• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Kıyı Kentlerinde Kentsel Atıksu Yönetiminin Gelistirilmesi

Fatih Özcan

Site Kurucusu
Katılım
7 Aralık 2008
Şehir
Yurt Dışı
Firma
ABL Group
Kıyı alanları ve su kaynakları ara kesiti ile ilgili problemleri konu alan tek uluslararsı
program GPA’dir. GPA’in çözümüne yönelik faaliyetler yürüttüğü problemlerden birisi de
atıksuların kontrolsüz olarak kıyı sularına ve temiz su kaynaklarına bosaltılmasıdır. UNEP
tarafından da öncelik verilen bu problem, 2002 Binyıl ve Dünya Sürdürülebilir Kalkınma
Zirvesi’nde de önemli bir problem olarak isaret edilmistir. Dünya’nın pekçok bölgesinde evsel atıksular hala arıtılmadan sulara bosaltılmaktadır. Bu durum; Dünya okyanuslarının üretkenliği ve biyo-çesitliliği açısından en önemli tehditlerden birisidir. Söz konusu desarjlar; aynı zamanda, ciddi çevresel ve insan sağlığı problemlerine yol açmakta ve sürdürülebilir kıyısal alan gelisiminin de tehdit etmektedir.

Atıksu yönetiminde pek çok hükümetin/belediyenin karsılastığı bu yılgınlık verici
problemin çözümüne yönelik olarak; GPA, “UNESCO-IHE Institute for Water Education”
ve “UN/DOALOS Train-Sea-Coast Programme” ile birlikte kentsel atıksu yönetimi ile ilgili
teknik personel için bu eğitimi gelistirmistir. Bu eğitim; katılımcılara, çevre ile uyumlu atıksu yönetim sistemlerinin seçimi, planlanması ve finansmanı sırasında gereksinim duyacakları bilgi donanımı ve beceriyi kazandıracaktır. Ana hedef kitle, çoğu kez çok sınırlı kaynaklarla kentsel atıksu toplama ve arıtma sistemlerini gelistirmek ve yönetmekle sorumlu, belediyelerde görev yapmakta olan yöneticilerdir.

Birlesmis Milletler Çevre Programı tarafından Deniz ortamını korumak için hazırlanan bu eğitim dökümanına
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
ulaşabilirsiniz.

 
BOĞAZLAR'DA DENİZ KİRLİLİĞİ


Çağımızda doğatı en fazla tehdit eden tehlikelerin başında Çevre Kirlenmesi Gelmektedir. Çağımızda doğa ve çevre kirlenmesi, hava, kara, su ve denizlerde yaşayan canlıların doğal gelişmelerini ileride giderilmesi mümkün olmayacak şekilde olumsuz yönde etkilenmektedir. Yeryüzünde hayatın kaynağını oluşturan su ve deniz kirlenmesi, çevre kirlenmesinin önemli bir kesimini oluşturmaktadır. Günümüzde deniz kirliliği deniz suyundan oksijen azalmalarına, denizlerde yaşayan canlılarda zehirlenme belirtilerine neden olmakta ve denizdeki canlıların ve deniz kaynaklarının giderek yok olamsına neden olamktadır.

DENİZLER'DE MEYDANA GELEN KİRLİLİĞİN;

1-Deniz kıyıları boyunca kurulmuş bulunan yerleşim merkezleri ve sanayi tesislerinden,
2-Hava yolu araçlarından,
3-Denizlerde kurulmuş bulunan platform ve boru hatlarından,
4-Gemilerden,
meydana geldiği görülmektedir. Burada gemilerden meydana gelen kirlenmelerin,
a-Kazadan kaynaklanan kirlenmeler,
b-Kasıtlı veya bilgizice yapılan kirletmeler
şeklinde iki ana grupta ortaya çıktığı tespit edilmiştir.

GEMİ VE DENİZ ARAÇLARIN'DAN KAYNAKLANAN KİRLENME

Türkiye, deniz ulaştırması açısından dünyanın en önemli noktalrından birisinde bulunmaktadır. Karadeniz ile Akdeniz arasındaki tek deniz ulaşım yolu İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara deniz vasıtası ile sağlanmaktadır. Boğazlarımızdaki deniz trafiği, özellikle İstanbul Boğazı gibi yoğun yapılaşmanın görüldüğü noktalarda doğal ve yapay çevre bakımından çok ciddi çevresel riskler yatmaktadır. Bunlar;
Gemilerin normal operasyonlarından kaynaklanan sintine ve balasat gibi atıklar ile çöplerini denize boşaltmaları,
Gemilerin legal veya illegal yollardan taşıdıkları tehlikeleri atıkların veya maddelerin denize boşaltılamsı,kaza durumunda denize petrol veya diğer zararlı maddelerin yayılması gibi onuçlara yol açabilecektir. Gemilerin ve diğer deniz araçlarından denizlerin kirletilmesine neden olan maddeler, özellikle uluslararsı sözleşmeler ve deniz kirlenmesini önleme kuralları gözönünde bulundurularak, beş başlık altında toplanabilir. Bunlar,
a-PETROL VE PETROL TÜREVİ MADDELER
b-ZEHİRLİ SIVILAR
c-AMBALAJLI ZARARLI MADDELER
d-PİS SULAR
e-ÇÖPLER'DİR.
Ayrıca gemilerin limanlarda yükleme ve boşaltma işlemleri ve temizlik işlemleri sırasında meydana gelen kirlilik en önemli kirlilik konularından birini teşkil etmektedir. Özellikle petrol tanklarının yıkanması sırasında ortaya çıkan büyük problem olmaktadır.
Gemilerin sıntine sularını denizlere basmaları, gemilerdeki diğer pis suların ve ambar temizleme işlemi sıarsında çıkarılan çöp ve atıkların denizlere atılması, kirli balasat sularının denize verilmesi, gemilerin gaz_free işlemlerinden kaynaklanan kirlilik, gemileri yakıt ikmali ile ham petrol ve petrol ürünleri, LNG veya LPG ile kimyasal yükler ve benzeri yükleri taşıyan gemiler Boğazlarımızda önemli ölçüde çevre kirliliği yanında, can ve mal güvenliklerini de tehlikeye sokmaktadır.

Gemi kazalarından bazılarını özetlemek gerekirse:

1-Independenta; 15.11.1979 , Haydarpaşa önlerinde 100.000 ton'dan fazla ham petrol yüklü tanker infilak etmiştir,
2-Blue Star; 28.10.1988 , İstanbul Limanı'nda 1.000 ton amonyak gazı denize yayılmıştır,
3-Jambur-Datongsham; 29.03.1990 , İstanbul Boğazı'nda 2.600 ton gazoil denize akmıştır,
4-Rabinion-18; 14.11.1991 , İstanbul Boğazı'nda 20.000 canlı hayvan yüklü gemi batmıştır,
5-Nassia; 13.03.1994 , İstanbul Boğazı'nda yaklaşık 2.000 ton ham petrol denize akmıştır.

DENİZ KİRLİLİĞİ VE KAYNAKLARI


Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, tüm dünyada olduğu gibi, deniz kirliliği ve kıyılar ile ilgili sorunlar ayrı bir onem taşımaktadır. Sanayi, deniz taşımacılığı, şehirleşme, turizm ve atıkların boşaltılamsının yanısıra oluşan deniz kazaları ile de her geçen gün denizlerimiz daha hızlı kirlenmeye başlamıştır. Özellikle Karadeniz'de olduğu gibi ülke dışındaki su havzalarından taşınan kirlilik de denizlerimizi büyük ölçüde kirletmektedir.
Denizlerin kullanım alanlarında birisi, kirlilik veren deşarjlar için bir alıcı ortam olarak kullanılmasıdır. Bu kirlilik deniz kıyısındaki yerleşim yerleri ve endüstrilerden doğrudan verilebildiği gibi akarsular, yağmur suları ve hava kirliliği ile de daha uzak bölgelere taşıma yoluyla verilebilir. Bunun yanında endüstriyel olarak petrol ve petrol türevlerinin yaygın bir şekilde üretilip kullanılması, kullanım sonucu yapılan deşarjlar, deniz taşıması ve kazalar denizlerin kirlenmesinde önemli rol oynarlar.

Ege Denizi'nde kirleticiler genellikle;

1-Yerleşim sonucu evsel atıklarla,
2-Sanayiden kaynaklanan atıksu deşarjlarıyla,
3-Yağış sonucu yıkanma ve üzülmeyle,
4-Tarımsal faaliyetler sonucuyla,
5-Liman faaliyetleri ve deniz trafiğiyle,
6-Denize ulaşan nehir ve akarsular vasıflarıyla,ulaşırlar
Ege Bölgelerinde sanayi gelişimine paralel olarak gerçekleşen nüfus artışı yurdumuz ortalamasının üzerindedir. Turizm sonucu özellikle yaz aylarında nüfus çok artmakta ve kirlilik yükü normalin çok üzerine çıkmaktadır. Mevcut altyapı da yetersiz kaldığından sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Akdeniz ise gerek turistik çekicilik ve buna bağlı nüfus yoğunluğu ve gerekse endüstriyel açıdan hızla gelişen ülkelerin kendisini çevrelemesi ile kirliliklere karşı karşıyadır. Kentleşme,turizm,sanayi vb. aktiviteler sonucu oluşan atıkların miktarı, bu faaliyetler sonucu doğal bitki örtüsünün değişmesi ve erozyonun ortaya çıkması, ayrıca tarımsal faaliyetler sonucu ortaya çıkan kirlilik Akdeniz'in genel sorunudur. Endüstriyel ve tarımsal faaliyetler ile turizm kaynaklı mevsimsel nüfus artışına bağlı evsel atık miktarlarının artışının yanı sıra, yat turizmi, denizyolu taşımacılığı kaynaklı atık ve petrol türevleri de önemli kirlilik kaynaklarındandır.
Karadeniz ise yıllardan beri bölge insanları için geçim kaynağı, dinlence alanı ve hatta atıkların boşaltıldığı bir bölge olmuştur. Doğrudan veya nehirler yoluyla denize ulaşan arıtılmamış evsel ve endüstriyel atıklar, plansız yerleşme, nüfus artışı Karadeniz'in su kalitesine olumsuz etki yapan nedenlerdendir. Karadeniz'in kapalı bir deniz olması da bir dezavantaj oluşturmaktadır. Yörenin topografyasının uygun olmaması ve yerleşimin dğınık olması sebepleriyle altyapı hizmetlerinin sunulmasında sorunlar olmaktadır. Karadeniz ülkemizde Sakarya,Yeşilırmak ve Kızılırmak başta olmak üzere diğer akarsulardan gelen bazı kirletici yüklerin yanısıra neredeyse tüm Avrupa'nın kirletici yükünü taşıyan Tuna Nehri'nin sularının da almktadır.
Ülke nüfüsünun yaklaşık %26'ını ve sanayinin %60'ını barındıran, tüm yüzölçümün ise sadece %9'luk bir bölümünü kaplayan Marmara Bölgesi'ndeki nüfus artışı ile buna bağlı olarak ortaya çıkan hızlı kentleşme ve sanayileşme sonucu, Marmara denizi, özellikle 60'lı yılların ikinci yarısından sonra belirginleşen bir kirlenme dönemine girmiştir. Marmara Denizi hacimce küçük ve açık denizlerden bir seri yatay ve dikey engeller ile yalıtılmış olduğundan, kısıtlanmış madde alışverişi sonucu kirlenme büyük bir hızla olmaktadır. Bu kısıtlama sonucu kirleticilerin büyük bir bölümü belirli tabakalarda kalmakta, yoğunluk ise göreceli olarak artmaktadır. 1980'li yıllardan bu yana Marmara'nın sahil bölgelerindeki hızlı yapılaşma, buna paralel olarak gelişen turizm ve artan nüfus olayının katkısı ile ilk aşamada Marmara Denizi'ne bağlı Haliç ve Körfezlerden, daha sonra da kıyı şeridinden başlayarak kıta sahanlığına doğru hızla ilerleyen bir kirlenme ve bunun sonucu olarak da deniz ekonmisinde geniş çaplı doğal denge bozukluklarına yol açmıştır. Marmara Bölgesi, sanayileşme bakımından ülkenin en gelişmiş bölgesidir. Özellikle İzmit Körfezi ile İstanbul Metropolitan alanı ve yakın çevresinde çok çeşitli sanayi faaliyetleri yer almaktadır. Sanayileşmeden kaynaklanan çevre kirliliği ise, özellikle bir içdeniz niteliğinde olan Marmara Denizi'nde oldukça kritik boyutlara erişen deniz kirliliğine neden olmaktadır.
Başta kıyılarda olmak üzere çeşitli boyutlardaki dere, çay ve ırmaklara direkt deşarj yaparak gelişen sanayi tesislerinin atıkları kara kaynaklı deşarjlar olarak denize boşalarak kirliliğin daha da artmasına neden olmaktadır. Böylece büyük oranda evsel atıklar yanında, hızla gelişen sanayileşme ile ortaya çıkan endüstriyel atıklar, doğrudan veya dolayı yoldan Marmara Denizi'ne deşarj edilmektedir. Ayrıca giderek artan Deniz Trafiği sonucunda, deniz araçlarının balast ve sintine sularından kaynaklanan kirlenmenin yanısıra ham petrol taşıyan tankerlerden sızan petrol denizde çok geniş alanlara yayılarak önemli bir kirlilik yükü oluşturmaktadır. Bakanlığımızca ( T.C. ÇEVRE BAKANLIĞI ), ülkemizin çevre kirliliği açısından en önemli bölgelerinden biri olan Marmara Denizi'nin kirliliğinin önlenmesi amacıyla ilgili tüm kurum, kuruluş temsilcilerinin katılımı sağlanarak 4-5 Ekim 1993 tarihleri arasında bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda evsel, edüstriyel ve deniz araçlarından kaynaklanan kirliliğin giderilmesi amacıyla birtakım kararlar alınmış ve bu kararlar bir deklarasyon halinde yayımlanmıştır. Bakanlığımız ve İller Bankası genel Müdürlüğü ortak çalışmaları sonucu, Marmara Denizi'ni olumsuz etkileyen evsel kirlilik kaynaklarına ilişkin yatırım bazında öncelik sıralaması yapılmıştır. Marmara Denizi ve Boğazlar'da deniz trafiğinden kaynaklanan deniz kirliliğinin önlenmesi amacıyla yaptırılan bir proje ile bölgedeki son durum detaylı bir şekilde ortaya konarak eksiklikler tesbit edilmiş ve bu eksikliklerin giderilme yollarının belirlenerek yatırım aşamasına geçilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede Bakanlığımızca 1997 Yılı Yatırım Programına bir proje teklif edilmiş ve proje kabul edilmiştir.
 
Önüne geçilemez kaza sonrası kirlenmelerden önce, denizi büyük görüp içine ; izmarit. plastik şişe,eski otomobil lastiği, eskimiş halı, tv, vs atan cücük beyinli insanlara ne yapmaya çalıştıklarını sormak lazım.
15 milyonluk istanbul' da 5 milyon sigara izmariti ve 1 milyon pet şişe atıldığını var sayalım , çarpalım 365 ile manzara içler acısı,
Denizi kirlenmez ve su kaynaklarını bitmez zanneden zavallılar , kendinize susuz ve çöp dolu bir dünya bulun ve oraya gidin bir an önce , çünkü sizler bu dünyada yaşamayı hak etmiyorsunuz,
Temiz bir dünya için ellerinden ne geliyorsa yapmayanlar utansın,
 
Üst