Furkan Kargı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 28 Mart 2012
- Firma
- MNE Çevre Mühendislik ve Müşavirlik LTD. ŞTİ.
Yaklaşansaat'in Yorumu
DÜNYA "KIYAMET SAVAŞI"NA GİDİYOR!
İslam coğrafyasında 11 Eylül saldırılarının 11. yıldönümünde ortaya çıkan ABD'ye yönelik saldırılar- protestolar, özellikle Libya'da ABD büyük elçisinin ve elçilikte görevli kişilerin öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Bu saldırıların görünür tetikleyici sebebi, İnsanlığın son rahmet elçisi ve İslam peygamberi olan Hz. Muhammed(s.a.v.)e, iftiralar içeren adi, provakativ pespaye bir film ve bu filmin şerefsiz, ahlaksız, dolandırıcı pornocu yapımcıları... ABD vatandaşı olan bu ahlaksız satılmışların asıl amaçları, kendilerini parayla satın alan güçlerin amacına hizmet etmektir.
Filme kimlerin destek olacağı ya da olduğu; bu çirkin ajitasyonla ortaya çıkan eylemlerden kimlerin kazançlı çıkacağı ayan-beyan ortadadır... Biz bu "İblis oyunu"nun pespaye maşaları ve onların kimlikleri üzerinde duracak değiliz. Her zaman yaptığımız gibi bu yeni 11 Eylülün gölgedeki yapımcılarına, kimlerin bu silahı ateşleyerek yeni bir şah çektiğine ışık tutacak ve "süper güçler"in "yaklaşan kıyamet savaşı"na dikkat çekeceğiz. Bu olaylar zincirinin bugününü ve yarın nereye gideceğini daha iyi anlamak için Yaklaşansaat'in Yorum-Analiz bölümündeki 01/12/2010 tarihli "WikiLeaks Depremi'nin Analizi" yorumumuzdan bir alıntı yapacağız:
"Amerikan Küresel Gücü'nü derinden sarsan 9 şiddetinde bir deprem... 11 Eylül 2001'de kulelere vuran o derin-şeytani küresel efendilerin yeni bir oyunu: "WikiLeaks depremi". Özellikle ABD ile karakterize edilen "emperyal güç", kendi içinde ikiye bölünmüştür. Birincisi, Obama'yı iş başına getiren "Yeni Dünya Düzeni" kurmayı amaçlayan "Küresel Lobi". İkincisi, İsrail'le ittifak halinde bulunan ve İsrail'i destekleyen "Yahudi Lobisi".
Bu saldırı, Bush'tan sonra yönetimi, "Küresel Lobi"ye kaptıran ve Sayın Türk Başbakanı'nın salvolarıyla köşeye sıkışmış olan "Yahudi Lobi"sinin bir "WikiLeaks saldırısı"dır. Böyle bir saldırının amacı açıktır ve bugünkü "ABD Küresel Lobi"sinin müttefikleriyle, özellikle Türkiye'yle ilişkilerine darbe vurmaktır. Şayet bu olay böyleyse, iki güç arasındaki çatışmanın daha büyük boyutlara ulaşacağının bir habercisidir.
"Küresel Lobi"nin has elemanlarından ABD başkanı Bill Clinton'un, "Lewinsky skandalı" burada hatırlanmalıdır. "Yahudi Lobisi"nin düşmanlığında ve saldırısında hiçbir sınır olmadığını anlamak istemeyenler, yanılmaya devam edeceklerdir.
Evet, "ABD Küresel Gücü", "Yeni Dünya Düzeni"ni tam da ilan etmek üzereyken ve gerekli adımlar atılırken; "ulusal devletler" değil, başka hiçbir güç değil, ABD'nin içinden bir "Güç" karşı koymakta; elindeki kartları kullanmaktadır. Bu, saklanan ve Türkiye üzerinden devam ettirilmeye çalışılan savaş, artık yeni boyutlara ulaşmıştır. Bilinmelidir ki; bundan sonra yeni salvolar gelecek ve bu "yıldız aileleri"nin kendi içindeki savaşı artık gizlenemeyecektir."
"WikiLeaks depremi", "ABD Küresel Gücü"nün adeta barsaklarını boşaltan bir salvoydu. Nitekim "Küresel Lobi"nin has elemanlarından ve hatta beyin takımından olan Zbigniew Brzezinski, bu olayı şöyle yorumluyordu:
"Esas olan şu ki, WikiLeaks'e kim bu belgeleri veriyor?.. Bazı gizli servisler, WikiLeaks'e bilgi sızdırıyor mu? Çünkü ABD'yi utandırmak, onun bazı yönetimlerle arasını açmak için eşsiz bir fırsat... ABD-Türk ilişkilerini bozmak için hesaplanmış bir hareket. Erdoğan ve Davutoğlu hakkında kullanılan dil çok çok gerçekten çok sivri..."
Yukarıda özetini verdiğimiz 01/12/2010 tarihli analizimizde özetle ve isabetle ne demişiz?
"Şayet bu olay böyleyse, iki güç arasındaki çatışmanın daha büyük boyutlara ulaşacağının bir habercisidir. 'Yahudi Lobisi'nin düşmanlığında ve saldırısında hiçbir sınır olmadığını anlamak istemeyenler, yanılmaya devam edeceklerdir. Bu saklanan ve Türkiye üzerinden devam ettirilmeye çalışılan savaş, artık yeni boyutlara ulaşmıştır. Bilinmelidir ki; bundan sonra yeni salvolar gelecek ve bu 'yıldız aileleri'nin kendi içindeki savaşı artık gizlenemeyecektir."
Peki, "ABD Küresel Gücü", bu sersemletici WikiLeaks saldırısına nasıl ve hangi şiddetle cevap verdi dersiniz? Bunun cevabı tartışmasız "Arap Baharı"dır. Arap Baharı, Orta Doğu'daki "İsrail kuklası yönetimler"in arkasındaki ABD desteğinin çekilmesi ve bu kağıttan kaplan diktatörlerin devrilmesidir. Bu siyasi değişim, "Siyonist İsrail-Yahudi Lobisi"nin telafisi imkansız kaybıdır. Bu sebepledir ki Suriye diktatörü Esad'ın düşmemesi için "İsrail-İngiliz-ABD Yahudi Lobisi", Esad'ın direncine, İran'la birlikte direnç katmaktadırlar. İsrail'in Siyonist yöneticilerinin İran'a saldırma nakaratı ise hiç de inandırıcı değildir.
O halde "Arap Baharı"nın karşı salvosu, yeni bir 11 Eylül olmalı değil midir? İşte 11 Eylülün 11. yılında "Arap Baharı"nı boşa çıkaracak yeni bir deprem! Filmciler provakatör, Peygamberlerine hakaret edildiği için tepki gösterenleri yönlendirenler provakatör. Bir tarafta Siyonist-Evanjelik-Hıristiyan provakatörler, diğer tarafta İslam olamamış hastalıklı radikaller... Bu "İblis tezgahı"yla bir taşla iki kuş vurulmuştur: Bir taraftan İslam düşmanı Batılılara, İslam bir kere daha terör dini olarak gösterilmiş, diğer taraftan "Yahudi-Siyonist-Neo-con-Evanjelik Lobisi", "Arap Baharı" denen değişimi bombalamıştır. İşte "Siyonist Küresel Yahudi Lobisi"nin, "ABD küresel Gücü"ne verdiği mesaj budur. Sen benim kukla Arap yönetimlerimi yerle bir edersen, ben de senin "Arap Baharı"nı "Kış"a çeviririm. Bu "küresel çatışma"yı hala anlamadıysanız, aşağıdaki soruları ve cevaplarını düşününüz!
1) Libya'nın muhalefetine en büyük desteği vererek, Kaddafi yönetimini deviren bir elçi, Libya'da neden öldürülsün ve o elçinin elçiliği neden basılsın? Bu "iğrenç film"i, Obama ve onun Libya elçisi mi yaptırdı?
2) Bu olayların, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerine çok az bir zaman kala ortaya çıkması, ABD yönetimine; Obama'ya kan kaybettirmek gibi bir etkiye de sahip olacaktır. ABD'deki "Güçler Savaşı"nda bu seçim, çok büyük bir öneme sahiptir. Kasımda seçimi kazananın ipi göğüsleyeceği düşünülmektedir. Bu kavga, Obama-Mitt Romney kavgası değil, arkalarındaki "Güçlerin Savaşı"dır.
3) Türk yardım gemisi Mavi Marmara'ya İsrail'in saldırısı gerçekleştiği sırada ve aynı anda İskenderun deniz komando birliğine yapılan "roketli saldırı"yı hatırlayınız. Yakın zamanda ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey'in uçağı Afganistan'daki bir Amerikan hava üssüne indiğinde yapılan "roketli saldırı"yı hatırlayınız. ABD Libya elçisinin arabasına "roketle" ateş açıldığını unutmayınız. Bingöl'de izinden dönen silahsız askerlere "roketatar"la PKK saldırısı ve çok sayıda kişinin ölmesi. Bütün bu işler, gerçekten PKK'nın, Taliban'ın yahut El Kaide'nin başarısı mı sizce?
4) Son zamanlarda PKK'nın, kürtler aleyhine olacak acımasız saldırılar ve haince pusuları, kimden güç alıyor, kimin işine yarıyor? Burada, sözde İslam devleti(!) İran, zalim Baascı Esad diktatörlüğü, Siyonist İsrail, ABD neo-conları, İngiliz merkezli Yahudi Siyonizmi aynı hizada sırlanmış değiller mi?
5) Dünyanın altınını ve parasını elinde tutan İngiliz merkezli Yahudi Gücü, elindeki basın tröstüyle sürekli kime, kimlere saldırıyor? Türk Başbakanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama'ya saldırılar dışarıda ve içeride neden paralel? Türkiye'nin içindeki Esadseverler, Ergenekoncular dışında kalan; dün AKP'yi göklere çıkaran dinli-dinsiz çevreler, neden ve kimin adına bugün Başbakan Erdoğan'ı bir bardak suda boğmak istiyorlar? Ve neredeyse bir U dönüşü yaparak, Ergenekoncu çizgiye yaklaşıyorlar?
Şunu biliniz ki bu savaş, bir "kıyamet savaşı"dır. Bu savaşa, maalesef en çok adı müslüman olanlar alet edilecektir. Taraflardan birisi Dünyaya hakim olsa ve diğerini etkisiz kılsa da "İblis'in Kadim Planı" işleyecek, Deccal dönemi başlayacak ve böylece Dünya, "Küreseller"e kalmayacaktır, bu böyle biline. Biz burada bir başka hususa daha dikkat çekeceğiz, o da şudur:
Birincisi; ABD'nin-Batı'nın "özgürlük anlayışı", ikincisi; İslam'a ve onun aziz peygamberine kin-nefret kusan, iftira ve hakaretlerde bulunanlara karşı İslam ne diyor, adı Müslüman ancak kendileri İslam olamamış "radikal hastalıklar" ve "harici kafalılar" ne yapıyor?
1) Batı'nın özgürlük anlayışı, nasıl bir özgürlüktür. Başkalarına iftira, hakaret, aşağılama nasıl özgürlük olur? İster basın yoluyla ister film yoluyla böyle bir küstahlık özgürlük olabilir mi? Hele milyarlarca insanın sevdiği ve canından aziz bildiği bir peygambere hakaret ve iftira-alay nasıl "özgürlük" olabilir? İnsanın, insanlığın en temel hakkı eleştirmek, ancak insana ve inancına saygılı olmak değil mi? Batılıların bugünkü "özgürlük" anlayışı, kusura bakmasınlar akıl dışıdır, insanlık dışıdır ve insanın en temel inanma ve saygın olma hakkına bir darbedir. Böyle bir anlayış ilkeldir, şeytancadır ve şeytani emellere hizmet edecek sakat bir düşüncedir. Bu düşünce tarzı, Dünya'da büyük fitnelere yol açacak Ortaçağ ürünü bir İblis felsefesidir.
Bugün bunu birbirlerine karşı provokatif amaçla kullananlar, yarın bilsinler ki bu "bumerang"la vurulacaklardır. İblis ve hizbi, bu silahla ve "halı çekme yöntemiyle", "Dünya Deccal devrimi"ni gerçekleştirecek, küresel efendileri bu silahla vuracaktır.
Ey bu konuda İblis'in tuzağına düşmüş Batılı kafalar, düşman olduğunuz İslam'ın Kutsal Kitabı Kur'an bakın ne diyor? Başka din sahiplerinin ilahlarına sövmeyin ki, onlar da sizin ilahınız olan Allah'a sövmesinler! İşte Yüce Rabb'imizin uyarısı:
(Onların), Allah'tan başka yalvarıp-yakardıklarına(ilahlarına) sövmeyin; sonra onlar da ilimsiz bir şekilde düşmanlıkla Allah'a söverler. İşte böyle, Biz her ümmete amellerini(yaptıklarını) süslü (çekici) gösterdik, sonra onlar Rablerine dönerler. O, yaptıklarını onlara haber verir.
[EN'AM(6)/108]
2) Pespaye karikatürler ve filmlerle yapılan provakasyonlar karşısında insanların rencide olması ve infiale kapılması, Batılı ateist kafalar anlamasalar da elbette normal bir durumdur. Ancak bu tepkilerin-protestoların, kanlı eylemlere dönüşmesi, suçsuz kimselerin öldürülmesi kabul edilemez bir sonuçtur. Ne İslam'ın kutsal kitabı Kur'an böyle bir eylemi onaylar, ne de İslam'da bunun yeri vardır. Ancak kerametleri kendilerinden menkul, kendi mantıklarını ve hastalıklı düşüncelerini din edinenler, her zaman küresel efendilere alet olmuşlardır ve olmaya da devam edeceklerdir. Kitleleri provake etmek için bu tarz ajitasyonlara alet olanlar, farkında olmadan hakim küresel güçlerin planlarının figüranı olmakta, en büyük zararı İslam'a vermektedirler. Bu mesele Sitemizde "RADİKALİZM": İSLAM DEĞİL "HASTALIK"TIR başlığı altında incelenmiştir, lütfen bu yazıyı okuyunuz.
Burada şunu ifade etmeliyiz ki; kitleleri ajite eden harici kafalı radikaller, şayet samimi olsalar, Peygamber sünnetini takip eder, düşmanlıklarını suçsuz insanlara değil, asıl iftira ve hakaretin sahibi olan kimselere yöneltirler ve kitleleri tahrik etmekten uzak dururlardı. Şayet bir gücünüz varsa, samimi insanların arkasına saklanmayınız, suçsuz insanlara saldırtmayınız, provakatörlük yapan pislik adamlardan hesap sorunuz! Ama ne gezer! İslam buharlaşmış, akıllar "Kur'an vahyi"nden uzaklaşmış, ipler "oyun kuran küreseller"in eline geçmiş...
Son olarak Kur'an, bugünün fesatçılarını bin beş yüz sene önceden bakın bize nasıl haber veriyor. İşte Sonsuz Yüce Rabb'imizin, bugünün dünyasını fesada uğratacak olanları ifşaası! İşte Yaklaşan Saat'e doğru azgınlık ve nefretlerini artıracak olanların ihbarı:
Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." (Allah dedi ki: "Onların elleri sıkıdır ve onlar sözleri sebebiyle lanetlendiler. Bilakis; O'nun iki eli de açıktır. O nasıl dilerse öyle infak eder. Andolsun, Rabb'inden sana indirilen(Kur'an), onlardan çoğunun azgınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin bıraktık. Onlar, ne zaman harp ateşini tutuşturdularsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar Arz'da fesada koşarlar. Allah, müfsidleri(fesat çıkaranları) sevmez."
[MAİDE(5)/64]
Eğer O(Allah), rızkı tutsa, rızkınızı verecek olan kimdir? Bilakis; onlar(İslam düşmanları) gittikçe 'taşkınlık' ve 'nefretleri'ni artırırlar.
[MÜLK(67)/21]
19/09/2012
Kaynak: yaklasansaat.com/yorum-analiz/dunya_kiyamet_savasina_gidiyor.asp
DÜNYA "KIYAMET SAVAŞI"NA GİDİYOR!
İslam coğrafyasında 11 Eylül saldırılarının 11. yıldönümünde ortaya çıkan ABD'ye yönelik saldırılar- protestolar, özellikle Libya'da ABD büyük elçisinin ve elçilikte görevli kişilerin öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Bu saldırıların görünür tetikleyici sebebi, İnsanlığın son rahmet elçisi ve İslam peygamberi olan Hz. Muhammed(s.a.v.)e, iftiralar içeren adi, provakativ pespaye bir film ve bu filmin şerefsiz, ahlaksız, dolandırıcı pornocu yapımcıları... ABD vatandaşı olan bu ahlaksız satılmışların asıl amaçları, kendilerini parayla satın alan güçlerin amacına hizmet etmektir.
Filme kimlerin destek olacağı ya da olduğu; bu çirkin ajitasyonla ortaya çıkan eylemlerden kimlerin kazançlı çıkacağı ayan-beyan ortadadır... Biz bu "İblis oyunu"nun pespaye maşaları ve onların kimlikleri üzerinde duracak değiliz. Her zaman yaptığımız gibi bu yeni 11 Eylülün gölgedeki yapımcılarına, kimlerin bu silahı ateşleyerek yeni bir şah çektiğine ışık tutacak ve "süper güçler"in "yaklaşan kıyamet savaşı"na dikkat çekeceğiz. Bu olaylar zincirinin bugününü ve yarın nereye gideceğini daha iyi anlamak için Yaklaşansaat'in Yorum-Analiz bölümündeki 01/12/2010 tarihli "WikiLeaks Depremi'nin Analizi" yorumumuzdan bir alıntı yapacağız:
"Amerikan Küresel Gücü'nü derinden sarsan 9 şiddetinde bir deprem... 11 Eylül 2001'de kulelere vuran o derin-şeytani küresel efendilerin yeni bir oyunu: "WikiLeaks depremi". Özellikle ABD ile karakterize edilen "emperyal güç", kendi içinde ikiye bölünmüştür. Birincisi, Obama'yı iş başına getiren "Yeni Dünya Düzeni" kurmayı amaçlayan "Küresel Lobi". İkincisi, İsrail'le ittifak halinde bulunan ve İsrail'i destekleyen "Yahudi Lobisi".
Bu saldırı, Bush'tan sonra yönetimi, "Küresel Lobi"ye kaptıran ve Sayın Türk Başbakanı'nın salvolarıyla köşeye sıkışmış olan "Yahudi Lobi"sinin bir "WikiLeaks saldırısı"dır. Böyle bir saldırının amacı açıktır ve bugünkü "ABD Küresel Lobi"sinin müttefikleriyle, özellikle Türkiye'yle ilişkilerine darbe vurmaktır. Şayet bu olay böyleyse, iki güç arasındaki çatışmanın daha büyük boyutlara ulaşacağının bir habercisidir.
"Küresel Lobi"nin has elemanlarından ABD başkanı Bill Clinton'un, "Lewinsky skandalı" burada hatırlanmalıdır. "Yahudi Lobisi"nin düşmanlığında ve saldırısında hiçbir sınır olmadığını anlamak istemeyenler, yanılmaya devam edeceklerdir.
Evet, "ABD Küresel Gücü", "Yeni Dünya Düzeni"ni tam da ilan etmek üzereyken ve gerekli adımlar atılırken; "ulusal devletler" değil, başka hiçbir güç değil, ABD'nin içinden bir "Güç" karşı koymakta; elindeki kartları kullanmaktadır. Bu, saklanan ve Türkiye üzerinden devam ettirilmeye çalışılan savaş, artık yeni boyutlara ulaşmıştır. Bilinmelidir ki; bundan sonra yeni salvolar gelecek ve bu "yıldız aileleri"nin kendi içindeki savaşı artık gizlenemeyecektir."
"WikiLeaks depremi", "ABD Küresel Gücü"nün adeta barsaklarını boşaltan bir salvoydu. Nitekim "Küresel Lobi"nin has elemanlarından ve hatta beyin takımından olan Zbigniew Brzezinski, bu olayı şöyle yorumluyordu:
"Esas olan şu ki, WikiLeaks'e kim bu belgeleri veriyor?.. Bazı gizli servisler, WikiLeaks'e bilgi sızdırıyor mu? Çünkü ABD'yi utandırmak, onun bazı yönetimlerle arasını açmak için eşsiz bir fırsat... ABD-Türk ilişkilerini bozmak için hesaplanmış bir hareket. Erdoğan ve Davutoğlu hakkında kullanılan dil çok çok gerçekten çok sivri..."
Yukarıda özetini verdiğimiz 01/12/2010 tarihli analizimizde özetle ve isabetle ne demişiz?
"Şayet bu olay böyleyse, iki güç arasındaki çatışmanın daha büyük boyutlara ulaşacağının bir habercisidir. 'Yahudi Lobisi'nin düşmanlığında ve saldırısında hiçbir sınır olmadığını anlamak istemeyenler, yanılmaya devam edeceklerdir. Bu saklanan ve Türkiye üzerinden devam ettirilmeye çalışılan savaş, artık yeni boyutlara ulaşmıştır. Bilinmelidir ki; bundan sonra yeni salvolar gelecek ve bu 'yıldız aileleri'nin kendi içindeki savaşı artık gizlenemeyecektir."
Peki, "ABD Küresel Gücü", bu sersemletici WikiLeaks saldırısına nasıl ve hangi şiddetle cevap verdi dersiniz? Bunun cevabı tartışmasız "Arap Baharı"dır. Arap Baharı, Orta Doğu'daki "İsrail kuklası yönetimler"in arkasındaki ABD desteğinin çekilmesi ve bu kağıttan kaplan diktatörlerin devrilmesidir. Bu siyasi değişim, "Siyonist İsrail-Yahudi Lobisi"nin telafisi imkansız kaybıdır. Bu sebepledir ki Suriye diktatörü Esad'ın düşmemesi için "İsrail-İngiliz-ABD Yahudi Lobisi", Esad'ın direncine, İran'la birlikte direnç katmaktadırlar. İsrail'in Siyonist yöneticilerinin İran'a saldırma nakaratı ise hiç de inandırıcı değildir.
O halde "Arap Baharı"nın karşı salvosu, yeni bir 11 Eylül olmalı değil midir? İşte 11 Eylülün 11. yılında "Arap Baharı"nı boşa çıkaracak yeni bir deprem! Filmciler provakatör, Peygamberlerine hakaret edildiği için tepki gösterenleri yönlendirenler provakatör. Bir tarafta Siyonist-Evanjelik-Hıristiyan provakatörler, diğer tarafta İslam olamamış hastalıklı radikaller... Bu "İblis tezgahı"yla bir taşla iki kuş vurulmuştur: Bir taraftan İslam düşmanı Batılılara, İslam bir kere daha terör dini olarak gösterilmiş, diğer taraftan "Yahudi-Siyonist-Neo-con-Evanjelik Lobisi", "Arap Baharı" denen değişimi bombalamıştır. İşte "Siyonist Küresel Yahudi Lobisi"nin, "ABD küresel Gücü"ne verdiği mesaj budur. Sen benim kukla Arap yönetimlerimi yerle bir edersen, ben de senin "Arap Baharı"nı "Kış"a çeviririm. Bu "küresel çatışma"yı hala anlamadıysanız, aşağıdaki soruları ve cevaplarını düşününüz!
1) Libya'nın muhalefetine en büyük desteği vererek, Kaddafi yönetimini deviren bir elçi, Libya'da neden öldürülsün ve o elçinin elçiliği neden basılsın? Bu "iğrenç film"i, Obama ve onun Libya elçisi mi yaptırdı?
2) Bu olayların, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerine çok az bir zaman kala ortaya çıkması, ABD yönetimine; Obama'ya kan kaybettirmek gibi bir etkiye de sahip olacaktır. ABD'deki "Güçler Savaşı"nda bu seçim, çok büyük bir öneme sahiptir. Kasımda seçimi kazananın ipi göğüsleyeceği düşünülmektedir. Bu kavga, Obama-Mitt Romney kavgası değil, arkalarındaki "Güçlerin Savaşı"dır.
3) Türk yardım gemisi Mavi Marmara'ya İsrail'in saldırısı gerçekleştiği sırada ve aynı anda İskenderun deniz komando birliğine yapılan "roketli saldırı"yı hatırlayınız. Yakın zamanda ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey'in uçağı Afganistan'daki bir Amerikan hava üssüne indiğinde yapılan "roketli saldırı"yı hatırlayınız. ABD Libya elçisinin arabasına "roketle" ateş açıldığını unutmayınız. Bingöl'de izinden dönen silahsız askerlere "roketatar"la PKK saldırısı ve çok sayıda kişinin ölmesi. Bütün bu işler, gerçekten PKK'nın, Taliban'ın yahut El Kaide'nin başarısı mı sizce?
4) Son zamanlarda PKK'nın, kürtler aleyhine olacak acımasız saldırılar ve haince pusuları, kimden güç alıyor, kimin işine yarıyor? Burada, sözde İslam devleti(!) İran, zalim Baascı Esad diktatörlüğü, Siyonist İsrail, ABD neo-conları, İngiliz merkezli Yahudi Siyonizmi aynı hizada sırlanmış değiller mi?
5) Dünyanın altınını ve parasını elinde tutan İngiliz merkezli Yahudi Gücü, elindeki basın tröstüyle sürekli kime, kimlere saldırıyor? Türk Başbakanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama'ya saldırılar dışarıda ve içeride neden paralel? Türkiye'nin içindeki Esadseverler, Ergenekoncular dışında kalan; dün AKP'yi göklere çıkaran dinli-dinsiz çevreler, neden ve kimin adına bugün Başbakan Erdoğan'ı bir bardak suda boğmak istiyorlar? Ve neredeyse bir U dönüşü yaparak, Ergenekoncu çizgiye yaklaşıyorlar?
Şunu biliniz ki bu savaş, bir "kıyamet savaşı"dır. Bu savaşa, maalesef en çok adı müslüman olanlar alet edilecektir. Taraflardan birisi Dünyaya hakim olsa ve diğerini etkisiz kılsa da "İblis'in Kadim Planı" işleyecek, Deccal dönemi başlayacak ve böylece Dünya, "Küreseller"e kalmayacaktır, bu böyle biline. Biz burada bir başka hususa daha dikkat çekeceğiz, o da şudur:
Birincisi; ABD'nin-Batı'nın "özgürlük anlayışı", ikincisi; İslam'a ve onun aziz peygamberine kin-nefret kusan, iftira ve hakaretlerde bulunanlara karşı İslam ne diyor, adı Müslüman ancak kendileri İslam olamamış "radikal hastalıklar" ve "harici kafalılar" ne yapıyor?
1) Batı'nın özgürlük anlayışı, nasıl bir özgürlüktür. Başkalarına iftira, hakaret, aşağılama nasıl özgürlük olur? İster basın yoluyla ister film yoluyla böyle bir küstahlık özgürlük olabilir mi? Hele milyarlarca insanın sevdiği ve canından aziz bildiği bir peygambere hakaret ve iftira-alay nasıl "özgürlük" olabilir? İnsanın, insanlığın en temel hakkı eleştirmek, ancak insana ve inancına saygılı olmak değil mi? Batılıların bugünkü "özgürlük" anlayışı, kusura bakmasınlar akıl dışıdır, insanlık dışıdır ve insanın en temel inanma ve saygın olma hakkına bir darbedir. Böyle bir anlayış ilkeldir, şeytancadır ve şeytani emellere hizmet edecek sakat bir düşüncedir. Bu düşünce tarzı, Dünya'da büyük fitnelere yol açacak Ortaçağ ürünü bir İblis felsefesidir.
Bugün bunu birbirlerine karşı provokatif amaçla kullananlar, yarın bilsinler ki bu "bumerang"la vurulacaklardır. İblis ve hizbi, bu silahla ve "halı çekme yöntemiyle", "Dünya Deccal devrimi"ni gerçekleştirecek, küresel efendileri bu silahla vuracaktır.
Ey bu konuda İblis'in tuzağına düşmüş Batılı kafalar, düşman olduğunuz İslam'ın Kutsal Kitabı Kur'an bakın ne diyor? Başka din sahiplerinin ilahlarına sövmeyin ki, onlar da sizin ilahınız olan Allah'a sövmesinler! İşte Yüce Rabb'imizin uyarısı:
(Onların), Allah'tan başka yalvarıp-yakardıklarına(ilahlarına) sövmeyin; sonra onlar da ilimsiz bir şekilde düşmanlıkla Allah'a söverler. İşte böyle, Biz her ümmete amellerini(yaptıklarını) süslü (çekici) gösterdik, sonra onlar Rablerine dönerler. O, yaptıklarını onlara haber verir.
[EN'AM(6)/108]
2) Pespaye karikatürler ve filmlerle yapılan provakasyonlar karşısında insanların rencide olması ve infiale kapılması, Batılı ateist kafalar anlamasalar da elbette normal bir durumdur. Ancak bu tepkilerin-protestoların, kanlı eylemlere dönüşmesi, suçsuz kimselerin öldürülmesi kabul edilemez bir sonuçtur. Ne İslam'ın kutsal kitabı Kur'an böyle bir eylemi onaylar, ne de İslam'da bunun yeri vardır. Ancak kerametleri kendilerinden menkul, kendi mantıklarını ve hastalıklı düşüncelerini din edinenler, her zaman küresel efendilere alet olmuşlardır ve olmaya da devam edeceklerdir. Kitleleri provake etmek için bu tarz ajitasyonlara alet olanlar, farkında olmadan hakim küresel güçlerin planlarının figüranı olmakta, en büyük zararı İslam'a vermektedirler. Bu mesele Sitemizde "RADİKALİZM": İSLAM DEĞİL "HASTALIK"TIR başlığı altında incelenmiştir, lütfen bu yazıyı okuyunuz.
Burada şunu ifade etmeliyiz ki; kitleleri ajite eden harici kafalı radikaller, şayet samimi olsalar, Peygamber sünnetini takip eder, düşmanlıklarını suçsuz insanlara değil, asıl iftira ve hakaretin sahibi olan kimselere yöneltirler ve kitleleri tahrik etmekten uzak dururlardı. Şayet bir gücünüz varsa, samimi insanların arkasına saklanmayınız, suçsuz insanlara saldırtmayınız, provakatörlük yapan pislik adamlardan hesap sorunuz! Ama ne gezer! İslam buharlaşmış, akıllar "Kur'an vahyi"nden uzaklaşmış, ipler "oyun kuran küreseller"in eline geçmiş...
Son olarak Kur'an, bugünün fesatçılarını bin beş yüz sene önceden bakın bize nasıl haber veriyor. İşte Sonsuz Yüce Rabb'imizin, bugünün dünyasını fesada uğratacak olanları ifşaası! İşte Yaklaşan Saat'e doğru azgınlık ve nefretlerini artıracak olanların ihbarı:
Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." (Allah dedi ki: "Onların elleri sıkıdır ve onlar sözleri sebebiyle lanetlendiler. Bilakis; O'nun iki eli de açıktır. O nasıl dilerse öyle infak eder. Andolsun, Rabb'inden sana indirilen(Kur'an), onlardan çoğunun azgınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin bıraktık. Onlar, ne zaman harp ateşini tutuşturdularsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar Arz'da fesada koşarlar. Allah, müfsidleri(fesat çıkaranları) sevmez."
[MAİDE(5)/64]
Eğer O(Allah), rızkı tutsa, rızkınızı verecek olan kimdir? Bilakis; onlar(İslam düşmanları) gittikçe 'taşkınlık' ve 'nefretleri'ni artırırlar.
[MÜLK(67)/21]
19/09/2012
Kaynak: yaklasansaat.com/yorum-analiz/dunya_kiyamet_savasina_gidiyor.asp