Amacım moral bozmak değil ancak malesefki burada yazan o maddeleri bile yapamıyoruz. Bina vs işlerini geçtim şurada yazan maddeleri sadece çevre mühendislerine bıraksalar yine bir nevi rahatlama olacak. İşte sorun burada başlıyor, ortada resmi gazetede yayınlanmış bir kanun var ancak uygulamaya geçemiyor bir türlü. a ve b - maddesini zaten kimsenin önemsediği yok, ucu açık ne olduğu belirsiz maddeler. Ayrıca bu maddelerden artık sadece çevre mühendisleri değil tüm çevre görevlileri sorumlu yani aklınıza gelebilecek her branş a ve b maddesi ile ilgili çalışma yapabilir. b- maddesindeki çevre yönetim sistemi kavramının ne olduğunu tam olarak bilen yok. c- maddesindeki ÇED olayında farklı dallardan bir yığın mühendis imza atıyor ve bunlardan sadece birinin çevre mühendisi olması yeterli. ç- maddesi tamamen inşaat mühendislerinin elinde. d, e, f maddelerinde nispeten çevre mühendisleri iş yapıyor oda bakanlığın son yıllarda geri dönüşüme gösterdiği ilgi sebebiyle. g maddesi makine mühendislerine ihale edilmiş durumda bu işi bayağı benimsemişler kimsede ses çıkarmayınca bu işte onların olmuş. ğ- maddeside ortada, gürültü konusu bakanlıklardan alındı ve belediyelere verildi. Belediyede artık hangi mühendis varsa o ilgileniyor. Bazende fizikçiler bakıyor o işe. Mesela bir çok fabrikaya gürültü ölçümü için fizik bölümlerinden adam çağırıyorlar. h- maddesinde de zaten farklı disiplinler demiş, genelde jeoloji, jeofizik, ve hidrojeolojiciler bakıyor. Ayrıca arıtma tesislerine kimyacı, kimyager, kimya mühendisleri, biyologlar, biyolojiciler mikrobiyologlar, makina mühendisleri (proses arızalarına hakim olduklarından), inşaat mühendisleri bakıyor. Her türlü su analizleride yine çeşitli laborantlara mikro biyolog, kimyacı, kimyager, kimya mühendisilerine bırakılmış durumda. Bu saydığım değerlendirmelerin istisnası vardır tabiki ama genel durum böyle. Bakalım daha elimizden neler alacaklar. Bize diplomaları yaktıracaklar anlaşılan. Ben ençokta üniversitedeki hocalarımıza bu sorunlarımızı anlatamadığımıza yanıyorum. Biz bu durumlardan bahsederken bunlardan hiçbirini kabul etmiyorlardı üstüne üstün birde çevre mühendisliğini met edip duruyorlardı. Hayır bizim bölümün bu gibi sıkıntılarından haberdar olmamaları mümkün değil öyleysede vay hallerine! Haberleri varsa neden imza toplamıyorlar neden ses çıkarmıyorlar onuda anlamıyorum. Anlaşılan onlarda bırakmışlar bu işleri kendi haline.
İlave:
Arkadaşlar tehlikeli atıkların taşınmasınıda tüm branşlara ihale etmişler. Odanın sitesinde gördüm, buyrun:
MADDE 34 – (1) Tehlikeli maddelerin taşınması için gerekli olan eğitimler, 3/9/2004 tarihli ve 25572 sayılı Resmî Gazete’deyayımlanan Karayolu Taşımacılık Faaliyetleri Mesleki Yeterlilik Eğitimi Yönetmeliği ile Bakanlıkça belirlenen mevzuat kapsamında gerçekleştirilir.
Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınması Hakkında Yönetmelik çalışmasını önemli bulduklarını ve olumlu karşıladıklarını söyleyen Bozoğlu, bazı maddelerle ilgili eleştirileri olduğunu dile getirdi.
Yönetmelikte, üniversite mezunlarının on günlük eğitimden geçirilerek tehlikeli işlerde çalıştırılmasının önünün açıldığına dikkati çeken ÇMO Başkanı, ‘Ancak öyle işler var ki, mühendislik bilgisi gerektiriyor. Yani edebiyat fakültesinden mezun bir arkadaşın böylesine tehlikeli bir göreve, on günlük eğitimle getirilmesini doğru bulmuyoruz. Özellikle çevre ve kimya mühendislerinin buralarda çalıştırılması daha doğru olur diye düşünüyoruz` dedi.