Kuş cenneti Marmara Gölü'nü tarım alanına dönüştürecek projeye "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu gerekli değildir" kararı verilmesine karşı dava açıldı

Fotoğraf: Marmara Gölü
Marmara Gölü, Manisa'da 65 bin su kuşunun yanı sıra nesli tükenme tehlikesi altındaki tepeli pelikan türünün yüzde 9'una ev sahipliği yapıyor.
Burası düzenli olarak barındırdığı su kuşu popülasyonuyla "Ramsar Alanı" olmak için gereken kriterleri de sağlıyor.
Gölün sulak bölümü, ülkedeki endemik balık türleri için de bir yaşam alanı.
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği'ne göre 2017'de "Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan" olarak tescillenen Marmara Gölü, tarım politikaları ve su yönetimindeki yanlışların kurbanı olduğu belirtiliyor.
"ÇED raporu gerekli değil"
Yeraltı ve yerüstü sularının aşırı kullanımı gibi nedenlerle gölün kurutulduğu dile getiriliyor. Göle sağlanabilecek su kaynakları dururken, gölün tarım alanına çevrilmek istendiği ifade ediliyor. Bu nedenle bölge halkının tepkisi büyüyor.
Sivil toplum kuruluş temsilcileri ve yereldeki kişiler, Marmara Gölü'nü tarım alanına dönüştürecek projeye "Çevresel Etki Değerlendirmesi raporu gerekli değildir" kararı verilmesine karşı dava açtı.
Valilik kararına karşı dava açıldı
Edinilen bilgilere göre Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından yapılan tarımsal üretim faaliyetleri kapsamında arazi yapılandırması projesi için Manisa Valiliği'nde "ÇED raporu gerekli değil" kararı alındı.
Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Salihli Çevre Derneği, Akhisar Çevre Derneği, Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği ve göl çevresinde yaşayan kişilerle valiliğin kararına karşı çıktı.
Bu amaçla "ÇED gerekli değildir" kararının, öncelikle yürütmesinin durdurulmasına, yargılama sonunda iptaline karar verilmesi istemiyle dava açıldı. Davacılar göle var olan su kaynaklarından su verilmesini talep ediyor.
Gölün ana kaynağı olan Gördes Çayı'nın suyu, Gördes Barajı'nda tutuluyor. Marmara Gölü'nün yüzey sularıyla beslenmesi amacıyla açılan Kumçayı Derivasyon Kanalı, Adala Besleme Kanalı ve Marmara Gölü Besleme Kanalı'ndan su basılmıyor.
"Gölün hızla yeniden oluşabilmesi için Gördes Barajı ve Ahmetli Regülatörü'nden göle su verilmesi yeterli" görüşü dile getiriliyor.
Biyolojik çeşitlilik açısından dünya ölçeğinde öneme sahip gölün resmi kurumlar tarafından tarım alanına dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kılıç, "Marmara Gölü'nde yapılmak istenen tarımsal faaliyetler ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı. Marmara Gölü Sulak Alanı Rehabilitasyonu adı altında gölün TİGEM tarafından tarım alanı olarak kullanılmasına karar verildi" diye konuştu.
"Bu protokole açtığımız davanın ardından göldeki tarım faaliyetleri için ÇED gerekli değildir kararı alındı" diyen Kılıç, "Bu karara da dava açtık. Sivil toplum kuruluşları ve bölge insanıyla birlikte Marmara Gölü'ndeki yaşamın hakkını savunmaya devam edeceğiz. Marmara Gölü'nün yok edilmesi sadece buradaki biyolojik çeşitliliği değil gölün sağladığı ekosistemi ve tarımsal üretimleri de olumsuz etkileyecek" ifadelerini kullandı.

Dicle Tuba Kılıç / Fotoğraf: Doğa Derneği
"Yeraltı kaynaklarına müdahale su döngüsü bozuyor"
Dicle Tuba Kılıç'a göre "işlemlerin hepsi yasa dışı" ve tüm göllerin hikayesi aynı. Türkiye'deki pek çok sulak alan ve göl için uydurulan bir kılıf var.
Kaynak:

Fotoğraf: Marmara Gölü
Marmara Gölü, Manisa'da 65 bin su kuşunun yanı sıra nesli tükenme tehlikesi altındaki tepeli pelikan türünün yüzde 9'una ev sahipliği yapıyor.
Burası düzenli olarak barındırdığı su kuşu popülasyonuyla "Ramsar Alanı" olmak için gereken kriterleri de sağlıyor.
Gölün sulak bölümü, ülkedeki endemik balık türleri için de bir yaşam alanı.
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği'ne göre 2017'de "Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan" olarak tescillenen Marmara Gölü, tarım politikaları ve su yönetimindeki yanlışların kurbanı olduğu belirtiliyor.
"ÇED raporu gerekli değil"
Yeraltı ve yerüstü sularının aşırı kullanımı gibi nedenlerle gölün kurutulduğu dile getiriliyor. Göle sağlanabilecek su kaynakları dururken, gölün tarım alanına çevrilmek istendiği ifade ediliyor. Bu nedenle bölge halkının tepkisi büyüyor.
Sivil toplum kuruluş temsilcileri ve yereldeki kişiler, Marmara Gölü'nü tarım alanına dönüştürecek projeye "Çevresel Etki Değerlendirmesi raporu gerekli değildir" kararı verilmesine karşı dava açtı.
Valilik kararına karşı dava açıldı
Edinilen bilgilere göre Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından yapılan tarımsal üretim faaliyetleri kapsamında arazi yapılandırması projesi için Manisa Valiliği'nde "ÇED raporu gerekli değil" kararı alındı.
Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Salihli Çevre Derneği, Akhisar Çevre Derneği, Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği ve göl çevresinde yaşayan kişilerle valiliğin kararına karşı çıktı.
Bu amaçla "ÇED gerekli değildir" kararının, öncelikle yürütmesinin durdurulmasına, yargılama sonunda iptaline karar verilmesi istemiyle dava açıldı. Davacılar göle var olan su kaynaklarından su verilmesini talep ediyor.
Gölün ana kaynağı olan Gördes Çayı'nın suyu, Gördes Barajı'nda tutuluyor. Marmara Gölü'nün yüzey sularıyla beslenmesi amacıyla açılan Kumçayı Derivasyon Kanalı, Adala Besleme Kanalı ve Marmara Gölü Besleme Kanalı'ndan su basılmıyor.
"Gölün hızla yeniden oluşabilmesi için Gördes Barajı ve Ahmetli Regülatörü'nden göle su verilmesi yeterli" görüşü dile getiriliyor.
Biyolojik çeşitlilik açısından dünya ölçeğinde öneme sahip gölün resmi kurumlar tarafından tarım alanına dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kılıç, "Marmara Gölü'nde yapılmak istenen tarımsal faaliyetler ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı. Marmara Gölü Sulak Alanı Rehabilitasyonu adı altında gölün TİGEM tarafından tarım alanı olarak kullanılmasına karar verildi" diye konuştu.
"Bu protokole açtığımız davanın ardından göldeki tarım faaliyetleri için ÇED gerekli değildir kararı alındı" diyen Kılıç, "Bu karara da dava açtık. Sivil toplum kuruluşları ve bölge insanıyla birlikte Marmara Gölü'ndeki yaşamın hakkını savunmaya devam edeceğiz. Marmara Gölü'nün yok edilmesi sadece buradaki biyolojik çeşitliliği değil gölün sağladığı ekosistemi ve tarımsal üretimleri de olumsuz etkileyecek" ifadelerini kullandı.

Dicle Tuba Kılıç / Fotoğraf: Doğa Derneği
"Yeraltı kaynaklarına müdahale su döngüsü bozuyor"
Dicle Tuba Kılıç'a göre "işlemlerin hepsi yasa dışı" ve tüm göllerin hikayesi aynı. Türkiye'deki pek çok sulak alan ve göl için uydurulan bir kılıf var.
Kaynak: