• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

İçme Suyunda Ölçümü Yapılan Parametreler

Murat Erdem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Aralık 2008
1. Kaliform Bakteriler:

Bulaşıcı bağırsak hastalıkları, dışkı ile kirlenmiş sular vasıtasıyla taşınırlar. Enfeksiyonlu kişilerin dışkılarında bulunan patojen, yani hastalık yapan organizmalar arasında bakteriler, virüsler, parazitler, protozoalar ve parazitik kurtlar yer alır. Su kaynaklarının dışkı ile kirlenip kirlenmediğini tayin etmek için aslında kendisi patojen olmayan koliform bakteriler indikatör organizma olarak kullanılır. Bu indikatör organizmaların tipik örnekleri Escherichia coli ve fekal streptokok bakterilerdir; her ikisi de insan barsaklarında bulunurlar. Bu organizmaların içme suyunda hiç bir surette bulunmamaları gerekir.

2. Sıcaklık:

Bu parametre tamamen damak tadına hitap etmektedir. En uygun sıcaklık 1 0-12°C civarındaki sudur. Çeşitli standartlarda sıcaklık değeri şöyledir:

TSE: 12-25°C
EC: 12-25°C

3. pH:

Suyun pH'si, içinde çözünmüş halde bulunan C03-2 , HC03-, C02 ve OH- iyonlarına bağlıdır. pH'si düşük, yani asidik olan sularda C02 ve HCOr iyonları baskındır. pH'sl 6.5'dan düşük olan sular asidiktir ve dolayısıyla aşındırıcı bir etkiye sahiptir. Buna bağlı olarak arıtma tesislerinde, şebeke sisteminde ve evlerde metaller üzerinde aşındırıcı etki yapmaktadır. Bu yüzden içme suyunda ilave kirlilik yaratmaktadır. pH'si g.5'ten fazla olan suda tat problemi ortaya çıkar; suya sabunumsu bir kayganlık hissi verir. Ayrıca, bu tür suların taş yapma özelliği olur. pH'nin düşük ya da yüksek olması en başta endüstriyel kirlenmeye bağlıdır. Ayrıca, suyun geçtiği topraklar da pH'yi etkilemektedir. Yine, organik maddelerin su içinde bozunması sonucu suyun pH'si değişebilir. NH3 oluşumunda pH yükselir; C02 ve H2S oluşumunda ise pH düşer. Çeşitli standartlarda pH değeri şöyledir:

TSE: 6.5-9.5
EC: 6.5-9.5
WHO: 6.5-8.5
EPA: 6.5-8.5

4. Renk:

Suda renk fazlalığı istenmez. Çünkü bu durum, suda çözünmüş halde bulunan demir, mangan, krom, nikel gibi metal iyonları ile organik bileşiklerin varlığını göstermektedir. Ayrıca, estetik açıdan da suda renk istenmemektedir. Sudaki renk, bitkilerin bozuşması, toprak yapısı, evsel ve endüstriyel kirlenme sonucu olabilir. Çeşitli standartlarda renk değeri şöyledir:

TSE: 20 birim
WHO: 1-15 birim
EPA: 1-15 birim

5. Bulanıklık:

Bulanıklık öncelikle estetik açıdan önemlidir ve suyun tadını da etkiler. Suda bulunan askıdaki katı maddeler ve çözünmüş organik maddeler bulanıklığa neden olmaktadır. Dolayısıyla, istenmeyen maddelerin varlığına işaret etmektedir. Öte yandan, bulanıklığı yüksek olan sular klorlandığı zaman, çok daha zararlı ürünlerin ortaya çıkacağından kuşkulanılmaktadır. Bu yüzden iyi bir klorlama için bulanıklık 1 değerinden düşük olmalıdır. Bulanıklığın kaynağı, endüstriyel kirlenme, evsel kirlenme ve doğal bozunma olabilir. Çeşitli standartlarda bulanıklık değeri şöyledir:

TSE: 1 NTU
EC: 1 NTU
WHO: 5
EPA: 1

6. İletkenlik:

İletkenlik suda çözünmüş iyonların bir fonksiyonudur. Bu sebeple, izleyici bir parametredir. İçme suyunda iletkenlik artışı, suyun kirlendiğini ya da suya deniz suyunun karıştığını göstermektedir. Çeşitli standartlarda iletkenlik değeri şöyledir:

TSE: 2500 µmhos/cm;
EC: <400 µmhos/cm

7. Klorür:

Klorür, suda tat ve aşındırma problemi yaratır. Fazlası tuzluluk hissi verir. Şebeke sistemini, şofbenleri, çamaşır ve bulaşık makinelerini olumsuz yönde etkiler. Sürekli içimi halinde böbrek ve yüksek tansiyon problemleri ortaya çıkabilir. Ayrıca, izleyici bir parametredir. Artması halinde ya deniz katkısı ya da endüstriyel bir kirlenmeden şüphe edilmelidir. Çeşitli standartlarda klorür değeri şöyledir:

TSE: 600 mg/l;
EC: 250 mg/l;
WHO: 250 mg/l;
EPA:250 mg/l.

8. Serbest Klor:

Suya sağlıklı bir dezenfeksiyon için katılır. Fazlası tat ve koku problemine yol açar. Ayrıca, oluşabilecek yan ürünler suda önemli ölçüde sağlık problemleri oluşturur. Özellikle, sağlık açısından sorun teşkil eden yan ürünleri arasında trihalometanlar (THM), klorofenoller, klorlu organik bileşikler bulunmaktadır. Kanserojen olabilirler; kötü koku yaparlar; tadı olumsuz etkilerler. Bu yüzden renkli ve bulanık sularda klorlama yapılmamalıdır. Çeşitli standartlarda serbest klor değeri şöyledir:

TSE:0.5 mg/l CI2
WHO:5 mg/l C12


9. Sülfatlar:

Suların tadını bozarlar ve aşındırıcı etki meydana getirirler. Fazla sülfatlı sular acımtıraktır, ishale sebep olabilirler. Aşındırıcılığı daha çok metal aksamlar ve beton sistemlerde görülür. Kaynağı evsel ve endüstriyel kirlenmedir. Çeşitli standartlarda sülfat değeri şöyledir:

TSE: 25-250 mg/l S04
EC: 25-250 mg/l S04
WHO: 250 mg/l
EPA: 250 mg/l

10. Kalsiyum:

Kalsiyumun vücut açısından doğrudan zararlı etkisi yoktur. Hatta, kemik yapısı için yararlı olabileceği bile iddia edilmektedir. Ancak, içim bakımından problem teşkil eder. Öte yandan, suyun taş yapma potansiyeli de artar. Çok düşük olması aşındırıcı etki yaratabilir. Sudaki kalsiyum suyun geçtiği toprak yapısına bağlıdır. Çeşitli standartlarda kalsiyum değeri şöyledir:

TSE: 200 mg/l Ca
EC: 100 mg/l Ca

11. Magnezyum:

Fazla olması durumunda gözlerde tahribata yol açar. ishal yapıcı etkisi ortaya çıkar. Sudaki magnezyum, suyun geçtiği toprak yapısına bağlıdır. Suya acılık verir. Çeşitli standartlarda magnezyum değeri şöyledir:

TSE: 50 mg/l Mg
EC: 50mg/l Mg

12. Sodyum:

Fazlası tat problemi oluşturur. Tuzluluk hissi verir. Soydum fazlalığı evsel ve endüstriyel kirlenme, toprak yapısı ve deniz katkısından kaynaklanabilir. Çeşitli standartlarda sodyum değeri şöyledir:

TSE: 175 mg/l Na;
EC: 200 mg/l Na;
WHO: 200 mg/l

13. Potasyum:

Etkisi sodyuma benzerdir. Kaynağını endüstriyel kirlenme, tarımsal gübreler ve toprak yapısı oluşturur. Çeşitli standartlarda potasyum değeri şöyledir:

TSE: 12 mg/l K

14. Alüminyum:

Fazlası suyun rengini bozar, bulanık mavimtrak görüntü verir. Böbreklerde tahribat yapar. Alzheimer hastalığı yaptığına dair iddialar vardır. Alüminyum fazlalığı su arıtımında aşırı alüminyum sülfat kullanılmasından, endüstriyel kirlenmeden veya toprak yapısından kaynaklanabilir. Çeşitli standartlarda alüminyum değeri şöyledir:

TSE: 0.2 mg/l AI
EC: 0.20 mg/l AI
WHO: 0,20 mg/l
EPA: 0,20 mg/l

15. Sertlik

Bazı standartlarda maksimum sınır olarak 500 mg/I CaC03 verilir. Sudaki kalsiyum ve magnezyumun bir fonksiyonudur. Çok sert suların içimi hoş olmaz; bu tür sularda sabun köpürmez, dolayısıyla daha fazla sabun harcanır. Ayrıca, taş yapma özelliğinden dolayı sıcak su tesislerinde istenmez. Sertliğin düşük olması ise aşındırıcı etkiye yol açar. Suların sertliği toprak yapısından kaynaklanmaktadır.

WHO: 500 mg/l CaC03.

16. Nitratlar:

Sürekli olarak yüksek oranda nitrat içeren suları içmek (6 ay) ölüme yol açabilir. Boğaz hastalıklarına ve kan hastalıklarına yol açabilir. Bebeklere kesinlikle nitratilı sular içirilmemelidir. Midelerinde nitrite indirgenerek mavi hastalık denilen kan zehirlenmesine neden olur ve ölüme sebebiyet verir. Evsel ve endüstriyel kirlenmeden ve tarımda kullanılan gübrelerden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda nitrat değeri şöyledir:

TSE: 50 mg/l N03;
EC: 50 mg/l N03

17. Nitritler:

Nitratlara benzer etki gösterirler, ancak çok daha tehlikelidirler. Kan zehirlenmesine, kanda oksijen taşınmasını engelleyerek oksijensizlikten boğulmaya sebep olurlar. Kaynağını endüstriyel kirlenme ve gübreler oluşturur. Çeşitli standartlarda nitrit değeri şöyledir:

TSE: 0,5 mg/l N02.

18. Amonyum:

Tat ve koku problemi oluşturur; insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Sudaki amonyumun varlığı, suya evsel atıkların karıştığını göstermektedir. Dolayısıyla, bu tür sular potansiyel hastalık yapıcıdırlar. Evsel ve endüstriyel kirlenmeden, gübrelerden kaynaklanır.

Çeşitli standartlarda amonyum değeri şöyledir:

TSE: 0,05 - 0,5 mg/l NH4;
EC: 0,05 - 0,5 mg/l NH4

19. Deterjanlar:

Deterjanlar suda tat ve koku problemi yanı sıra köpüklenmeye de neden olurlar. Ayrıca, uzun süre deterjan yutulması kanserojen etki oluşturmaktadır. Evsel ve endüstriyel kirlenmeden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda deterjan değeri şöyledir:

TSE: 200 µg/I;
EPA: 500µg/l

20. Fenoller:

Fenollerin suda varlığı tat ve ko ku problemlerine sebep olur. Özellikle suyun klorlanması sonucu meydana gelen klorofenol bileşikleri çok düşük konsantrasyonlarda bile koku problemi meydana getirirler. Deri ve mukozada tahribata yol açmaktadırlar. Sudaki fenoller, ilaç, petrokimya, plastik sanayi, organik kimya sanayi atıksularının rezervuarlara ulaşmasından kaynaklanır. Kömür işleme tesislerinin en önde gelen bileşiklerindendir. Çeşitli standartlarda fenol değeri şöyledir:

TSE: 0.5 µg/I;
EC: 0.5 µg/I

21. Demir:

Demirin suda aşırı bulunması suya metalik bir tat verir. Suda renklilik yapar. Bunlar sağlık bakımından bir sorun teşkil etmezler. Ancak, çamaşırhaneler, tekstil sanayi, sabun, diş macunu imalatı ve kağıt sanayinde kullanılan sularda demirin varlığı istenmez. Çünkü, demir ürünler üzerinde leke bırakır. Ayrıca, evlerde de porselenlerin zamanla sararmasına yol açar. Toprak yapısından ve endüstriyel kirlenmeden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda demir değeri şöyledir:

TSE: 200 µg/I Fe;
EC: 200 µg/I Fe ;
EPA:300 µg/I Fe

22. Mangan:

Etkileri demirinkine benzer. Çeşitli standartlarda mangan değeri şöyledir:

TSE: 0,05 mg/l Mn;
EC: 0,05 mg/l Mn;
EPA: 0,05 mg/l;
WHO: 0,5 mg/l

23. Bakır:

Suda tat problemi yapmanın yanı sıra, uzun süre yüksek miktarlarda alınması karaciğer ve böbreklerde tahribata yol açar. Hastane ve çamaşırhanelerde de istenmez. Öte yandan, diğer metallerin aşınmasını hızlandırır. Sudaki bakır, kaplama sanayi atıklarından, alg ile mücadele programı çerçevesinde rezervuarlara atılan bakır süIfattan, tarım ilaçlarından kaynaklanır. Çeşitli standartlarda bakır değeri şöyledir:

TSE: 2000 µg/I Cu;
EC: 2000 µg/I Cu;
EPA: 1000 µg/I.

24. Çinko:

içme suyunda en fazla bulunabilmesine izin verilen metal iyonudur. insan sağlığı açısından önemli bir zararı yoktur. Hatta, suda bir miktar bulunması istenir. Zira, çinko vücut sağlığı için önemli bir mineraldir. Özellikle deri ve saç hücreleri yönünden önem taşır. Suda fazla bulunması halinde suya opalimsi bir görüntü verir. Sudaki çinko metal kaplama sanayinden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda çinko değeri şöyledir:

TSE: 5000 µg/I;
EPA: 5000 µg/I.

25. Fosfor:

Taş yapma potansiyeli vardır. Fosforun göllerde bulunması göl yaşamı için önem taşır ancak, aşırı fosfor, göllerde alglerin aşırı çoğalmasına yol açar. Aynı zamanda fosforun varlığı, başka parametrelere dikkat çeker. İzlenmesi gereken bir parametredir. Evsel atıklardan, gübrelerden ve endüstriyel atıklardan kaynaklanır. Çeşitli standartlarda fosfor değerleri şöyledir:

TSE: 400-5000 µg/I;
EC: 400-5000 µg/I

26. Florür:

Suda aşırı miktarda bulunması kemik ve diş sağlığını olumsuz yönde etkilerken, az bulunması halinde ise diş sağlığını olumsuz etkilemektedir. ABD'de suya flor bileşikleri katılarak bu etki bertaraf edilir. Sudaki florün varlığı, suya flor katılmasından, alüminyum sanayinden ve gübrelerden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda florür değeri şöyledir:

TSE: 1500 µg/I;
EC: 1500 µg/l;
WHO:1500 µg/l;
EPA: 700 - 2400 µg/l.

27. Askıdaki Katı Maddeler (AKM):

Suda AKM bulunması tat ve koku problemi oluşturabilir. Yani öncelikle estetik açıdan önemlidir. Öte yandan bu tür maddeler içeren sulara, içeriklerinin bilinmemesi nedeniyle kuşkuyla yaklaşılmalıdır. Evsel ve endüstriyel atıklardan, bitki bozunma ürünlerinden ve yağışlardan kaynaklanabilir. İSKİ, İSKİ AKM için TSE standardını kullanmaktadır.

TSE: 1 mg/I;

28. Baryum:

Kemikler üzerinde olumsuz etkiler göstermektedir. Kemiklerde kalsiyum ile yer değiştirerek önemli deformasyonlara yol açar. Kan basıncını arttırır. Suda baryum varlığı, metal saflaştırma işlemlerinden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda baryum değeri şöyledir:

TSE: 300 µg/l;
WHO: 700 µg/l;
EPA: 1 µg/l.

29. Arsenik

Çok iyi bilinen bir zehirdir. Suda yüksek miktarlarda bulunması doku bozulmalarına, dolaşım sistemi problemlerine yol açar ve ayrıca kanser riskinin yükselmesine sebep olur. Fizyolojik olarak protein yapısını bozduğu iddia edilmektedir. Sudaki arsenik varlığı, endüstriyel faaliyetlerden ve tarım ilaçlarından kaynaklanmaktadır. Çeşitli standartlarda arsenik değeri şöyledir:

TSE: 0,05 mg/l;
EC:O,Ol mg/l;
WHO: 0,05 mg/l;
EPA: 0,05 mg/l.

30. Kadmiyum

Kadmiyum vücuttaki bütün hücreleri tahrip etmektedir. Özellikle böbrek ve karaciğerde önemli tahribatlar yapmaktadır. Çeşitli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır ve toprağa geçerek yeraltı sularına karışabilir. Çeşitli standartlarda kadmiyum değeri şöyledir:

TSE: 0,005 mg/l;
EC:0,005 mg/l;
WHO: 0,005 mg/l;
EPA: 0,01 mg/l.

31. Siyanür

Sinir sistemi ve tiroit bezi üzerinde önemli sorunlar yaratır. Çok iyi bilenen zehirlerden biridir. Sudaki canlı yaşamı için son derece tehlikelidir. Çeşitli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır. Bazı meyvelerin çekirdekleri (kayısı çekirdeği, şeftali çekirdeği gibi) siyanür bileşikleri içermektedir. Çeşitli standartlarda siyanür değeri şöyledir:

TSE: 50 µg/l;
EC: 50 µg/l.

32. Krom

En önemli problemi deride alerji yapmasıdır. Zehirli olan bileşikler daha çok +6 değerli bileşiklerdir. Sudaki krom, çeşitli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Çeşitli standartlarda krom değeri şöyledir:

TSE:0,05 mg/l;
EC: 0,05 mg/l;
EPA: 0,05 mg/l;
WHO: 0,05 mg/l.

33. Cıva:

Sinirleri tahrip eden bir zehirdir. Ağız ve diş etlerinde tipik yaraların meydana gelmesine, böbreklerin tahrip olmasına neden olmaktadır. Vücuttan atılması zor olduğu için kronik zehirlenmelere yol açar. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda cıva değeri şöyledir:

TSE: 0,001 mg/l;
EC: 0,001 mg/l;
EPA: 0,002 mg/l;
WHO: 0,001 mg/l.

34. Gümüş:

Fazla miktarda gümüş iyonları vücuda alındığında cilt mavi-gri bir görünüm alır. 0.4-1 mg/l'lik konsantrasyonlar böbrekte, karaciğerde, dalakta hastalık yapıcı değişikliklere yol açar. Çeşitli standartlarda gümüş değeri şöyledir:

TSE: 0,01 mg/l;
EPA: 0,05 mg/l.

35. Kurşun:

Kurşunun insan metabolizması üzerindeki en önemli problemi, kan basıncını arttırması, böbrek tahribatı, dişlerde siyahlaşma, kanda ve idrarda kurşun miktarının yükselmesi şeklinde sıralanabilir. Ayrıca, kemiklerde kalsiyumun yerine geçerek kurşun fosfat şeklini alır ve buradan da kana geçmeye devam eder. Dolayısıyla, kemik yapısını bozar. Sudaki kurşun varlığı endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Çeşitli standartlarda kurşun değeri şöyledir:

TSE: 0,05 mg/l;
EC: 0,01 mg/l;
EPA: 0,05 mg/l;
WHO: 0,05 mg/l.

36. Antimon:

Yapı bakımından arseniğe benzer ve fizyolojik etkisi de aynıdır. Kanda kolesterol düşer ve kan şekeri yükselir. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda antimon değeri şöyledir:

TSE: 0,01 mg/l;
EC: 0,005 mg/l;
EPA: 0,006 mg/l;
WHO: 0,005 mg/l

37. Selenyum:

Eser miktarda vücutla olması gereken bir ağır metaldir. Fazla alınması durumunda tırnaklarda ve saçlarda dökülmeler, kırılmalar, duygu kaybı şeklinde kendini gösterir. Kanserojen etkisi vardır, diş tahribatlarına yol açar. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır. Çeşitli standartlarda selenyum değeri şöyledir:

TSE: 0,01 mg/l;
EC: 0,01 mg/l;
WHO: 0,01 mg/l;
EPA: 0,01 mg/l.

38. Pestisitler:

Pestisit adı altında çok sayıda madde vardır: insektisitler (böcek öldürücüler), herbisitler (yabani ot öldürücüler), fungisitler (mantar öldürücüler), algisitler (alg öldürücüler) gibi. Ayrıca, inorganik bileşiklerden de bu sınıfa giren maddeler vardır: Bakırsülfat, 5H20 (göztaşı), As203 (zırnık, sıçan otu) gibi. DOT, aldirin, dieldirin, lindan gibi klorlu hidrokarbonlar, paration, malation gibi organofosforlu bileşikler de bu gruba dahildir. Bunların organizmalardaki etkileri çok çeşitlidir. Sularda öncelikle tat ve ko ku problemi yaparlar. Vücutla birikerek karaciğerde, böbreklerde, sinir sisteminde, kan dolaşımı sisteminde, beyinde önemli hasarlar yaparlar. Kanserojendirler. Çeşitli standartlarda pestisit değeri şöyledir:

TSE: 0.1 µg/l.

39. Dezenfeksiyon yan ürünleri:

Trihalometanlar (THM): Klorla yapılan dezenfeksiyonun yan ürünleridir. Çeşitli standartlarda THM değeri şöyledir:

EC: 100 g/I; WHO: maksimum toplam 460 µg/I;
EPA: maksimum toplam 80 µg/I. TSE: 150 µg/l.
Bromat: Ozonla yapılan dezenfeksiyonun yan ürünüdür. Bunların su ile alınması durumunda karaciğer, böbrek, merkezi sinir sistemi tahribatı ortaya çıkabilir; ayrıca kanser riski taşımaları da söz konusudur. Bromat değeri :

EC'ye göre 25 µg/I
TSE:10 µg/I


kaynak : iski web sitesi
 
Merhaba,
İçme suyumuz artezyen kuyusundan geliyor.Su yumuşatma ve ultraviyole sistem kullanılıyor.Bakteriyolojik analiz sonuçları uygun çıktı.Fakat sudaki tat çok kötü.Tuzlu acımtrak bir tat veriyor.Yukarıdaki parametrelere baktığımda bu konu ile ilgili birçok parametrenin gözönüne alınması gerektiğini sanıyorum.Sizce yapabileceğim tek şey yukarıdaki suda istenmeyen tat oluşturan tüm maddeler için analiz yapmam mıdır?
Ayrıca su yumuşatma ünitesinden çıkan su bulanık çıkıyor.Bulanıklık-AKM-tat bunları bağdaştırabilir miyiz?
 
Bana göre yumuşatma ve ultraviyole sistem yeterli değil.Ama nasıl bir yol izlersem daha mantıklı olur?
 
ALKALİNİTE
Birçok madde suyun alkalinitesine katkıda bulunmakla beraber, doğal sularda alkalinitenin en önemli kısmı, üç tür maddeden ileri gelmektedir. Bunları pH değerlerinin yüksek oluşuna göre şu şekilde gruplandırabiliriz: 1.Hidroksitler, 2. Karbonatlar, 3.Bikarbonatlar. Pratik uygulamalar için; doğal sularda diğer maddelerden ileri gelen alkalinite önemli değildir ve ihmal edilebilir.
Halk Sağlığı Açısından Önemi
alkalinite, halk sağlığı açısından az bir öneme sahiptir. yüksek alkalinite içeren sular, çoğunlukla tatsızdır.
"Çevre Mühendisliği Kimyası, Prof. Dr. A. SAMSUNLU"
 
Üst