Üyeler Görebilir
1. GİRİŞ
Dünyada modern manada ilk atık su tesisi, 1842 yılında Hamburg’ta inşa edilmiştir. Bundan 12 yıl sonra 1855’de Chicago’da ilk kanalizasyonda yapılmıştır. Tasfiye tesislerinin inşası ise 1870 yılından sonradır. O tarihten beri yalnız ABD’de yapılan atık su tasfiye tesislerinin sayısı 15000’ni geçmiştir. Geçen zaman içinde teknoloji ve arıtma tekniklerinde büyük gelişmeler olmuş, aynı zamanda çevreyle ilgili kavramlar ve yönetmelik esasları da değişmiştir. Yakın gelecekte az enerji tüketen teknolojilere, tekrar kullanma ve geri kazanma gibi tabiattaki mekanizmaları taklit eden sistemlere ağırlık verilecektir (Muslu, 1994).
Atık su arıtımı, çeşitli kullanımlar sonucu oluşan atık suların deşarj edildikleri alıcı ortamın fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve ekolojik özelliklerini değiştirmeyecek hale getirmek için uygulanan fiziksel, kimyasal ve biyolojik proseslerin birini yada birkaçını kapsamaktadır (Çevreted, 1996).
Çevre sorunlarını görmezden gelip, sürekli ihmal ederek, onlar için çözüm üretmemiz mümkün değildir. Her geçen gün, büyüyen maliyetlere neden olan bu problemlerin ağır faturaları yine insanlara mal olmakta ve tarafımızdan ödenmektedir (Çevreted, 1996).
Türkiye, çevre sorunlarının yüksek boyutta olduğu, gelişmekte olan bir ülke durumundadır. Fakat çevre kirliliğini tek sorunlusu olarak hızlı sanayileşmenin gösterilmesi yanlıştır. Çarpık ve altyapısız kentleşme kırsal kesimden şehirlere akın şeklinde gerçekleşen göçler, bunlarla orantılı olarak nüfus ve taşıt araçlarında meydana gelen artış, hava, su, toprak gibi yaşamımızı devam ettirmemizi sağlayan tüm unsurlara etki yaparak kirlenmesine ve tükenmesine sebep olmaktadır (Çevreted, 1996).
Bu ödevde, atık suların oluşturduğu çevre etkilerini gidermek amacıyla kurulan tesislerde verimi azaltan, tesisi etkileyen problemler ve çözüm yöntemleri üzerinde durulacaktır.
Dünyada modern manada ilk atık su tesisi, 1842 yılında Hamburg’ta inşa edilmiştir. Bundan 12 yıl sonra 1855’de Chicago’da ilk kanalizasyonda yapılmıştır. Tasfiye tesislerinin inşası ise 1870 yılından sonradır. O tarihten beri yalnız ABD’de yapılan atık su tasfiye tesislerinin sayısı 15000’ni geçmiştir. Geçen zaman içinde teknoloji ve arıtma tekniklerinde büyük gelişmeler olmuş, aynı zamanda çevreyle ilgili kavramlar ve yönetmelik esasları da değişmiştir. Yakın gelecekte az enerji tüketen teknolojilere, tekrar kullanma ve geri kazanma gibi tabiattaki mekanizmaları taklit eden sistemlere ağırlık verilecektir (Muslu, 1994).
Atık su arıtımı, çeşitli kullanımlar sonucu oluşan atık suların deşarj edildikleri alıcı ortamın fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve ekolojik özelliklerini değiştirmeyecek hale getirmek için uygulanan fiziksel, kimyasal ve biyolojik proseslerin birini yada birkaçını kapsamaktadır (Çevreted, 1996).
Çevre sorunlarını görmezden gelip, sürekli ihmal ederek, onlar için çözüm üretmemiz mümkün değildir. Her geçen gün, büyüyen maliyetlere neden olan bu problemlerin ağır faturaları yine insanlara mal olmakta ve tarafımızdan ödenmektedir (Çevreted, 1996).
Türkiye, çevre sorunlarının yüksek boyutta olduğu, gelişmekte olan bir ülke durumundadır. Fakat çevre kirliliğini tek sorunlusu olarak hızlı sanayileşmenin gösterilmesi yanlıştır. Çarpık ve altyapısız kentleşme kırsal kesimden şehirlere akın şeklinde gerçekleşen göçler, bunlarla orantılı olarak nüfus ve taşıt araçlarında meydana gelen artış, hava, su, toprak gibi yaşamımızı devam ettirmemizi sağlayan tüm unsurlara etki yaparak kirlenmesine ve tükenmesine sebep olmaktadır (Çevreted, 1996).
Bu ödevde, atık suların oluşturduğu çevre etkilerini gidermek amacıyla kurulan tesislerde verimi azaltan, tesisi etkileyen problemler ve çözüm yöntemleri üzerinde durulacaktır.