mühendisiyiz. Mühendis sorun yaratmaz. Olan sorunlara çözümler üretir.

İki Tercihiniz var...

YA GERÇEK MÜHENDİS OLACAKSINIZ...

YA DA ZAMANINDA BİRİNCİ KÖPRÜYÜ İSTEMEYENLERDEN OLACAKSINIZ.

Siz Hangisisiniz ???
 
Hiç bilimsel tartışmalara girmeye gerek yok, bu proje iyi ya da kötü yapılacak.
ÇED raporu zaten şimdiden hazırdır.
Ne var ki,
Doğa, gereken cevabı zamanı geldiğinde verecektir.
 
Doğa gereken cevabı verecektir ama masum insanlara... O zaman ne diyeceğiz? "Kurunun yanında yaş da yanar?"

Açıkçası hala merak etmekteyim ÇED raporunda gerekli izinlerin alınması projenin yeri kısmında ve alınacak uzman görüşlerinde ne diyecekler. Helikoptere bindik gezdik yapıldı.

Hayır geçenlerde nette aynen şunu okudum: Çılgın proje ile Karadeniz Marmara Denizine bağlanacak. Yıllardır köprüler ile toprak yolun üzerinden geçiyoruz değil mi?
 
@ercnxx

Ekmeğimize karışılmıyorsa sesimizi çıkarmayalım??? Çevre mühendisliği/Çevrecilik arasındaki ilişkiyi mezun olmadan önce de uzun uzun tartışmış biriyim ve mühendislik yanım her zaman daha baskın gelmiştir ama bu "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye davranacağımız anlamına gelmez. İleride bunun sorunlarını yaşadığımızda "aman banane yaa ben İstanbulda yaşamıyorum ki zaten hem benim ekmeğime de dokunmuyor" diyecek halim yok.
Mühendis demek "doğaya zarar verilsin, zarar verenler bana para versin ben de bir iki hesap kitapla düzeltmeye bakayım" demek değildir. Mühendislik bir sorumluluk işidir. Sorumluluk sahibi olmayan mühendis, özellikle de bizim branşımızdakiler ekmeğime bakacağım diye diye patronların oyuncağı olur çıkar.
Köprüyle ne alakası var? Cevabını ilk mesajımda vermişim zaten. Köprü araç geçişinde kolaylık sağlasın diye yapılmış karayolunda başka hiçbir alternatif olmadığı için. Ama bu kanal işi öyle değil, uluslararası hukukta önemi büyük olan bir boğaz var zaten ve üstelik geçiş bedava. Sadece vergiler var. Türkiye'nin "sen mavili boğaza girme kanaldan geç", "sen kırmızılı boğazdan geç" diye diretme lüksü yok.
Dubai gibi petrol zengini olsak ya da ABD gibi GSMH rekortmeni olsak anlarım her şeyimiz tamdı bir de bu olsun yapılsın ama kapanmayan bir cari açıkla, sürekli artan işsizlik ve hep başa bela olan eğitimsizlik, terör gibi; sermaye sahiplerinin gemilerinin boğazda iki gün beklemesinden çok daha büyük sorunları var bu ülkenin. Ekmeğimize dokunulmuyor argümanı da yanlış ayrıca çünkü bu projeyi yapan parasını cebinden ödemiyor. Sonra sağda solda niye dünyanın en pahalı benzini bizde, doğalgaza yine zam geldi aybaşını denkleştiremiyoruz diye dövünürüz.
 
Fecriati. Konuya nereden baktığını hiç bilmiyorum malesef. Ama benim yazdıklarımı bir daha oku isterseniz bir bakın bakalım. "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye bir kavram mevcut mu ? Onun anlamını dahi taşıyacak bir cümle dahi yok. Böyle birşey söz konusu dahi olamaz.

""Mühendis demek "doğaya zarar verilsin, zarar verenler bana para versin ben de bir iki hesap kitapla düzeltmeye bakayım" demek değildir. "" bu cümleyi de hangi anlamla söylediniz onu da hiç anlamadım. Böyle düşünen bir mühendis yoktur. Olamazda. Ama şunu bilmeliyiz. Yukarıda ki yazımda da dediğim gibi bizler olan sorunlara çözüm üretiriz. Bu cümleden " ozaman millet bozsun biz yapalım " gibi bir anlam çıkarmak doğru değil.

Birincisi mühendisler işini doğru düzgün yapmak zorundalar. Bir şirket kurduk diyelim o zaman o şirket faaliyetlerini çevreye en aza hatta sıfır zararla oluşturmamız gerekir. Neden çünkü biz olayların ne olduğunu iyi biliyoruz. Ama şöyle bir lüksümüz yok. Ha başka bir şirket size iş vermek istiyor. Atıyorum ağır metal sanayi. Kirliliği çok fazla olan bir sektör. Biz şöyle diyeblirmiyiz ? " Siz çevreyi çok kirleteceksiniz o yüzden ben sizin işinizi yapmam " Demeyiz dimi çok saçma olur. Neden ? Çünkü biz sorun çözeriz. Amacımız gayemiz budur ...

""Köprüyle ne alakası var? Cevabını ilk mesajımda vermişim zaten. Köprü araç geçişinde kolaylık sağlasın diye yapılmış karayolunda başka hiçbir alternatif olmadığı için."" Gelelim bu cümlenize. Benim orada köprü örneğini hangi amaçla verdiğime dikkat etmemişsiniz. Bu ülkede maksat çevreciyiz ayağına ilk köprüyü istemeyen insanlar oldu dedim. Yani bu olayları siyasallaştırıyorlar dedim. Yoksa köprüyle tabiki bir alakamız yok.

" kapanmayan bir cari açıkla, sürekli artan işsizlik ve hep başa bela olan eğitimsizlik, terör gibi; sermaye sahiplerinin gemilerinin boğazda iki gün beklemesinden çok daha büyük sorunları var bu ülkenin. " Bu cümlenize tamamen katılıyorum. Bu ülkede kanaldan çok daha önemli şeyler var. Hala işsizlik varsa. 10 küsür sene okul okuduktan sonra hala evde oturuyorsan, sağa sola cv gönderip kurbanlık koyun gibi seni seçmelerini bekliyorsan, dediğiniz gibi dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorsan kanal gibi çokkkkk mantıklı bir proje bu ülkede hepimizin tahmin edeceği gibi baya sükse yapar.

Ankarada o koltuklara oturan insanlar ülkeyi kurtarmayı çookkk iyi biliyorlar. Bir iki yasayı çıkar. Ohh ülke kurtuldu işsizlik kalmadı. Adamlar için olay bu. Bir ay asgari ücret verelim bakalım hepsine nasıl kendilerini yiyorlar.

Ankarada Sağında Solunda tek uzlaştığı nokta nedir biliyor musunz ?* Ben söyliim. Milletvekili maaşları.

Ama Yok kanal istanbul gibi ilginç şeyler, yok yandaşlarının çıkıp ülkede şu yıllarda şöyleydi şimdi böyle diyerek kandırmaları , Bazılarının bizim projelerimizde insan var diip , yok her yoksula şu kadar para vericem diyerek yada yok bir kart vericem içinde para olacak rahat rahat harcıyacaksınız demeleri bence de çok kolay. Cahil insanları kandırmak kolay nasıl olsa. Vurun gitsin. Düşüncenin sınırımı var. Benzin bir liraya düşecek demeleri bile içten değil.

Demek istediğim arkadaşlar Biz üzerime düşen görevi en iyi şekilde yapmamız gerekir. Bu demek değildir ki bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Tabiki sessiz kalmıyacağız. Ama bizler cevabımızı yaptığımz işle vericez....
 
@ercnxx

Ben olaya hem siyasi hem de çevre açısından bakıyorum. Siyasi olarak bakmak da herkesin hakkıdır.
Siz ekmeğinize bakın ekmeğinize karışıyorlarsa gereğini yapın demek "bana dokunmayan bin yaşasın" düşüncesinden başka bir şey değil. Benim ekmeğime dokunmasınlar napıyorlarsa yapsınlar diyorsunuz.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
Benim burda demek istediğim mühendis sadece iş işten geçtikten sonra alınacak önlemlerle ilgili çalışmaz. Gerekiyorsa bu kadar para harcanmadan ve çevre zarar görmeden yatırıma önleyici olarak da çalışmalıdır. Yatırım çevreyi mahvedecekse ve birinci köprünün yapılışındaki faydalar gibi bu zarara değecek faydaları öngörülmüyorsa bu kadar para harcamanın bir gereği yok.
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
Elbette diyemeyiz öyle olsa hiçbir fabrika kurulamazdı. Ama verdiğiniz örnek üzerinden konuşayım ağır metal sanayinin çevreye verdiği zararın yanı sıra insanlığa olan katkısıyla bu kanalın çevreye vereceği zarar ve getireceği fayda kesinlikle bir değil.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
Köprünün dediğim gibi bir amacı vardı, hiçbir alternatif yok. Ticari açıdan sürekliliğin sağlanması için bir zorunluluk. Bu konuda bağlayıcı bir sözleşme de yok. Bu kadar faydası olduğuna göre çevreciyiz ayağına köprüye karşı çıkanlara en azından faydasını anlatacak haklı argümanlar vardı. Ancak bunda o da yok. Tanker patlarmış. Kanaldan çok daha ucuza gelecek güvenlik önlemleri var. Ayrıca kanalın etrafına da yerleşim, havalimanı, üniversite vs. kurulacağına göre orada patlayacak tankerlerin burada bulunan insanlara zarar verme riski yok mu? Kanalı yapma amacı olarak öne sürülen riskin yine başkalarına maruziyetine neden olacaklar, üstelik boğazdan çok daha dar bir kanalla.
 
Sizinle aynı düşüncede değiliz. Bu konu bir sonucada bağlanmıycak. :D ama birtek ortak nokta vardır ki. Bir deli kuyuya taş attı biz akıllılarda burda elimizi beynimizi yoruyoruz:D
 
Üst