• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Sokak resminde geçmişle geleceği birleştiriyor

Fatih Özcan

Site Kurucusu
Katılım
7 Aralık 2008
Şehir
Yurt Dışı
Firma
ABL Group
http://web4.kariyer.net/UploadFiles/tempPhoto/kariyerRehberi/VESTEL(1).jpg
1984’ten beri üç boyutlu sokak resimlerinin dünya çapında bir numaralı icracısı olarak kabul edilen Kurt Wenner klasikle moderni bir araya getiriyor. Sanatçı, diğer sanatçılar tarafından ancak 15 yıl sonra ve bilgisayar programlarının yardımı sayesinde taklit edilebilen tekniğiyle illüzyon yaratıyor. Wenner, sokak ressamlığı ve tebeşirle grafik sanatlarını, klasik ve Rönesans sanatıyla harmanlıyor.

ABD’li sanatçı Kurt Wenner, 17 yaşından beri hayatını grafik sanatıyla kazanıyor. Sanatçı, Rhode Island Tasarım Okulu’nun ardından Tasarım Sanatı Merkez Koleji’nde eğitim gördü. Eğitiminin ardından NASA’da çalışan Wenner, dünya dışındaki sistemlerin yüzey arazilerini ve gelecekteki olası uzay projelerinin kavramsal resimlerini çizdi. Wenner, sokak ressamlığı ve tebeşirle fresk çizimi gibi oldukça popüler olan grafik sanatlarını, klasik sanatla ve Rönesans sanatıyla harmanlayarak 1984 yılında yeni bir sanatsal form olarak üç boyutlu sokak ressamlığını ortaya koydu. Wenner’ın tekniği, diğer sanatçılar tarafından ancak 15 yıl sonra bilgisayar programlarının yardımı. 1987 yılında çekilen ve Wenner’ın Avrupa’daki eserlerini konu alan “Tebeşirle Yaratılan Başyapıtlar” adlı National Geographic belgeseli, New York Film Festivali’nin güzel sanatlar kategorisinde birincilik ödülünü aldı. 1991 yılında, İtalya’da yaşadığı dönemde yaptığı sanatsal çalışmaları anlatan 45 dakikalık bir belgesel hazırlandı. Wenner birçok farklı kurum, okul, müze ve topluluk için özellikle “İtalyan sanatında biçim ve yanılsama”, “perspektif ve yanılsama”, “temel çizim teknikleri”, “renk ve çizim teknikleri” konularında atölyeler düzenliyor. Geçtiğimiz günlerde İlk kez Türkiye’ye gelen Wenner ile Vestel için hazırladığı üç boyutlu zemin grafiğini Bağdat Caddesi’nde izleyicilerin beğenisine sunduğu sırada bir araya geldik.
Resme merakınız nasıl başladı?

Gençlik yıllarımda sanata yönelirken klasik ve artistik sanata ilgi duydum. 14 yaşımdan itibaren resme ve sanata merakım vardı. O zamanlarda sanatçı olmak istiyorum. Sanat tarihi alanına çok meraklıydım. Bu konuda lisans eğitimi almak istedim. Bu konuda yeterli etkinliğe sahip olmak istiyordum.
Sokağa çıkmaya nasıl karar verdiniz?
Önceleri sanatla ilgili çalışmalara önem veriyordum. Ama yaşım 40’lere dayandığında fark ettim ki sanat tarihi ile ilgili birçok şeyi ıska geçmişim. Geçmiş jenerasyonla gelecek jenerasyon arasında bir köprü kurma misyonunu kendime yükledim. Sokakta geçmişle geleceği sokakta birleştiriyorum. Sanat galerilerinde sergilenen eserlerin sadece orada kaldığını ve galerilerden dışarı çıkması gerektiğini düşünüyorum.
Üç boyutlu sokak resimleri nasıl ortaya çıktı?

Nasa’da çalıştığım dönemde ön çalışmalarına başladım diyebilirim. Bu tekniği Nasa’da karşılaştığım analitik problemler üzerinde çalışırken geliştirdim. Teknik işlerin yanı sıra perspektif sanatıyla da ilgilenmeye başladım. 1982’de NASA’dan ayrılarak İtalya’da klasik sanat ve Rönesans sanatı üzerine yoğunlaştım. Bu akımlardan oldukça etkilendim. Klasik mimari ve perspektifin prensiplerini sokak sanatına taşıdım ve bu sanat türünün biçimini tamamen değiştirdim.

Eskiyle moderni bir araya getirdiniz…
Evet, gençlik yıllarında sanat tarihi okurken Rönesans eserlerinden çok etkilenmiştim. Fakat sonradan fark ettim ki benim yaptığım eski ve klasik eserler insanların ilgisini çekmiyor. O nedenle sokağa çıktım ve yerlere resimler çizdim ki insanların ilgisini çekebileyim.
Zorlandığınız zamanlar oldu mu?

Roma’da ilk iki yılım zor geçti... Çok dramatikti. En güzel zamansa Papa’nın bana iş vermesiydi. Son Yargı’yı onun için çizdim. 170 figür, sanırım 16’ıncı yüzyıldakinden daha kalabalıktı ve daha büyük bir alandı. Ama ben de daha gençtim. Üç kere geçtim üstünden…
Sokaklar çok farklı hayat deneyimleri katıyor

Sokakta çalışmak hayatınıza neler kattı?
Evet burada olacağıma ben de evimde peynir yiyip şarap içiyor olsam diyorum. Ama dünyayı başkalarına göre bambaşka bir açıdan görme ayrıcalığına sahip oluyorum. 12 yaşında bir çocuğun sizi çizerken izlediğinde neler düşündüğünü bilemezsiniz. Bu çok farklı bir hayat deneyimi. Bu türden bir şansınız başka şeyde yok.
Eserlerinizde tebeşir dışında farklı malzemeler de kullanıyor musunuz?
Eskiden kendi yaptığım tebeşirleri kullanıyordum. Çünkü piyasadaki tebeşirlerle istediğim gibi olmuyordu. Artık pastel kullanmaya da başladım. Teknolojinin nimetlerinden de faydalanmaya başladım ve scaner ile yaptığım çalışmaları çoğaltarak işimi kolaylaştırıyorum. Yapacağım eseri kafamda geliştiriyorum. Kara kalemle eksizini çiziyorum. Orijinali için kolları sıvıyorum. Eskiden tek tek çizip üstünden geçiyordum. Artık scan edip temizliyorum.
“Asfalt rönesansı” Ağustos’ta yayımlanacak
Mimariyle de ilgileniyorsunuz. Siz nasıl bir evde oturuyorsunuz?

Büyük malikanelerin ve konutların mimari tasarımını da yapıyorum. Özellikle iç mimariye yönelik çalışmalarım var ama benim şu anda yaşadığım yer kulübe gibi… Ama 25 yıl İtalya’da yaşadım. Rustik tarzda yapılmış bir İtalyan eviydi.

Yakın gelecekte hayata geçirmeyi planladığınız projeleriniz neler?

Şu an tamamen 25 yıllık tecrübemi aktardığım kitabıma odaklanmış durumdayım. Sanatını ve çalışmalarımı anlattığım “Asphalt Renaissance: The Pavement Art and 3-D Illusions of Kurt Wenner” (Asfalt Rönesansı: Kurt Wenner’ın Kaldırım Sanatı ve 3 Boyutlu Yanılsamaları) adlı kitabım Ağustos ayında yayımlayacak.
“Şu an 20’li yaşlarında olan gençler, sanat tarihi ile ilgili hiçbir şey bilmiyor. Ben teknolojiyle yoğurarak onlara bunu öğretmeye çalışıyorum. Sokakta geçmişle geleceği sokakta birleştiriyorum. Sanat galerilerinde sergilenen eserlerin sadece orada kaldığını ve galerilerden dışarı çıkması gerektiğini düşünüyorum.”


Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Üst