Üyeler Görebilir
Temmuz 2009 Alımlarından önce özellikle işsiz olan ve atanmak için 2008 KPSS Sınavına girmiş ya da girmemiş işi olan, ya da olmayan mezun yada mezun olmammış bütün Çevre Mühendisi ve Öğrenci kardeşlerimizi toplumsal, mesleki bir birliğe ve toplu hareket etmeye davet ediyorum. 2008 yılı sonunda sadece 65 Çevre Mühendisi Atanmış olup 1100 Çevre Mühendisi mezun olmuştur. Belediyeler, Hastaneler, Kitler ve Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları Çevre Denetim Yönetmeliği Kapsamsında, Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında, Çevre İzinleri Yönetmeliği kapsamında da Çevre Mühendisi çalıştırması zorunlu kurumlardır.
Çevre Orman Bakanlığı'nın Çevre Kanununa göre çıkardığı yönetmelikler 50’yi geçmiş ve mevcut personel sayısı ve bilgi birikimi (Bakanlık ve taşra teşkilatında çalışan Çevre Mühendisi sayısı nedeni ile çevre mühendislerinin işini biyologların ziraat mühendislerin, veterinerlerin yaptığını unutmayalım.) eksikleri olduğu aşikârdır. Çevre Orman Bakanlığı peşi sıra yeterlilik tebliğleri (Çed ve Ptd Raporu, Çevre Yönetim Birimi, Çevre İzinleri Yönetmeliği, Gürültü Kontrolü, raporlama ve haritalama, etc.) konularda bizlerden (Çevre Konusunda 4 yıl profesyonellerden eğitim almış ve Çevre Mühendisliği unvanını almış) yeterlilik ararken, Çevre yönetim Şube Müdürlükleri ve ilgili birimlerde çalışan personelin Çevre Konusunda ne kadar yeterli olduğu mezun olduğu lisans programlarından aşikârdır. Söz konusu sitemimize cevap ise ; yıllardır bu departmanlarda çalıştıkları söz konusu uygulama ve konularda uzmanlaştıkları gibi yasal ve mantıklı bir mesnete dayanmayan konvansiyonel usta çırak ilişkisi ile açıklanmak istenmek ve bu da yüzünü Avrupa’ya dönmüş; çalışmak, ilerlemek, konusunda uzmanlaşmak ve vatanına faydalı olmak isteyen genç Çevre Mühendisleri arkadaşlarımızın şevkini kırmakta umutlarını köreltmektedir.
Konvansiyonel yönetim anlayışı ile Çevre gibi yeni bir trendin yönetimi imkânsızdır. Söz konusu Mühendislik multidisiplin bir program olup salt kimya ya da salt yönetim sistemleri değil “Çevre Mühendisliğ” bütün ve parçalanamaz bir konsepttir. Özelden genele bütün girdilerin değerlendirildiği, ekonominin arz talep dengesi gibi Çevre Konusunda İzlenebilirlik, Yönetilebilirlik ve Sürdürülebilirlik temel ilkeler olmalıdır.
Bakanlık ve Taşra teşkilatında istihdam edilen 4-B pozisyonu ise içimizi acıtan ayrı bir olgudur. Bu durumu anlamak, kabul etmek imkânsızdır. (Bu konu sosyal ekonomik ve eşitlik ilkeleri açısından bir çok boyutta irdelenebilir.)
Mesleğimizle alakalı konuları her platformda konuşup ortak payda mantığı ile değerlendirerek Bilinçli Toplum, Sürdürebilir Çevre için el ele diyorum.
Bütün kadroların dağitilmış,
Mesleki çalışma alanların işgal edilmiş,
Diğer mesleklere peşkeş çekilmiş,
Senin olan için yeterlik koyulmuş,
Sevgi ve Saygılarımla.
Yasin ASLAN
Çevre Orman Bakanlığı'nın Çevre Kanununa göre çıkardığı yönetmelikler 50’yi geçmiş ve mevcut personel sayısı ve bilgi birikimi (Bakanlık ve taşra teşkilatında çalışan Çevre Mühendisi sayısı nedeni ile çevre mühendislerinin işini biyologların ziraat mühendislerin, veterinerlerin yaptığını unutmayalım.) eksikleri olduğu aşikârdır. Çevre Orman Bakanlığı peşi sıra yeterlilik tebliğleri (Çed ve Ptd Raporu, Çevre Yönetim Birimi, Çevre İzinleri Yönetmeliği, Gürültü Kontrolü, raporlama ve haritalama, etc.) konularda bizlerden (Çevre Konusunda 4 yıl profesyonellerden eğitim almış ve Çevre Mühendisliği unvanını almış) yeterlilik ararken, Çevre yönetim Şube Müdürlükleri ve ilgili birimlerde çalışan personelin Çevre Konusunda ne kadar yeterli olduğu mezun olduğu lisans programlarından aşikârdır. Söz konusu sitemimize cevap ise ; yıllardır bu departmanlarda çalıştıkları söz konusu uygulama ve konularda uzmanlaştıkları gibi yasal ve mantıklı bir mesnete dayanmayan konvansiyonel usta çırak ilişkisi ile açıklanmak istenmek ve bu da yüzünü Avrupa’ya dönmüş; çalışmak, ilerlemek, konusunda uzmanlaşmak ve vatanına faydalı olmak isteyen genç Çevre Mühendisleri arkadaşlarımızın şevkini kırmakta umutlarını köreltmektedir.
Konvansiyonel yönetim anlayışı ile Çevre gibi yeni bir trendin yönetimi imkânsızdır. Söz konusu Mühendislik multidisiplin bir program olup salt kimya ya da salt yönetim sistemleri değil “Çevre Mühendisliğ” bütün ve parçalanamaz bir konsepttir. Özelden genele bütün girdilerin değerlendirildiği, ekonominin arz talep dengesi gibi Çevre Konusunda İzlenebilirlik, Yönetilebilirlik ve Sürdürülebilirlik temel ilkeler olmalıdır.
Bakanlık ve Taşra teşkilatında istihdam edilen 4-B pozisyonu ise içimizi acıtan ayrı bir olgudur. Bu durumu anlamak, kabul etmek imkânsızdır. (Bu konu sosyal ekonomik ve eşitlik ilkeleri açısından bir çok boyutta irdelenebilir.)
Mesleğimizle alakalı konuları her platformda konuşup ortak payda mantığı ile değerlendirerek Bilinçli Toplum, Sürdürebilir Çevre için el ele diyorum.
Bütün kadroların dağitilmış,
Mesleki çalışma alanların işgal edilmiş,
Diğer mesleklere peşkeş çekilmiş,
Senin olan için yeterlik koyulmuş,
Sevgi ve Saygılarımla.
Yasin ASLAN