Ben sorumlu bir insanım diyen kişi önce kendi içinde yaşadığı gerçekleri algılamaktan sorumlu olduğunu bilir.
Yaşantınızı ve zamanınızı ayırdığınız işlerde kaliteye, sorumluluğa ve paylaşmaya önem veriniz. İletişimi, kendinizi ve başkalarını önemseyiniz ve bunu insanlara rol yapmadan, abartmadan hissettiriniz. Gerçek duygu ve düşüncelerinizi zamana ve mekana dikkat ederek paylaşınız. Lütfen, duyguları da hesaba katınız. Kurban rolünü oynamayı benimsemişseniz, bu seçimden vazgeçmenin de sizin elinizde olduğunu unutmayınız. Bu rolü benimsemek yerine üstünüze düşeni değil, elinizden geleni yapınız. Eğer hayattan bir şeyler elde etmek istiyorsanız, yaşantınızı ve zamanınızı ayırdığınız işlerin merkezine iki şey yerleştiriniz: Birincisi, evrensel ilkeler; yani dürüstlük, adalet, kişisel bütünlük, eşitlik, kalite, hizmet, can, sevgi, saygı, onur, gelişim vb. İkincisi ise, doğru işleri yapmaktır!
Günümüzde insanlar kariyerlerini korumak ve geliştirmek için sürekli hareketliliği yönetmelidir. Tabi ki bunun başında insanın kendi kendini yönetmesi (özyönetim), bunun için de kendisini sürekli geliştirmesi gerekir. İletişim, liderlik (doğru işleri yapmak), ilişkiler, motivasyon alanlarında. Sürekli hareketliliği yönetmek bir değişimdir. Toplam kalite yönetimi anlayışı da bir değişimdir. Her değişim bir direnç yaratır. Önemli olan bu değişimi isteyerek kendinizde başlatabilmektir. Değişim için bilinç ve inanç; olmazsa olmaz unsurlardır. Zihinde değişim ile ilgili bir planın (bilincin) olması gerekir. Buna hemen şimdi karar verip istemek gerekir. Diğer bir husus da kalpten bunun olabileceğine dair olumlu bir inanç geliştirmek, yani bu değişim yaşandığı takdirde bana ve çevreme olumlu katkısı olacağına dair bir inanca sahip olmaktır.
Değişim için bir plan yapmak, tarih belirlemek önemli ise de bunu hemen şimdi yapmak yararlıdır. Çünkü bir şeye başlamak için bir tarih belirlendiğinde bu bizi yeni bir tarih belirlemeye iter. Bunun için başlamak için en doğru zaman hemen şimdidir. İster birey, ister kurum olsun önemli olan bu değişimlere, gelişmelere ayak uydurabilmektir. Temel soru şu: Siz bunlara ne kadar anında ve hızlı uyum sağlayabilirsiniz? Değişimi hemen şimdi kabul edip, yaşantımıza alıp yönettiğimiz ve uyum sağlamak için de yüksek çaba (performans) gösterdiğimiz durumlarda. Eğer siz değişmezseniz başkası gelir, sizi değiştirir, yönetir; buna daha da direnirsiniz. Onun için en güzel değişim; bir insanın isteyerek, kendi içinde başlattığı değişimdir. Ancak bundan sonra verimlilik, kalite ve ilişkiler alanında bir mücadeleden söz edilebilir.
İnsanlar hızlı bir iyileşmeyi hedefleyerek anında değişimlere uyum sağlamalı ve bu alanda bireysel sorumluluk almalıdır. Değişimin amacı da uyum için gerekli olan sürati yakalamaktır.
Yaşamak ve rekabet üstünlüğünü kazanmak için kurumlar, insanlardan daha fazla yere çok daha hızlı ulaşmalıdır. Bunun için karar verme mekanizmaları merkezkaç olmalı ve böylece pek çok insan bu konuda yetkilendirilmelidir. Yani karar ver ve yap anlayışı hakim olmalıdır. Güçlü bir aciliyet hissi ile hareket etmek zorundasınız. Eyleme önem ve prim verilmelidir. Elbette yüksek kalite hayati bir önem taşır, ancak süratli ve zamanında olursa. Bir işin zamanı geçmiş ve o iş mükemmel olarak tamamlanmışsa, mükemmel olmasının hiçbir önemi yoktur. Hatalara süratle düşebilmeyi, bunları aynı süratle düzeltebilmeyi ve yarışa kaldığınız yerden devam edebilmeyi öğrenin. Aynı buz pistinde düşen birisinin hemen kalkıp gösterisine devam etmesi gibi. Sadece marjinal ve küçük küçük gelişen iyileştirmeleri değil, radikal hamleleri ve quantum sıçramaları da hedefleyin, bu tür fırsatları araştırın. Değişime gösterilen direncin hiçbir zaman parçası olmayın. Değişim projelerine karşı koyan, süreci geciktiren direnişçilerden biri olmak yerine değişimi arzu edilen yolda ileri götüren biri olun. Böylece kendinizi daha değerli kılın. Yüksek performanslı iş sistemi mücadelesi yaratmak için destek olun (Pritchett, 2002: 11).
Toplam kalite yönetiminin önemli katkılarından biri de kişisel gelişime yaptığı olumlu katkıdır. Kişisel gelişim denilince, bireyin toplam kalite felsefesini isteyerek kendi yaşantısına uygulamaya karar vermesi, bu yolda küçük küçük adımlarla da olsa günden güne ilerlemeler kaydetmesi, önüne çıkan engellerden dersini alarak belirlediği vizyonuna ulaşabilmesidir. Konuyla ilgili olarak bir ormanda ağaç kesen iki kişi örneği verilebilir. Birinci adam sabahları erken kalkıyor, hemen ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen ötekine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor, ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında evine dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: "Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?" İkinci adam suratında tebessümle yanıt vermiş: "Ortada bir sır filan yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çaba ile daha çok ağaç kesilir." Kendini geliştirmek de baltayı bilemektir; kendine zaman ayırıp, yaşamı objektif bir bakışla gözden geçirebilmektir. Zayıf bulduğun alanları güçlendirebilmek için çaba göstermektir. Bu zihninin, ruhunun, karakterinin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuludur (Gün, 2001: 58).
Prof. Dr. Canan Çetin
Yaşantınızı ve zamanınızı ayırdığınız işlerde kaliteye, sorumluluğa ve paylaşmaya önem veriniz. İletişimi, kendinizi ve başkalarını önemseyiniz ve bunu insanlara rol yapmadan, abartmadan hissettiriniz. Gerçek duygu ve düşüncelerinizi zamana ve mekana dikkat ederek paylaşınız. Lütfen, duyguları da hesaba katınız. Kurban rolünü oynamayı benimsemişseniz, bu seçimden vazgeçmenin de sizin elinizde olduğunu unutmayınız. Bu rolü benimsemek yerine üstünüze düşeni değil, elinizden geleni yapınız. Eğer hayattan bir şeyler elde etmek istiyorsanız, yaşantınızı ve zamanınızı ayırdığınız işlerin merkezine iki şey yerleştiriniz: Birincisi, evrensel ilkeler; yani dürüstlük, adalet, kişisel bütünlük, eşitlik, kalite, hizmet, can, sevgi, saygı, onur, gelişim vb. İkincisi ise, doğru işleri yapmaktır!
Günümüzde insanlar kariyerlerini korumak ve geliştirmek için sürekli hareketliliği yönetmelidir. Tabi ki bunun başında insanın kendi kendini yönetmesi (özyönetim), bunun için de kendisini sürekli geliştirmesi gerekir. İletişim, liderlik (doğru işleri yapmak), ilişkiler, motivasyon alanlarında. Sürekli hareketliliği yönetmek bir değişimdir. Toplam kalite yönetimi anlayışı da bir değişimdir. Her değişim bir direnç yaratır. Önemli olan bu değişimi isteyerek kendinizde başlatabilmektir. Değişim için bilinç ve inanç; olmazsa olmaz unsurlardır. Zihinde değişim ile ilgili bir planın (bilincin) olması gerekir. Buna hemen şimdi karar verip istemek gerekir. Diğer bir husus da kalpten bunun olabileceğine dair olumlu bir inanç geliştirmek, yani bu değişim yaşandığı takdirde bana ve çevreme olumlu katkısı olacağına dair bir inanca sahip olmaktır.
Değişim için bir plan yapmak, tarih belirlemek önemli ise de bunu hemen şimdi yapmak yararlıdır. Çünkü bir şeye başlamak için bir tarih belirlendiğinde bu bizi yeni bir tarih belirlemeye iter. Bunun için başlamak için en doğru zaman hemen şimdidir. İster birey, ister kurum olsun önemli olan bu değişimlere, gelişmelere ayak uydurabilmektir. Temel soru şu: Siz bunlara ne kadar anında ve hızlı uyum sağlayabilirsiniz? Değişimi hemen şimdi kabul edip, yaşantımıza alıp yönettiğimiz ve uyum sağlamak için de yüksek çaba (performans) gösterdiğimiz durumlarda. Eğer siz değişmezseniz başkası gelir, sizi değiştirir, yönetir; buna daha da direnirsiniz. Onun için en güzel değişim; bir insanın isteyerek, kendi içinde başlattığı değişimdir. Ancak bundan sonra verimlilik, kalite ve ilişkiler alanında bir mücadeleden söz edilebilir.
İnsanlar hızlı bir iyileşmeyi hedefleyerek anında değişimlere uyum sağlamalı ve bu alanda bireysel sorumluluk almalıdır. Değişimin amacı da uyum için gerekli olan sürati yakalamaktır.
Yaşamak ve rekabet üstünlüğünü kazanmak için kurumlar, insanlardan daha fazla yere çok daha hızlı ulaşmalıdır. Bunun için karar verme mekanizmaları merkezkaç olmalı ve böylece pek çok insan bu konuda yetkilendirilmelidir. Yani karar ver ve yap anlayışı hakim olmalıdır. Güçlü bir aciliyet hissi ile hareket etmek zorundasınız. Eyleme önem ve prim verilmelidir. Elbette yüksek kalite hayati bir önem taşır, ancak süratli ve zamanında olursa. Bir işin zamanı geçmiş ve o iş mükemmel olarak tamamlanmışsa, mükemmel olmasının hiçbir önemi yoktur. Hatalara süratle düşebilmeyi, bunları aynı süratle düzeltebilmeyi ve yarışa kaldığınız yerden devam edebilmeyi öğrenin. Aynı buz pistinde düşen birisinin hemen kalkıp gösterisine devam etmesi gibi. Sadece marjinal ve küçük küçük gelişen iyileştirmeleri değil, radikal hamleleri ve quantum sıçramaları da hedefleyin, bu tür fırsatları araştırın. Değişime gösterilen direncin hiçbir zaman parçası olmayın. Değişim projelerine karşı koyan, süreci geciktiren direnişçilerden biri olmak yerine değişimi arzu edilen yolda ileri götüren biri olun. Böylece kendinizi daha değerli kılın. Yüksek performanslı iş sistemi mücadelesi yaratmak için destek olun (Pritchett, 2002: 11).
Toplam kalite yönetiminin önemli katkılarından biri de kişisel gelişime yaptığı olumlu katkıdır. Kişisel gelişim denilince, bireyin toplam kalite felsefesini isteyerek kendi yaşantısına uygulamaya karar vermesi, bu yolda küçük küçük adımlarla da olsa günden güne ilerlemeler kaydetmesi, önüne çıkan engellerden dersini alarak belirlediği vizyonuna ulaşabilmesidir. Konuyla ilgili olarak bir ormanda ağaç kesen iki kişi örneği verilebilir. Birinci adam sabahları erken kalkıyor, hemen ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen ötekine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor, ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında evine dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: "Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?" İkinci adam suratında tebessümle yanıt vermiş: "Ortada bir sır filan yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çaba ile daha çok ağaç kesilir." Kendini geliştirmek de baltayı bilemektir; kendine zaman ayırıp, yaşamı objektif bir bakışla gözden geçirebilmektir. Zayıf bulduğun alanları güçlendirebilmek için çaba göstermektir. Bu zihninin, ruhunun, karakterinin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuludur (Gün, 2001: 58).
Prof. Dr. Canan Çetin