• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Krom ve siyanür içeren atıksu

Mehmet Ünlüdere

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Mart 2010
krom ve siyanür içeren atıksu için nasıl bir arıtma yöntemi izlenebilir. Bu konu ile ilgili daha önce çalışma yapmış arkadaşlar yardımcı olursa sevinirim. şimdiden teşekkürler...
 
Siyanür için kullanılan bir kaç yöntem var. Krom gibi ağır metaller genellikle hep uygun kimyasalla çöktürme yöntemiyle sudan uzaklaştırılır. ( En ucuz yöntem olduğu için ) Konuyla ilgili aşağıdaki çalışma ve ilgili linklerin oldukça yararlı olacağını düşünüyorum..

Endüstriyel Atıksuda Siyanür Giderimi

Ülkemizde siyanür denince herkesin aklına altın üretimi gelmektedir. Ancak siyanür bileşikleri sadece altın üretiminde değil diğer sanayi dallarında da yoğun olarak kullanılmaktadır.

Siyanür bileşikleri çok toksik ve tehlikeli bir maddedir. Hızla zehirlenmeye neden olur. Siyanür sinir sistemini ve tiroit bezini ciddi şekilde tahrip eder. Sudaki canlı yaşamı için son derece tehlikelidir. Bazı meyvelerin çekirdekleri (kayısı çekirdeği, şeftali çekirdeği gibi) siyanür bileşikleri içermektedir.

Siyanürün piyasadaki genel bileşeni hidrojen siyanür, sodyum siyanür ve potasyum siyanürdür. Bunlardan özellikle gaz formundaki hidrojen siyanür en kısa süre içinde en ölümcül etki gösterir. Siyanür içeren atık su deri ile temas ettiği zaman tahrişe ve intihaplara neden olur.

Siyanürlü atık sular, metal temizleme, kaplama, elektro kaplama, metal işleme, otomobil parçaları üretimi, çelik sertleştirme, madencilik, altın ve gümüş madenciliği, fotoğrafçılık, tarım ilaçları, kömür koklaştırma, cevher liçi, plastikler gibi çeşitli sanayi tesislerinde oluşur. Ülkemizdeki bu tür sanayi kollarında kullanılmak üzere her yıl 177 bin 600 ton çeşitli siyanür bileşikleri ithal edilmekte ve ilaveten PETKİM Aliağa tesislerinde de yılda 90 bin ton siyanür bileşiği üretilmektedir. Ülkemizde her yıl toplam 267 bin 600 ton siyanür bileşiği yukarıda sıralanan sanayi kollarında kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu tür sanayi kullarında oluşan atık sular ciddi şekilde izlenmeli ve kontrol altında tutulmalıdır. Bu tür sanayilerde siyanür içeren atık sular, arıtılmadan kanalizasyon sistemine verildiği zaman siyanür evsel atık su içinde siyanojen klorür gazına dönüşebilir. Suda oldukça yüksek oranda çözünen siyanogen klorür gazı çok zehirlidir. Bu gaz kanalizasyon sistemi içinde çok zehirli bir ortam oluşturur. Ve de Siyanogen klorür gazı içeren kanalizasyon atık suyu arıtılmadan deniz, göl ve akarsu gibi yüzeysel su kaynaklarına verildiği zaman balıkların toplu ölümlerine neden olur. Zaman zaman göl, akarsu gibi yüzeysel sularda toplu balık ölümlerinin ana nedenlerinden biri bu olabilir.

Metal işleme sanayinde oluşan çamurlar ve reçineler tehlikeli atık olması kuvvetle muhtemelidir. Aynı şekilde metal işleme sanayinde kullanılan kimyasalların kaplarında gerekli ön işlem yapılmadığı zaman bu kaplar tehlikeli atık sınıfına girer. Diğer taraftan kaplama sanayinde oluşan çamurlar susuzlaştırıldıktan sonra diğer işlemlere başlamadan önce kromatın ve siyanürün giderilmesinde yarar vardır. Bu tür geri kazanım teknolojilerinin ülkemizde de kurulması oldukça önemlidir.

Elektro kaplama ve metal perdahlama tesislerinde oluşan atık sular, 10.000 ila 30.000 mg/lt toplam siyanür içerebilir. Bazı elektro kaplama atıksuları 100.000 mg/lt toplam siyanür içerdiği tespit edilmiştir. Bu değerler siyanür bakımından kirli olmayan atık sulara (0.001-0.05 mg/lt) göre mukayese edildiğinde fevkalade yüksektir.

Su kaynağı kalitesini korumak için çeşitli endüstriyel kaynaklardan salımlanan atık sulardaki siyanür ile ilgili sınırlamalar getirilmiştir. US EPA, içme suyundaki siyanür sınır değerini 0,2 ppm olarak belirlemiştir. Almanya ve İsveç’te yüzeysel sularda siyanür için sınır değer maksimum 0.01 mg/lt ve kanalizasyon için sınır değer maksimum 0,5 mg/lt’dir. Meksika’da sınır değer, 0.2 mg/lt’dir. İSKİ yönetmeliğine göre kanalizasyon sistemine deşarj edilen endüstriyel atık sularda toplam siyanür, 10 mg/lt sınır değerini aşamaz. İSKİ’nın toplam siyanür sınır değeri Almanya’nın sınır değerinden 50 kat daha yüksektir. Kanalizasyon sistemi ortamında, bu kadar yüksek konsantrasyondaki siyanürün siyanojen klorür gazına dönüşmesi kuvvetle muhtemeldir. Ülkemizde içme suyunda toplam siyanür 0,05 mg/lt geçemez.

Endüstriyel atıksudaki siyanürü giderme metotları;

1. Biyokimyasal oksidasyon,

2. Hidrojen peroksit,

3. Ozonlama,

4. Ters osmoz,

5. Alkali ortamda klorlama

Burada endüstriyel atık su içindeki siyanürün alkali ortamda klorlama ile bertarafı anlatılacaktır. Klorlama ile oksidasyonda klor gazı (Cl2) veya sodyum hipoklorit (NaOCl) kullanılır. Bu çalışmada siyanürün, NaOCl ile oksidasyonu anlatılacaktır.

Siyanür konsantrasyonu 5.000 mg/lt düşük olan endüstriyel atık suların klorlama ile oksidasyonu uygundur.

Klorlama ile siyanür giderme sürecince ortamın sıcaklığı 35 oC den düşük olmalıdır.

Siyanürü, sodyum hipoklorit ile okside etmek için atıksuyun pH>10 dan büyük tutmak gerekir. Bunun içinde atık suya sodyum hidroksit (NaOH) veya kalsiyum hidroksit (Ca (OH)2) çözeltisi ilave edilerek ortamın pH’ı 10 üzerine ayarlanır. pH’ı 10 üzerine ayarlanması pH metre ile kontrol edilir. Kalsiyum hidroksitle pH ayarlaması yapıldığı zaman aşırı çamur oluşacağı unutulmamalıdır.

Klorlama ile siyanür giderme sürecinde çok zehirli siyanojen klorür (CNCI) gazı oluşumunu önlemek için ortamın pH’ı daima 10’nın üzerinde olmalıdır. Siyanojen klorürün çok zehirli bir gaz olduğu unutulmamalıdır. Düşük pH aralığından siyanojen klorür gazı oluşumu aşağıda verilmiştir.

http://www.mozturk.net/Upload/image/mozturk%20(2).jpg

Siyanojen klorür gazı, suda yüksek oranda çözünür. Yani bir litre su içinde 25 litre siyanojen klorür gazı çözünür. Bu yüzden siyanojen klorür gazı su ortamından uzaklaşma oldukça zordur.

Klorlama ile siyanür gidermede genel olarak sodyum hipoklorit, NaOCl, kullanılır. Birincil kademe reaksiyonda atıksu içindeki siyanür, siyanata dönüşünceye kadar sodyum hipoklorit ilave edilir. Sodyum siyanat, siyanüre göre 1000 kat daha az toksikdir. Birincil kademe reaksiyon aşağıda verilmiştir.

http://www.mozturk.net/Upload/image/mozturk%20(3).jpg

http://www.mozturk.net/Upload/image/mozturk%20(4).jpg


Sodyum hipoklorit ilavesi ile ortamın Oksidasyon Redüksiyon Potansiyeli (ORP) ani olarak (+) 250 mV’e yükselir. Siyanürün oksidasyonu tamamlanıncaya kadar sodyum hipoklorit ilave edilmeye devam edilir. Atıksu ortamında siyanür, siyanata dönüştüğü zaman, ortamın ORP’sinin ani olarak +50 mV arttığı gözlenir.

Bu oksidasyon reaksiyonu 15-30 dakika gibi kısa süre içinde tamamlanır.

Siyanür oksidasyonu işlemi esnasında kalsiyum ve sodyum bileşiklerinin çökmesini önlemek için sürekli karıştırma yapılmalıdır.

Sodyum hipoklorit ilave edildikçe birincil kademede oluşan siyanat, karbon dioksit ve azot gazına okside olur. Bu reaksiyon 10 ila 15 dakika süre içinde gerçekleşir. Siyanatın karbon dioksit ve azot oksit gazına oksidasyonla ilgili reaksiyon aşağıda verilmiştir. Pratikte bu reaksiyon tam olarak gerçekleşmez.

http://www.mozturk.net/Upload/image/mozturk%20(5).jpg

Bu oksidasyon reaksiyonu nispeten daha düşüp pH aralığında (pH 8.5- 9) gerçekleşir. Bunun nedeni ise birincil kademe oksidasyon reaksiyonunda atık su ortamındaki bazik maddenin tükenmesi sonucu ortamın pH’ı düşer. Ortamın pH’ı asla 8’in altına düşmemelidir. Aksi durumda su ortamındaki siyanojen klorür gazı serbest hale geçebilir. Ortamın ORP’i, (+) 600 mV’den (+) 800 mV çıkıncaya kadar oksidant ilave edilir. Unutmayalım ki bu değer, işlemin tamamlanmasına bağlı olarak değişir. Siyanürün klorlama ile oksidasyon redüksiyon potansiyeli Şekil 1’de verilmiştir.

http://www.mozturk.net/Upload/image/mozturk%20(6).jpg

Şekil 1. Siyanürün Oksidasyon Redüksiyon Potansiyeli

Siyanürün azot ve karbon dioksit gazına oksidasyonu tamamlanıp siyanür bertaraf edildikten sonra ortamın pH’sını düşürmek için herhangi bir asit ilave etmeye gerek yoktur. Bazı endüstriyel atık sulardaki siyanürün klorlama ile oksidasyon işlemi kısaca Şekil 2’de verilmiştir.

http://www.mozturk.net/Upload/image/mozturk%20(7).jpg

Şekil 2. Endüstriyel Atıksularda Klorlama ile Siyanür Bertarafı

Klorla oksidasyon işlemi sonucu oluşan çamurun ağır metal içermesi kuvvetle muhtemeldir. Ağır metal içeriği sınır değerlerin üzerinde olan çamurlar tehlikeli atık sınıfına girer. Bu yüzden çamur içinde ağır metal analizi yapılmalıdır. Ağır metaller bakımından tehlikeli atıklar sınıfına giren çamurların lisanslı tesislerde bertaraf edilmesi gerekmektedir.

Klorlama ile oksidasyon işlemi esnasında demir ferro siyanat ferri siyanata okside olur. Demir ferri siyanat ve nikel siyanat kompleksleri sodyum hipokloritle okside edilemez..

Oksidasyon işlemi esnasında hipoklorit, organik maddeler reaksiyona girer ve klorlu organik maddeler ve kloraminler oluşur. Bu ise klorlama işleminin en büyük dezavantajıdır. Arıtılmış suda kalan klorlu organik maddeler ve kloraminler balıklar için çok toksiktir.

Hipoklorit ile siyanürün oksidasyonu sonucu atık sudaki siyanür konsantrasyonu 0,1 mg/lt altına kadar indirilebilir.

Bu çalışmayı bir örnekle somutlaştıralım. Bir endüstriyel atık suyun 85 kg/gün CN- içerdiği tespit edilmiştir. Bu kadar siyanürü okside etmek için günlük olarak gerekli stokiyometrik klor (Cl2) ve NaOH miktarı nedir?

Yukarıdaki denklemlere göre OCl-/CN- mol oranı =1’dir. Keza Cl2/OCl- mol oranı da =1’dir. Buna göre Cl2/CN- mol oranı da bire eşittir. Kütle balansına göre Cl2/CN- = 1*70,9 / 26 = 2,73 kg/kg.dır. Buna göre günlük olarak gerekli Cl2 gazı miktarı, 85 kg/gün*2,73 kg/kg = 232,1 kg/gündür.

Siyanatın azot ve karbon dioksit gazına oksidasyonu için;

Birincil reaksiyonda gerekli klor gazı (Cl2) miktarı 232,1 kg/gündü. İkincil reaksiyonda Cl2/CNO- mol oranı = 3/2= 1,5 dur. Kütle balansına göre 1,5*70,9 / 26 = 4,09 kg/kg.dır. Günlük olarak gerekli Cl2 miktarı 85 kg/gün*4,09 kg/kg = 347,7 kg/gündür.

Siyanürün azot ve karbon dioksite oksidasyonu için toplam gerekli stokyometrik Cl2 gazı miktarı 232,1 + 347,7 = 579,8 kg/gündür.

NaOH/CNO- mol oranı = 4/2 = 2, Buna göre CNO-/HCN- mol oranı = 1’dir. Buna göre NaOH/CN- mol oranı = 2’dir. Kütle balansına göre NaOH/CN- = 2*40/26 = 3,08 kg/kg

Günlük olarak gerekli NaOH miktarı, 85 kg/gün*3,08 kg/kg = 261,8 kg/gün’dür. Buna göre günlük olarak gerekli stokiyometrik NaOH miktarı 261,8 kg/gündür.

Yukarıda tespit edilen verileri stokiyometrik değerlerdir. Bu verileri uygulanabilir pratik değerlere dönüştürmek gereklidir.

( Prof. Dr. Mustafa Öztürk )

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Üniversite zamanından hazırladığımız bir sunum vardı bu konuyla ilgili. İşinize yarayabileceğini düşündüm.
 

Ekli dosyalar

  • INDUSTRIAL+POLLUTION+CONTROL+METAL+FINISHING.ppt
    373.5 KB · Görüntüleme: 525
oksidasyon + redüksiyon + koagülasyon + nötralizasyon + flokülasyon..

Firmamız bu atıksularla ilgili bir çok arıtma tesisi kurmuştur.

Saygılarımla;
 
Öncelikle eğer mümkünse siyanürlü ve kromlu suları ayrı toplarsanız daha kolay olacaktır.
Siyanürü oksidasyon yöntemiyle giderebilirsiniz ki Sn. Murat ERDEM bununla ilgili geniş bilgi sunmuş.
Krom içinse 'Sodyummetabisülfit' kullanarak Cr+3'ü Cr+6'ya indirgedikten sonra koagülasyon ve flokülasyonla artımı sağlayabilirsiniz.
 
@Murat Erdem

merak ettiğim birşey oldu, nedenini, nasılını söyleyebilir misiniz ? "İSKİ’nın toplam siyanür sınır değeri Almanya’nın sınır değerinden 50 kat daha yüksek
 
Kübra Ertaş Hanım bu bilgiyi nerden duydunuz bilmiyorum ama böyle bir şey yok. Zaten "İski Siyanür sınır değeri" diye, literatürde geçen bir standart hiç duymadım. İski de diğer resmi ve gayri resmi tüm kuruluşlar gibi belirli standartlarlara uymak zorundadır. (TSE266 , WHO, EPA ve EC gibi ) İski tüm bu kontrolleri hergün düzenli olarak yapar ve aylık ortalamasını alıp tek bir değer olarak kendi sitesinde yayınlar.

Aşağıdaki linkte İSKİ'nin geçtiğimiz temmuz ayına ait su analiz değerlerini bulabilirsiniz. Aynı tablonun sol tarafında Dünya içme standartları ve bu standartlarda kabul edilebilir sınır değerlerini bulabilirsiniz.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
@Murat Erdem
murat bey sizin kendi yazınızda duydum o yüzden size sormuştum. üstteki yazınıza bakarsanız öyle birşeyden bahsettiğinizi gördüm. y
 
Yazı Prof. Dr. Mustafa Öztürk Hoca'nın makalesi, altına da not düştüm, ben farklı bir yerden bahsediyorsunuz sandım. Birde yanlış anlaşıldım galiba, öncelikle şunu belirteyim, hepimiz bir yerlerden konuyla ilgili duyum yada farklı kaynaklardan okuduğumuz yazıyı burda tabiki sorabilir, tartışabilir ve doğruluğunu araştırabiliriz, bunda bir sakınca görmüyorum.

Sorduğunuz soruya gelince, yukarıdaki makalede belirtilen değer içme suyu için değil atık su içindir. Yani söz konusu değer İSKİ'nin atık su deşarj değeri değeridir. Yazıda da belirtildiği üzere "Su kaynağı kalitesini korumak için çeşitli endüstriyel kaynaklardan salımlanan atık sulardaki siyanür ile ilgili sınırlamalar getirilmiştir." diyor. Bilindiği üzere her belediyenin bir atık su deşarj limitleri vardır. Bırakın ülkeler arası farklılığı, şehirler arasında bile atık su deşarj limitleri farklılık gösterir, çünkü her belediyenin arıtma tesisi, arıtma yöntemi ve gelen ham suyu aynı değildir.

Bir önceki cevabım içme suyu değerleri içindir ve tamamen sorunun yanlış anlaşılmasından kaynaklanmıştır. :)

Saygılarımla

İyi Çalışmalar.
 
@Murat Erdem

şimdi doğru anlaşıldığıma göre, bu farkın bu kadar çok olması dikkatimi çekmişti, nasıl bu kadar fazla fark olabiliyor onu anlamadım
 
Üst