• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Tezgah altı r.o. sistemler ve satış taktikleri

O

oseflek

bugün işçilerimden birisi bu 'bu tezgah altı arıtma sistemleri nasıl sağlıklı mıdır' diye bir soru dordu. bende istanbulda iş hayatıma başlarken tezgah altı cihazlar satan ama atıksu arıtma tesisi satmak isteyen ama bir türlü satamayan garip gurup bir yerde çalışıyordum ve az çok oradan biliyorum.

öncelikle çok enteresan bir pazar. ciddi para kazananlar olmuş daha önce. 100 tl lik cihazı 1600 tl ye satıyorlarmış. gariban halkımda 3 kuruşlk cihaza dünya paralar vermiş. hep aynı hikaye, varoş kesimlere adam gönderip kapıda satış, k.kartı, senet, peşin vb. ödenemeyen senetler avukatlar vb vb..
sonra da ellerinde iki tana çubuk elektroliz deneyi. çalıştığım yerde de adam aynı taktiği kullanıyordu hatta 'millet uyandı artık' diye hayıflanıyordu. 1.5 ay dayanabildim o şirkette. önce TDS ve iletkenlik deneyleri yapıyorlar. saf suda iki değerde şebeke suyuna göre çok düşük çıkıyor. sonra
elektroliz cihazını önce arıtılmış olan suya batırıyorlar ve su %99 arıttığından bulanmıyor, ama içerisinde normal koşullarda birbirleri ile reaksiyona girmeyen mineraller bulunan su, elektrik akımından dolayı reaksiyona giriyor. sonrasında suyun üzerinde yeşil kahverengi iğrenç bir köpük oluyor ve can alıcı cümle;
' yoksa çocuğunuza bu suyu içirmeye devam mı edeceksiniz?'
Pet şişelerde doğal mineralli su olduğundan bulanıyor ve bunlarda kalitesiz zaten diyorlar. sonra gelsin 1600 tl, karşıda ki iyi pazarlık yapıyorsa 1100 tl.
çok sinir bozucu ama öyle bir dolu para kazanmış bu insanlar. işin tuhafı ya da benim izlenimim genelde belirli bir kesimin elinde bu sektör.
neyse ben bilmeyen arkadaşlarım için biraz fikir versin die yazdım bu herkesin rastladığı muhabbeti.

Sistemin silikon yapıştırıcı tüplerine benzeyen bi tipi var.
o tüplerin içerisinde kum, aktif karbon ve membran olan 3-4 tüpten oluşuyor. bu tüpler birbirine pipet gibi borular ile bağlanyor. kimisinde basınç tankı ve pompa konuluyor. şimdi yeni çıkanlar da da tatlandırıcı filtre denilen yeni bir şey var. aslında yeni değil, minerali kum diyebiliriz. bu cihazlar bazı yapı marketlerde de satılmaya başlandı, 199 tl gibi fiyatları var. hepsi tamamen çin malıdır. tatlandırıcı filre içerisindeki kumu da çinden gelmektedir. suyun tadını değiştiriyor ve R.O suyu tadı biraz gitmiş oluyor.
başka firmaların çok elektronikmiş gibi duran ve ucunda U.V filtre bulunan versiyonlarınıda gördüm. onlar biraz daha farklı gibi.

Şimdi bu sular %99 saf olunca içilebilir ama süreklide o su içilmemeli bence. birde çocuklara içirilmesi durumu var. ben mineralli suyu tercih ederim.
damacana olayına hiç girmeyelim. pet şişe desen o da ayrı bir trajedi. bu içme suyu tam bir sıkıntı ya.
Birde bu tezgah altı cihazların filtre ömürleri var belirli periyotlar ile değiştirilmeli. bakım zamanının geçmeside kötü bir durum.


yani büyük bir sektör ama ilginçtir tamamen Çevre Mühendisleri dışında gelişen bir sektör.

sizler ne düşünüyorsunuz bu tezgah altı R.O. suları için?
 
Herzaman heryerden söylerim kirliliği kanıtlamadan her şebeke suyu temizdir ve tercih edilmelidir.tatlandirici filtreden kasıt dolamit filtredir RO sistemlerinde Çıkış suyunun tadlandirilmasinda tercih edilir.
 
bireysel silahlanma taraftarıyım bu konuda. onlar elektroliz çubuklarını çektikleri anda ben de "tezgah altı demir çubuğum"u çekecem. elektroliz hangi şartlarda nasıl olur çabuk anlat diye sorup cevabını beklemeden kafalarına ekleştiricem. tij var böyle uzun ince, şantiyeden getirmiştim. tahammülsüz olduğum konulardan bir diğeri de bu.
 
aslında sormak istediğim şey çevre mühendiseri olarak evde nasıl bir su içtiğimiz ya da kafamıza yatan orjinal fikirler varmıdır onu bulabilmekti aslında. ben şantiyede çalıyorum şu an. su temini tamamen benim işim burada. ama istanbul bostancıda oturuyorum ve duş alırken arada sırada kahverengi su akıyor ki bu çok berbat bir his. önce lan bu kadar kirlendim mi ben yau diye düşünüyorsunuz sonrasında tepenizden inen suyun pis olduğunu görüyorsunuz. sonrasında cildim bozuldu, saçım döküldü vb vb. su her konuda çok önemli. içme ya da kullama. ben o paslı su durumunu şehir şebekesinden çok apartmanın şebekesine bağlıyorum.

ancak içme suyu büyük şehirlerde tam bir sıkıntı. gerçi kırsalda daha da sıkıntı. şantiye çevresinde insanlar dağdan akan suları olduğu gbi içiyorlar. eskiden olsa temizdir derdimde şu an hiç öyle olduğunu düşünmüyorum.
gene bostancıda 'DAMACANA' su aldığımız yer yan apartmanda bir dükkan ve damacanalar güneş altında öyle güzel bekliyorki. damacanın 40 kez olan kullanım ömrüne uyulduğunuda pek sanmıyrum.o_O ki o damacanalara süt ayran vb koyan insanlar varmış... sonra su için kullanmaya devam:eek: ama çevre mühendisi olarak alıyoruz. konu komsu soruyor bu damacana kirliymiş ne içelim sizce siye...
yahu ben de hiçbirisine güvenmiyorum ki.:confused: İDEAL marka suya kendi paramla hıffsızzzahaha analiz yaptırdım ve koliform bakteri= ">90" çıktı. hangi su içilebilir peki? :mad:
işin daha da tuhaf yanı neredeyse hiç su içmeyen birisiyim. böbreklerim kim bilir ne haldedir. bu psikolojik bile olabilir. bilmiyorum.:cool:

Ben son çözüm olarak annemlere damacana aldırmamaya çalışıyorum. marketlerde 19 lt lik pet su lar var. onlardan kullanıyorum. damacanacan bir nebze daha iyidir diye düşünüyorum. bebeği olanlar çocuğu olanlar napıyor? merak ettim :)
 
Su ile ilgili geçenlerde teşhir edildi Sağlık Bakanlığı sitesinde bir çok firma sanıyorum. Oradan merak ettiklerinize bakabilirsiniz. Forumda da vardı. Şebeke suyu genelde kloru ilave edilebiliyorsa daha sağlıklı olabiliyor, tabi her şehir için aynı şey geçerli olmaz.
Bir ara dereden şikayet amacıyla su aldırdılar numune. Bununla birlikte bir otele gelen damacana sulardan birisinin analizini yapmamızı istemişlerdi. Suda çıkan koliform sonuçları neredeyse yakındı diye hatırlıyorum. Birisi lağım karışan bir dere olduğunu düşününce gerçekten kafa karıştırıcı bir konu bu.
 
sağlık bakanlığıda ilk önce 54 tane firmanın su analizi kötü çıktı deyip 40 küsüre düşürüp 14 tanesini ifşa etmişti. (rakamlar yanlış olabilir)
ismi açıklanan firmalar içerisinde tanıdık isimler görmekte öyle zor ki. birkaç küçük firma açıklamışlar o kadar.
 
gıdaharetketi.org sitesindeki suların kirlilik oranları net bir şekilde belli .türkiye de sadece 10 firma değerlere tam tutuyor.bilinen ünlü markalar yok.
 

Ekli dosyalar

  • ambalajli_sular_tablosu (2).pdf
    463.2 KB · Görüntüleme: 110
Çok küçük firmalar değil aslında su sektörü olunca bence yararlı bir açıklama.Mesela karadeniz bölgesinde oldukça çok satılan 2 firmanın ismini gördüm.Bu firmalar ülke genelinde duyulmamış olabilir ancak bulundukları bölgede tüketilen markalar ve insanların bunu bilmesi kamuoyu açısından yararlı diye düşünüyorum.Buna taş yerinde ağırdır anlayışı ile bakabiliriz.Diğer kayalar hakkında yorum yapmam yanlış olur.
 
Arkadaşlar merhaba. Su konusunda ben de çokça su ve maden suyu fabrikası inceledim. Doğal yeraltı kaynağından gelen su borularla fabrikalara taşındıktan sonra tanklarda bekletilip sonrasında ozonlama ve U.V yapılarak el değmeden steril şartlarda şişeleniyor. Plastik şişeleri bazı fabrikalar kendileri üretirken, bazıları dışarıdan getiriyorlar. Burada da herhangi bir problem yok. En önemli kısım damacana dolumlarda. Tüm damacanalar özel olarak yıkandıktan sonra özel X-Ray cihazlarından geçirilirek üzerinde herhangi bir tortu,kir vs. saptandığında hemen ayrılarak imha ediliyor. Damacanalarda ayrıca otomatik koku ölçümlemeleri vs. yapılarak herhangi bir kalıntı kalması da engelleniyor. Sonuç olarak büyük firmalardan hiçbir şüpheniz olmasın, gönül rahatlığıyla suyunuzu içebilirsiniz. Maden suları için de aynı şeyi söyleyebilirim. Oradaki tek fark, maden suyu doğadan geldiği gibi konsantre olarak içilince mide ve bağırsaklara sıkıntı yaratabileceğinden dolayı temiz su ile seyreltilerek şişelenmekte ve tüm sterilizasyon aşamaları bu sektörde de geçerlidir. Herkese iyi çalışmalar.
 
@ahmet.baspinar

Öncelikle bilgiler için çok teşekkürler. ben daha önce içme suyu üretim ve paketleme tesisi görmedim. sadece bina ve fabrikalardaki içme suyu temini hakkında teknik bilgim var. peki bu fabrikalarda pet ya da damacananın (poligargon ve fosgen gazı) suda çözünme testi gibi testler yapılıyormu? ya da bildiğim kadarıyla damacanın kullanım ömrü 40 dolum ile sınırlı. buna uyuluyormu? ayrıca dediğim gibi adana da 0.5 lt lik İDEAL marka suyu kendi paramla analiz yaptım ve koliform bakteri çıktı. ki damacanalada tekrar kullanım söz konusu. dezenfeksiyon işleminin iyi yapıldığını söylüyorsunuz. böyle bir şey nasıl olur? cidden ben içecek su bulamıyorum ya. gene siteden başka bir arkadaşımız sağlık bakanlığının denetim listesiini eklemiş. "iyidir yahu" diye düşündüğüm hiçbir marka analiz raporu vermemişler.

İçtiğimiz bütün suların etiketlerinin arkadasın da parametrelerin yer aldığı bir cetvel var. acaba analiz sonuçları onlarla ne kadar paralel. dolum ya da diğer ruhsatları alırken sundukları analiz raporlarını nasıl elde ediyorlar?
Dediğim gibi sağlık bakanlığının açıkladığı listede analiz sunmayanlar genelde büyük markalar. gönül rahatlığıyla içemiyorum ben o suları... valla böbreklerimden hastalanacam ya su içiyorum die..
 
Arkadaşlar o kadar can alıcı bir konu ki su işi , ben çalıştığım iş yerinde sıfır bir damacananın ilk açıldığında mazot koktuğuna şahit oldum.
Firmaya bildirdik , bir araç şoförü yolda kalınca mazot satın alıp aracına yakıt ikmali yapmıştır dendi.
Kardeşim para için kardeş kardeşi satar hale gelmişken , milyar dolarlık pazarda ana kendi kuzusunu unutuyor.
Kendileri asla bu sulardan içmiyorlardır,
Ama haksız kazançları bataklık olarak kendilerini bir gün boğacaktır diye dua ediyorum.
 
@Servet Yortumluk
hahh1 tam oldu. içememekte haklıymışım. ben gene meyve suyu limonata, maden suyundan devam edeyim...
 
@oseflek
gördüğüm bir fabrikada pet ya da damacananın (poligargon ve fosgen gazı) suda çözünme testi gibi testler yapılmıyor malesef. Gelen damacanalar elle ayıklanıp içinde gözle görünen bir kirlilik yoksa tekrar kullanılıyor. Kullanım sınırını kimsenin önemsediğini zannetmiyorum. Dezenfeksiyonu da damacanaların kısa bir süre ozonlu suya maruz kalmasıyla gerçekleşmektedir. Ayrıca firmadaki yetkililerden aldığım bilgiye göre tek kullanımlık petler için kullanılan aparatlar Türkiye'de üretilmemekte bu nedenle ithal edilmekteymiş. Bu işle uğraşan sayılı firma olduğu için isterse radyasyon yaysın gene de bu malzemeler kullanılacaktır. Bu nedenle malzemelerin analiz edilme gibi bir şansı yok denmişti o gün.

11111.jpg
 
Maalesef para kazanma hırsı olan zavallılar kimseyi düşünmezler.
Özellikle kalkınmakta olan ülkelerde sağlık ve buna bağlı faktörlerin işletimi bazı dengesizlerin elinde.
Bizler ise araştırmacı olup doğruya yakın olanı bulmaya çalışacağız, doğruya yakın diyorum çünkü doğru kavramı kaf dağının arkasına masallar ile saklanmış gözüküyor.
Kendi nefsine istemediğini nasıl ister insanoğlu, örnekleri çevremizde sürü ile ,
Sağlıklı ve sağ duyulu bir dünya dileği ile,
 
Arkadaşlar, tekrar söylüyorum. Ben büyük firmaları gezdiğim için biliyorum, ama bahsettiğiniz vakalar genelde daha ufak işletmelerde yaşanıyor. Büyük firmalar İngiltere'ye Japonya'ya kadar ihracat yaptıkları için zaten bahsettiğiniz analizler olmadan hiçbir şekilde gümrükten bile geçiremez o suları. Damacanaların tekrar kullanımı ile ilgili olarak benim bildiğim geçen seneye kadar direkt rakamsal olarak (40 defa dolum vs.) herhangi bir çetele tutulmuyordu, ancak geçen seneki mikrobiyolojik kirliliğin hertarafta tehdit konusu olmasından sonra firmalar da nolur nolmaz diyerek birkaç dolum sonrasında bile boş damacanaları keserek bertaraf etme yoluna gittiler. Şu anda muhtemelen o şekilde devam ediyorlardır.
 
Temennimiz odu ki bütün firmaların önce sağlık ve insan odaklı üretim yapmalarıdır.
Gün geçmiyor ki sahte ve sağlıksız üretim yapan firmalar yakalanmasın,
Benim bildiğim, sağlık bakanlığından onay alınarak satılan açık parfümler insan sağlığını tam da kalbinden vurmakta.
İhtiyaç oldu ve arkadaştan bir kerelik kullandım, o gün akşam olmadı.
Nefes alma noktasında o gün zehir oldu diye bilirim.
O yüzden 3 kuruş fazla olsun marka olsun.
1 kg no name baklava alacağına 100 gram sağlıklı baklava al ve ye,
Hiç olmaz ise karaciğerini korumuş olursun, çünkü metabolizma tanımlayamadığı her şeyi karaciğere atıyor,
Alın obez olmanın bir nedeni,
Yazmak ile bitecek konular değil,
Gerçek manada insan olan bu tür sağlıksız ve sadece para odaklı bir eylemin içinde olmayı bırakın lafını edeni düşman ilan eder,
İnsan gibi yaşayana ve yaşatanlara selam olsun,
Kazasız günler dilerim,
 
@oseflek

Damacana ile benzini biten arabasına benzinciden benzin alan biz, şantiyede kompresöre mazot koyan biz, sonra evimize gelen damacana ile su içen biz! Uçucu madde bağımlısı oluruz bu gidişle:)
 
eski ve güzel bir konu... bunca yıl geçmiş hala yaşıyoruz. bir salgın falan da olmadı.. o zaman denetimler yeterli denilebilir sanırım. :D
 
Üst