Mehmet Ali Ece
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ağustos 2009
Sayın Ece,
Bu mail odamızın resmi mailidir.Kişilere atılan veya şahsi maillerinizi lütfen bu maile göndermeyiniz.Resmi bir mail adresine attığınız gayriresmi bildiriler ve propaganda yazıları,mantıkenyayınlanmaz.Bu maili adresini yalnızca oda ile ilgili işlemleriniz için kullanınız lütfen.Aksi takdirde mailleriniz spam olarak düşecektir.Lütfen cmoistanbul@cmo.org.tr adresini oda işlemleri dışında meşgul etmeyiniz.
3 Şubat 2012 12:29 tarihinde Mehmet Ali ECE <mehmetaliece@yahoo.com> yazdı:
Bu maildeki gibi cevap hakkı olan bir hususta bile düşüncelerimiz ÇMO da insanlara ulaştırılmıyor.
ÇMO da sansüre hayır.
Mehmet Ali ECE
Çevre Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı (C)
Cep : 0544 420 00 70
----- İletilen Mesaj -----
Kimden: Mehmet Ali ECE <mehmetaliece@yahoo.com>
Kime: ozge gokmen <gokmen.ozge@gmail.com>; "cmoistanbul@yahoogroups.com" <cmoistanbul@yahoogroups.com>
Gönderildiği Tarih: 2 Şubat 2012 16:21 Perşembe
Konu: Yan: [ÇMO İstanbul Şubesi] Yeşil badanacıların altı günahı
Ama bizler piyasayı boş bıraktığımız için çalışma alanımızın sadece çevre görevliliği ve İSG mühendisliği olduğunu düşündüğümüz için -ki siz ne yazık ki toplantıda böyle söylemiştiniz ve ben çok üzülmüştüm-
Özge Hanım,
Bende yeni yönetimimize başarılar dilediğimi seçim sonrası bu platformdan yazmıştım.Ama riskyonetiminde yayınladı Hilal Hanım ,Bu platformda yayınlanmadı.Unutulmuş da olabilir.Bilmiyoruz.
Sizin mesajınızdan yukarıda alıntı yaptım.Ben o gün kü Oda genel üye toplantısında çalışma alanlarımızın sadece Çevre Görevlisi ve İSG Uzmanlığı olduğunu söylemedim.
Ben en önemli uğraş alanlarımızın Çevre Danışmanlığı ve İSG Danışmanlığı olduğunu söyledim.
Bu neticede bizler, Arıtma,kanalizasyon işleri (proje,inşaa,işletim vs.) ,katı atık,emisyon , deşarj gibi işlerde kamu da ve özelde halen yetkin ve etkin görevlendirilmiyorken ve Çevre Mühendisinin asıl işi olan bu işleri halen inşaat ,makina gibi dallar yapıyorken ve bunu Oda platformlarında defaatle dile getirmiş ve bu durumun değişmesi için elimizden geleni yapmamızı hep savunmuşken asıl düşüncelerimizi bilmediğinizi ve talihsiz bir yanlış anlama durumu yaşadığınızı düşünüyorum,malesef.
Ben Çevre Görevlisi bu haliyle karşı bir insan olduğum için,o kavramın şekli Çevre mühendislerinin oynanan gururu İADE edilinceye kadar ağzıma bile almam hiç bir zaman.
Çevre görevlisini ancak ve ancak çevre mühendisi veya teknikeri olur,başka bir disiplin bu işten rant sağlayamamalıdır.Ben hep bunu savundum,hatta gelin çevre görevlisi belgelerini yakalım diye protesto çağrısı bile yapmıştım.Ama gelinen durumun mesleki haklar için şu anda yeterli olduğu gerekçesiyle yeni ve eski Oda yönetimimiz tarafından bu protesto fikri geri çevrilmişti.
yani eğer biz çevre mühendislerine bizim olan asıl işleri yapma şansı hem kamu tarafından hem de özel sektör tarafından verilmiş olsaydı;
bizler,bugün çevre danışmanlığı ve İSG uzmanlığı işlerine bu kadar yoğun girmeyecektik,o işleri o kadar çok sahiplenmeyecektik.
Benim o konuşmamın o cümlesini yanlış anlamış olsanız da bu konulardaki fikrim ve duruşum hep buydu aslında.
O cümle Odanın (Benim anladığım) "HES mi? tamamen karşıyız demesi,Termik santral? karşıyız demesi, Nüklüer ? Karşıyız demesi,Köprü? karşıyız demesi, "
Yani mühendis olarak bizler; kirliliği önlemek ,çevreyi korumak hedefimizi,bunu projeyi hepten istememekle değilde (-ki istisna olarak bazı projeler hepten kabul edilemez de olabilir;örneğin sarıyer koç ünv. kampüsü,örneğin 2B lerin satışı gibi) ;şunlar şunlar yapılırsa ancak bu projeye o zaman yapılabilir diyerek fikir beyan etsek daha yapıcı ve mühendisçe bir iş yapmış olmazmıyız?
Kim ister 10 km lik dereye 50 tane HES yapılsın .Ama 10 kmkarelik 2B orman arazisine siz kampüsleri yaptırdığınız bir ülkede 10 km lik dereye 2 tane HES yapılınca -ki bu HES lerde Çevreci enerji yatırımı olduğu için yurtdışı kreditörler ve dünya bankası finansörlüğünde ve ÇED izni ile yapılmaktayken- taraftar psikolojisiyle hepten karşıyız diyoruz.
Çözüm,proje içinde alternatif,öneri söylemeden yok biz bunu istemiyoruz demek Biraz Kolaycılık değilmi?
Selamlar.
Mehmet Ali ECE
Çevre Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı (C)
Cep : 0544 420 00 70
Kimden: ozge gokmen <gokmen.ozge@gmail.com>
Kime: cmoistanbul@yahoogroups.com
Gönderildiği Tarih: 1 Şubat 2012 16:52 Çarşamba
Konu: Re: [ÇMO İstanbul Şubesi] Yeşil badanacıların altı günahı
Merhabalar Mehmet Ali Bey;
Daha önce bir toplantıda Çevre Mühendisliğinin çalışma alanları ile ilgili bir tartışma geçti aramızda. Bu green washing dediğimiz, yeşil badanacıların deşifre edilmesi ve aslında hangi ürünün gerçekten yeşil olduğunun belirlenmesi ile ilgili "Eko-Etiketleme" dediğimiz bir kavram var. Bu doğrudan ürünlere alınan bir etiket. 3.taraf sertifikasyon vb. şeyler söz konusu olduğu için ve bu etiketi alabilecek ürünlerin taşıması gereken kriterler tanımlandığı için bu ürünlere doğrudan çevreci ürün diyebiliyoruz ve bu çalışma doğrudan çevre mühendisleri tarafından yapılması gereken bir iş.
Ama bizler piyasayı boş bıraktığımız için çalışma alanımızın sadece çevre görevliliği ve İSG mühendisliği olduğunu düşündüğümüz için -ki siz ne yazık ki toplantıda böyle söylemiştiniz ve ben çok üzülmüştüm- bu vb. iş alanlarını başka mühendislik dallarından insanlar kapmaya başladı.
Yeni dönemde odada bununla ilgili muhakkak bir eğitim verilir diye düşünüyorum. Zaten buna ek olarak Genel Üye toplantısında Çevre Mühendisliğinin çalışma alanlarını konuşacağımız bir faaliyet düzenleyelim diye bir talep olmuştu. Yeni yönetim tarafından bu da en kısa sürede yapılacaktır zaten.
2012/1/31 Mehmet Ali ECE <mehmetaliece@yahoo.com>
Prof.Dr. Mikdat KADIOĞLU'dan alıntıdır:
Yeşil badanacıların altı günahı
Ürünlerini doğru olmadığı halde çevre dostuymuş gibi sunanlar, yani dünyadaki "yeşil badanacılar" tüketici örgütlerince tespit edilip teşhir ediliyor.
ABD'deki büyük market zincirlerinin çevreci olduğunu iddia ettiği 1,018 ürün incelenerek işledikleri günahlar tek tek belirlendi.
Günümüzde tüketicinin çevre koruma konusunda artan hassasiyetini sömürmek için tüketim malları üzerine yazılan yanlış ve yanıltıcı iddialar altı grupta toplandı:
1. Gizli takas yapma günahı: Örneğin, ürüne ait ambalajın geri dönüşümlü káğıttan yapılması gibi sadece bir parametre öne çıkartılıyor. Bu ürün üretilirken kullanılan enerjinin neden olduğu karbon dioksit, su kaynaklarının kirletilmesi, ormansızlaşma gibi diğer ve muhtemelen daha önemli olan parametrelerin üzerinde hiç durulmuyor. Bu günahı işleyen ürünlerin az da olsa yeşil olduğu iddiası çoğu kez doğru, fakat bütünleşik çevre koruma mantığı ile bakıldığında hiç de söylendiği gibi masum olmadıkları görülüyor. Böylece marketlerde yapılan incelemede, tüketiciye küçük bir yeşillik sunup dünyada daha büyük çevre değerlerini yok eden ürünlerin oranı yüzde 58 gibi oldukça yüksek.
2. Belgesiz atıp-tutma günahı: Ürünün çevreci olduğu iddiası, tüketici tarafından kolayca ulaşılabilecek destekleyici bilgi veya güvenilir bir sertifika ile doğrulanamıyor. Örneğin etiketinde enerji tasarruflu olduğu yazmasından başka ampulün böyle bir özelliğinin olduğunun kontrol edilebileceği herhangi bir sertifika, telefon numarası, web sayfasının bulunmaması bir günahtır. İncelemede, örneğin hayvanlar üzerinde denenmediğini sadece söyleyen kozmetik ürünler gibi, ürünlerin yüzdesi 26'sı bu günahı işlediği görüldü.
CFC YASAKLANALI30 YIL OLDU!
3. Yuvarlak ifadeler kullanma günahı: Bu günah, ürünün yeşil olduğu iddiası yuvarlak, anlamsız ve muğlák kelimelerle ifade edilip tüketici yanıltılarak işleniyor. Örneğin,"katıksız, zehirsiz, koruyucusuz, kimyasalmaddelerden arındırılmış, doğal" deniyor. Gerçekte kimyasal maddeden oluşmayan hiçbir şey yok. Su bile bir kimyasal madde. Su, oksijen bile belli bir dozdan sonra zehirdir. "Tümüyle doğal" demenin de hiçbir anlamı yok. Çünkü arsenik, uranyum, cıva gibi zehirler de tümüyle doğaldır! Böylece çevre dostu olarak ilan edilen ürünlerin yüzde 11'i yuvarlak kelimeler kullanarak tüketicileri yanıltma günahını işliyor. Özellikle, ev ve otellerde de yaygın olarak kullanılan temizlik malzemeleri yeşil badanacıların en çok bu tür günah işlediği ürünlerden.
4. Kel alaka olma günahı: Ürünün günümüzde geçerli olmayan bir çevreci yönü ortaya çıkartılarak tüketicinin dikkati dağıtılıp gerçek çevreci ürüne ulaşması engelleniyor. Bu günah en çok ozon gazını kemiren kloroflorokarbon (CFC) ile ilgili iddialarda işleniyor. Zaten 30 yıl önce yasaklanıp piyasadan kaldırılmış olan CFC gazlarını günümüzde herhangi bir üründe kullanmak mümkün değil. Bu nedenle, "CFC içermez, çevre dostudur" demenin hiç bir anlamı yok. Bu günah yüzde 4 oranında işleniyor.
ORGANİK SİGARANE İŞE YARAR
5. Ehven-i şer günahı: Bazı ürünlerin aynı kategorideki diğer ürünlere göre daha yeşil/masum olması onun tümüyle günahsız olduğu anlamına gelmez. Bu günahı işleyen ürünlerin başında "organik sigaralar" geliyor. Kötünün iyisi olarak bir ürünün "yeşil, çevreci, organik" şeklinde lanse edilmesi onun çevreye ve sağlığımıza zarar vermediği anlamına gelmiyor. ABD'de bu günah yüzde 1 oranında işleniyor.
6. Yalan beyan: Bu günah, ürünün çevre dostu olduğu yönü ile ilgili iddiasının doğru olmadığı ispatlandığında ortaya çıkıyor. ABD gibi tüketici haklarının iyi bir şekilde korunduğu ülkelerde bu günahı işleyen ürünlerin oranı yüzde 1'den az. Örneğin, "organik sertifikalı" olduğunu iddia eden şampuanların gerçekte sertifikası olmadığı gibi böyle bir özelliğinin de olmadığı resmi ve gönüllü laboratuvarlar tarafından belirleniyor. Benzer şekilde, "yüzde 100 geri dönüşümlü káğıt" olduğunu söyleyen plastik kaplar da var!
Gelişmiş ülkelerde "yeşil badanadan" da tüketicileri korumak için yasalar ve STK'lar var. Ülkemizde ise bu görev tümüyle tüketicinin kendisine düşüyor. Çevreci bir ürün almak gibi bir duyarlılığınız varsa bundan sonra yukarıdaki altı günaha dikkat ederek alış verişinizi yapınız.
Kaynak:Hürriyet Gazetesi
Mehmet Ali ECE
Çevre Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı (C)
Cep : 0544 420 00 70
Bu mail odamızın resmi mailidir.Kişilere atılan veya şahsi maillerinizi lütfen bu maile göndermeyiniz.Resmi bir mail adresine attığınız gayriresmi bildiriler ve propaganda yazıları,mantıkenyayınlanmaz.Bu maili adresini yalnızca oda ile ilgili işlemleriniz için kullanınız lütfen.Aksi takdirde mailleriniz spam olarak düşecektir.Lütfen cmoistanbul@cmo.org.tr adresini oda işlemleri dışında meşgul etmeyiniz.
3 Şubat 2012 12:29 tarihinde Mehmet Ali ECE <mehmetaliece@yahoo.com> yazdı:
Bu maildeki gibi cevap hakkı olan bir hususta bile düşüncelerimiz ÇMO da insanlara ulaştırılmıyor.
ÇMO da sansüre hayır.
Mehmet Ali ECE
Çevre Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı (C)
Cep : 0544 420 00 70
----- İletilen Mesaj -----
Kimden: Mehmet Ali ECE <mehmetaliece@yahoo.com>
Kime: ozge gokmen <gokmen.ozge@gmail.com>; "cmoistanbul@yahoogroups.com" <cmoistanbul@yahoogroups.com>
Gönderildiği Tarih: 2 Şubat 2012 16:21 Perşembe
Konu: Yan: [ÇMO İstanbul Şubesi] Yeşil badanacıların altı günahı
Ama bizler piyasayı boş bıraktığımız için çalışma alanımızın sadece çevre görevliliği ve İSG mühendisliği olduğunu düşündüğümüz için -ki siz ne yazık ki toplantıda böyle söylemiştiniz ve ben çok üzülmüştüm-
Özge Hanım,
Bende yeni yönetimimize başarılar dilediğimi seçim sonrası bu platformdan yazmıştım.Ama riskyonetiminde yayınladı Hilal Hanım ,Bu platformda yayınlanmadı.Unutulmuş da olabilir.Bilmiyoruz.
Sizin mesajınızdan yukarıda alıntı yaptım.Ben o gün kü Oda genel üye toplantısında çalışma alanlarımızın sadece Çevre Görevlisi ve İSG Uzmanlığı olduğunu söylemedim.
Ben en önemli uğraş alanlarımızın Çevre Danışmanlığı ve İSG Danışmanlığı olduğunu söyledim.
Bu neticede bizler, Arıtma,kanalizasyon işleri (proje,inşaa,işletim vs.) ,katı atık,emisyon , deşarj gibi işlerde kamu da ve özelde halen yetkin ve etkin görevlendirilmiyorken ve Çevre Mühendisinin asıl işi olan bu işleri halen inşaat ,makina gibi dallar yapıyorken ve bunu Oda platformlarında defaatle dile getirmiş ve bu durumun değişmesi için elimizden geleni yapmamızı hep savunmuşken asıl düşüncelerimizi bilmediğinizi ve talihsiz bir yanlış anlama durumu yaşadığınızı düşünüyorum,malesef.
Ben Çevre Görevlisi bu haliyle karşı bir insan olduğum için,o kavramın şekli Çevre mühendislerinin oynanan gururu İADE edilinceye kadar ağzıma bile almam hiç bir zaman.
Çevre görevlisini ancak ve ancak çevre mühendisi veya teknikeri olur,başka bir disiplin bu işten rant sağlayamamalıdır.Ben hep bunu savundum,hatta gelin çevre görevlisi belgelerini yakalım diye protesto çağrısı bile yapmıştım.Ama gelinen durumun mesleki haklar için şu anda yeterli olduğu gerekçesiyle yeni ve eski Oda yönetimimiz tarafından bu protesto fikri geri çevrilmişti.
yani eğer biz çevre mühendislerine bizim olan asıl işleri yapma şansı hem kamu tarafından hem de özel sektör tarafından verilmiş olsaydı;
bizler,bugün çevre danışmanlığı ve İSG uzmanlığı işlerine bu kadar yoğun girmeyecektik,o işleri o kadar çok sahiplenmeyecektik.
Benim o konuşmamın o cümlesini yanlış anlamış olsanız da bu konulardaki fikrim ve duruşum hep buydu aslında.
O cümle Odanın (Benim anladığım) "HES mi? tamamen karşıyız demesi,Termik santral? karşıyız demesi, Nüklüer ? Karşıyız demesi,Köprü? karşıyız demesi, "
Yani mühendis olarak bizler; kirliliği önlemek ,çevreyi korumak hedefimizi,bunu projeyi hepten istememekle değilde (-ki istisna olarak bazı projeler hepten kabul edilemez de olabilir;örneğin sarıyer koç ünv. kampüsü,örneğin 2B lerin satışı gibi) ;şunlar şunlar yapılırsa ancak bu projeye o zaman yapılabilir diyerek fikir beyan etsek daha yapıcı ve mühendisçe bir iş yapmış olmazmıyız?
Kim ister 10 km lik dereye 50 tane HES yapılsın .Ama 10 kmkarelik 2B orman arazisine siz kampüsleri yaptırdığınız bir ülkede 10 km lik dereye 2 tane HES yapılınca -ki bu HES lerde Çevreci enerji yatırımı olduğu için yurtdışı kreditörler ve dünya bankası finansörlüğünde ve ÇED izni ile yapılmaktayken- taraftar psikolojisiyle hepten karşıyız diyoruz.
Çözüm,proje içinde alternatif,öneri söylemeden yok biz bunu istemiyoruz demek Biraz Kolaycılık değilmi?
Selamlar.
Mehmet Ali ECE
Çevre Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı (C)
Cep : 0544 420 00 70
Kimden: ozge gokmen <gokmen.ozge@gmail.com>
Kime: cmoistanbul@yahoogroups.com
Gönderildiği Tarih: 1 Şubat 2012 16:52 Çarşamba
Konu: Re: [ÇMO İstanbul Şubesi] Yeşil badanacıların altı günahı
Merhabalar Mehmet Ali Bey;
Daha önce bir toplantıda Çevre Mühendisliğinin çalışma alanları ile ilgili bir tartışma geçti aramızda. Bu green washing dediğimiz, yeşil badanacıların deşifre edilmesi ve aslında hangi ürünün gerçekten yeşil olduğunun belirlenmesi ile ilgili "Eko-Etiketleme" dediğimiz bir kavram var. Bu doğrudan ürünlere alınan bir etiket. 3.taraf sertifikasyon vb. şeyler söz konusu olduğu için ve bu etiketi alabilecek ürünlerin taşıması gereken kriterler tanımlandığı için bu ürünlere doğrudan çevreci ürün diyebiliyoruz ve bu çalışma doğrudan çevre mühendisleri tarafından yapılması gereken bir iş.
Ama bizler piyasayı boş bıraktığımız için çalışma alanımızın sadece çevre görevliliği ve İSG mühendisliği olduğunu düşündüğümüz için -ki siz ne yazık ki toplantıda böyle söylemiştiniz ve ben çok üzülmüştüm- bu vb. iş alanlarını başka mühendislik dallarından insanlar kapmaya başladı.
Yeni dönemde odada bununla ilgili muhakkak bir eğitim verilir diye düşünüyorum. Zaten buna ek olarak Genel Üye toplantısında Çevre Mühendisliğinin çalışma alanlarını konuşacağımız bir faaliyet düzenleyelim diye bir talep olmuştu. Yeni yönetim tarafından bu da en kısa sürede yapılacaktır zaten.
2012/1/31 Mehmet Ali ECE <mehmetaliece@yahoo.com>
Prof.Dr. Mikdat KADIOĞLU'dan alıntıdır:
Yeşil badanacıların altı günahı
Ürünlerini doğru olmadığı halde çevre dostuymuş gibi sunanlar, yani dünyadaki "yeşil badanacılar" tüketici örgütlerince tespit edilip teşhir ediliyor.
ABD'deki büyük market zincirlerinin çevreci olduğunu iddia ettiği 1,018 ürün incelenerek işledikleri günahlar tek tek belirlendi.
Günümüzde tüketicinin çevre koruma konusunda artan hassasiyetini sömürmek için tüketim malları üzerine yazılan yanlış ve yanıltıcı iddialar altı grupta toplandı:
1. Gizli takas yapma günahı: Örneğin, ürüne ait ambalajın geri dönüşümlü káğıttan yapılması gibi sadece bir parametre öne çıkartılıyor. Bu ürün üretilirken kullanılan enerjinin neden olduğu karbon dioksit, su kaynaklarının kirletilmesi, ormansızlaşma gibi diğer ve muhtemelen daha önemli olan parametrelerin üzerinde hiç durulmuyor. Bu günahı işleyen ürünlerin az da olsa yeşil olduğu iddiası çoğu kez doğru, fakat bütünleşik çevre koruma mantığı ile bakıldığında hiç de söylendiği gibi masum olmadıkları görülüyor. Böylece marketlerde yapılan incelemede, tüketiciye küçük bir yeşillik sunup dünyada daha büyük çevre değerlerini yok eden ürünlerin oranı yüzde 58 gibi oldukça yüksek.
2. Belgesiz atıp-tutma günahı: Ürünün çevreci olduğu iddiası, tüketici tarafından kolayca ulaşılabilecek destekleyici bilgi veya güvenilir bir sertifika ile doğrulanamıyor. Örneğin etiketinde enerji tasarruflu olduğu yazmasından başka ampulün böyle bir özelliğinin olduğunun kontrol edilebileceği herhangi bir sertifika, telefon numarası, web sayfasının bulunmaması bir günahtır. İncelemede, örneğin hayvanlar üzerinde denenmediğini sadece söyleyen kozmetik ürünler gibi, ürünlerin yüzdesi 26'sı bu günahı işlediği görüldü.
CFC YASAKLANALI30 YIL OLDU!
3. Yuvarlak ifadeler kullanma günahı: Bu günah, ürünün yeşil olduğu iddiası yuvarlak, anlamsız ve muğlák kelimelerle ifade edilip tüketici yanıltılarak işleniyor. Örneğin,"katıksız, zehirsiz, koruyucusuz, kimyasalmaddelerden arındırılmış, doğal" deniyor. Gerçekte kimyasal maddeden oluşmayan hiçbir şey yok. Su bile bir kimyasal madde. Su, oksijen bile belli bir dozdan sonra zehirdir. "Tümüyle doğal" demenin de hiçbir anlamı yok. Çünkü arsenik, uranyum, cıva gibi zehirler de tümüyle doğaldır! Böylece çevre dostu olarak ilan edilen ürünlerin yüzde 11'i yuvarlak kelimeler kullanarak tüketicileri yanıltma günahını işliyor. Özellikle, ev ve otellerde de yaygın olarak kullanılan temizlik malzemeleri yeşil badanacıların en çok bu tür günah işlediği ürünlerden.
4. Kel alaka olma günahı: Ürünün günümüzde geçerli olmayan bir çevreci yönü ortaya çıkartılarak tüketicinin dikkati dağıtılıp gerçek çevreci ürüne ulaşması engelleniyor. Bu günah en çok ozon gazını kemiren kloroflorokarbon (CFC) ile ilgili iddialarda işleniyor. Zaten 30 yıl önce yasaklanıp piyasadan kaldırılmış olan CFC gazlarını günümüzde herhangi bir üründe kullanmak mümkün değil. Bu nedenle, "CFC içermez, çevre dostudur" demenin hiç bir anlamı yok. Bu günah yüzde 4 oranında işleniyor.
ORGANİK SİGARANE İŞE YARAR
5. Ehven-i şer günahı: Bazı ürünlerin aynı kategorideki diğer ürünlere göre daha yeşil/masum olması onun tümüyle günahsız olduğu anlamına gelmez. Bu günahı işleyen ürünlerin başında "organik sigaralar" geliyor. Kötünün iyisi olarak bir ürünün "yeşil, çevreci, organik" şeklinde lanse edilmesi onun çevreye ve sağlığımıza zarar vermediği anlamına gelmiyor. ABD'de bu günah yüzde 1 oranında işleniyor.
6. Yalan beyan: Bu günah, ürünün çevre dostu olduğu yönü ile ilgili iddiasının doğru olmadığı ispatlandığında ortaya çıkıyor. ABD gibi tüketici haklarının iyi bir şekilde korunduğu ülkelerde bu günahı işleyen ürünlerin oranı yüzde 1'den az. Örneğin, "organik sertifikalı" olduğunu iddia eden şampuanların gerçekte sertifikası olmadığı gibi böyle bir özelliğinin de olmadığı resmi ve gönüllü laboratuvarlar tarafından belirleniyor. Benzer şekilde, "yüzde 100 geri dönüşümlü káğıt" olduğunu söyleyen plastik kaplar da var!
Gelişmiş ülkelerde "yeşil badanadan" da tüketicileri korumak için yasalar ve STK'lar var. Ülkemizde ise bu görev tümüyle tüketicinin kendisine düşüyor. Çevreci bir ürün almak gibi bir duyarlılığınız varsa bundan sonra yukarıdaki altı günaha dikkat ederek alış verişinizi yapınız.
Kaynak:Hürriyet Gazetesi
Mehmet Ali ECE
Çevre Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı (C)
Cep : 0544 420 00 70