ÜNİVERSİTELİ OLMA SENDROMU NASIL YENİLİR?
Üniversiteyi kazanmak pek çok gencin hayatlarının tek amacı haline gelmiş durumda. Ancak üniversite sınavını kazandıktan sonra onları bir sınav daha bekliyor. O da üniversite ortamına adapte olmak. İşte üniversiteli olma sendromu konusunda uzman tavsiyeleri...
ÜNİVERSİTEDE İLK DÖNEM SENDROMU
Yaklaşık 560 bin öğrencinin üniversite hayatına başladığı bugünlerde uzmanlar özellikle eğitim için başka bir şehre giden öğrencileri uyarıyor. Zira uyum süreci bazı öğrenciler için büyük sıkıntı yaratabiliyor
LYS sınavını kazanan ve üniversiteli olan 561 bin öğrenci yeni bir hayata başladı. Üniversiteli olmanın heyecanını yaşayan birçok genç, hayatlarının bu yeni döneminde gelecekteki kariyerinin en önemli koşullarından birini eğitim süresince yerine getirmiş olacak. Ancak uzmanlara göre üniversitelerin açıldığı bugünlerde özellikle okumak için başka bir şehre gidenler adaptasyon sorunu yaşıyor. Bu nedenle de okulun ilk dönemi öğrencilerin eğitim süreçleriyle ilgili büyük önem taşıyor. Özellikle değişimi reddeden kişilik yapısında olanlar, bu dönemi oldukça zor geçiriyor. Ancak değişimi kabullenenler, yoğun strese rağmen birçok deneyim kazanıyor uzmanlara göre... "Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üniversite mezunu olmak, iyi bir kariyer sahibi olmanın garantisi olmamakla birlikte şüphesiz önemli bir koşulunu oluşturuyor" diyen ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Öğrenci Gelişim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi Koordinatörü Dr. Z. Eda Sun Selışık, üniversite öğrencisi olmanın bireylere entelektüel ve sosyal açıdan daha zengin yaşantıların içine girmenin kapılarını açtığını söylüyor. Ancak bir yandan da stresli bir uyum sürecini de beraberinde getiriyor.
Girişkenler daha çabuk uyum sağlıyor
Yeni bir ortama alışma sürecinde öğrencilerin akademik ve arkadaş ortamlarının değiştiğine dikkat çeken Z. Eda Sun Selışık, bu süreci şöyle açıklıyor: "Memleketinden ve ailesinden uzakta okuyan öğrencilerin ise bunlara ek olarak yaşam mekânları da değişir. Ayrıca bu öğrenciler, tüm bu değişiklikleri aile ve eski arkadaşlar gibi önemli sosyal destek mekanizmalarından uzak olarak göğüslerler. Bu değişimlere ayak uydurmak, gerek akademik gerekse kişisel yaşamlarında bağımsız olmak ve bağımsızlığın getirdiği sorumluluklara uyum sağlamak durumunda." Öğrencilerin üniversite yaşamlarındaki başarılarında, kurumun akademik ve sosyal yaşamıyla sağlıklı bir şekilde bütünleşmelerinde geçiş niteliği taşıyan ilk yıllarının büyük önemi olduğunu belirten Dr. Z. Eda Sun Selışık, yaşanan zorluklarla etkili bir şekilde baş edilemediğinde yoğun stres ve depresif semptomlar yaşanabildiğini, bu durumun üniversite eğitiminin sonlandırılmasına kadar sonuçlar doğurabildiğini söylüyor. "Ev, aile ve arkadaş özlemi, yalnızlık ve sosyal tatminsizlik, aileden bağımsızlaşma ve karar verme sorumluluğunu alma, arkadaşlar, aile ve sevgili ile yaşanan çatışmaları çözümleme, derslerin daha zorlayıcı olmasından kaynaklanan akademik güçlüklerle baş etme, uyku, yeme ve egzersiz alışkanlıklarında değişikliklerin yol açtığı yoğun fiziksel zorlanmalara uyum sağlama ve zamanı etkili kullanmadaki güçlükler bu süreç sahip kişisel özelliklerine sahip olanlar uyum sürecini daha kolay atlatabiliyor. Selışık, " Zamanı etkili kullanan, çalışma becerileri gelişmiş, kendi kendini oyalayabilen, iletişimi güçlü, girişken, arkadaşları, ailesi ve öğretim görevlileri ile iyi ilişkilere sahip, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere aktif olan katılan öğrencilerde bu süreç çok daha rahat geçiriliyor" diyor.
Kurumlar da desteklemeli
Üniversiteye uyum sürecinde öğrencilerin yapması gerekenler olduğu gibi kurumlara da büyük görevler düşüyor. Uzmanlar, kurumların oryantasyon programları hazırlamasından yana... Öğrencilerin, üniversitenin akademik ve sosyal yaşamına sağlıklı bir şekilde entegre olup kuruma aidiyet geliştirmesinde öğrencinin yanı sıra devam edilen yüksek öğrenim kurumunun da önemli bir rolü olduğunu belirten Dr. Z. Eda Sun Selışık, üniversitelerin öğrencilere nitel ve nicel açıdan doyurucu akademik ve sosyal yaşantılar sağlaması gerektiği görüşünde... Uyum sürecini kolaylaştıran kişisel ve sosyal becerilerin gelişimini sağlamak için oryantasyon programının, "ilk yıl" seminer dersi gibi destek programlarını devreye sokmaları gerektiğini söyleyen Selışık, "İlk yıl destek programı ile kurum, politikaları ve kurum tarafından öğrenciye sağlanan kaynaklar etkili bir şekilde tanıtılmalı, üniversite yaşamına yönelik gerçekçi beklentiler oluşturulmalı ve karşılaşabilinecek güçlüklerle baş etmeye yönelik etkili stratejilerin geliştirilmesi konusunda öğrencilere destek sağlanmalı" diyor.
İşte püf noktaları...
İlk yıl karşılaşılan zorlukların üstesinden geldikçe uyum sürecinin aslında pek çok kazanımı da beraberinde getirdiğini belirten Dr. Z. Eda Sun Selışık, üniversite yaşamına ailesinden uzakta adım atan öğrencilerde kazanımların daha fazla olduğunu söylüyor. İşte Selışık’tan yeni üniversitelilere, uyumu kolaylaştıran ipuçları...
* Kendinize zaman tanıyın, duygusal anlamda yüklenmeyin.
* Geçmişe saplanmayın, başladığınız yeni oyunun keyfini çıkarın.
* Kampus içinde arkadaşlık lar kurun, çevrenizi genişletin.
* Kampustaki olanakları (topluluklar, spor etkinlikleri, hocalarınızın ofis saatleri, kütüphane, psikolojik danışma merkezi vb) iyice öğrenin ve sonuna kadar yararlanın.
* Zamanınızı etkili kullanmak için hoşunuza giden, uygulayabileceğiniz akademik ve sosyal yaşamı içeren günlük bir program hazırlayın.
* Dengeli beslenmenize, dinlenmenize ve uykunuza dikkat edin spor için zaman ayırın.
* Yoğun memleket ya da aile özlemi çekiyorsanız en çok güven duyduğunuz arkadaşınızla duygularınızı paylaşın ve nasıl üstesinden gelebileceğiniz konusunda tartışarak fikir üretin, gerektiğinde kurumunuzdaki psikolojik danışma merkezinden profesyonel destek alın.
* Yurttaki oda ya da ev arkadaşınızla temizlik, uyku, misafir, gizlilik, ödünç alma-verme gibi konularla ilgili ilişkilerinizde dürüst olun, açık bir iletişim tarzı benimseyin ve birbirinizi tanımaya çalışın.
* Farklılıklarla yaşamaya bir öğrenme fırsatı olarak bakın, önyargılı davranmayın.
* Sizinle birlikte ailenizin de bir uyum sürecinde olduğunu hatırlayın ve onlara da zaman tanıyıp anlayışlı olun.
Kaynak : www.isteinsan.com.tr
Üniversiteyi kazanmak pek çok gencin hayatlarının tek amacı haline gelmiş durumda. Ancak üniversite sınavını kazandıktan sonra onları bir sınav daha bekliyor. O da üniversite ortamına adapte olmak. İşte üniversiteli olma sendromu konusunda uzman tavsiyeleri...
ÜNİVERSİTEDE İLK DÖNEM SENDROMU
Yaklaşık 560 bin öğrencinin üniversite hayatına başladığı bugünlerde uzmanlar özellikle eğitim için başka bir şehre giden öğrencileri uyarıyor. Zira uyum süreci bazı öğrenciler için büyük sıkıntı yaratabiliyor
LYS sınavını kazanan ve üniversiteli olan 561 bin öğrenci yeni bir hayata başladı. Üniversiteli olmanın heyecanını yaşayan birçok genç, hayatlarının bu yeni döneminde gelecekteki kariyerinin en önemli koşullarından birini eğitim süresince yerine getirmiş olacak. Ancak uzmanlara göre üniversitelerin açıldığı bugünlerde özellikle okumak için başka bir şehre gidenler adaptasyon sorunu yaşıyor. Bu nedenle de okulun ilk dönemi öğrencilerin eğitim süreçleriyle ilgili büyük önem taşıyor. Özellikle değişimi reddeden kişilik yapısında olanlar, bu dönemi oldukça zor geçiriyor. Ancak değişimi kabullenenler, yoğun strese rağmen birçok deneyim kazanıyor uzmanlara göre... "Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üniversite mezunu olmak, iyi bir kariyer sahibi olmanın garantisi olmamakla birlikte şüphesiz önemli bir koşulunu oluşturuyor" diyen ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Öğrenci Gelişim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi Koordinatörü Dr. Z. Eda Sun Selışık, üniversite öğrencisi olmanın bireylere entelektüel ve sosyal açıdan daha zengin yaşantıların içine girmenin kapılarını açtığını söylüyor. Ancak bir yandan da stresli bir uyum sürecini de beraberinde getiriyor.
Girişkenler daha çabuk uyum sağlıyor
Yeni bir ortama alışma sürecinde öğrencilerin akademik ve arkadaş ortamlarının değiştiğine dikkat çeken Z. Eda Sun Selışık, bu süreci şöyle açıklıyor: "Memleketinden ve ailesinden uzakta okuyan öğrencilerin ise bunlara ek olarak yaşam mekânları da değişir. Ayrıca bu öğrenciler, tüm bu değişiklikleri aile ve eski arkadaşlar gibi önemli sosyal destek mekanizmalarından uzak olarak göğüslerler. Bu değişimlere ayak uydurmak, gerek akademik gerekse kişisel yaşamlarında bağımsız olmak ve bağımsızlığın getirdiği sorumluluklara uyum sağlamak durumunda." Öğrencilerin üniversite yaşamlarındaki başarılarında, kurumun akademik ve sosyal yaşamıyla sağlıklı bir şekilde bütünleşmelerinde geçiş niteliği taşıyan ilk yıllarının büyük önemi olduğunu belirten Dr. Z. Eda Sun Selışık, yaşanan zorluklarla etkili bir şekilde baş edilemediğinde yoğun stres ve depresif semptomlar yaşanabildiğini, bu durumun üniversite eğitiminin sonlandırılmasına kadar sonuçlar doğurabildiğini söylüyor. "Ev, aile ve arkadaş özlemi, yalnızlık ve sosyal tatminsizlik, aileden bağımsızlaşma ve karar verme sorumluluğunu alma, arkadaşlar, aile ve sevgili ile yaşanan çatışmaları çözümleme, derslerin daha zorlayıcı olmasından kaynaklanan akademik güçlüklerle baş etme, uyku, yeme ve egzersiz alışkanlıklarında değişikliklerin yol açtığı yoğun fiziksel zorlanmalara uyum sağlama ve zamanı etkili kullanmadaki güçlükler bu süreç sahip kişisel özelliklerine sahip olanlar uyum sürecini daha kolay atlatabiliyor. Selışık, " Zamanı etkili kullanan, çalışma becerileri gelişmiş, kendi kendini oyalayabilen, iletişimi güçlü, girişken, arkadaşları, ailesi ve öğretim görevlileri ile iyi ilişkilere sahip, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere aktif olan katılan öğrencilerde bu süreç çok daha rahat geçiriliyor" diyor.
Kurumlar da desteklemeli
Üniversiteye uyum sürecinde öğrencilerin yapması gerekenler olduğu gibi kurumlara da büyük görevler düşüyor. Uzmanlar, kurumların oryantasyon programları hazırlamasından yana... Öğrencilerin, üniversitenin akademik ve sosyal yaşamına sağlıklı bir şekilde entegre olup kuruma aidiyet geliştirmesinde öğrencinin yanı sıra devam edilen yüksek öğrenim kurumunun da önemli bir rolü olduğunu belirten Dr. Z. Eda Sun Selışık, üniversitelerin öğrencilere nitel ve nicel açıdan doyurucu akademik ve sosyal yaşantılar sağlaması gerektiği görüşünde... Uyum sürecini kolaylaştıran kişisel ve sosyal becerilerin gelişimini sağlamak için oryantasyon programının, "ilk yıl" seminer dersi gibi destek programlarını devreye sokmaları gerektiğini söyleyen Selışık, "İlk yıl destek programı ile kurum, politikaları ve kurum tarafından öğrenciye sağlanan kaynaklar etkili bir şekilde tanıtılmalı, üniversite yaşamına yönelik gerçekçi beklentiler oluşturulmalı ve karşılaşabilinecek güçlüklerle baş etmeye yönelik etkili stratejilerin geliştirilmesi konusunda öğrencilere destek sağlanmalı" diyor.
İşte püf noktaları...
İlk yıl karşılaşılan zorlukların üstesinden geldikçe uyum sürecinin aslında pek çok kazanımı da beraberinde getirdiğini belirten Dr. Z. Eda Sun Selışık, üniversite yaşamına ailesinden uzakta adım atan öğrencilerde kazanımların daha fazla olduğunu söylüyor. İşte Selışık’tan yeni üniversitelilere, uyumu kolaylaştıran ipuçları...
* Kendinize zaman tanıyın, duygusal anlamda yüklenmeyin.
* Geçmişe saplanmayın, başladığınız yeni oyunun keyfini çıkarın.
* Kampus içinde arkadaşlık lar kurun, çevrenizi genişletin.
* Kampustaki olanakları (topluluklar, spor etkinlikleri, hocalarınızın ofis saatleri, kütüphane, psikolojik danışma merkezi vb) iyice öğrenin ve sonuna kadar yararlanın.
* Zamanınızı etkili kullanmak için hoşunuza giden, uygulayabileceğiniz akademik ve sosyal yaşamı içeren günlük bir program hazırlayın.
* Dengeli beslenmenize, dinlenmenize ve uykunuza dikkat edin spor için zaman ayırın.
* Yoğun memleket ya da aile özlemi çekiyorsanız en çok güven duyduğunuz arkadaşınızla duygularınızı paylaşın ve nasıl üstesinden gelebileceğiniz konusunda tartışarak fikir üretin, gerektiğinde kurumunuzdaki psikolojik danışma merkezinden profesyonel destek alın.
* Yurttaki oda ya da ev arkadaşınızla temizlik, uyku, misafir, gizlilik, ödünç alma-verme gibi konularla ilgili ilişkilerinizde dürüst olun, açık bir iletişim tarzı benimseyin ve birbirinizi tanımaya çalışın.
* Farklılıklarla yaşamaya bir öğrenme fırsatı olarak bakın, önyargılı davranmayın.
* Sizinle birlikte ailenizin de bir uyum sürecinde olduğunu hatırlayın ve onlara da zaman tanıyıp anlayışlı olun.
Kaynak : www.isteinsan.com.tr