• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Güzel bir çalışma ‘dünyanın temizlikçileri’

CMNet Okuru

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eylül 2015
Dünyanın Temizlikçileri
British Petroleum’un (Bp) Meksika Körfezindeki Deepwater Horizon platformunda 2010 tarihinde meydana gelen patlama ve yangının ardından platform batmış ve yüzbinlerce varil petrol körfeze yayılmıştı.Kısa bir süre önce yapılan basın açıklamasında, Amerika’nın Rochester ve Texas A&M Üniversitelerinden araştırmacıların, patlamadan sonraki beş ayda mikroorganizmaların en az 200 bin ton petrolü ve doğalgazı ortadan kaldırdığını tespit ettiklerini bildirdi.
Dünya yüzünde, endüstriyel ve tarımsal atıklarla kirlenen gezegenimizi temizleyen, ekosistemleri yenileyen çok sayıda ‘temizlikçi’ organizma var. Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalar, tehlikeli atıkların temizlenmesinde mikroorganizmaların çok önemli rol oynadığını gösterdi. Farklı ortamlarda yaşayan o kadar çok çeşit mikrop var ki, çoğu kez atıklar bu organizmalar tarafından ayrıştırılıyor yada daha az zararlı hale dönüştürülüyor. Brigham Young Üniversite’sinden Prof. Byron Adams şöyle söylüyor:’Toprakta yaşayan organizmalar bizim için önemli türlü türlü işi yapıyor. Atıklarımızı, toksik kimyasallarımızı ayrıştırıyor, zararsız hale getiriyor, suyumuzu arıtıyor, erezyonu önlüyor verimliliği yeniden sağlıyor.Prof. Adams ve Birçok kuruluştan bilim insanlarının yer aldığı bir araştırma ekibi, tropik ormanlardan Antartika’ya ve çöllerle dünyanın 16 bölgesinden toprak örneği aldı: her örnekteki organizmaların genlerini inceledi ve analiz sonuçlarını Ocak 2013 de ünlü akademik dergi Pnass’ta yayımladı.
Bazı mikroorganizmalar klorlanmış çözücüler, tarım ilaçları gibi kirleticileri ayrıştırıyor, bazıları da demir, alüminyum gibi metallerin oksitlerini hatta uranyum gibi radyoaktif elementlerin oksitlerini ‘soluyor’. Örneğin ihtiyacı olan oksijeni suda çözünür uranyumdan alan bir bakteri bunu uraninite mineraline dönüştürüyor. Sonuçta radyoaktif madde çöküyor ve yeraltı suyundan yavaş yavaş süzülüyor. Geobacter de, bu şekilde radyoaktif atıklarla kirlenmiş yeraltı sularını temizleyen bir bakteri. Bedenine bağlı uzun, elektrik telleri ile elektron transferi yapıyor, uranyumu dönüştürüyor. Proteinden yapılmış olmalarına rağmen tellerinin metal teller kadar iyi iletken oldukları belirtiliyor.
Çevreye yayılan ağır metal atıkları, yoğun endüstrileşmenin yol açtığı sorunlardan biri. Kirlenmiş alanların ağır metallerden arındırılmasında bitkilerde kullanılıyor. Bazı bitkiler, toprak ve sudan zehirli metalleri topluyor ve daha zehirli hale dönüştürerek depoluyor. Mesela birçok bitki türü, çok zehirli Krom 6 alıp 1000 kat daha az zehirli olan krom 3 haline getiriyor.Bitkilerin çoğunda ortamdaki metalleri dokularından uzak tutan mekanizmalar var.Oysa metal toplayıcı bitkiler fazla miktarda metal topluyor ve zehirlenme belirtisi de göstermiyor. Peki nasıl zehirlenmiyorlar Bir süre önce Purdue Üniversitesi’nden araştırmacılar bu bitkileri çevreleyen esrar perdesini araladı. Nikel toplayıcı thlaspi çiçeğini inceleyen Dr. David Salt ve ekibi, çoğu bitkide görülen standart enfeksiyona karşı savunma sisteminin thlaspi de bulunmadığını ve bitkiyi hastalıklardan koruyanın nikel olduğunu keşfetti. Bitkiyi nikelin zararlı etkilerinden koruyan ise güçlü bir antioksidan olan glutasyon.
Kavak ağacı, insan sağlığı için tehlikeli olan trikloretilen gibi çözücülerle kirlenmiş alanların ıslahında, bildiğimiz çimen petrolle kirlenmiş toprağı temizlemede kullanılıyor. Pteris vittata türü eğreltiotları, çok kısa bir süre içinde sudaki arseniği bünyesine alarak daha az zehirli hale getirip depoluyor. Opuntia ficus-india türü kaktüs içme suyunu arıtıyor. Bu Türkiye’de yetişen hintinciri, dikenli incir gibi adlarla tanınan bir kaktüs. Bir zamanlar latin Amerika topluluklarının sularını temizlemede kullandıkları kaktüsün ağdalı özü kumu, tortuyu ve arseniği ayırıyor. Böylece bir kum filtresi ile sudan çıkarılmaları mümkün oluyor. Güney Florida Üniversitesinden Doç.Dr. Norma Alcantar, kaktüs özüyle bazen sudaki arseniğin yüzde 80 inini çıkarabildiklerini söylüyor.Kaktüs özünün arıtılmamış suya eklenmesiyle bakterilerin dibe çöktüğü belirtiliyor.
Meksika Körfezi’ndeki patlamadan sonra mikroorganizmaların petrolü daha hızlı ortadan kaldırması için denize yaklaşık yedi milyon litre petrol dağıtıcı sentetik madde karıştırıldı. İki ay kadar önce Amerika’nın Georgia Teknoloji Enstitüsü bu kimyasalın dökülmesi ile petrolün 52 kat daha toksik hale geldiğini açıkladı.Doç. Dr. Alcantar ve ekibi, petrol sızıntılarında kullanılan bu zehirli kimyasal yerine, aynı işlevi görecek zehirsiz Opuntia ficus-indica özünün kullanıp kullanılamayacağını araştırıyor.
Atlas
 
Üst