• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Dünya çevre gündemine dair haberler

30801867.jpg

Son yılların en şiddetli kuraklığını yaşayan ABD’nin California eyaletine bağlı Los Angeles kentinin susuzluk sorununu çözebilmek için ilginç bir uygulama yürütüyor. Los Angeles Belediyesi kente su sağlayan barajlardaki suyun aşırı sıcaklıkla buharlaşarak susuzluğa yol açmasını önlemek için barajları elma büyüklüğünde siyah plastik toplarla örtme kararı aldı. Bu çerçevede, Los Angeles’a su sağlayan barajlardan birine tam 96 milyon plastik top bırakılarak barajın üstü örtüldü.

Merhaba arkadaşlar,
Bu konu hakkında teknik detay sahibi olan var mıdır? Kafamda deli sorular..
 
Avrupa’nın enerji kaynaklı emisyonları geriledi
Gerileme oranı 2018 için %2,5 olark öngörüldü
avrupa.jpg

Avrupa Birliği ülkelerinin 2018 yılındaki enerji kaynaklı karbondioksit emisyonlarının bir yıl önceye göre %2,5 oranında gerilediği öngörüldü.
Avrupa Komisyonu istatistik idaresi Eurostat tarafından yapılan hesaplamalara göre 2018 yılında birlik üyesi 28 ülkeden 20’sinin emisyonları gerilerken, 8 ülkenin emisyonları ise yükseldi.
En fazla gerilemenin olduğu ülkeler sırası ile Portekiz (-% 9,0), Bulgaristan (-% 8,1%), İrlanda(-% 6,8), Almanya (-% 5,4), Hollanda (-4,6%) ve Hırvatistan (-% 4,3) oldu.
Bununla birlikte enerji kaynaklı karbondioksit emisyonları en fazla artış gösteren ülkeler ise sırası ile Litvanya (+% 8,5), Malta (+% 6,7), Estonya (+% 4,5), Lüksemburg (+% 3,7), Polonya (+3,5%), Slovakya (+% 2,4), Finlandiya(+% 1,9) ve Litvanya (+% 0,6) oldu.
Avrupa ülkelerinin bu alandaki toplam emisyonlarında ise en büyük pay %22,5 ile Almanya’nın oldu. Bu sıralamada Birleşik Krlalık %11,4 ile ikinci, Polonya %10,3 ile üçüncü Fransa ve İtalya eşit olarak %10 ile dördüncü sıraları paylaştılar. İspanya ise %7,7 ile sıralamada beşinci oldu.
Eurostat açıklamasında ülkelerin enerji kaynaklı emisyon hesaplamalarında kömür ve doğalgaz gibi ithal edilen enerji ürünlerinin bu ülkelerde kullanımından dolayı etkili olmak ile beraber, elektrik ithalatında ise böyle bir etkinin olmadığına dikkat çekildi.
 
Dünyanın En Derin Noktasına Dalan Amerikalı Kâşif Vescovo, 11 Kilometre Derinde Plastik Atık Buldu



Amerikalı kâşif Victor Vescovo, Pasifik Okyanusu'ndaki Mariana Çukuru'na rekor dalışı gerçekleştirdi. 11 kilometre derinde dört saat geçiren Vescovo, deniz canlılarının dışında bir plastik torba ve ambalaja da rastladı.

Basınca dayanıklı özel bir denizaltı ile dalış gerçekleşti



Basınca dayanıklı özel bir denizaltı ile dalış gerçekleşti

BBC Türkçe'den Rebecca Morelle'in haberine göre, Amerikalı kâşif Victor Vescovo, dünyanın en derin noktası olan Mariana Çukuru'nda bir rekor dalışı gerçekleştirdi.



4.6 metre yüksekliğinde ve 3.7 metre genişliğinde özel bir denizaltı ile dalışı gerçekleştiren Vescovo, 11 kilometre derinde canlı yaşamını da görüntüledi.









Okyanusun dibinde dört saat gözlem yapan kâşif, plastik poşet ve ambalaja da rastladı



Okyanusun dibinde dört saat gözlem yapan kâşif, plastik poşet ve ambalaja da rastladı

Vescovo, indiği 10,927 metre derinlikte 4 saat zaman geçirdi. Derin deniz canlılarını görüntülemesinin yanı sıra, kâşif aynı zamanda plastik torva ve ambalaja da rastladı. Bu ilginç durum, çevre kirliliğinin geldiği noktayı da gözler önüne serdi.



Rekor dalışta dört yeni tür deniz canlısı keşfedildi



Rekor dalışta dört yeni tür deniz canlısı keşfedildi

Rekor dalışta, aralarında karides benzeri kabuklu bir canlının da yer aldığı dört yeni deniz canlısı türünün de keşfedildiği düşünülüyor.



Elde edilen canlı örnekleri incelenerek, mikroplastik kalıntı barındırıp barındırmadıkları araştırılacak.



Keşifler diğer okyanuslarda devam edecek



Keşifler diğer okyanuslarda devam edecek

Bu dalış, Vescovo'nun son dalışı olmayacak. Aynı zamanda bir yatırımcı olan ve daha önce yedi zirveye tırmanan Vescovo, Beş Derinler Keşif Gezisi kapsamında beş okyanusun en derin noktasına dalmayı amaçlıyor. Yaptığı dalışlarla, deniz teknolojisinde yeni bir çıta belirlediklerini söyleyen Vescovo, "Başardığımız şey hakkında ne kadar heyecanlı olduğumuzu kelimelerle anlatmak güç." dedi.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Çevre Kirliliğine Karşı Yeni Adım: AB Tek Kullanımlık Plastik Ürünleri Yasaklıyor

AB Konseyi, çevre kirliliğine neden olan çatal, bıçak ve pipet gibi tek kullanımlık plastik ürünlerin kullanımını yasaklayan düzenlemeyi onayladı. Yeni düzenleme 2021'den itibaren uygulanmaya başlayacak.

Plastik kirliliği ile mücadelede önemli adım
AA'nın aktardığı bilgiye göre, AB Konseyi plastik kirliliği ile mücadele amacıyla tek kullanımlık plastik ürünleri yasaklayan düzenlemeyi onayladı.

Yeni kurallar kapsamında plastik tabak, çatal, bıçak, kaşık, pipet ve kulak temizleme çubukları yasaklanacak.
2021'den itibaren piyasalardan yasaklanacak

AB'de hedef, 2029'a kadar plastik şişelerin kullanımını yüzde 90 oranında azaltmak
AB ülkeleri 2029'a kadar plastik şişe kullanımını yüzde 90 azaltmayı, plastik şişelerin 2025 yılına kadar yüzde 25 ve 2030 yılına kadar da yüzde 30 geri dönüştürülmesini hedefliyor.
 
23054

ABD'nin Washington eyaletinde 'insan gübreleme' adı verilen, ölülerin hızla toprağa dönüştürüldüğü bir yöntemle cesetlerin imhasına izin veren tasarı, eyaletin Demokrat Valisi Jay Inslee tarafından imzalanarak yasalaştı.
Washington eyaleti 'insan gübreleme' adı verilen, ölülerin hızla toprağa dönüştürüldüğü bir yöntemle cesetlerin imhasına izin veren ilk eyalet oldu.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre eyalet meclis üyelerinin geçen ay kabul ettiği tasarı eyaletin Demokrat Valisi Jay Inslee tarafından imzalanarak yasalaştı. Bu yöntem özellikle cesetleri yakma yönetimine kıyasla daha çevreci bir alternatif olarak görülüyor.
Bu yöntemin destekçilerine göre, 'insan gübreleme' mezar yeri sıkıntısı yaşanan bölgeler için de pratik bir seçenek olabilir.

Gübreleme işlemi sonunda elde edilen toprak, hayatını kaybeden kişinin sevdiklerine teslim ediliyor ve bu toprakta bitki yetiştirilebiliyor.

‘KARBON EMİSYONU VE ARAZİ KULLANIMINDA BÜYÜK TASARRUF SAĞLAYABİLİR’
Yöntemin yasalaşması için lobi çalışması yapan ve 'insan gübreleme' hizmeti vermek üzere bir şirket kurmuş olan Katrina Spade, bu yöntemin daha sürdürülebilir olduğunu belirterek şunları söylüyor:
"İnsan bedeninin 'yeniden kullanımı' mumyalamaya, gömme ya da yakmaya göre daha doğal, güvenli ve sürdürülebilir bir seçenek. Ayrıca karbon emisyonu ve arazi kullanımında büyük tasarruf sağlayabilir."
Seattle'da yaşayan tasarımcı ve girişimci Katrina Spade, 2014'ten bu yana cesetlerin gübreye dönüştürülmesi yöntemlerini araştırıyordu.

NASIL YAPILIYOR?
Spade'in şirketinin uyguladığı yöntemde cesetler, içi alfalfa (kaba yonca), odun yongası ve saz dolu çelik bir konteynere koyuluyor.

Konteynerin kapağı kapatılarak 30 gün bekleniyor ve ceset bu süre içinde doğal yollarla çözünerek sonunda ‘iki el arabasını’ dolduracak miktarda toprağa dönüşüyor.
Son yıllarda daha çevreci ceset imha yöntemleri giderek popülerleşiyor.
Geçen Mart ayında ölen ABD'li aktör Luke Perry'nin de biyolojik olarak çözünebilen bir ‘mantardan kefenle’ gömüldüğü açıklanmıştı.
Mantardan kefenin tasarımcısı Jae Rhim Lee, bu yöntemin cesedin toprakta çözünmesi ya da yakılması sırasında saldığı zehirli maddelerin oranını azalttığını söylüyor.
İnsan gübreleme yöntemi İsveç'te de yasal.
İngiltere'de ise cesedin tabutsuz ya da doğada çözünebilen tabutlarla gömülmesi gibi ‘doğal imha’ yöntemlerine izin veriliyor.

23053
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 

Ekli dosyalar

  • 1559122478827.png
    1559122478827.png
    217.1 KB · Görüntüleme: 4
  • 1559122565225.png
    1559122565225.png
    75.6 KB · Görüntüleme: 3
Arjantinde başlatılan uygulamada; Ekilebilir kitap üretip, çocuklar okuduktan sonra toprağa gömülerek doğaya kazandırılmaktadır.

Kağıdın çevreye zararı içerisindeki asit ve kimyasallardan kaynaklanmaktadır. Ekolojik mürekkep kullanımı bunun önüne geçmektedir.

 
17 HAZİRAN 2019 DÜNYA ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE GÜNÜ PROGRAMI

23159

“Çölleşme ve kuraklık, dünyanın tüm bölgelerini etkileyen küresel problemlerden biridir” farkındalığıyla, Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 17 Haziran 1994'te kabul edilmiştir. Bundan sonra ise 17 Haziran, Çölleşme ile Mücadele Günü olarak her yıl farklı bir ülkede farklı etkinlikler ile kutlanmaktadır.

Sözleşmenin 25. Yılı olması sebebi ile bu yılki etkinlikler ayrı bir öneme sahiptir. Bu yılki etkinliklerde, Sözleşmenin hem geçmiş 25 yılı değerlendirilecek hem de gelecek 25 yıla Arazi Tahribatının Dengelenmesi (ATD) Hedefleri kapsamında bir ışık tutulacaktır. Arazi bozulumunun dengelenmesi, yoksulluğun azaltılması, gıda ve su güvenliği ve iklim değişikliğine yönelik azaltım ve adaptasyon için sağlam bir temel oluşturma yolunda, dünyada neler öngörüyoruz? Bu soruların cevabı aranacaktır.

Türkiye tarafından ev sahipliği yapılacak etkinler, Ankara’da gerçekleştirilecektir.
 
Aslında her şeyin farkındayız ama bir şey yapmıyoruz/yapamıyoruz.
 
Britanya 2050’de toplam karbon salınımını sıfıra indirmeyi hedefliyor

Perşembe günü açıklama yapan Britanya, fosil yakıt salınımını 2050’ye kadar sıfıra indirmeyi hedeflediğini
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

Aslında Britanya, güneş ve rüzgar gibi düşük karbonlu kaynakları enerji üretim sürecinin yarısından fazlasını karşılayacak şekilde düzenlemeye çalışıyor. Bu durum 1800’lerden beri bir ilk. Zira Birleşik Krallık Sanayi Devrimi’ni harekete geçiren isim.
Maliyetli olacak
Bu yeni proje, Birleşik Krallık ekonomisinin işleyişinde büyük değişiklikler yaratacak. Hatta bazı insanlar, değişimin, beraberinde fahiş fiyatları getirebileceği konusunda uyarıyor. Birleşik Krallık Maliye Bakanı Philip Hammond’ın bu anlamda bir çalışma yaptığı söyleniyor. Sonuca göre şu anki durumdan sıfır karbon salınımına geçmek için 30 yıllık süre zarfında 1,3 trilyon Dolar harcanması gerek. Ancak iklim değişikliği danışma konseyi üyelerine göre hedefe biraz daha az bir masrafla ulaşılabilir. Bunun için, 2035’e kadar bütün yeni araba ve kamyonetlerin elektrikli hale getirilmesi, düşük karbonlu elektrik üretiminin dört katına çıkarılması gerekiyor.
Harekete geçildi bile
2019’da ülke genelinde üretilen enerjinin yarısından fazlasının, nükleer enerji dahil, yeşil enerji kaynaklarından sağlandığı belirtildi. 1880’li yıllarda dünyanın ilk kömür yakıtlı petrol santraline ev sahipliği yapan Britanya için önemli bir başarı. 2019 yılı Britanya açısından önemli zira ilk kez karbonsuz enerji kaynakları fosil yakıtlı enerji kaynaklarını geçti.
Eğer Britanya’nın aldığı karar diğer ülkelerce de alınsaydı, ortalama küresel sıcaklık limiti olan 1,5 derece sınırını (
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
‘nde belirlenen sınır bu) korumak çok daha muhtemel olurdu. Britanya hükumetinin ‘sıfır karbon’ tanımı; karbon salınımlarının çeşitli planlarla telafi edilerek dengelenmesi. Mesela; ağaç dikmek ya da petrol ve kömür yakınca ortaya çıkan karbonu depolamak. Doğal gaz ise nispeten daha az kirlilik yaratan bir fosil yakıt. Bazı ekonomistlere göre, sektörler ‘sıfır karbon’ hedefine giden yolda doğal gazı geçici bir seçenek olarak kullanabilir.
İşin içinde ticaret de var
Britanya,
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
‘nin bir parçası. Çevre savunucularından büyük eleştiriler alan bu oluşum, karbona fiyat biçerek karbon salınımını düşürmeye çalışıyor. Kendi karbon salınımı üst sınırını aşan ülkeler, daha az karbon salınımı yapan ülkelere ayrılan kullanılmamış kısımları satın alabiliyor. Çevre kirliliğinin ülke sınırı tanımadığını savunan çevre savunucuları, karbon salınımı üzerinden ticaret yapmanın atmosferdeki sera gazı miktarını azaltmayacağını söylüyor.
 
Güneş Almanya’nın birincil elektrik üretim kaynağı oldu
Haziran ayı elektrik üretiminde güneşin payı %19 oldu

2 Temmuz 2019
Almanya’da güneş enerjisinden elektrik üretimi alanında yeni bir rekor kırıldı.
Ülkede Haziran ayında 37,58 Teravat-saat (TWh) olarak gerçekleşen elektrik üretiminde en büyük pay güneş enerjisinin oldu.
Alman Fraunhofer Enstitüsü tarafından açıklanan verilere göre, ülkedeki fotovoltaik sistemler bu dönemdeki üretimin %19‘unu gerçekleştirerek, diğer tüm enerji üretim kaynaklarından daha yüksek paya sahip oldular.
Enstitünün verilerine göre Almanya’nın Haziran ayı elektrik üretiminde enerji üretim kaynaklarının payı şu şekilde oldu;
Güneş: % 19 (7,17 TWh)
Linyit: %18,6 ( 7,02 TWh)
Rüzgar: % 17,7 (6,69 TWh)
Uranyum: % 12,2 (4,59 TWh)
Doğalgaz: % 9,8 (3,67 TWh)
Biyokütle: %9,6 ( 3,62 TWh)
Taş Kömürü: % 6,9 ( 2,58 TWh)
Hidroelektrik: %5,5 (2,07 TWh)
Almanya’nın güneş enerjisine dayalı elektrik üretim kapasitesi Nisan ayı sonunda 47.515 MW’a ulaşmıştı.
Ülke güneş enerjisine dayalı kurulu güç bakımından Çin, ABD ve Japonya’dan sonra dördüncü sırada geliyor.
 
Bunu duymuştum hayvandan çok insan var diye :) Ekolojik denge böyle bir şey işte hiçbir şeyden fazla olmayacak neticede bir şekilde zararı oluyor :)
 
AB ülkeleri, aydınlatma, televizyon ve büyük ev aletleri gibi, "kullan at değil, kullan, tamir ettir verimli hale getir tekrar kullan" yasası ile ilgili çalışma yapıyor. Amaç;
-Doğal kaynakların kirlenmesini önlemek
-Sera gazı salımını azaltmak
-İsrafa son

_105109108_mediaitem105109107.jpg


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Üst