- Katılım
- 25 Şubat 2009
- Şehir
- Antalya
- Firma
- ARÜV ÇEVRE MÜH. A.Ş.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat biraz daha “pişmem” gerekli mi sektörde?
• Kendi işimi kuracağım fakat biraz sermayeye ihtiyacım var sanki…
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat piyasa benim gerçek değerimin farkında değil.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat kişisel çevrem benim deli olduğumu düşünüyor.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat teknik bilgim yetersiz.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat pazarlama hakkında hiç bir bilgim yok.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat yeterli network’üm, kişisel ağım yok.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat iş yönetiminden anlamıyorum.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat para ile uğraşmayı oldum olası becerememişimdir…
Bu “fakat”ların hepsi aslında ne demek biliyor musunuz?
Kendi işimi kurmak istiyorum fakat korkuyorum.
Bu noktada yalan söylemeyeceğim. Korkmakta sonuna kadar haklısınız.
Ne yalan söyleyeyim ben de kendi girişimime korkudan tir tir titreyerek başladım.
• Rüyalarınızdaki işi kuramayacağınızdan korkuyorsunuz.
• Başarısız olacağınızdan korkuyorsunuz.
• Saçmasapan bir şey yapıp çevreniz tarafından alay konusu olacağınızdan korkuyorsunuz.
• Değişimden korkuyorsunuz.
• Yapacağınız işin fırsat maliyeti sizi korkutuyor (yani bu işi yaparken yapamayacağınız diğer şeylerin maliyeti
diğer şeyleri açarsak:
o başka iş fırastaları
o kişisel zamanınızdaki kısıtlamalar
o sevdiklerinize daha az zaman ayırmak
o sürekli dağınık bir zihinle ortalıkta hayalet gibi dolaşmak… korkutuyor sizi)
Ancak, korku eğer kullanmayı bilirseniz oldukça tetikleyici bir motivasyon aracıdır.
Ve unutmayın sorun “bir şeylerin eksikliği” ya da “henüz hazır olmamanız” değil.
Kendinize bir hedef koyun ve bu hedef doğrultusunda gerekli şartları uzun vadede sağlamaya bakın. Gerisi gelir.
• Bu hedef, bir dönem cd satarak (yani ruhunuzu satarak) sermaye biriktirmenizi gerektiriyorsa öyle yapın.
• Ya da gündüzleri para kazanıp, geceleri Batman misali kendi işlerine odaklanman gerekiyorsa, öyle yapın.
• Günlük ortalama uykunu 4 saate indirmeniz gerekiyorsa “polifazik uyku teknikleri” üzerine çalışın biraz
• Sevdiklerinize daha az vakit ayıracaksanız, sosyal hayatınızdan bir süre uzaklaşmanız gerekiyorsa çevrenizle konuşun ve eyleme geçin
(Girişimcilik yolu, biraz da yalnızlık yolu –
tabii sevdiklerinizi tamamen ihmal etmeyin yoksa yapayalnız kalırsınız )
Sadece bahane üretmeyin, ertelemeyin, şu andan itibaren yolunuzu çizin ve harekete geçin.
Siz Zaten Hazırsınız
Yeni bir girişim başlatmak için tüm koşulların mükemmel olmasını bekleyemezsiniz. Yıldızların sizin için mükemmel bir şekilde hizalanmasını beklemeniz yapacağınız en büyük hata olur.
Size bir kötü haber vereyim. Yıldızlar hiçbir zaman hizalanmayacak. Siz beklediğiniz sürece o parlak ilham ampulü kafanızda hiçbir zaman yanmayacak. Siz başka birileri için çalışırken öğrendiğiniz ve yaptığınız hiçbir şey sizi kendi girişiminizi kuracak düzeye getirmeyecek.
Şimdi de iyi haberler: Bunların hiçbir önemi yok. Gerçek olan şu ki siz zaten hazırsınız. Kendi girişiminizi başlatmanızı için önünüzde korkularınız ve endişeleriniz dışında hiçbir engel yok. Amiyane tabirle k*çınızı kaldırıp karar vermenize bakıyor her şey.
Eğer halen ikna olmadıysanız. Eğer yanınızda hâlâ birkaç mazeret bulunuyorsa onlardan da kurtulalım:
Daha Fazla Eğitime İhtiyacınız Yok
Lisans döneminde, okulda, iş hayatında her ne öğrenirseniz öğrenin kendi işinizi başlatmanızda hiçbir önemi yok. Eksik olduğunuz yönlerinizi geliştirebilir. İlgi alanınıza girmeyen konular için işini bilen profesyonellerle iş birliği yapabilirsiniz.
İş hayatında eğitim ve bilgiden çok daha önemli olan şey çevredir. Networkünüzü genişletin. Deliler gibi bağlantı kurmaya bakın. Kaynakları verimli bir şekilde yönetmek, her şeyi kendinizin yapmasından daha iyi olacaktır emin olun.
Merak etmeyin hiçbir MBA sınıfında “çok büyük riskler nasıl alınır ve bu risklerin altına girdiğinizde yaşayacağınız mide sancılarının ve kalp çarpıntısının üstesinden nasıl gelinir” dersi verilmiyor. Bu dersi kendi kendinize alacaksınız.
Ve emin olun bir sene kendi işinizi yaparak lisans dönemi bilgilerinizin üzerine onbinlerce dolar verip bir iş yönetimi master’ı yapıp edindiğiniz toplam birikimden çok daha fazlasını öğrenirsiniz.
MBA gerekli değil demiyorum. Özellikle benim gibi mühendis kafalı iseniz, farklı bir paradigma kazanmanız için MBA mutlaka gerekli bile diyebilirim. Bununla birlikte, MBA sahibi olmayıp iş yönetimi konusunda deha olan pek çok kişi de var ortalıkta.
Daha Fazla Paraya İhtiyacınız Yok
Girişiminize başlamak için bir melek yatırımcının size bir çuval dolusu para vereceğini hayal ediyorsanız tembellik ediyorsunuz demektir.
Elinizde olan kaynakları sonuna kadar kullanın. Limitlerinizi zorlayın. Elinizden gelenin en iyisini yapın. Elinizde “elle tutulur” bir şeyler olsun. Ve ondan sonra finansman arayın.
Girişimcilerin çoğu birilerinden milyon dolarlık çek almadan ayakta durabiliyor ve başarılı eserler çıkarabiliyor. Siz bu kurala bir istisna değilsiniz.
Daha Fazla Zamana İhtiyacınız Yok
Kendi girişiminizi başlatmanız için tek bir doğru zaman var ve o zaman da bugün, hemen ve şimdi.
Birkaç ay daha beklemek, ya da kendinize hayali bir kilometretaşı atamak hiçbir şeye yardımcı olmaz.
(Korkunuzu erteledikçe bu korkunun bastırılmasına neden olursunuz, korkunuzu bastırdıkça da farkında olmadan korkunuzun sizinle hayaliniz arasında görünmez bir duvar örmesine sebep olursunuz — anlayan anladı.)
Pazarın “henüz hazır olmadığı” doğru. Fakat “pazar hiçbir zaman hazır olmayacak”. Yıldızlara güvenmeyin ve hemen şimdi başlayın.
Kendi işinize başladığınızda dünyanız heyecan ve karmaşa dolu olacak, uyku düzeniniz bozulacak. Binbir türlü sorunla karşılaşacaksınız. Başlangıç girişimi böyle çalışır. Ve bir başlangıç girişimini yönetmek dünyanın en zor işidir.
Ne yaparsanız yapın, zorluk çekeceksiniz. Ertelemek hiçbir şeyi değiştirmez.
Daha Fazla Deneyime İhtiyacınız Yok
Burada sizi yanıltmak istemem. Deneyim tabii ki yardımcı olacaktır. Fakat deneyim bir gereklilik değildir. Deneyimi işinizi geliştirirken de elde edebilirsiniz. En kötü ihtimalle başarısız bir girişiminiz olur, bundan deneyim kazanır ve yepyeni bir girişim başlatırsınız.
Bir şirkette çalışarak iş geliştirme deneyimi kazanamazsınız. Bir şirkette çalışarak deneyim kazanmaya çalışmak, lüks bir restoranda yemek yiyip ileride şef garson olmayı hayal etmeye benzer.
Hatta daha da ileri gideceğim:
Bir şirkette çalışarak kendi girişimini kurmak için deneyim kazanmak, lüks bir restoranda 10 yıllık bir Muscat şarabı ısmarlayıp, bu şarabın tadına varırken ileride ünlü bir şarap üreticisi olmayı hayal etmeye benzer.
Deneyim kazanmanın en iyi yolu, deneyimi yaşarayak kazanmaktır. Siz bir adım atın, isteseniz de istemeseniz de deneyim sahibi olacaksınız.
Daha Fazla Bahane Üretmeye Gerek Yok
Eğer önümüzdeki birkaç yılınızı bahane üretmekle harcamak ve kendinizi hazır olmadığınıza ikna etmekle geçirmek istiyorsanız buyrun devam edin.
Fakat eğer beklemenin sizi girişimci olmaya hazırlamadığını fark ettiyseniz, bu yazıyı bir köşeye bırakmanın ve eyleme geçmenin zamanı gelmiş de geçiyor demektir
Evet, hemen, şu anda, şimdi.
Siz hâlihazırda hazırsınız..
Alıntıdır..
• Kendi işimi kuracağım fakat biraz sermayeye ihtiyacım var sanki…
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat piyasa benim gerçek değerimin farkında değil.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat kişisel çevrem benim deli olduğumu düşünüyor.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat teknik bilgim yetersiz.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat pazarlama hakkında hiç bir bilgim yok.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat yeterli network’üm, kişisel ağım yok.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat iş yönetiminden anlamıyorum.
• Kendi işimi kurmak istiyorum fakat para ile uğraşmayı oldum olası becerememişimdir…
Bu “fakat”ların hepsi aslında ne demek biliyor musunuz?
Kendi işimi kurmak istiyorum fakat korkuyorum.
Bu noktada yalan söylemeyeceğim. Korkmakta sonuna kadar haklısınız.
Ne yalan söyleyeyim ben de kendi girişimime korkudan tir tir titreyerek başladım.
• Rüyalarınızdaki işi kuramayacağınızdan korkuyorsunuz.
• Başarısız olacağınızdan korkuyorsunuz.
• Saçmasapan bir şey yapıp çevreniz tarafından alay konusu olacağınızdan korkuyorsunuz.
• Değişimden korkuyorsunuz.
• Yapacağınız işin fırsat maliyeti sizi korkutuyor (yani bu işi yaparken yapamayacağınız diğer şeylerin maliyeti
diğer şeyleri açarsak:
o başka iş fırastaları
o kişisel zamanınızdaki kısıtlamalar
o sevdiklerinize daha az zaman ayırmak
o sürekli dağınık bir zihinle ortalıkta hayalet gibi dolaşmak… korkutuyor sizi)
Ancak, korku eğer kullanmayı bilirseniz oldukça tetikleyici bir motivasyon aracıdır.
Ve unutmayın sorun “bir şeylerin eksikliği” ya da “henüz hazır olmamanız” değil.
Kendinize bir hedef koyun ve bu hedef doğrultusunda gerekli şartları uzun vadede sağlamaya bakın. Gerisi gelir.
• Bu hedef, bir dönem cd satarak (yani ruhunuzu satarak) sermaye biriktirmenizi gerektiriyorsa öyle yapın.
• Ya da gündüzleri para kazanıp, geceleri Batman misali kendi işlerine odaklanman gerekiyorsa, öyle yapın.
• Günlük ortalama uykunu 4 saate indirmeniz gerekiyorsa “polifazik uyku teknikleri” üzerine çalışın biraz
• Sevdiklerinize daha az vakit ayıracaksanız, sosyal hayatınızdan bir süre uzaklaşmanız gerekiyorsa çevrenizle konuşun ve eyleme geçin
(Girişimcilik yolu, biraz da yalnızlık yolu –
tabii sevdiklerinizi tamamen ihmal etmeyin yoksa yapayalnız kalırsınız )
Sadece bahane üretmeyin, ertelemeyin, şu andan itibaren yolunuzu çizin ve harekete geçin.
Siz Zaten Hazırsınız
Yeni bir girişim başlatmak için tüm koşulların mükemmel olmasını bekleyemezsiniz. Yıldızların sizin için mükemmel bir şekilde hizalanmasını beklemeniz yapacağınız en büyük hata olur.
Size bir kötü haber vereyim. Yıldızlar hiçbir zaman hizalanmayacak. Siz beklediğiniz sürece o parlak ilham ampulü kafanızda hiçbir zaman yanmayacak. Siz başka birileri için çalışırken öğrendiğiniz ve yaptığınız hiçbir şey sizi kendi girişiminizi kuracak düzeye getirmeyecek.
Şimdi de iyi haberler: Bunların hiçbir önemi yok. Gerçek olan şu ki siz zaten hazırsınız. Kendi girişiminizi başlatmanızı için önünüzde korkularınız ve endişeleriniz dışında hiçbir engel yok. Amiyane tabirle k*çınızı kaldırıp karar vermenize bakıyor her şey.
Eğer halen ikna olmadıysanız. Eğer yanınızda hâlâ birkaç mazeret bulunuyorsa onlardan da kurtulalım:
Daha Fazla Eğitime İhtiyacınız Yok
Lisans döneminde, okulda, iş hayatında her ne öğrenirseniz öğrenin kendi işinizi başlatmanızda hiçbir önemi yok. Eksik olduğunuz yönlerinizi geliştirebilir. İlgi alanınıza girmeyen konular için işini bilen profesyonellerle iş birliği yapabilirsiniz.
İş hayatında eğitim ve bilgiden çok daha önemli olan şey çevredir. Networkünüzü genişletin. Deliler gibi bağlantı kurmaya bakın. Kaynakları verimli bir şekilde yönetmek, her şeyi kendinizin yapmasından daha iyi olacaktır emin olun.
Merak etmeyin hiçbir MBA sınıfında “çok büyük riskler nasıl alınır ve bu risklerin altına girdiğinizde yaşayacağınız mide sancılarının ve kalp çarpıntısının üstesinden nasıl gelinir” dersi verilmiyor. Bu dersi kendi kendinize alacaksınız.
Ve emin olun bir sene kendi işinizi yaparak lisans dönemi bilgilerinizin üzerine onbinlerce dolar verip bir iş yönetimi master’ı yapıp edindiğiniz toplam birikimden çok daha fazlasını öğrenirsiniz.
MBA gerekli değil demiyorum. Özellikle benim gibi mühendis kafalı iseniz, farklı bir paradigma kazanmanız için MBA mutlaka gerekli bile diyebilirim. Bununla birlikte, MBA sahibi olmayıp iş yönetimi konusunda deha olan pek çok kişi de var ortalıkta.
Daha Fazla Paraya İhtiyacınız Yok
Girişiminize başlamak için bir melek yatırımcının size bir çuval dolusu para vereceğini hayal ediyorsanız tembellik ediyorsunuz demektir.
Elinizde olan kaynakları sonuna kadar kullanın. Limitlerinizi zorlayın. Elinizden gelenin en iyisini yapın. Elinizde “elle tutulur” bir şeyler olsun. Ve ondan sonra finansman arayın.
Girişimcilerin çoğu birilerinden milyon dolarlık çek almadan ayakta durabiliyor ve başarılı eserler çıkarabiliyor. Siz bu kurala bir istisna değilsiniz.
Daha Fazla Zamana İhtiyacınız Yok
Kendi girişiminizi başlatmanız için tek bir doğru zaman var ve o zaman da bugün, hemen ve şimdi.
Birkaç ay daha beklemek, ya da kendinize hayali bir kilometretaşı atamak hiçbir şeye yardımcı olmaz.
(Korkunuzu erteledikçe bu korkunun bastırılmasına neden olursunuz, korkunuzu bastırdıkça da farkında olmadan korkunuzun sizinle hayaliniz arasında görünmez bir duvar örmesine sebep olursunuz — anlayan anladı.)
Pazarın “henüz hazır olmadığı” doğru. Fakat “pazar hiçbir zaman hazır olmayacak”. Yıldızlara güvenmeyin ve hemen şimdi başlayın.
Kendi işinize başladığınızda dünyanız heyecan ve karmaşa dolu olacak, uyku düzeniniz bozulacak. Binbir türlü sorunla karşılaşacaksınız. Başlangıç girişimi böyle çalışır. Ve bir başlangıç girişimini yönetmek dünyanın en zor işidir.
Ne yaparsanız yapın, zorluk çekeceksiniz. Ertelemek hiçbir şeyi değiştirmez.
Daha Fazla Deneyime İhtiyacınız Yok
Burada sizi yanıltmak istemem. Deneyim tabii ki yardımcı olacaktır. Fakat deneyim bir gereklilik değildir. Deneyimi işinizi geliştirirken de elde edebilirsiniz. En kötü ihtimalle başarısız bir girişiminiz olur, bundan deneyim kazanır ve yepyeni bir girişim başlatırsınız.
Bir şirkette çalışarak iş geliştirme deneyimi kazanamazsınız. Bir şirkette çalışarak deneyim kazanmaya çalışmak, lüks bir restoranda yemek yiyip ileride şef garson olmayı hayal etmeye benzer.
Hatta daha da ileri gideceğim:
Bir şirkette çalışarak kendi girişimini kurmak için deneyim kazanmak, lüks bir restoranda 10 yıllık bir Muscat şarabı ısmarlayıp, bu şarabın tadına varırken ileride ünlü bir şarap üreticisi olmayı hayal etmeye benzer.
Deneyim kazanmanın en iyi yolu, deneyimi yaşarayak kazanmaktır. Siz bir adım atın, isteseniz de istemeseniz de deneyim sahibi olacaksınız.
Daha Fazla Bahane Üretmeye Gerek Yok
Eğer önümüzdeki birkaç yılınızı bahane üretmekle harcamak ve kendinizi hazır olmadığınıza ikna etmekle geçirmek istiyorsanız buyrun devam edin.
Fakat eğer beklemenin sizi girişimci olmaya hazırlamadığını fark ettiyseniz, bu yazıyı bir köşeye bırakmanın ve eyleme geçmenin zamanı gelmiş de geçiyor demektir
Evet, hemen, şu anda, şimdi.
Siz hâlihazırda hazırsınız..
Alıntıdır..