Fantezi Çevrecilik ve AB İlerleme Raporu!
8-9-10 Kasım tarihlerinde bu sene ilki düzenlenen ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Kongresine katıldım. Gerek kongrenin hizmet etmiş olduğu güzel amaç gerekse de açılış konuşmacısı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın açıklamaları beni bu yazıyı yazmaya teşvik etti. Konuya açılış konuşmacısı olan bakanımızın söylemleri ile başlayalım. İşte Sayın Bakanımızın konuşmasından satır-başları;
1) "Çevreyi koruma konusunda Avrupalı muhataplarımızın düştüğü hatalara düşmeden, onların da tecrübelerinden istifade ederek koruyup kollayacağız. Çünkü birilerinin fantezisi olan çevreyi, biz; hayatın vazgeçilmez bir gerçeği olarak görüyoruz." dedi.
2) "AB üyesi ülkelerin yıllarca, inşa ettikleri hiçbir nükleer santrale hatta fabrikaya ÇED raporu almadığını, Bizim ise Dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak olan, İstanbul'da inşa edilen havalimanının ve ülkemizde inşa edilecek olan 2 nükleer santralin, yanlış bilinenin aksine ÇED sürecine uygunluğunu denetliyor ve kontrol ediyoruz" dedi.
3) "Övgüyle dolu olan AB İlerleme Raporu'nda 'Su kalitesi, gürültü kirliliği ile mücadele, atık yönetimi ve hava kalitesi çalışmalarından övgüyle bahsedilmesi, konunun muhatapları tarafından da doğru algılandığını göstermektedir." dedi.
4) " Sera gazı azaltım hedefi almamasına rağmen, iklim değişikliği ile mücadele konusunda üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirerek 1990-2012 dönemleri arasında, sera gazı emisyonlarında %21 oranında azaltım oldu." dedi.
5) "Dünya standartlarında kişi başına, 8-12 metrekare yeşil alan düşerken, biz ülke olarak dönüşüm çalışmalarımızda; dünya standartlarının üzerinde, kişi başı 18 metrekare yeşil alan hedefliyoruz." dedi.
Sayın Bakanımızın dile getirdiği bu faaliyetler şüphesiz ki bizleri gururlandırmıştır. Bu sebeple hafife alınmaması gereken bu çalışmaları, Sayın Bakanımızın övgüyle bahsettiği "AB İlerleme Raporu'nun Çevre ve İklim Değişikliği" bölümüne atıflarda bulunarak daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaya çalışacağım.
1) "... birilerinin fantezisi olan çevre" Sayın Bakan bizi de rahatsız eden 3. Havalimanı projesi kapsamında düzenlenen ÇED raporunda sulak alanları koruma önlemi olarak kurutulmasından bahseden raportörlere söyleniyor. Sayın Bakanın bunu onaylayacak kişilerin Çevre fetişisti olabileceği göndermesini çok başarılı buldum.
2) ÇED konusunda taviz vermediklerini, nükleer santrallerin süreç dahilinde değerlendirildiklerini dile getiren bakanımızı destekleyen övgü dolu AB İlerleme Raporunda bu konu şöyle desteklenmiştir; "Türkiye Nisan ayında, Çevresel Etki Değerlendirmesine (ÇED) ilave muafiyetler getirmek suretiyle, çevre alanındaki yatay mevzuatını, ÇED Direktifi’nin gereklilikleriyle tutarlı olmayan bir şekilde değiştirmiştir. Bunun sonucu olarak, Karadeniz ve Akdeniz bölgesindeki nükleer santraller, mikro ölçekli hidroelektrik santraller, İstanbul’daki üçüncü köprü ve yeni havaalanı da dâhil olmak üzere, büyük çaplı birçok altyapı projesi ÇED’in kapsamı dışında tutulmaktadır. Sınır ötesi istişareler yapılmasına yönelik usuller uyumlu hale getirilmemiştir ve Türkiye, ÇED konusunda sınır ötesi işbirliğine yönelik genel ikili anlaşmalar taslağını henüz ilgili üye ülkelere göndermemiştir. Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) Direktifinin uyumlaştırılmasına henüz başlanmamıştır." Akkuyu Nükleer santralininde çalışmanın ÇED sürecinden önce başlamasının sebebi Müteahhitlerin ileri görüşlülüğünden kaynaklı olduğu su götürmez bir gerçek(!) iken bazı kişiler ve kurumlarca bu konu hala suistimal edilmektedir.
3) Yine övgü dolu AB İlerleme Raporu'nda " Hava kalitesi için gerekli mevzuatların hazırlanmış olup, yürürlüğe girmemiş olduğu ve Hava emisyonları koordinasyon kurulunun kurulmamış" olduğundan bahsedilmektedir." Oysa ki mevzuatlar rafta, koordinasyon ise spontane geliştiği zaman güzeldir. Avrupalı bunu anlayamadı.
"Atık yönetim çalışmalarında bir çok gelişme olduğu, düzenli depolama alanlarının geliştirildiğinden bahsedilmiştir." Bu hususta atık yönetim planlarının da geliştirilmesi halinde Bakanlığımız gerçekten başarılı bir çalışma ortaya koymuş olacaktır.
"Su yönetimi konusunda ise bakanlığın ayrılmış olmasından kaynaklı sorumluluk sıkıntıları belirtilmiştir."
4) Sera gazı azaltımı hedefi sonuna kadar arkasında durduğumuz ve daha bir çok iyileştirmeye ihtiyaç duyulan bir konudur. Burada asıl önemli olan bahsedilen gelişmenin sayısal veriler ile ortaya koyulmasıdır.
5) Yeşil alan hedefleri "Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır." sözünden yola çıkılarak Gezi Parkı, ODTÜ ve Kuzey Marmara Ormanlarında yapılan kıyımlar sonrası pek inandırıcılık arz etmemektedir.
Neyse sayın okuyan bu yazı ile çok sıkmayalım sizi. Malum çok okuyan bir millet değiliz. Bir sonra ki yazımda Kongrenin son günü yapılan "ÇED'in 20 yılı" adlı panelde yaşananları ve çözmeyi başarabildiğim takdirde Sayın Valimiz Mutlu'nun açılış konuşmasını yazmaya çalışacağım.
Kaynak:
ÇED kongresinden sonra yazmış olduğum yazı.