• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Kpss kaldırıldı?

CMNet Okuru

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eylül 2015
ÇMO'dan gelen maile göre :

3 Mayıs 2012 tarihinde 2012/3064 Karar Sayısı ile "Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına Dair Esaslar" hakkında Bakanlar Kurulu Kararı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı meslektaşlarımız, memur ve işçi adaylarımız ve siyasal ve ekonomik haklarımız için bir hezeyandır.

Söz konusu Karar, Bakanlıkta çalıştırılacak 90 Mühendis, 25 Mimar, 25 Şehir Bölge Plancısı, 10 Avukat ve 20 Uzman kadrosuna alınacak personelin 4c statüsünde sözleşmeli çalıştırılmasını öngörmektedir.

Kararda, oldukça açık ifadelerle, KPSS`nin uygulanmasına gerek kalmadan, Bakanlığın yazılı ve sözlü veya sadece sözlü yapacağı sınav (!) ile sözleşmeli personel istihdam edileceği belirtilmektedir.

"TORPİL" YASALAŞTI!
Bu kararname ile KPSS`nin işlevsizleştirildiği görülmektedir. Alınan Bakanlar Kurulu Kararı, 2010 yılında KPSS`ye giren 6500 meslektaşımız ve bu yıl düzenlenecek sınava girecek binlerce aday için eşitsizliği muştulamaktadır. Daha açık bir ifadeyle "torpil" olarak bilinen haksız, adaletsiz ve kayırmacı uygulamaya kapı aralamaktadır.

EMEKLER HİÇE SAYILMIŞTIR!
Büyük umut ve hedeflerle, hatta işe girmemeyi tercih ederek KPSS`ye hazırlanan ve başarılı olan, birikimini kamu kurumlarında paylaşmak isteyen, binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısının emekleri, hevesleri, sınav sürecindeki maddi ve manevi tükenişleri, diğer kamu kurumlarına da örnek olması muhtemel "taşeron memur" yaklaşımı ile göz ardı edilmiştir.

ÇEVRE SORUNLARI VE KENTLEŞME UZUN VADELİ YAKLAŞIMLARLA ELE ALINMALIDIR!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı son zamanlarda alt yapıdan, çevre sorunlarına; imar ve iskân izinlerinden, ulusal ölçekte yapılan büyük yatırımlara kadar yaşamı ve halk sağlığını ilgilendiren pek çok alanda önemli bir karar mercine dönüşmüştür. Bu tarz önemli ve hayati yetkilerle donatılan bir Bakanlığın, merkez ve taşra teşkilatındaki -herkes tarafından bilinen- personel sayısı yetersizliğine rağmen, "Sözleşmeli Personel" kararnamesi ile personel çalıştırması ülkemiz için oldukça önemli olan "çevre" ve "kentleşme" konularının uzun vadeli çözümünden uzak olunduğunu göstermektedir. Sözleşmeli personelin "iş güvencesi" ve "gelecek kaygısı" gibi unsurların baskısı altında; topluma ve kamuya değil siyasi ve ekonomik otoriteye liyakat göstereceği kesindir. Çevre konusunda çalışacak olan uzman ve mühendis personelin bu kaygılardan bağımsız çalışması, beceri ve bilgisini "sözleşmeden" kaynaklı kaygıları olmadan uygulaması "Çevresel Denetim" ve "Çevre izin-lisans" gibi süreçlerin daha sağlıklı ve toplum yararına işlemesini sağlayacaktır. Proje bazlı istihdam yaklaşımı ile, projenin uygulanmasından sonra ortaya çıkacak sıkıntı ve sorunlar için muhatap bulunamayacağı unutulmamalı, proje sonrası sorunlarla kamudaki mevcut kadroların boğuşacağı bilinmelidir.


KAMU KURUMLARININ HANTAL YAPISININ ÇÖZÜMÜ, GENÇ MÜHENDİSLERİN, MİMARLARIN VE ŞEHİR PLANCILARININ SÖMÜRÜLMESİNDEN GEÇMEMEKTEDİR!

Kamu kurumlarının teknolojiye uyum sağlayamayan, bürokrasiyi azaltmayı hedeflemeyen, yeniliklere kapalı ve halk yararına politika ve uygulama yapmayan, hantal yapısının sorumlusu KPSS`ye giren mühendis, mimar ve şehir plancıları değildir. Bu sorunun tespitinde teknik yeterliliği, birikimi ve kamu yararına dönük fikirleri olmayan idarecilere koltuk yaratılması sorunsalı göz ardı edilmemelidir. Öte yandan, gelecek öngörüsü ile değil, mevcut durum ile stratejiler belirleyen bir yaklaşımın da kamuda hakim olduğu oldukça açıktır.

Hal böyleyken; kamuda çalışan teknik personelin "iş güvencesi" kaygısından bağımsız çalışmasının sağlanması, hevesli, teknolojiyle uyumlu ve yeniliklere, gelişmeye açık genç teknik ve idari kadroların kamuda istihdam edilmesi bu hantal yapıların çözümünde önemli bir adım olacaktır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, içerisinde bulunduğu zor koşulların ve iş yükünün altından kalkmayı, varlık nedeni olan kamu yararı çalışmalarını; ancak ve ancak iş güvencesi kaygısı olmayan genç teknik ve idari kadrolar ile başarabilecektir.
AB Çevre Faslının açılması ile sorumlulukları daha da artan Bakanlığın, merkez ve taşra teşkilatındaki sorunlar her geçen gün artarak devam etmektedir.

Bir kez daha, sorumluluğumuzu yerine getirerek, çözüme dönük olarak uyarıyoruz; acilen merkez ve taşra teşkilatlarında "kadrolu" çevre mühendisi ve uzman istihdamı sağlanmalı, çevresel denetimler teknik birikimi olan personelce yürütülmeli, çevre izin ve lisans sürecindeki sorunlar çözülmeli ve taşra teşkilatındaki idareci kadrolarında mutlaka çevre mühendisleri görevlendirilmelidir.

Teknik birikimi yetersiz ve çevresel hassasiyeti "çöp toplamanın teşviki" ile sınırlı olan kişiler, idareci olarak, çevresel sorunların çözümünde rol alacak alanlara atanmamalıdır.

İşlevsiz sınavlarla "umut tüccarlığına" son verilmeli, umutları, hayalleri ve birikimleri ile sınavlara giren mühendis, mimar ve şehir plancılarının kamuda "kadrolu" istihdamı, "adaletli" bir şekilde sağlanmalıdır.

Saygılarımızla,
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
11. Dönem Yönetim Kurulu
 
Bende onu diyorum ya zaten butun soruları dogru bilip sözlü sınavdan da geceriz artık :) 10 dk sürer sanırım butun olay xD (Sözüm sana değil olacak olan bu ne kadar başarılı olursan ol sonuçta torpil konusacak gibi gibi)
 
MADDE 5 – (1) Personelde aranacak şartlar şunlardır:

c) Bakanlıkça teşkil edilecek komisyon marifetiyle yapılan sınavda başarılı olmak.
(2) Bakanlık, yürütülecek projenin niteliğine göre, istihdam edilecek sözleşmeli personel için özel şartlar belirleyebilir. Belirlenen özel şartlar giriş sınavı duyurusunda ilan edilir.
 
Oda sözkonusu görevini yapsaydı, çevre danışmanlık firmalarında bir mühendis 26 işsiz meslektaşının hakkını yemezdi, yukarıdaki duyuruları olmazdı, odayı eleştireni eleştirmek=kofti yağcılık, gerisi laf...
 
odayı boşverip kpss yi mi konuşsak, kırgınlık olmasa üyeler arasında ?


Sınavın yapılması
MADDE 11 –
(1) Giriş sınavının yazılı ve sözlü olarak yapılması durumunda, Bakanlığın görev alanı dikkate alınarak giriş sınavı duyurusunda belirtilen konulardan yazılı sınav yapılır.
(2) Yazılı sınavın değerlendirilmesi sonucu, bu sınavdan 100 üzerinden 70 ve üzeri puan alan adaylardan; en yüksek puan alandan başlamak üzere, atama yapılacak pozisyon sayısının en fazla 4 katına kadar aday sözlü sınava çağrılır. Son sıradaki adayla eşit puan alan adaylar da sözlü sınava çağrılır.
(3) Yazılı sınav sonucuna göre sözlü sınava girmeye hak kazananlar, Bakanlığın kurumsal internet sitesinde duyurulur.
(4) Giriş sınavının sadece sözlü sınav şeklinde yapılması halinde, başvurusu kabul edilen adaylar sözlü sınava çağrılır.
(5) Sözlü sınavda adaylar;
a) Giriş sınavı duyurusunda belirtilen sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Liyakat, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerin mesleğe uygunluğu,
ç) Özgüven, ikna kabiliyeti ve inandırıcılık,
d) Genel yetenek ve genel kültür,
e) Bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklık,
yönlerinden değerlendirilir.
(6) Adaylara komisyon başkan ve üyelerinin her biri tarafından, beşinci fıkranın (a) bendi için 50 puan, diğer bentlerde belirtilen ölçütlerin her biri için 10’ar puan üzerinden değerlendirilerek ayrı ayrı 100 üzerinden puan verilir. Verilen bu puanların aritmetik ortalaması sözlü sınav puanını teşkil eder. Sözlü sınavda başarılı olmak için alınan puanın 70 puandan az olmaması gerekir. Komisyon sözlü sınav sonuçlarını bir tutanakla tespit eder.
 
Neden böle saçma sapan işler hep bizim bakanlığımızı buluyor. Adam gibi adamlar ne zaman gelecek bu Bakanlığın başına. Yada ne zaman sığınma bir bakanlık olmaktan kurtulacak.
 
bazen forumda böyle sert yorumlar yazıp tepki toplamayı seviyorum. insanların onlara karşıt gelen fikirlerimle ilgili içinde tuttukları, tuhaf bir çekingenlikle yazmaktan kendini alıkoydukları şeyleri dökmelerine sebep oluyor yorumlarda artan sertlik. daha samimi oluyor ortam. misal aşağıda benim için söylenmiş şu sözler:

@Gökhan Bayrı

bu kabul edemeyeceğim kadar ağır bir eleştiri değil. hatta hiç de hakaret gibi algılamadım. sadece biraz empati eksikliği gördüm.

izah edeyim: 2001 üniversite öğrenciliğimin başladığı yıldır (o yıla kadar üniversite nasıl yazılır bilmezdim). tam o sıralarda da en son derece apolitik halimle ve kendi rızamla çmo istanbul şubesinin beşiktaştaki yerine gittim. yönetim istifa etmiş o dönem. ortalık dağınıktı. bazı kitapçıklar ve örgütsel doküman (ikk toplantı tutanakları falan gibi) toplayıp döndüm, pek ilgilenen yoktu öğrenci örgütlülüğüyle. sonra vakit buldukça bu yayınları okudum, bazen de sıkılıp başka yayınlara yöneldim, orada burada yazılmış yorumları okudum. (şimdi artık o "orada burada"ki yorumlara "sosyal medya" deniyor). uzatmayayım, hiç tanımadığım, hiç karşılaşma fırsatım olmayan insanların lehte ve aleyhte fikirlerini bolca okuduğum 10-11 sene geçti ve tanıdığım oda ile irtibatımı koparmadım. 11 yılda 3 cilt kitap edecek kadar dergi, kitapçık benzeri oda yayını okumuşumdur.
bu sıra hem çevremdeki insanların eleştirilerini hem hiç tanımadığım insanların yazdığı yazıları, kendi gidip gördüğüm, katıldığım, yürütülmesine katkıda bulunduğum oda faaliyetleri ile mukayese ettim. bence eleştiri ile gerçek arasında fark var. hep fark oldu. eleştirileri dinlerken "peki eleştirdiğiniz odanın bu tavrı sizce nasıl olmalıydı?" diye sorduğumda nadiren düzgün bir ifade ile cevap aldım. tamam oda çok kötüydü ama bana sorarsanız meslektaşlarım da bir o kadar bencil ve kısa vadeli kazançların peşindeydi. sanırım tam da bu sebepten şu çevre görevlisi eğitimleri ilk çıktığındaki paralı eğitime yoğun katılım oldu. herkes yeni çıkan bir sistemin en kıdemli parçası olmak için epey heyecanlanmıştı ve parayı da gözden çıkarmıştı. o sıralar o süreci takip etmedim ama anlatanlardan duyduğum kadarıyla o dönem insanların derdi en önden yer kapmaktı, çevre görevlisi siteminin yanlışlarını eleştirmek değil. bana ise devlet ve iktidarın (o zamanlar ikisi farklı şeylerdi) çevre mühendisliği hatta geri kalan tüm mühendislikler ve falancası için fikirleri, planları ve uygulamaları hep tehlikeli geldi. buna rağmen başarıya da ulaşıyorlar çünkü karşılarında genç, hayatını kurmak için çabalaması gereken ve bunu bir türlü başaramayan insanlardan mürekkep bir işsizler ordusu var. her seferinde ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar. açıkçası bu durumla mücadelede siz meslektaşlarımı hiç ciddi bir müttefik olarak görmedim ben. oda bünyesinde tanıdıklarımı ise tenzih ederim.

çeşitli oda faaliyetinde destek vermeye çalıştım, kendi hayatıma doğrudan etkisi olmasa bile bir gün sıra bana da gelir düşüncesiyle odanın öncülüğündeki faaliyete dahil oldum. arada yetkin mühendislik geçti, gats geçti, taşeronluk, güvencesiz çalışma (isg değil burada güvenceden kasıt), suyun ticarileştirilmesi ve tabii siz meslektaşlarımın forumlarda sıkça dert yandığı diğer konular geçti. birini diğerinden daha önemli görmedim bu konu başlıklarının. konuya dahil oldum. diğer dahil olanları da gördüm. sonra bütün bu süreçte aktif rol alanları "aidat tüketen"e indirgeyeni de gördüm. hayır, düzeltiyorum orada gönüllülük de var. ha bir şekilde dahil oldum, ama bu yapı size göven telkin etmedi, başarısız oldu. üzüleyim mi? ben bir başarısızlığa dahil oldum ama muhtemelen pek çoğunuz o başarısızlığa dahil olma başarısını bile göstermediniz. (aranızda hukuk vb alanlarda hakkını arayan bireysel donkişotlar varsa onları da tenzih ederim).
yazdığım ve size bilgisayar ekranından yağcılık olarak yansıyan yazılar bu kişisel mazinin savunmasıdır.

bir de yarım satır içine sıkıştırılmış güdük denklemlerle odanın eleştirilmesine tahammülüm yok. aynı üslubu aynı şablonu kullanarak otomatik cevap yazıveriyorum böyle.

Ekli dosyayı görüntüle 11500

ayrıca kendimi izah etmekten nefret ederim.
 
MADDE 5 – (1) Personelde aranacak şartlar şunlardır:
a) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları haiz olmak,
b) İstihdam edilecekleri projenin ilgili olduğu konulara göre, en az dört yıllık eğitim ve öğretim verilen yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
c) Bakanlıkça teşkil edilecek komisyon marifetiyle yapılan sınavda başarılı olmak.
(2) Bakanlık, yürütülecek projenin niteliğine göre, istihdam edilecek sözleşmeli personel için özel şartlar belirleyebilir. Belirlenen özel şartlar giriş sınavı duyurusunda ilan edilir.

ARKADAŞLAR BEN KARARI İNCELEDİĞİMDE BU ÖZEL ŞARTLAR KISMINA TAKILDIM VE BU ÖZEL ŞARTLARDA BENCE KPSS VE DİL İSTENME OLASILIĞI YÜKSEK. AYRICA KPSS KALKMASI VE BÖYLE BİR SINAVA TABİ TUTMALARI DAHA MANTIKLI MESLEKİ AÇIDAN (TORPİL OLMAZSA) TABİ.
 
Arkadaşlar,
Eğer bu karara örgüt olarak ses çıkarmazsak, devamı gelecektir.

Mümkünse büyük bir eylem, benim aklıma gelen; belirleyeceğimiz tarihte ve hatta saatte bakanlığa tüm çevre mühendisleri ya da toplayabildiğimiz herkesi örgütleyerek binlerece aynı metni içeren bir mail yollayarak sesimizi duyursak nasıl olur?
 
Sınava daha rahat hazırlanmak için 2 hafta önce çalıştığım fabrikadan istifa ettim dün gece bu haberi duydum sinirden uyuyamadım nitekim bugunde öle... benim harcadığım emeklerimin hakkı bu konuda emeği geçen herkese haram zehir zıkkım olsun bizlerle dalga geçen bu kişilerin vicdanı olduklarına inanmıyorum artık... Allah tüm çevre mühendislerinin sonunu hayır etsin...
 
Değerli meslektaşlarım. ben bu yazılan 90 MÜHENDİS arkadaşın bu karar yayınlanır yayınlanmaz belli olduğunu düşünüyorum.
Böyle bir fırsatı kaçırmayacak ana rahminden torpille doğan, kpss de neymiş benim dayım var diyen insanlar mevcut. ha demiyorumki başvurmayın. Başvurun, ama bu, skoru belli olan bir maçta yenilen takımın yenme ihtimali ile eşit orandır hiç torpili olmayan birinin seçilme olasılığı.
 
Üst