• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Nükleer santral destekçisiyim; çünkü...

R

ritimsiz

3 dakikada Akkuyu Uranyum Santrali hakkında bilinmeyen 25 gerçek.
eğer bu santrallerin destekçisiyseniz;
Cevapları biliyorsanız...
Cidden tüm sammyetimle öğrenmek isterim...

Bu şartlarda razı olur muydunuz? dün temeli atıldı bu projenin.

* Mersin Akkuyu, bir fay hattı üzerinde bulunuyor.

* Santrali yapan şirket Çernobil’in sorumlu şirketi: Rosatom.

* ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) Raporu sahte imzayla sunuldu, kısa sürede okunmadan kabul edildi.

* Santralin Rus payı %51’nin altına düşmeyecek. Türkiye'nin santrali değil yani.

* Dünyada en ucuz teklifi veren alır + Yap İşlet Sahiplen modeliyle kurulan tek santral. İşletim sırasında maliyetten kısılacak.

* Dünyada daha önce denenmemiş bir reaktör modeli kullanılıyor.

* Türkiye’nin Rusları denetleyebilecek ya da kalite kriteri koşabilecek kapasitede elemanı yok. Ancak "en güvenlisi olacak" gibi açıklamalar duyuluyor.

* Ruslara 12.5 cent’ten 15 yıl (yani 70-80 milyar dolar) alım garantisi verildi. Dolar her geçen gün artıyor.

* Yakıtta Rusya’ya bağımlı olacak, bizim az olan uranyumumuz kullanılamayacak. Doğalgaz bağımlılığı yerine uranyum bağımlılığı artacak.

* Atıkları bertaraf etmeyi dünyada hiçbir ülke başaramadı.

* Atıklar 100.000'lerce yıl boyunca deprem bölgesi olan Akkuyu su depolarında hasar görmeden korunmak zorunda. Rusya atıkları ülkesine almıyor.

* Olası bir kaza durumunda 500.000.000.000 (500 milyar)$’lık hasarın sadece binde birinden Rusya sorumlu. Tüm masraflar Türkiye’den çıkacak.

* Uranyum yakıt çubuklarının sürekli olarak su ile soğutulması gerekiyor. Soğutma elektrik kesintisi gibi bir sebeple duracak olursa kısa sürede Fukuşima ve Çernobil gibi kazalar meydana geliyor.

* Türkiye tüm ülkeyi kapsayan elektrik kesintisinin sebebini bir hafta boyunca bulamamış bir ülke.

* Türkiye, santrali olmadığı halde 3. seviyeden nükleer kaza yaşayan tek ülke.

* Türkiye, topraklarında (Aliağa) sessiz sedasız radyoaktif gemi sökülüp hurdaları atılan bir ülke.

* Türkiye, topraklarında uranyum işlenip normalin 400 katı radyasyon saçacak halde açık bırakılıp gidilen bir ülke.

* Santralin hidrolik sistem ihalesini “Milletin a… koyacağız” diyen adamın şirketi kazandı.

* Soma facia madenlerine sahip olan şirket bu projenin altyapısında yer alıyor.

* Santral kazasız çalışırken dahi çevreye radyoaktif toz saçacağı için Mersin’de yetişen Çilek, muz gibi gıdalara “radyoaktif atık içerir” etiketi getirilecek.

* Anlaşma teknoloji transferi öngörmüyor, yani Ruslar bize bu teknolojiyi de öğretmeyecek. Silah yaparız diye ümitlenmeyin.

* Türkiye'nin elektrik fazlası olduğu gibi %15 kayıp-kaçak oranı var. Akkuyu ise %2'lik bir katkı sağlayacak.

* Akkuyu bir ihtiyaç değil, siyasi bir tercih. Sadece altyapı şirketlerine gelir kapısı + Rusya'nın desteğini alma amacıyla yapılıyor.

* Zira Avrupa ülkeleri tüm nükleer santrallerini aşamalı olarak kapatma ve yenilenebilir enerjiye geçme kararı aldı.

İdarecimiz kim olursa olsun (siyasetten bağımsız düşünün),

bu koşullarda yapılmasına razı mısınız?
 
@Fatih Özcan Fatih Bey sorularınızın cevabı hakkında, Türkiye'deki uranyum rezervleri hakkında resmi olarak kamu oyuna sunulmuş bir veri yok, yıllardır Karadeniz tabanlarında uranyum olduğu söyleniyor fakat bir rakam verilmiyor, zaten uranyum olsa dahi onu yakıt haline getirmek için işleyecek teknoloji şuan bizde mevcut değil. Tesis için gerekli uranyum Rusya'dan alınacak.

İşletme ömrü mutlaka bellidir fakat ben tam dikkat etmedim, bilen arkadaşlar yazacaklardır.

Atıkların bertaraf edilmesine gelince Rusya'ya satılacağı belirtiliyor. Sonrasında bir prosedür geliştirilip Türkiye'de bertaraf edilir mi bilemem.

Kalifiye elemanda şuanda mevcut değil, mühendislerin Rusya'da eğitimde olduğu söyleniyor. İşletme aşamasında Rusların bir süre tesisin başında olacağı bildiriliyor.

Tesisin denetleme yetkisi ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda.

Tesisin Türkiye'ye getireceği kazançla ilgili olarak bir rakam söyleniyordu ama şuan aklımda değil bilen arkadaşlar yazacaklardır.

Tüm bu yazdıklarım için kaynak olarak sadece Anadolu Ajansını söyleyebilirim.
 
Tesise ilişkin ilave bilgiler: (Fatih Bey'in sorularına cevaben)
Santralin ilk olarak 2020'de devreye gireceği belirtilmiş daha sonra 2 yıl erteleneceği bildirilmiş nihai olarak 2022 yılında devreye gireceği söylenmiş. İşletme ömrü 60 yıl. Resmi olarak 2083 yılına kadar işletileceği duyurulmuş.

Yazılı ve sözlü sınavı geçebilen 80 öğrenci Ulusal Nükleer Araştırma Üniversitesi Moskova Fizik Mühendisliği Enstitüsü (MEPhI) ile St. Petersburg Politeknik Devlet Üniversitesi'nde eğitim alacak. Eğitimini ve stajını başarıyla bitiren öğrenciler Akkuyu’da istihdam edilecek. Hâlihazırda 250 Türk öğrenci Rusya’da nükleer enerji eğitimi alıyormuş.

Yıllık yakıt maliyeti 720 milyon dolar

Birde Fatih Bey ülke ekonomisine getirisini sormuştu; yıllık 7, 2 milyar dolar tasarruf edileceği bildirilmiş.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yanında Atom Enerjisi Ajansı'da faaliyetlerde yer alıyormuş.

Kaynak: AA

Ekleme: Çevre Mühendisleri Odası Sinop ve Mersin'deki nükleer santrallere ilişkin bir risk değerlendirme çalışması yapmış ve 2 adet risk haritası hazırlamış.
43455_11_02_32.jpg

43456_11_03_08.jpg

Aşağıdaki linkden bu haritaların hazırlanma prosedürüne ilişkin bilgiler incelenebilir.

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Akkuyu Nükleer Santralinin Gizlenen Raporu Ortaya Çıktı, Durum Vahim

Hükümetin 'devletin güvenliği' gerekçesi ile mahkemeden bile gizlediği, Akkuyu nükleer santrali için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın hazırladığı rapor ortaya çıktı.

Enerji Bakanlığı, geçen yıl şubat ayında teslim edilen "Entegre Nükleer Altyapı Gözden Geçirme" (INIR) misyon raporunun güncelliğini yitirdiğini iddia etse de üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçtiği halde çalışmadaki tavsiyelerin neredeyse hiçbirinin gerçekleşmediği ortaya çıktı.
20 ŞUBAT 2014'DTE TESLİM EDİLMİŞ

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) uzmanlarının Akkuyu Projesiyle ilgili olarak hazırladıkları rapor, Türk Hükümeti'ne 24 tavsiye ve 15 öneride bulunuyordu. Ve uzun süre hazırlığı yapılan INIR misyon raporu, UAEA temsilcileri tarafından Türkiye'ye 20 Şubat 2014'te teslim edilmişti.
MAHKEMEDEN DAHİ SAKLANDI

Türk Hükümeti, raporu kamuoyundan gizledi. Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesi için geçen Aralık verilen ÇED Olumlu Kararı aleyhine açılan yürütmeyi durudurma talebi davasında hükümetin mahkemenin isteğine rağmen "devletin güvenliği" gerekçesiyle raporu mahkemeden dahi saklaması ise büyük tartışma yarattı.

BAKAN İTİRAZ ETTİ
Haberin yayınlanmasının ardından bir açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıTaner Yıldız, "2013 yılının sonunda hazırlanan tespit raporu şu anda güncelliğini bile yitirdi" diyerek konuyu kapatmaya çalıştı. Ancak Hürriyet'in ulaştığı rapor, çalışmanın güncelliğini yitirmediğini ve bazı istisnalar dışında Türk Hükümeti'nin raporda belirtilen önerilerin neredeyse hiçbirini gerçekleştirmediği ortaya çıktı. İşte 98 sayfalık UAEA'ın hazırladığı INIR misyon raporunun Akkuyu nükleer santral projesi için Türkiye'ye bulunduğu tavsiyeler:

İŞTE O TAVSİYELER
  1. Türkiye Hükümeti, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) arasında nükleer politika geliştirmedeki görev ve sorumlulukları netleştirmeli.
  2. Türkiye Hükümeti, ulusal nükleer programın daha da ilerletilmesinde bir yol haritası olabilecek ulusal politika ve strateji taslağını tamamlamalı. Bu çalışma, temel ilkeleri tanımlamalı, görev ve sorumlulukları netliğe kavuşturmalı. Bu çalışma diğer konular arasında, harcanmış yakıt ve atıklar ile tesisin işletmeden çıkarılması meselelerini de ele alacaktır.
  3. Akkuyu proje şirketi (Akkuyu Nükleer A.Ş.), işletmecinin güvenlik (safety) konusundaki birinci sorumluluğunu, Rosenergoatom'daki (Rus Devleti'nin nükleer santral işletme şirketi) uzmanlığının kullandırılmasından sağlayacağı menfaati ve Türk düzenleme çerçevesiyle uluslararası standartları dikkate alarak hazırlık, inşaat ve işletme sırasında işletmeci sorumluluğunu yerine getirmek için organizasyon yapısını tamamlamalı.
  4. Akkuyu proje şirketi, lisans belgeleri ve düzenleme gözden geçirmelerinde ortaya çıkan konuların çözümünü halletmede değerlendirme ve sorumluluk alma kapasitesine sahip olduğunu garanti etmeli.
  5. Akkuyu proje şirketi, tesisi devreye sokmak için hazırlıklı olma ve tesisin işletmesini yürütme ihtiyacını hesaba katarak işletme fonksiyonlarını güçlendirmek için planlarını tamamlamalı. Buna ilave olarak TAEK, Akkuyu proje şirketi ile istişarenin ardından Akkuyu nükleer santrali işletme organizasyonu için ana ilkeler ve gereklilikleri tanımlamalı. Özellikle de işletme faaliyetlerinin diğer kuruluşlara devredilmesi ve belirli kadroya lisans verilmesiyle ilgili.
  6. Türkiye Hükümeti, Ulusal Radyoaktif Atık ve İşletmeden Çıkarma Hesaplarında kapsamı ve idari ayarlamaları netleştirmek için düzenlemelerin geliştirilmesini tamamlamalı.
  7. Türkiye, kapsamlı nükleer yasanını mümkün olduğunca erken biçimde çıkarmalı ve yasada şu ihtiyaçlar dahil olacak biçimde bir dizi önemli konunun yeterli derecede ele alınmasını sağlamalı:
    • Teşvik sorumluluğu olmayan ve karar almasını gereksiz yere etkileyecek sorumlulukları ya da menfaati olan kurumlardan bağımsız bir düzenleme organının kurulması.
    • Düzenleme organının fonksiyonlarının ve yetkili kişilerin sorumluluklarının tanımlanması.
    • Nükleer güvenlik (safety), emniyet (security) ve güvence denetimini (safeguards) kapsaması.
  8. Türkiye, nükleer hasar için sivil sorumluluk yasasını çıkarmalı.
  9. Türkiye Hükümeti, lisans süreci dönemi dahil, düzenleyici fonksiyonların bağımsızlığını garanti altına almalı.
  10. TAEK, bir nükleer güç programı için gerekli düzenlemeleri tamamlamalı.
  11. Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı, gerekli faaliyetleri, görev ve sorumlulukları tanımlamak için Ulusal İnsan Kaynakları Geliştirme Planı'nı tamamlamalı.
  12. Akkuyu proje şirketi, işe alma ve eğitimde uygun bir planlamayı, işletme organizasyonu için düzenleyici gereklilikleri konusundaki nihai karar bağımsızlığını garanti altına almalı.
  13. 13) TAEK, kadrosunun işe alımı ve lisanslama, Akkuyu nükleer güç santralinin denetimi için bir teknik destek kuruluşuyla anlaşma konusundaki faaliyetlerini hızlandırmalı. Ayrıca TAEK, SAT'e (Eğitime Sistematik Yaklaşım) dayanarak yeni kadrosu için daha fazla işe özel eğitim planları geliştirmeli.
  14. Türkiye Hükümeti, görev ve sorumlulukların net tanımıyla, paydaş dahli ve halkı bilgilendirmede ulusal bir strateji oluşturmalı.
  15. Türkiye Hükümeti, kendi iletişim faaliyetlerini uygulayabilmeleri için projenin teşviğinde görevlendirilen kamu kuruluşları ya da düzenleyici fonksiyonların finansal ve uzmanlık açısından uygun biçimde kaynağa kavuşturulduklarından emin olmalı.
  16. Akkuyu proje şirketi, uygulamalı yer incelemelerine dayanan yer parametreleri raporunu tamamlamalı ve gözden geçirme, onay için TAEK'e sunmalı.
  17. Hükümetin koordine edici organı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Akkuyu proje şirketi, Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini zamanında bitirmek için gerekli faaliyetleri tamamlamalı.
  18. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, nükleer tesisler için Çevre Etki Değerlendirmesi raporunun standart formatını oluşturmalı.
  19. Türkiye Hükümeti, nükleer güç santralleri için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın görev ve sorumluluklarını, TAEK'le koordinasyonu net biçimde tanımlamalı.
  20. Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı, harcanmış yakıt ya da yüksek dereceli atıkların yönetimi konusundaki uzun dönemli teknik sorumluluğun netleştirilmesi dahil, nükleer yakıt döngüsünün ön ve arka ucu için ulusal bir politika ve strateji oluşturma çalışmasını tamamlamalı.
  21. Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı, her türlü nükleer atık ve ulusal atık yönetimi organizasyonunun sorumluluklarını belirlemek için ulusal bir politika oluşturma çalışmasını tamamlamalı.
  22. Türkiye Hükümeti, radyoaktif atık yönetiminde gerekli faaliyet ve tesisler için uzun dönemli bir plan geliştirmeli.
  23. Yerel sanayi katılımının kapsamı ve dahil olma seviyesi konusunda Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı ve Akkuyu proje şirketi arasında bir anlaşmaya varma faaliyetleri yoğunlaştırılmalı.
  24. Türkiye Hükümeti, nükleer güç programlarının uluslarası pazarlarda ve bazen sadece tek bir tedarik kaynağına iş taşere edilmesini gerektirdiğini kabul ederek, zamanlı biçimde mal ve hizmet alımı için kamu kuruluşlarına imkân vermeli.
3 KURUM SESSİZ KALDI
Raporu ele geçirdikten sonra çalışmada üzerine sorumluluk düşüne bütün kurumlara belirtilen tavsiyelerde neler yaptıklarını sorduk. Çevre Bakanlığı cevap vermedi. Akkuyu Nükleer A.Ş., sorularımızı Rusça'ya çevirip şirketin merkezine yolladı ama beş gündür yanıt gelmedi. Raporun en önemli kısımlarından biri, bağımsız olması gerektiği defalarca vurgulanan Türkiye Atom Enerji Kurumu'nun (TAEK) Başkanı Zafer Alper ise, "Ülkemizin INIR misyonu kapsamındaki ülke raporu ve ve bu raporla ilgili muhatap kuruluşu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olup belirtilen sorular da bu kapsamda Bakanlığa iletilmiş olup Bakanlık tarafından cevaplandırılacaktır" dedi. Enerji Bakanlığı ise UAEA'nın raporunda belirtilen tavsiye ve önerileri tek tek cevaplamayı reddetti. Müsteşar Yardımcısı Necati Yamaç yolladığı cevapta, "Yapılan çalışma; 2013 yılı Kasım ayı itibariyle ülkemizin nükleer altyapı durumunu yansıtmaktadır. O tarihten bugüne kadar Ajansın önerileri ile ilgili birçok çalışma yapılmış olup sözkonusu rapor bu nedenle güncel durumu yansıtmamaktadır. Örnek olarak; ÇED süreci hızlandırılsın, TAEK danışmanlık ihalesi sonuçlandırılsın önerileri gibi bir çok husus olumlu sonuçlanarak güncelliklerini kaybetmişlerdir" dedi. Yamaç, soruları neden tek tek yanıtlamadığını ise "Ajansın önerileri, hazırladığımız Nükleer Enerji Kanun Tasarısı Taslağında madde hükümleri olarak karşılıklarını zaten bulmuştur. O nedenle, e-mail ile Bakanlığımıza ve TAEK'e yöneltilen soruların her biri üzerinden tek tek geçilmeyecektir. Bu, konuları geçmek için verilmiş yüzeysel bir cevap değildir" dedi. Yamaç, Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanlığı ile ilgili söz konusu kanunun tasarısının da TBMM'ye gönderildiğini belirtti.

RAPORUN ÇARPICI SONUÇLARI
  • Raporun üzerinde durduğu en önemli konulardan biri TAEK'in özerk bir düzenleyici kuruluş kimliği kazanması. Bu halen yapılmadı. Ve şu andaki durum Türkiye'nin de taraf oldugu Nükleer Güvenlik Konvansiyonu'na aykırı.
  • Akkuyu tesisisinin nükleer güvenliği hususunda TAEK'in vereceği zorlayıcı talimatlarla ilgili de bir ilerleme yok.
  • Akkuyu proje şirketi, uygulamalı yer incelemelerine dayanan yer parametreleri raporunu onay için TAEK'e sundu. Şu anda TAEK raporu inceliyor.
  • Başka bir önemli açık Türkiye, nükleer hasar için sivil sorumluluk yasasını çıkarmadı. O yüzden genel idare hukuk prensipleri kapsamında, herhangi bir kaza kusursuz sorumluluk üzerinden devlete ait bir sorumluluk olacak.
  • Halkı bilgilendirme kısmında da; Akkuyu projesine ilişkin bilgi ve belgeler sistematik olarak halktan hatta mahkemelerden bile gizlendi. ÇED süreci kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme komisyonu (İDK) toplantılarına ait tutanaklar, sunulan kurum görüşleri için yapılan bilgi edinme başvuruları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından reddedildi.
  • ÇED yönetmeliği kapsamında, ÇED raporlarının hazırlanması için proje sahibine özel format verildi. Ancak bu formatın bir standartı yok. Akkuyu projesi, ÇED raporunda entegre tesis olarak değerlendirilmedi. Atıkların kontrolü, iletim hatları, taş ocakları ÇEDraporunda değerlendirilmedi.
  • Yereldeki sanayinin, sivil toplum kuruluşların, yurttaşların sürece katılımı kısıtlandı. Belediyelerin proje ile ilgili görüşleri değerlendirmeye alınmadı. İmar planı değişiklikleri Bakanlık eliyle yapıldı.
  • En önemli konulardan bir diğeri ise Türkiye Hükümeti'nin, nükleer enerjide harcanmış yakıt ve atıklar ile tesisin işletmeden çıkarılması meselelerini de ele alan bir ulusal politika ve stratejiyi halen tamamlamamış olması.
MUHALEFET TEPKİLİ
Konunun önemini değerlendiren CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, "Harcanmış yakıtların akıbetinin ne olacağı konusunda hiçbir açıklama bulunmamaktadır. Radyoaktif atıklar bir 'süre' ülkemizde depolanacaktır. Daha sonra ne olacağı net değildir. Atıkların Akdeniz-Ege-Marmara-Boğazlar-Karadeniz yoluyla Rusya'ya götürülmesi akıl dışıdır. Nükleer tesisin sökümü ve söküm maliyeti hakkında da hiçbir bilgi verilmemektir" dedi.

(Kaynak: Hürriyet)
01 Haziran 2015 Pazartesi 07:38

Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Arkadaşlar tabi ki nükleer enerjinin bir çok alternatifi var fakat nükleer enerji verimlilik bakımından en avantajlı olanı. Bir nükleer reaktör yaklaşık 20 baraja denk enerji üretiyor. Birde hızlı gelişen teknolojiyi göz önünde bulundurduğumuzda enerji sarfiyatı sürekli artacaktır. İnanın arkadaşlar nükleer bir sızıntıda ölen insan sayısı barajlarda boğulan insan sayısını geçmeyecektir. Yine de artısıyla eksisiyle iyi araştırılıp koşullar iyi değerlendirilmeli ve ona göre bir netice elde edilmelidir şahsi fikrim.
 
insan öldürmeyen enerji dururken insan öldüren enerjiyi övmek, önermek ve hatta tartışmak bile ne akıl ne vicdan ne de mühendislik etiğine sığar. Mühendisliğin amacı zaten topluma yarar sağlamak, kalkıp bunda az insan ölüyor diye kıyas yapmak mühendislik felsefesine aykırı
 
Evet kardeşim haklısın. Ölümle ilgili söylediğim şey şakaydı fakat bu ülkeye nükleer şart çünkü enerji lazım. Bir çok alternetif var fakat kimisinin verimi az kimisi çok daha maliyetli. Diğer yandanda hasankeyf sular altında kalmasın meselesi yapıyoruz. Bunları bir bütün olarak analiz etmekte fayda var.
 
Üst