• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Kurşun Kirliliğinin Sağlık Üzerine Etkileri

Fatih Özcan

Site Kurucusu
Katılım
7 Aralık 2008
Şehir
Yurt Dışı
Firma
ABL Group
21-10-2009
http://mozturk.net/Upload/kursun.atik.tehlikleli%20atik.mustafa%20ozturk_1.jpg


Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK

TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili


Kurşun ve kurşun bileşikleri çok toksikdir. Benzinli taşıtlardan ve baca gazı arıtma tesisi olmayan kurşun üretimi ve işleme, hurda akü geri kazanım tesisleri, termik santral, hurda demir-çelik sanayi bacalarından atmosfere atılan çıplak gözle görülmeyen çapları 2,5 mm’den küçük mikro partiküller, solunum sistemlerinde filtre edilemediğinden dolayı ciğerlere kadar kolayca ulaşırlar ve ciğerler tarafından absorbe edilerek kana karışırlar. Kurşun sadece solunum yolu ile değil kurşunla kirlenmiş sindirim yolu ile de vücuda girebilir. İnorganik kurşun bileşikleri, vücut tarafından çok yavaş absorbe edilmesine rağmen vücuttan atılması da oldukça yavaştır. Kurşun vücuda alındığında organlar kurşunu kalsiyum gibi algılayarak hata yaparlar. Böylece kurşun, beyin ve diğer hücrelerin işlevi için elzem olan anjinlere hücum ederler ve onları bölerler. Kurşun başka bir maddeye asla dönüşmediğinden vücutta birikmeye başlar. Kurşunlu benzin kullanan şehirlerde şehir içinde yüksek konsantrasyonlu kurşuna sürekli maruz kalındığında kurşun birikmesi artar. Türkiye’de araçlarda artık kurşunlu benzin kullanılmamaktadır. Kurşun kırmızı kan hücreleri tarafından absorbe edilir. Karaciğer ve böbrekler gibi yumuşak dokularda daha fazla birikirler.

Tetrametil kurşun ve tetraetil kurşun bileşikleri deri tarafından kolayca absorbe edilir. Alkil kurşun bileşikleri inorganik kuşun bileşiklerinden çok daha toksindir. Tetrametil kurşun ve tetraetil kurşun bileşiklerinin spesifik biyokimyası ve toksikolojisi inorganik kurşun bileşiklerinden çok farklıdır. Tetrametil kurşun ve tetraetil kurşun bileşikleri vücutta cytochrome P-450 tarafından katalize edilen oksitleyici dealkilasyon tarafından karaciğerde metabolize edilir. Bu işlemler esnasında tetrametil kurşun ve tetraetil kurşun bileşikleri trietil ve trimetil kurşun metabolitelerine ve inorganik kurşuna dönüşür. Trietil ve trimetil kurşun bileşikleri vücuttaki sıvılarda çözünür. Böylece kurşun vücutta daha kolayca sirküle olur. Kandan yumuşak dokulara özellikle karaciğer, böbrek, kas, ve beyinlere dağılır. Vücutta dolaşan kurşun merkezi sinir sistemine zarar verir. Ayrıca kurşun, beyni birçok zararlı kimyasallardan koruyan kan-beyin bariyerlerini oluşturan hücrelere de zarar verir.

Kurşunun yumuşak dokularda yarılanma süresi 35-40 gün iken sert dokularda yarılanma süresi 20 yıldır. Dolayısıyla kurşunun vücuttan atılma hızı oldukça yavaştır. Bu nedenle yaşlı insanlarda birden bire kurşun zehirlenmesi ortaya çıkmaktadır.

6 Yaşın altındaki çocuklar kurşun zehirlenmesine karşı çok daha hassastırlar. Çocukların metabolizmaları daha hızlı geliştiğinden dolayı daha fazla işlev görür. Dolayısıyla kurşun daha yüksek konsantrasyonda kanda bulunur. Çocuklar tarafından solunan kurşunun %96’i ciğerlerde absorbe edilir. Çocuklar yetişkinlere göre kurşun zehirlenmesine karşı daha hassastırlar.

0-6 yaş grubu arası çocukların kanındaki kurşun konsantrasyonu ile hastalık arasındaki ilişki Tablo 1’de verilmiştir.

http://i41.tinypic.com/magvhf.png
Çocukların vücudunda biriken kurşunun sağlık üzerine olumsuz etkisi Şekil 1’de verilmiştir.
http://mozturk.net/Upload//kursun%20zehirlenmesi_atik_tehlikeli%20atik_mustafa%20ozturk%281%29.jpg
Şekil 1. Kurşun Zehirlenmesi

Kurşun bir kere vücuda girince normal hücre fonksiyonunu ve birçok psikolojik prosesleri engeller. Kurşun aslında peripheral ve merkezi sinir sistemlerini, kan hücrelerini ve Vitamin D ve Kalsiyum metabolizmasını olumsuz etkiler. Kurşun, kandaki hemoglobin ile reaksiyona girerek öğrenme düzensizliği, öğrenme zorluğuna, dikkat dağılmalarına, davranış bozukluğuna, hipertansiyona, baş ve karın ağrısına, konuşma zorluğuna, anemiye, büyüme engellemesine, kusmaya ve zayıflamaya, felce ve hatta ölüme neden olmaktadır.

Kanında 40 mb Pb/100 ml ve üzerinde kurşun bulunan yetişkinlerde Peripheral Nevropathics, İnfertility, Nephropathy ve Hemoglobin Synthesisde azalma gibi hastalıklar görülür.

Kurşunun doğurganlık ve üreme üzerine de etkisi vardır. Hamile kadınlarda kurşuna maruz kalma, ölü doğurma oranını arttırmaktadır.

Vücudunda yeterince demir, çinko veya kalsiyum olmayan ya da çok yağlı gıdalarla beslenen çocuk ve yetişkinler daha fazla kurşun absorbe ederler. Vücutta yüksek seviyede Vitamin D olması kurşun absorbsiyonunu artırmaktadır.

64 bölgede, benzindeki kurşun miktarı ile yaşları 6 ay ile 74 yıl arasında olan 27.801 kişinin kanındaki kurşun miktarı arasındaki ilişki Şekil 2’de verilmiştir.

http://mozturk.net/Upload//kursun_atik_tehlikeli%20atik_mustafa%20ozturk1%281%29.jpg

Şekil 2. Şehir içi Bölgelerde Benzindeki Kurşun Miktarı ile Kandaki Kurşun Miktarı Arasındaki İlişki
Şekil 1’den görüldüğü gibi benzindeki kurşun miktarı azaldıkça, kurşunsuz benzin ve katkılı kurşunsuz benzin kullanımının artması ile, kandaki kurşun miktarı geometrik olarak azalmaktadır. Şehir içi bölgelerde yaşayan insanların kanındaki kurşunun ana kaynağının benzindeki kurşun olduğu anlaşılmaktadır.

Hava, su ve gıda yolu ile kana geçen kurşunun büyük bir kısmı önce eritrositlere yerleşir. Eritrositlerdeki kurşun, plazmadakinin 16 katıdır. Eritrositlerde kurşunun bağlandığı bileşik hemoglobindir. Kurşunun vücutta en önemli yerleşme yerlerinden biri kemiktir.

Havadaki kurşun seviyesi ile o bölgede yaşayan insanların kanındaki kurşun seviyesi arasında doğru bir ilişki vardır. Havadaki kurşun miktarı 1 mg/m3 ise kandaki kurşun miktarı 1-2 mgPb/dl’dir. Kurşunlu benzinlerin kullanıldığı şehirlerdeki trafiğin yoğun olduğu otoyolların, caddelerin ve meydanların çevresinde kurşun konsantrasyonu 20-25 mgPb/m3’e kadar çıkmaktadır. Süper benzin kullanan illerde bölgenin topografik ve meteorolojik özelliğine bağlı olarak atmosferdeki kurşun konsantrasyonu 100 mgPb/m3’e kadar çıkmaktadır.

Otoyolların çevresinde yola 30 m. uzakta oturan 5226 çocuğun kanında yapılan incelemelerde %57’sinde kurşun 40 mgPb/dl üzerinde bulunmuştur. Trafik polislerinin kanlarında ise kurşun miktarı ortalama 23.1 mgPb/dl olarak ölçülmüştür. Otoyol gişelerinde çalışanların kanında kurşun miktarı ortalama olarak 25 mgPb/dl tespit edilmiştir. Otoparklarda çalışanların kanlarında kurşun 28.1 mgPb/dl ve kontrol grubunda ise 21.3 mgPb/dl bulunmuştur. Bu değerler kandaki kurşun için eşik değer olan 10 mg/dl’nin üzerindedir. Trafiğin yoğun olduğu caddelerde ve meydanlarda satış yapanların kanında da kurşun miktarı oldukça yüksektir. Benzer çalışma kurşun işleme, akü üretimi ve hurda akü geri kazanım tesislerinde çalışanlar içinde yapılmalıdır.
http://mozturk.net/Upload//kursun_atik_tehlikeli%20atik_mustafa%20ozturk2%281%29.jpg


Şekil 3. Kandaki Kurşunun Çocuklar ve Yetişkinler Üzerine Etkisi.
İstanbul’da 1995 yılında yapılan bir çalışmaya göre trafiğin yoğun olduğu Beyoğlu, Tarla başı, Taksim, Kadıköy gibi bölgelerde oturan 06-17 yaş arasındaki çocukların kanlarındaki kurşun konsantrasyonları en yüksek düzeyde tespit edilmiştir. İstanbul’un dış semtlerinde yani trafiğin az yoğun olduğu bölgelerde kandaki kurşun konsantrasyonu oldukça düşük tespit edilmiştir. Yine bu çalışma göstermiştir ki İstanbul’daki çocukların kanındaki kurşun konsantrasyonu ortalama 5.6 mg/dl dir. Bu gün benzer çalışma yapılarak kurşunsuz benzine geçildiğinden dolayı çocukların kanlarındaki kurşun seviyesindeki değişim mutlaka tespit edilmelidir.
Tayland’da benzindeki kurşun miktarının azaltılması ile havadaki kurşun konsantrasyonu 1,55 µg/m3 (1991 yılı ortalaması) den 0,1 µg/m3 (1996 yılı ortalaması) indirilmiştir.

Kurşunsuz benzine geçen çeşitli ülkelerde kandaki kurşun miktarındaki değişim Şekil 4’de verilmiştir.
http://mozturk.net/Upload//kursun_atik_tehlikeli%20atik_mustafa%20ozturk%281%29.jpg
Şekil 4. Benzindeki Kurşun Miktarı ile Kandaki Kurşun Miktarı Arasındaki Değişim
Şekil 3’de de görüldüğü gibi çeşitli şehir içi bölgelerde kurşunun ana kaynağı kurşunlu benzin kullanan benzinli araçlardır. Benzindeki kurşun miktarı azaldıkça kandaki kurşun miktarı da azalmaktadır.

Ülkemizde benzinlere kurşun bileşikleri ilavesi yasaklanmıştır. Bu insan sağlığı için fevkalade olumlu gelişmedir. Ülkemizde benzine kurşun ilavesinin kaldırılmasından sonra insan sağlığı üzerindeki olumlu gelişmeler incelenmelidir. Kurşun üretim tesislerinde çalışanlar ile çevrede oturanların kanlarında kurşun konsantrasyonu seviyesi belirlenmelidir. Benzer şekilde hurda akü işleme tesislerinde de benzer çalışmalar yapılmalıdır.

Solunum ve sindirim yolu ile kurşun kirliliğine maruz kalınan önemli kaynaklar, baca gazı arıtması olmayan kurşun üretimi ve işleme, termik santraller, hurda demir çelik sanayi ve akü üretim tesisleri ile hurda aküleri geri kazanma tesisleridir.

Çin’de 15.000 nüfusun yaşadığı bir bölgede ülkenin en büyük kurşun ergitme tesisinden atmosfere yayılan kurşun kirleticisinden dolayı 1000 çocuğun kanında kurşun kirletici seviyesi tehlikeli seviyede olduğu tespit edilmiştir. Son yirmi yıldır bu tesisten çevreye kurşun kirliliği yayılmaktadır.

Ülkemizde de baca gazı arıtma tesisi olmayan kurşun ergitme, kurşun üretim, hurda akü işleme tesisleri ve hurda demir-çelik sanayi çevresindeki toprakta ve havada kurşun kirliliği ve insan kanında kurşun kirliliği ölçümü yapılmalıdır. İnsan sağlığı için bu fevkalade önemlidir. Baca gazı arıtma tesisinde toplanan uçucu maddeler tehlikeli atık olmaları kuvvetle muhtemeldir. Bu tür atıklar tehlikeli atık bertaraf tesislerine verilmelidir.
http://mozturk.net/Upload//kursun_atik_tehlikeli%20atik_mustafa%20ozturk3%281%29.jpg
Hurda akü tehlikeli bir atıktır. Bu tür tehlikeli atıklar doğru olarak toplanıp geri kazanılmadığı zaman çevredeki canlılara ciddi zararlar verir. Bu tür tehlikeli atıkların çok özel şartlarda toplanması ve geri kazanılması gereklidir. Bu tür tehlikeli atıkları geri kazanmada temel amaç, atığın değerli olduğu değil çevreye vereceği zararı en az seviyeye indirmek olmalıdır. Toplanan tehlikeli kullanılmış akü aşırı, miktarda sülfürik asit içermektedir. Kurşun ağır metalini içeren atık sülfürik asit ya geri kazanılmalı veya nötralize edildikten ve kurşun geri kazanıldıktan sonra alıcı ortama verilmelidir. Kurşun plakalar ise çevreye zarar vermeden lisanslı tesislerde geri kazanılmalıdır. Kurşun yüksek sıcaklıkta gaz fazına geçerek çevreye dağılabilir. Bunun için bu tür gazlar geri kazanılmalıdır.

Hurda akü geri kazanım tesislerinde çalışanların kanında kurşun izlemesi yapılmalıdır. Yine hurda akü işleme tesislerinin çevresinde yaşayan kişilerde ve toprakta, varsa su ortamında kurşun miktarı testleri yapılmalıdır. Bu testler her yıl yapılmalıdır. Bu tür testler akredite olmuş laboratuarlarda yapılmalıdır.

Yeterli ve gerekli arıtma tesisleri olmayan kurşun üretim ve işleme tesisleri, akü üretim tesisleri, hurda demir-çelik sanayi ve termik santrallerin çevresindeki toprakta kurşun kirliliği araştırmalı ve seviyesi belirlenmelidir. Sınır değerlerinin üzerinde ağır metal içeren topraklar kamuoyuna duyurulmalıdır.

Ülkemizde merdiven altı hurda akü işleyen firmalar çevreyi (toprağı, suyu ve havayı) ciddi şekilde kirletmektedirler. Bu tür tesisler sıkı şekilde denetlenmelidir. Bu tür tesisler hem havayı hem de suyu kirletmektedir. Bu tür tesisler, hem çalışanlarını hem de çevredeki canlıları kirletirler. Bu tür tesislerde çalışanların çoğunun kanında kurşun miktarı yüksek olması kuvvetle muhtemeldir.
 
Üst