
Saros Körfezi Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasında planlanan FSRU Likit Doğalgaz Taşıma ve Yükleme Limanı için bölge halkına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca verilen ÇED olumlu kararıyla ilgili Edirne İdare Mahkemesi'nde açılan iptal davasında on kişiden oluşan Bilirkişi Heyeti bölgedeki incelemelerinin ardından düzenlediği 113 sayfalık raporda ÇED olumlu kararının yerinde olmadığına karar verdi. Keşan Kent Konseyi ve Saros Gönüllüleri'nce Sazlıdere Köyü'nde düzenlenen basın toplantısında Bilirkişi Heyeti tarafından mahkemeye sunulan raporu açıklayan Avukat Bülent Kaçar, "Gönüllüleri'nce Bilirkişi raporuyla haklılığımızın ve davamızın bilimsel olarak kanıtlanmış olması hepimiz için gurur vericidir. Saros'umuzun gözü aydın olsun" dedi.
'1'İNCİ DERECE DEPREM BÖLGESİ'
Bölgenin 1'inci derece deprem bölgesi olduğuna vurgu yapılan raporda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca verilen ÇED olumlu raporunun hatalı olduğu belirtilerek, "ÇED raporunda hatalı, eksik ve yanlış bilgilere yer verildiği, kıyı yönetim planlamasının yapılmadığı, üst ölçekli bölge çevre düzeni planlarına aykırı olduğu. Barcelona sözleşmesi yükümlerine, kültür, turizm gelişim bölgesi hükümlerine özel çevre koruma mevzuatına, aykırı olduğu ve 1'inci derece deprem bölgesinde yer aldığı tespit edildi. Flora fauna bilgilerinin yeterli olmadığı tespit edilmiştir" denildi.
Sazlıdere Köyü'nde yoğun bir katılımla gerçekleşen basın toplantısında Av. Kaçar, "Saros Körfezi'nin doğa harikası Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasına (FSRU) Likit doğalgaz taşıma ve yükleme limanı yapılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölge halkına rağmen ÇED Olumlu kararı vermişti. Saros Gönüllüleri olarak Edirne İdare Mahkemesinde açtığımız iptal davasında 1 Kasım 2019 günü on kişilik uzman bilirkişi heyetiyle birlikte keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştı" diyerek süreci ve gelinen noktayı şöyle aktardı:
"Sayın Bilirkişi Heyeti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Saros FSRU Limanı için verilen 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararının; söz konusu projenin (iskele, boru hatları, dolgu),gerçekleştirilmesi öngörülen alanda çevreye, tarım arazilerine ve toprağa, ormanlık alana, Saros körfezine, turizme, deniz biyolojisine, balıkçılığa, kuş türlerine, bölgenin flora ve faunasına olumsuz etkilerinin olup olmayacağı, projenin şehircilik ilkelerine, kamu yararına, üst ölçekli planlara, 3194sayılı İmar Kanunu'nda belirtilen ilkelere ve imarla ilgili diğer mevzuata uygun olup olmadığı yönünde incelemeler yapıp 113 sayfalık ayrıntılı rapor hazırlamış ve geçtiğimiz günlerde mahkemeye sunmuştur.
Saros Gönüllüleri olarak başından beri, Danıştay 6.Dairesinin kararında belirtildiği gibi; 'Enez Dalyan Gölünden Evreşe Ovası kıyısına kadar uzanan kuzey Saros Körfezi kıyı kuşağının doğal yapısı ve içerdiği ekolojik çeşitliliğin korunması' gerektiğini davalı Bakanlığa gönderdiğimiz binlerce itiraz dilekçesinde belirttik. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği Danıştay kararlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açısından bağlayıcı olduğunu ve kesinleşmiş olan bu Danıştay kararlarının Saros kıyılarını koruma altına aldığını ve ÇED sürecinin sonlandırılması gerektiğini her fırsatta Bakanlığa bildirdik. Maalesef Bakanlık bölge halkının, Sazlıdere Muhtarlığının, kooperatiflerin, birliklerin, sitelerin ve Keşan Belediyesi'nin uyarılarını asla dikkate almamıştır.
Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı hazırlanmış ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nce 22 Ocak 2018 tarihinde onaylanmıştır. Proje alanında; 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı ve 1/25.000 ölçekli Edirne Çevre Düzeni Planı çalışmaları yapılmıştır. Bu plan hükümlerine göre proje alanı Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi/Turizm Merkezi olarak planlanmıştır. Özel Çevre Koruma Bölgesi olan Saros Körfezinde özel ekolojik değerlerin yıkım projesi olan Saros FSRU Liman ÇED başvuru dosyası geldiğinde adı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olan bu bakanlığın görevi ÇED Olumsuz Kararı vermek olduğu halde hukuksuzlukta ve halkın iradesini tanımamakta ısrar etmiştir.
Saros Gönüllüleri olarak, ilk günden beri birlikteliğimiz, projeyi ve hukuksal süreci takip eden çalışmalarımız ve dayanışmamız tüm hızıyla devam etmektedir. Katkı sunan, emek veren herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bilirkişi raporuyla haklılığımızın ve davamızın bilimsel olarak kanıtlanmış olması hepimiz için gurur vericidir.
Proje için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun hazırlanmasından sonra, Keşan Kent Konseyi ile birlikte hareket ederek, halkın katılım toplantılarında bölge halkının yanında olup sesimizi basın yoluyla tüm Türkiye'ye duyurduk.4 Ağustos 2018 tarihinde bölgeye dair Acele Kamulaştırma kararı alınmasından sonra süreci takip ederek parsel sahiplerinin iptal davaları açmaları için dayanışma içinde olduk. Tüm Saros kıyı kesimlerinde hatta Trakya bölgesinde bültenler hazırlayıp halka dağıtarak, hem halkı bilgilendirdik hem de 45 bin ıslak imza toplayıp itiraz dilekçelerimizi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunduk. 17 Mayıs 2019 da Bakanlığın Çevre Etki Değerlendirmesi Olumlu kararına karşı yürütmeyi durdurma ve iptal davamızı açtık.
Tüm Saros körfezi kıyı yerleşim yerleri ile iletişim kurarak, doğa ve yaşam savunucusu yüzlerce gönüllü ile ÇED iptal davamızın tüm masraflarını büyük bir dayanışma ruhuyla birlikte karşılamak için çalışmalar yaptık. Saros körfezinde ve Trakya'da dayanışmayı büyüttük ve tüm ülkeye yaydık.
28 Ağustos 2019 da, FSRU projesini her yönü ile konuşmak için, Keşan Belediyesi konferans salonunda, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi hocalarımızdan sayın Prof.Dr.Doğanay Tolunay ve MAREM projesi lideri Hidrobiyolog sayın Dr. M.Levent Artüz hocamızın katılımıyla "Barselona Sözleşmesi Kapsamında Saros Körfezi" panelini gerçekleştirdik.
29 Ağustos 2019 da Edirne İdare Mahkemesi davadan BOTAŞ'ın da etkileneceğini öngörerek BOTAŞ'ı davaya dahil etti. Kararın hemen ardından Botaş yetkileri kamulaştırma alanındaki toprak sahipleriyle tek tek görüşerek, belirlenen bedel üzerinden anlaşarak ödeme yapmak için imza talep ettiğini ama kamulaştırma alanında arazisi bulunan halkın çoğunluk olarak imza vermediğini tespit ettik.
Saros FSRU projesinde net açıklanmamakla birlikte LNG yanında benzin, gazyağı, motorin taşıyan beyaz boru hatları da bulunmakta olduğunu ve Liman yapımı gerçekleşecek olursa Saros Körfezi'nin İzmit, Aliağa, İskenderun veya Bandırma körfezi gibi balçık haline döneceği bir gerçekliktir. Proje için Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Turizm Kültür Gelişim Bölgesi ilan edilen ve 1. Derece Deprem bölgesi olan Saros körfezinin uygun olmadığı gerçeğini dahi göremezden gelen Bakanlığa karşı maalesef doğayı ve denizimizi savunduk.
Saros Gönüllüleri olarak Keşan Kent Konseyinin ve Trakya Platformunun katkılarıyla, davamıza sonuna kadar inanarak çocuklarımıza temiz bir doğa ve deniz bırakabilmek için tüm süreci sonuna kadar dayanışma ruhuyla yürüttük.
Saros körfezine, doğamıza sahip çıkan, hak arayışımıza destek veren tüm dostlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. Saros'umuzun gözü aydın olsun."
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'
Bakanlığın verdiği ÇED raporu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Kaçar, "Biz Saros gönülleri olarak yapacağımız değerlendirme sonucu, ÇED raporunu hazırlayan, ÇED raporunu eksik hatalı yanlış ve gerçekdışı, bilime aykırı hazırlayan meslek dallarında görev yapanlara, görevlerini kötüye kullanma açısından suç duyurusunda bulunmayı değerlendireceğiz. Çünkü hiç kimse bu Saros halkına, Trakya halkına rağmen buraları planlamaya, buralara kendi uygun gördüğü yatırımları yapmaya karar veremez. Halka rağmen ısrarla yapılmak istenen bu projeye karşı hukuki, adli idari her tür süreci işleteceğiz. Bundan sonraki süreç mahkemenin. Bundan sonra mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesini bekliyoruz" diye konuştu.
Kaynak :