• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Msg nedir?...

Tarık Can

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Aralık 2008
Şehir
Manisa
Firma
Cançed Çevre Danışmanlık ve Mühendislik San. Tic. Ltd. Şti.
MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
MONO SODYUM GLUTAMAT
Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel
Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda
üreticilerinin bir çoğu MSG'yi karlı olduğu için kullanıyorlar.


MSG ZARARLI MI ?
Buna okuduktan sonra siz karar verin.
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir
sistemi tahribatı ve buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON,
HUNTİNGTON hastalıkları, SARA (Epilepsi) Retinal dejenerasyon
(Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk,
obezite. Büyüme hormonu baskılanması. Pankreas hasarı, insülinde
artış, ve buna bağlı diyabet.

Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar. Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini
geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.

Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği

CİPS'lerde çok kullanılmakta. Hazır köfte harçları, Et suyu

tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri
bir çok üründe var.
Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri
insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok
kar etmek, çok daha büyümektir. Bu mamuller, al benisi olan renklerde
ve janjanlı ambalajlarda sunulur. Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında
onlara sıkça rastlarsınız. Sadece maddesel tadıyla de ğil, görsel yollar
ile de beyinlerimize kazınır adeta.
Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya
tükettiğimizi görürüz.

Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz.
Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır.

Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz.

Olumsuz etkileri de cabası. bu mamull eri üretenler !....
Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik
ve doğaldır. Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı?
Ben henüz rastlamadım. Gelelim genel sağlık boyutuna;
Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı
ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar,
9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli
doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve benzerleri.
Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar. Hastalıkları
üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür.
Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana
kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun
ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.
Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında
yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler.
Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri toplumun eğitimli
olmasını istemezler. Onlar için önemli olan kendi halkları ve elde edeceği
yeni sömürü kaynaklarıdır. Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan,
küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada,
Küresel güç olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada,
Dengelerin ve haritaların değiştirilmek istendiği bir dünyada yaşadığımızı
asla unutmamalıyız. Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da

asla unutmamalıyız.
Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım.
YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !.....



Pınar Bayrak


--
Bu bülten Ömer Dinkçioğlu grup yöneticisi tarafından "Çevre ve İnsan sağlığı" grubu için yazıldı.

Gruba şuradan girebilirsiniz:
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Üst