Yöre halkının itirazlarına rağmen taşocağı işletmeye başlayan şirket Gözne’nin yayla özelliğini kaybetmesine neden olabilecek bir adıma daha hazırlanıyor. Halk taşocaklarının genişlemesinden tedirgin.
Yaz aylarının oldukça sıcak geçtiği Mersin’de yaylacılık önemli bir kültür. Yerleşik nüfus yayla olarak anılan yerlerde bahçecilik ve hayvancılıkla geçimini sağlarken şehirdeki yerleşik nüfus yaylaları dört ay süren yaz sezonunda kullanıyor. Bu nedenle Mersin’de yaylalar hem köylüler hem şehirliler için önemli bir yaşam alanı.
Mersin şehir merkezine 35 kilometre mesafede bulunan Gözne de Mersin’in önemli yaylalarından biri. Kış nüfusu 2 bin civarında olan Gözne’nin yaz nüfusu 30 bini buluyor. Bunun yanı sıra yaz aylarında her gün binlerce insan günübirlik piknik için ‘Gözne taraflarına’ çıkıyor.
Mersin’in yayla olarak anılan köy yerleşim yerlerinde taşocakları işletmeleri yeni değil. Gerek devletin yol yapım çalışmaları dolayısıyla gerekse Çimsa’nın piyasadaki etkisiyle Mersin’de birçok yerde irili ufaklı taşocakları açıldı, faaliyet gösterdi.

Ancak son yıllarda taşocaklarının hem sayısı artıyor hem de ilk açıldıklarında düşük kapasite ile çalışan taşocakları bir süre sonra kapasite artırmaya başlıyor, kapasite artırımı için hazırlanan ÇED raporları da genellikle kısa sürede onaylanıyor. Böylece şirketler kademe kademe kapasite artırıyor ve ÇED süreci daha kolay işliyor.
Pandemi koşulları olmasına rağmen ÇED süreci işledi ve Gözne’de bir kahvehanede ÇED Halk Bilgilendirme Toplantısı yapılacağına dair ilana çıkıldı. Halk toplantısı çevre örgütlerinin ve yöre halkının yoğun protestoları arasında yapılamadı ve toplantının yapılamadığına dair tutanak tutuldu.

Taşocağı nedeniyle toz sorunu yaşadıklarını, dinamit gürültüsünün bazen çok yüksek olduğunu ifade eden Muhtar Taşkın şunları söyledi:
“Şirketin sahibinin söylediği kadarıyla alanı genişletip mermer çıkaracaklarmış. Mermer çıkarınca dinamit patlatmayız diyorlar. Tabi bu şirket sahibinin dediği, ne yapacaklar, nasıl bir şey olacak, hiçbirimiz bilmiyoruz. ÇED toplantısında devletin memurları anlatır diye düşündük. Şirketin sahibi bazı şeyleri saklar ama devletin memuru saklamaz diye düşündük. Ama toplantı olmadı. Hiçbir şey öğrenemedik. Ne yapacaklarını bilmiyoruz.”

Ocağın Çevre Düzeni Planı’na aykırı şekilde genişlemesinin kanuni olmayacağına işaret eden Kabasakal, “Taşocağı ve mermer alanı yerleşim alanlarına da çok yakın. Ocak açıldığında buradan dev iş makineleri geçecek sürekli. ÇED raporunda sanki burada altı metrelik cadde varmış gibi göstermişler” dedi.
Kabasabal şu konulara dikkat çekti:

Şirketin doğal olarak gerekli önlemleri alacağını, insana ve çevreye zarar vermeyecek üretim yapılacağını söyleyeceğini; bunun için raporlar, belgeler sunacağını vurgulayan Aktay, şöyle konuştu:
“Ancak hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede bazı kesimlerin çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir şey kuralına göre yapılmaz. Her zaman halk sağlığından, çevreden, dar gelirli kesimlerin çıkarlarından feragat edilir. Kurallar, denetlemeler, yaptırımlar kağıt üstünde kalır. Son yıllarda yüzlerce örneğini gördüğümüz bir senaryonun bu güzel coğrafyada tekrarlanmasını istemiyoruz. Gözne’nin göz göre göre heba edilmesini, Göznelilerin mağdur edilmesini kabullenmiyoruz. Bunun için mücadelemizi her platformda sürdüreceğiz”
Yaz aylarının oldukça sıcak geçtiği Mersin’de yaylacılık önemli bir kültür. Yerleşik nüfus yayla olarak anılan yerlerde bahçecilik ve hayvancılıkla geçimini sağlarken şehirdeki yerleşik nüfus yaylaları dört ay süren yaz sezonunda kullanıyor. Bu nedenle Mersin’de yaylalar hem köylüler hem şehirliler için önemli bir yaşam alanı.
Mersin şehir merkezine 35 kilometre mesafede bulunan Gözne de Mersin’in önemli yaylalarından biri. Kış nüfusu 2 bin civarında olan Gözne’nin yaz nüfusu 30 bini buluyor. Bunun yanı sıra yaz aylarında her gün binlerce insan günübirlik piknik için ‘Gözne taraflarına’ çıkıyor.
Mersin’in yayla olarak anılan köy yerleşim yerlerinde taşocakları işletmeleri yeni değil. Gerek devletin yol yapım çalışmaları dolayısıyla gerekse Çimsa’nın piyasadaki etkisiyle Mersin’de birçok yerde irili ufaklı taşocakları açıldı, faaliyet gösterdi.

Ancak son yıllarda taşocaklarının hem sayısı artıyor hem de ilk açıldıklarında düşük kapasite ile çalışan taşocakları bir süre sonra kapasite artırmaya başlıyor, kapasite artırımı için hazırlanan ÇED raporları da genellikle kısa sürede onaylanıyor. Böylece şirketler kademe kademe kapasite artırıyor ve ÇED süreci daha kolay işliyor.
Şirket yavaş yavaş büyüdü, taksitle ÇED raporu aldı
Gözne’de yaşanan da bunun bir benzeri. Gözne’de halihazırda taşocağı işleten Doğakan adlı şirket ilk ocağı 2015 senesinde açtı. O dönemde şirketin faaliyet alanı 9 hektar olarak belirlenmişti. 2019 yılında şirket kullanım alanını 100 hektara çıkardı. Şirket 2020 yılında yeniden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu ve faaliyet alanını 600 dekara çıkarmak istediğini bildirdi.Pandemi koşulları olmasına rağmen ÇED süreci işledi ve Gözne’de bir kahvehanede ÇED Halk Bilgilendirme Toplantısı yapılacağına dair ilana çıkıldı. Halk toplantısı çevre örgütlerinin ve yöre halkının yoğun protestoları arasında yapılamadı ve toplantının yapılamadığına dair tutanak tutuldu.

Muhtar: Şirket mıcırı bedava veriyor, spor kulübüne destek veriyor
Gözne Mahallesi Muhtarı Şevket Taşkın, şirketin 2015’ten beri Gözne’de faaliyet yürüttüğünü söyledi ve şirketin mahalle halkı ile kurduğu iyi ilişkilere dikkat çekti. Taşkın “Şirketin mahallemize mucırı ve yolların onarımında kullanılan malzemeyi bedavaya veriyor. Bunun yanı sıra spor kulübümüze yardımları oluyor” dedi.Taşocağı nedeniyle toz sorunu yaşadıklarını, dinamit gürültüsünün bazen çok yüksek olduğunu ifade eden Muhtar Taşkın şunları söyledi:
“Şirketin sahibinin söylediği kadarıyla alanı genişletip mermer çıkaracaklarmış. Mermer çıkarınca dinamit patlatmayız diyorlar. Tabi bu şirket sahibinin dediği, ne yapacaklar, nasıl bir şey olacak, hiçbirimiz bilmiyoruz. ÇED toplantısında devletin memurları anlatır diye düşündük. Şirketin sahibi bazı şeyleri saklar ama devletin memuru saklamaz diye düşündük. Ama toplantı olmadı. Hiçbir şey öğrenemedik. Ne yapacaklarını bilmiyoruz.”

Avukat Kabasakal: ÇED raporunda eksikler, yanlışlar var
Süreci yakından takip eden Mersin Çevre ve Doğa Derneği Başkan Yardımcısı Semra Kabasakal, şirketin mermer sahası açmak istediği yaklaşık 650 dönümlük alanın 1/100 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda orman alanları, tarım alanları ve kırsal yerleşim alanları olarak işaretli olduğuna dikkat çekti.Ocağın Çevre Düzeni Planı’na aykırı şekilde genişlemesinin kanuni olmayacağına işaret eden Kabasakal, “Taşocağı ve mermer alanı yerleşim alanlarına da çok yakın. Ocak açıldığında buradan dev iş makineleri geçecek sürekli. ÇED raporunda sanki burada altı metrelik cadde varmış gibi göstermişler” dedi.
Kabasabal şu konulara dikkat çekti:
Avukat Aktay: Gözne de kontrolsüz maden yatırımcılığının yeni mağduru
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Avukat Adil Aktay da, madencilik sektörünün son yıllarda plansız ve hızlı büyümesine dikkat çekti:
Şirketin doğal olarak gerekli önlemleri alacağını, insana ve çevreye zarar vermeyecek üretim yapılacağını söyleyeceğini; bunun için raporlar, belgeler sunacağını vurgulayan Aktay, şöyle konuştu:
“Ancak hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede bazı kesimlerin çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir şey kuralına göre yapılmaz. Her zaman halk sağlığından, çevreden, dar gelirli kesimlerin çıkarlarından feragat edilir. Kurallar, denetlemeler, yaptırımlar kağıt üstünde kalır. Son yıllarda yüzlerce örneğini gördüğümüz bir senaryonun bu güzel coğrafyada tekrarlanmasını istemiyoruz. Gözne’nin göz göre göre heba edilmesini, Göznelilerin mağdur edilmesini kabullenmiyoruz. Bunun için mücadelemizi her platformda sürdüreceğiz”