• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Dünya çevre gündemine dair haberler

30801867.jpg

Son yılların en şiddetli kuraklığını yaşayan ABD’nin California eyaletine bağlı Los Angeles kentinin susuzluk sorununu çözebilmek için ilginç bir uygulama yürütüyor. Los Angeles Belediyesi kente su sağlayan barajlardaki suyun aşırı sıcaklıkla buharlaşarak susuzluğa yol açmasını önlemek için barajları elma büyüklüğünde siyah plastik toplarla örtme kararı aldı. Bu çerçevede, Los Angeles’a su sağlayan barajlardan birine tam 96 milyon plastik top bırakılarak barajın üstü örtüldü.

Merhaba arkadaşlar,
Bu konu hakkında teknik detay sahibi olan var mıdır? Kafamda deli sorular..
 
Muhtemelen toplar, bizim bakkallarda marketlerde satılan dandik plastik toplardan değildir diye tahmin ediyorum. Kendi aralarında bir boşluk olup gölün oksijen dengesini koruyacaklarını da düşünmüşlerdir bunlar ancak ben ötrofikasyona engel olamayacaklarını ve su altında yaşam için gerekli olabilecek, UV ve güneş ışınlarıyla tepkimeye giren çeşitli olaylara engel olacağını düşünüyorum.

Ha çözüm önerim ne olurdu? Yüksek platformları aralıklı olarak göl üzerine monte etmek. Yüksek olmasının sebebi, gerekli oksijen kazanımı sağlamak ve anoksik ortamda meydana gelen gazların çıkışını kolaylaştırmak; aralıklı olmasının sebebi ise bir kısım yeri açık bırakarak güneş ışınlarından faydalanabilmek. Peki direkt güneş ışınlarına bağlı kalmadan, ortamın sıcaklığına bağlı buharlaşmayı nasıl engelleyecekler acaba?
 
halihazırda bu sistem madenlerde havuzlarda kullanılan bir yöntem...
kullanma suyunda uygulanmasındaki teknik detayları a araştırmak lazım :kötü:
 
bu uygulama ilk değil
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .

ayrıca daha ayrıntılı bilgi için buraya bakılabilir.
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


@Fatih D.
buharlaşan su topun alt kısmında yoğunlaşacak ve akabilmesi için yeterli ağırlığa ulaştığında tekrar baraj gölüne süzülecek. böylece buharlaşan suyun büyük kısmı korunacak.
 
@Eyilmaz

Proje uygulama süresi sona erdiğinde sonuç inşallah olumlu olur.
 
Geçici çözüm olarak en basit ve ucuz yöntemdir, O toplar umarım in malı değildir:)
 
Aramızda futbolu uzaktan yakından takip eden birisi varsa; İtalya'nın büyük kulüplerinden Juventus'u tanıyordur eminim. Bugün rastladığım bir haber beni çok mutlu etti. Forma üreticisi Adidas ile ortak çalışma gerçekleştiren Juve, okyanuslardan toplanan plastik atıklardan oluşan ve bu sezon kullanacağı üçüncü forma olan "Alternatif Forma"sını tanıttı. Formanın tamamen geri kazanılan ürünlerden üretildiği belirtiliyor.

Juventus konuyu şu Tweet ile duyurdu:
Tweet'te kısa bir video da mevcut.

Web sitelerinde ise satışa başladılar bile:
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .


İlgili forma tasarımı:

g6Wl10.jpg
 
@Mustafa Bolat

Forma renginin aynı olması, geri dönüştürülen ürünün "ancak ve ancak" bu renkte mi geri dönüşebildiğini düşündürüyor bana :)
 
@Cem Yılmaz
juventus için bilemem ama manchester için deniz mavisi olmasının nedeni tarihi oyunlarda kraliyet takımı tarafından kullanılması imiş.
bence farklı renkte olabilir çünkü hammade geri dönüşüm ,rengi kendileri değiştirebilir diye düşünüyorum.

ayrıca adidas yapmış abi dedirttirecek :) adamlar işi biliyor :)
Adidas: ocean plastics to be used in all products by 2024
 
Galatasaray da 2-3 sene önce yaptı yanlış hatırlamıyorsam %100 değildi ama oran olarak 70-80 civarındaydı ;)
 
Dünya genelinde geçen yıl 200’ü aşkın çevre-toprak aktivistinin katledildiği açıklandı.

Çevreci cinayetlerinin en çok görüldüğü bölge Latin Amerika. Brezilya’nın Amazon yağmur ormanlarında, yerlilerin yaşadığı bölgelerde geçen yıl 57, Kolombiya’da 24, Meksika’da ise 15 aktivistin katledildiği belirtiliyor.

Asya bölgesinde ise kanlı bilançoda ilk sırada Filipinler var. Geçen yıl 48 aktivistin öldürüldüğü, bunun bir önceki yıla göre yüzde 71 artışı ortaya koyduğu vurgulanıyor.

Afrika kıtasında ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 12 aktivist cinayete kurban gitti. Çoğunun kaçak avcı, yasadışı madencilere yönelik mücadele sürdürdüğüne işaret ediliyor.

Dünya genelinde geçen yıl 200’ü aşkın çevre-toprak aktivistinin katledildiği açıklandı. Cinayetlerin çoğu Amazon bölgesinde gerçekleşti. Britanya merkezli Global Witness insan hakları örgütünün 22 ülkede yapılan araştırma sonuçlarına göre yayımladığı rapor, geçen yılın çevre-toprak hakları konusunda mücadele edenler için 2012’den bu yana en ölümcül dönem olduğunu gözler önüne serdi.

Toprakların dev tarım, petrol sahaları için açılmasına, ormanların yağmalanmasına, ağaçların kesilmesine, maden ocağı projelerine karşı duran 207 aktivistin öldürüldüğü raporda yer aldı. Bunun her hafta yaklaşık dört toprak-çevre aktivistinin yaşamını yitirdiği anlamına geldiğine dikkat çekildi. Raporda, gerçek rakamın daha yüksek olduğu tahmininde de bulunuldu. Raporda yaklaşık 50 cinayetin arkasında ise polis, asker gibi devlet bağlantılılı çevrelerin olduğuna yönelik kanıtların bulunduğu iddiası aktarılıyor.

CESUR YÜREKLER

Antalya ve özellikle Finike yöresindeki taş-mermer ocaklarına karşı açtığı davalarla tanınan Ali Ulvi-Aysin Büyüknohutçu çifti 9 Mayıs 2017’de Kızılcık Yaylası’ndaki evlerinde öldürülmüşlerdi. Olaydan kısa bir süre sonra yakalanan Ali Yamuç, cinayetleri mermer şirketinden birilerinin azmettirmesi sonucu işlediğini itiraf etmişti. Yamuç cezaevinde şüpheli bir şekilde ölmüştü.

2017-207-cevreci-katledildi-2018haber.jpg
 
Avrupa Komisyonu bilim servisi, yeryüzünün yüzde 75 oranında çölleşme ve bozulma ile kangrenleştiğini belirtti. Ciddi önlemler alınmazsa 2050’de bu oran yüzde 90’a çıkabilir. Bilim insanlarının bu tespiti, Dünya Çölleşme Atlası’nın yeni versiyonunda yer aldı. Atlas, Haziran sonunda Avrupa Birliği’nin (AB) Ortak Araştırma Merkezi tarafından yayınlandı. Buna göre, Dünya’da her yıl 4 milyon metrekareyi aşkın toprak bozuluyor. Bu da Avrupa Birliği topraklarının yarısına denk geliyor. Bozulma özellikle Afrika ve Asya’da yoğun bir şekilde yaşanıyor. Çölleşme ve toprağın tahribatının, özellikle rekolte üzerinde sonuçları olacak. 2050 yılına kadar rekoltenin yüzde 10 oranında düşebileceği belirtiliyor. Buna karşın dünya nüfusu artıyor ve tüketim biçimleri değişiyor. Nüfus artışı ve tüketim biçimlerindeki değişiklik olguları, doğal kaynakları da doğrudan etkiliyor. Sadece Avrupa Birliği içerisinde toprağın bozulmasının maliyeti, yılda 10 milyar Euro olarak değerlendiriliyor. Bilim insanlarına göre 2050 yılına kadar yaşanan göçlerden 700 milyon kişi etkilenecek. Avrupa Komisyonu, acilen düzenleyici önlemler almak gerektiğini düşünüyor. İncelenen çözümler arasında, mevcut tarım işletmelerinin randımanın arttırılması, vejetaryen besin rejimlerinin kabulü veya gıda israfının azaltılması yer alıyor.
 

Ekli dosyalar

  • dunya_collesme_atlasi_2018haber.jpg
    dunya_collesme_atlasi_2018haber.jpg
    82.9 KB · Görüntüleme: 290

Almanlar Geri Dönüşümde Dünya Şampiyonu
Alman bir arkadaşımın övgüsü Almanya’da yaşayan bir Amerikalı olarak giderek yerlileştiğimin ilk göstergesiydi.
Ben bitmiş olan yoğurdun plastik kabını lavaboda yıkayıp, plastik ve alüminyum folyo kısımlarını ayırırken”Gördün mü?” dedi Amerikan karısına… “Geri dönüşüm işte böyle yapılır”
İnsanların gözünde büyüttükleri bu süreç Almanlarda adet olmuş durumda ve bu kültürü edinen herkes bu davranışı alışkanlık haline getiriyor. İşte bu yüzden, Almanlar geri dönüşümde dünya şampiyonu…
g1.jpg

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD)’nin araştırmalarına göre, Almanlar çöplerinin %65’ini ayrıştırıyorlar ve değerlendirilmelerini sağlıyorlar. Öyle ki, bütün atık çeşitleri için ayrı renk kodları geliştirmişler ve çöplerini atarken karıştırma ihtimalleri neredeyse sıfır. Geri dönüştürülemeyen çöpleri ise tekrar kullanarak yakıt üretiyorlar veya farklı tasarımlarla yeni ürünler elde ediyorlar.
Geri dönüşüm ve çevreyi koruma konusunda Almanya’yı takip eden Güney Kore atıklarının %59’unu geri dönüştürüyor, Amerika ise %35’lik bir oranla gelişmiş ülkelerin ortalamasının biraz üzerinde yer alıyor. Belki şaşırtıcı olmayacak ama, örnek verdiğimiz bu ülkeler Türkiye’den kilometrelerce ilerideler. Çünkü Türkiye’deki çöpün %99’u depolama sahalarına gömülüyor.
Almanya’da da bu sisteme başkaldıranlar ve çöplerini ayrıştırmadan bir tek kutuya atanlar da oluyor. Hatta bu bireylerin bazıları, çöpünü ayrıştırarak atan komşularıyla alay ediyorlar. Fakat bu davranış Almanya’da cezasız kalmıyor.
Almanya’da plastikler ve diğer ambalaj atıkları sarı kutuya, kağıt ve kartonlar mavi kutuya, şişeler ise renklerine göre de ayrıştırılarak yeşil ve beyaz renkli kutulara atılıyor. Bir de kahverengi kutu var, yalnızca kompost atıkları, yani organik atıklar için ayrılmış çöp kutusu…
g2.jpg

Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) verilerine göre, diğer Avrupa ülkeleri de çöp konusunda en az Almanya kadar gayretli görünüyor. Avusturya, Belçika, İsviçre, Hollanda ve İsveç çöplerinin en az %50’sini geri dönüştürüyor ve büyük bir kısmı yeniden kullanılıyor.
Almanya’nın bu alandaki başarısının en önemli sebeplerinden biri ise çöp ve geri dönüşüm kutularının Otobüs durakları, tren istasyonları, okullar, parklar, şehir merkezleri ve hatta stadyumlar gibi pek çok noktada ulaşılabilir olması olarak görünüyor
Tüm kutuların üzerinde yer alan Almanca ve İngilizce açıklamalar ise kutuların doğru kullanım oranının artmasını sağlıyor, ülkeyi ziyaret eden turistler de tıpkı yerliler gibi çöplerini nereye atacakları konusunda yönlendirilmiş oluyor. Bu da yeterli değilse, Almanların yere çöp atan insanları uyarma konusunda hiç utangaç olmadıkları aşikar…. Çöpünüzü ayrıştırmadığınızda uyarıldığınız bir ülkede yere çöp atmak gibi bir hata yapmak istemezsiniz.
Sonuç olarak hep birlikte hem Almanya’da, hem de Türkiye’de çöpümüze sahip çıkmamız gerektiğini hatırlatıyor,Türkler olarak kısa zaman içerisinde yaşadığımız dünyanın değerini Almanlar kadar iyi bilebilmeyi umuyoruz.
 
Geri dönüşüm güzel bir şey ancak plastik gibi malzemelerin geri dönüşümü saçmalıktır. (Enerji elde edilmesi hariç.) Çünkü maalesef ülke şartlarında geri dönüşüm denilen şeyin nasıl yapıldığını, hangi aşamalardan geçerek temizlenecek denilen atıkların TEMİZLENMEDEN tekrar ham madde olarak kullanıldığını bu gözler çok gördü. İnşallah plastik kökenli bütün malzemelerin geri dönüşümü ülkemizde komple yasaklanır.
 
Geri dönüşümün temizlik olmadan yapılması geri dönüşümü saçma göstermez. Bunu doğru şekilde yapanlar da vardır. Bir mühendis olarak geri dönüşümü desteklememenizin alternatif yolunu yazmanızı beklerdim. Ör: enerji sarfiyatının yüksek olması, başka atıkların oluşuyor olması ve bu atıkların bertarafının zor olması, maliyetinin yüksek olması gibi.

Bir şey yanlış yapılıyorsa onu düzeltmeniz gerekir komple yasaklamak değil. Aynı mantıkla işini yapmayan doktorlar, mühendisler, avukatlar yüzünden bu meslekleri de yasaklanmasını ister hale gelirsiniz.
 
Almanya ayrıştırıyor ama 2018'e kadar plastik atıklarının büyük bir çoğunluğunu Çin'e ihraç ediyordu. Yaklaşık 600bin tondu yanılmıyorsam. Çin 2018 yılından itibaren atık almama kararı aldıktan sonra bu sene geri dönüşüm konusunda sıkıntı yaşayacaklarından bahsediyorlardı ama görsellere göre sıkıntı yok :D Bu sistem ülkemizde küçük şehirlere ya da ilçelerde pilot uygulama olarak gayet kolayca uygulanabilir ama insanlar çevresel değil yapısal yaptırımlara daha çok önem veriyor. O yüzden hep 2. plana kalıyor doğal olarak.
 
üzücü bir tablo ama bunu önlemek için tedbir alanların sayısı çok az maalesef...
 
Üst