Tekrar merhaba, elimdeki bilgileri şu şekilde sunayım size:
Proses Bazlı Hava Kirleticiler
Öncelikle bu konuya değinmek istedim. Ergitme ünitelerinde Toz, Flor, Klor, Ağır Metaller ve Poliaromatik Hidrokarbonlar (PAH'lar) parametrelerine bakılmaktadır. Maçahane ünitelerinde ise Amonyak parametresine bakılmaktadır. Bunun sebebi, amin gazının aktif olarak kullanılıyor olmasıdır. Ortam havalandırmada ise ergitmedeki parametrelere bakılırken, yalnızca PAH ölçümleri gerçekleştirilmez. Her ne kadar ısıl işlem olarak adlandırılsalar da, bu sistemlerin emisyon kaynaklarının asıl amacı ortamın daha yaşanılabilir ve çalışılabilir hâlde olmasını sağlamaktır.
Prosesin enerji kaynağı da önem arz etmektedir. Kömürlü kazan, doğalgaz kazanı, fuel-oil kazanı gibi kazanlarda da yanma gazlarına ve toza bakılabilmektedir. Dolayısı ile proses bazlı ana parametrelerimizin toz ve ağır metaller olduğunu söyleyebilirim.
Arıtım ya da Engelleyici Prosesler
Bahsettiğiniz konunun hava kirliliği ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Döküm tesislerinde kuru filtre ya da ıslak yıkayıcılar oldukça yoğun kullanılmaktadır. Her birisinin kendine göre avantajı ve dezavantajı mevcuttur. Kuru filtre sistemleri daha ucuz ancak daha fazla iş yükü gerektiren bir seçim olacaktır. Filtrelerin düzenli olarak temizlenmesi ve yenilerinin takılması gerekmektedir. İlk kurulum maliyeti, sulu sisteme göre daha ucuz olmakla beraber verimi bir seviye daha düşük olacaktır. Çünkü zamanla yüksek sıcaklık filtre malzemesine zarar vermekte ve bacadan atılan gazda olumsuz etkilere yol açabilmektedir.
Islak yıkayıcılar (wet scubber olarak aratabilirsiniz) çok daha yüksek verime sahip sistemlerdir. Bacaya, bir nevi fıskiye sistemi ile sulama yapılması işlemi olarak da nitelendirilebilir. Bu sistemin en büyük dezavantajı atıksu oluşumudur. Oluşan atıksuyun varsa arıtma tesisinizde arıtılması, yoksa kanala deşarj edilmesi ya da fosseptikte biriktirilmesi gerekmektedir. Bu sistemdeki atıksu yüksek Askıda Katı Maddeye (AKM'ye) sahip olacaktır. İlk kurulumu daha maliyetlidir. Burada yaşayabileceğiniz problem ise, su kaynağında ya da fıskiye sisteminde meydana gelen arızalar olacaktır. Suyun gelmemesi, fıskiyenin arızalanması gibi durumlarda bacadan atılan gaz yine oldukça zehirli olacaktır.
Buna ek olarak, bir firmam Almanya'da proje yaptırmıştı. Proje içeriğini az çok hatırlıyorum. Buna göre zeminde düz bir çubuk şeklinde, 1 metre uzunluğunda ve yaklaşık 10 cm kalınlığında hatlar mevcuttu. Bu hatlar, yüksek emiş gücüne sahip bir motora bağlıydı. Üretim hattı çalıştığı zaman, bu sistem belirli aralıklar ile aktifleşerek özellikle ortamda bulunan tozları vakumlardı. Vakum sisteminden çekilen tozlar (maçahane kumları, döküm kumu olarak da geçer) ayrı toplanırdı. Toplama sistemi sızdırmaz bir hatta sahipti ve özel olarak tankları vardı. Tankın ağzı, toplama sisteminin borusunun ucuna bağlanarak aktarım sağlanır ve işlemler sona erdiğinde tank yine kapalı biçimde atık sahasına iletilirdi.
Dünya üzerindeki örneklerini de, verdiğim örnekten yola çıkarak (wet scubber, dry scubber vs.) araştırabilirsiniz. Arkadaşların gönderdiği sitelerdeki İngilizce makaleleri incelemek ufkunuzu daha da genişletecektir.
İyi çalışmalar ?
