• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Mesleği sevip sevmemek...

  • Konuyu başlatan Silinen üye 22292
  • Başlangıç tarihi
S

Silinen üye 22292

Merhaba öncelikle şunu belirtmek isterim ki mesleğimi asla kötülemek için bunları yazmıyorum. Sadece bulunduğum durum beni mutlu etmiyor bir nevi sizlerle dertleşmek için yazıya dökmek istedim. Ben 4 senedir çalışıyorum önce çevre danışmanlığı yaptım çok kötü tecrübeyle oradan ayrıldım. Çünkü asgari ücrette düşük maaş alıyordum bu da yetmezmiş gibi benden hariç 5 mühendis yeni mühendis olduğum için mi yoksa sonradan aralarına katıldığım için mi bana hiçbir şey öğretmediler. Sürekli yönetmelik okumamı söylediler. İşin en acı tarafı ise yönetmelik okuduktan sonra ki tüm saatlerde telefonla firmaları arayıp randevu talep ediyordum. Günde belki 20-30 firmayla telefonda görüşüyordum. Üstümde firma bulmam için bir baskı vardı... neyse uzatmayacağım daha fazla dayanamadım istifamı verdim işten ayrıldığımda sadece kendi gayretimle bir şeyler öğrenmiştim. Bunun yanında C sınıfı iş güvenliği sınavına girip belgemi de aldım.
Asıl meseleye giriyorum uzattım çok özür dilerim, şimdi ki işimde çevre lisansı olan bir firmada çevre görevlisi olarak çalışıyorum. Bu işimde de kimse bana bir şey öğretmedi. çmnet sağ olsun sürekli açılan konuları okuyup işlerimi hallettim. Sokak toplayıcılar, suriyeliler , fabrikalar vs. bunlarla uğraşan kişi benim ve ben bir kadınım evliyim. Yeri geliyor kantara da bakıyorum yeri geliyor çay kahve de yapıyorum.Bunlardan hiç şikayet etmedim hasta hasta işe geldiğimi de bilirim .Üzüldüğüm şey artık işimden bir verim alamıyorum. Kendimi kapana kıstırılmış hissediyorum. Yaşım biraz genç olsa tekrar başka üniversite okumayı bile düşünürüm. ( Her zaman öğretmen olmayı istemiştim ) Bu arada bu işimde asgari ücretin üstünde alıyorum.Sizlere şunu sormak isterim siz benim yerimde olsanız ne yapardınız ? Çevre mühendisleri başka ne iş yapar ? Ya da çevre mühendisliğini bırakıp bana alanda çalışan arkadaşlarım var mı ?
 
Sizin adınıza çok üzüldüm okurken, hepimizin aynı dönemleri oldu, oluyor, belki gelecekte de olacak. Aynı duygulara zamanında ben de kapılmıştım. Belki bana kızacaklar olacaktır ama belli bir saatten sonra, eğer maaşı sorun etmiyorsanız paranızı alıp oturun. Bizim mesleğimiz Türkiye'de çoğu yerde evrak ve izin işçiliği o yüzden çok katacak birşey olmadığını bazen kabullenmek gerekiyor. Pes etme diyenler çıkacaktır, bazen pes etmek gerekiyor bittiği yeri görmek için. Sinirlerinizi yıpratmadan çok düşünmeden; geleceğinizi hazırlayabilmek adına; dil kursu diğer setifikalar vs. bunlara zaman ayırarak, bu işi yaparak kendi çıkarlarınızı mesleki rütbenizden üstün tutarak biraz zaman geçirin. Mühendis olarak değer görmüyorum, yapmak istediğim iş bu değil vs. şu kriz ortamında çok kafaya takılacak şeyler değil. Yok illa da ben bu işi yapmaktan usandım diyorsanız iş güvenliği yapın, gözüm kesmiyor diyorsanız ücretli öğretmenliğe başvurun. Ben de kafama çok takıyordum, ne zaman ki aman işimi yapayım paramı alayım kendi zevklerim doğrultusunda birşeyler yapayım dedim, işler benim için düzeldi.5 yıl çabaladığım için pişmanım şimdi de.
 
İnanın, öğretmen olsaydınız da bu ve benzeri sorunlarla karşılaşacaktınız. Çünkü ne yazık ki eğitim sistemimizde çok büyük yanlışlar var ve artık üniversite mezunu olmak eskisi kadar kıymetli değil. Bu nedenle mezuniyetten sonra da epey çalışmamız ve sürekli kendimize bir şeyler katmamız gerekiyor. Esas konuya gelirsek bence imkanlarınız el veriyorsa bir dil kursuna gidebilirsiniz. İngilizcenizi ilerletip satış alanına yönelebilirsiniz hem mühendislikten de tam olarak kopmamış olursunuz. Bu arada öğretmenliğe ve bir şeyler öğretmeye ilginiz varsa bir çok kurumda gönüllü eğitmenlik yapabilirsiniz işinize ek olarak, bu size iyi gelebilir.
 
merhaba. öncelikle yazınızı okuyunca sizin adınıza gerçekten üzüldüm. kendinizi kapana sıkışmış gibi çaresiz hissetmeyin. ama size tavsiyem öncelikle mesleğinizden emin olun. eğer aklınızda öğretmenlik gibi başka bir düşünce varsa iş hayatınızı kendinize eziyet haline getirirsiniz. mesleğinizi eşiniz gibi düşünün. eşinize sevginiz olmasa saygınız olmasa ondan emin olmasanız hayatın sunduğu zorlukların üzerinden gelebilir miydiniz? ASLA. mesleğinizden emin olursanız bazı şeyler daha rahat olacaktır. imkanınız varsa bir hafta kadar izin alın derim. biraz işinizi ortamınızı görmeyin. eğer özlüyorsanız problem yok sadece yorulmuşsunuz demektir :) ben 2 yılı aşkın süredir çevre danışmanlığı yapıyorum ve işime aşığım diyebilirim. sizin ilk tecrübeniz kötü bir tecrübe olmuş sadece. çevre danışmanlığını bu kötü tecrübenizle sınırlandırmayın derim size. tek bir firmada çevre görevlisi olarak çalışmanın avantajları da dezavantajları da mevcut. maalesef bahsettiğiniz konularla ilgili çok başlık açtık burada çok konuştuk. ama mutlu değilseniz devam ettirmenizin de anlamı yok. ben de aynı zaman da B sınıfı iş güvenliği uzmanıyım. o alanda da hizmet üretiyorum. belgeniz de mevcutsa iş güvenliği ile ilgili tecrübeniz var mı bilmiyorum ama eğer yoksa edinmeniz belki sizin için faydalı olur. sonuçta elinizde iki altın bileziğiniz var. bir de o alanı değerlendirin. kaliteyle de ilgilenebilirsiniz. malum artık birçok firmada sağlık-emniyet-çevre-kalite iç içe geçmiş durumda. eğer o da size yetersiz gelirse yaşı filan hiç düşünmeden gönlünüzdeki mesleğe yönelin derim. diş hekimliğini bir zamanlar elimin tersiyle itip bu mesleğe geldim. "şımarık" "rahat battı" "çok pişman olucaksın" vb. itamlarla karşı karşıya kalmama rağmen. şuan iyiki de gelmişim diyorum. umarım yazdıklarım size faydalı olur. sevgilerle..
 
Lütfen yazdıklarımı akıl vermek olarak algılamayınız sadece sohbet ediyoruz sizlerle, o şekilde düşününüz.
Kişisel olarak verimsiz olduğumuzu düşündüğümüz durumlar elbette ki var. Bu durumda alternatif eğlence alanları oluşturmalıyız kendimize örneğin sanat gibi. Devletin ücretsiz kursları oluyor zamanlarını da herkesin katılabileceği saatlere ayarlayabiliyorlar ara dönem kayıtları başladı yaşadığım şehirde, illa ki sizin şehrinizde de vardır bence alternatif olarak verimli olabileceğiniz bir konuda sanat ya da kültür yada diğer faaliyetlere katılıp kendinizi daha verimli kılabilirsiniz.
Bir alanda boğulmak yerine hayata daha geniş çerçeveden bakabilirsek bir mühendis olarak topluma daha çok katkı sağlayabiliriz diye düşünüyorum.
BENCE Yaptığımız işlerde boğulup kendimizi önemsiz hissetmek, sonrasında bağlı bulunduğumuz odayı da önemsiz ya da işlevsiz görmek gibi bir sonuç doğurabiliyor. (Genelleme yapıyorum kimseye bir şey ima etmiyorum üzerinize alınmayınız lütfen)
Eğer kendi özlük haklarımızı savunmak ve yaptığımız mesleği bir yerden daha yüksek bir konuma ulaştırmak istiyorsak yapabileceklerimiz birey olarak sınırlı kalıyor.
Fakat bir meslek ile iştigal eden toplumun tüm bireyleri ortak bir çıkarda birleşirse bence sınırları çok daha geniş bir alan oluşturmuş olurlar.
Yaşadığımız toplumda yaptığı işi layığıyla yapan kişiler olmak zorundayız. Toplumun her kesiminin emeği var Mühendis Odasının üzerinde. (Çok basit bir açıklamayla çiftçinin kızı, ustanın kızı doktorun oğlu vs vs Çevre Mühendisi )
Demem o ki kendimizden başlayarak herşeyi değiştirebiliriz. Eğer odaya toplumun her kesiminden bireyler katkı sağlarlar ve yönetimi birşeylere mecbur kılarlarsa değişim yaşanmak zorunda kalacaktır.
Meslek odamıza sahip çıkalım. (Ben odadan reklam ücreti isteyecem ya benim kadar reklamını yapan yoktur heralde bu odanın Herkes gıcık kapıyor ama kimse gitmemiş şaka yapıyorum tabi paraları yok zaten hiçbirimiz para vermiyoruz )
 
Selamlar Arkadaşlar,

Son zamanlarda yakın çevremde buna benzer söylemler oldukça arttı. Ben de dahil olmak üzere çoğu arkadaşım yaptığı işten tatmin olmuyor/olamıyor. İşe daha önceden koşa koşa giden arkadaşlarımın çoğu bitse de gitsek moduna büründü. Memur gibi takılıyoruz ve hatta bazen devlet dairesinde çalışan memurların bile benden daha fazla çalıştığını bile düşündüğüm oluyor. Bu düşüncemi paylaşan hiç de azımsanmayacak derecede meslektaşım mevcut.

Yalnız şöyle bir şey daha var. Bizim hayatımız inişli çıkışlı bir yol haritasına sahip. Buna benzer durumlarla daha önceden karşılaştım, bunlar ile karşılaşmış ve o sıralarda yanlarında olduğumdan ötürü deneyimlediği acı süreleri gözlemlediğim arkadaşlarım da var. Sizler de kendi hayatınıza şöyle bir baktığınızda zor durumlar ile karşılaşıp bir şekilde üstesinden geldiğinizi de görürsünüz.

Size zor zamanlarımda benim uyguladığım bir çözüm yollarından bir tanesini önereyim naçizane: Dışarıdan bakın. Durumunuzu bir kağıda yazın, foruma yazın, bloga yazın, sonra onu sanki başkası yazmış gibi okuyun. Ne düşünüyorsunuz? Aklınıza ne gibi çözüm önerileri geliyor? Bunları da yazın. En saçma olanları dahil yazın. Sonrasında elemeye başlayın. En sonunda bir tane çözüm ile karşı karşıya kalacaksınız. İşte onu uygulayın. Uygularken sabır gösterin, zorluklara direnin ve zamanın akışına bırakın. Bulduğunuz çözüm sizin yolunuzdur artık. Sizin çözümünüzdür. Sizi anlatır. O çözüm sizsiniz. Bu çözümü hayatta hiç bir şeyi istemeyeceğiniz kadar isteyin ve dört elle sarılın. Vakti zamanında bir müdürümün bana nasihat ettiği gibi. Bir işi başarmanın, yapmanın tek bir bahanesi vardır. İstemek! İstemiyorsanız nedenini sorun. O nedenleri ortadan kaldırdığınızda çözüme giden yol önünüzde ışıl ışıl parlıyor olacak. Size de düşen tek şey o yoldan gitmek.

Unutma genç arkadaşım hayat bir boks maçı gibidir. Sana düşen ne kadar sert vurabildiğin değil, yediğin darbelerden sonra ayakta kalabilmendir. Vazgeçmemendir.

 
Sizi çok iyi anlıyorum, bu durum sanırım çoğumuzda vardır / belli zamanlarda oluyordur. Öğrenciyken meslek hayatımızla ilgili planladığımız gibi değil dimi hiçbir şey? :) Çünkü hala çoğu firma çevre mühendislerini ara eleman olarak görüyor. Aman o ne iş yapıyor ki şu kadarcık şey, isg'yi de yapsın, kantara da baksın, iş de bağlasın, çay da getirsin.... Bu zihniyette olduklarını çok iyi biliyorum çünkü henüz mesleğin önemi anlaşılmadı, yaptığımız ve yapmak zorunda olduğumuz faaliyetler bile çoğu kişi tarafından bilinmiyor. Hala bana gelip "senin işin bahçeyi çevreyi düzenlemek değil mi?" diye soran, hala peyzaj işi yaptığımızı sananlar var. Haliyle iş hayatımızda bu sebeplerle yıpranıyoruz ve kendi işimizden soğuyoruz. İş güvenliği yapmayı hiç istemememe rağmen, sırf iş ilanlarının %80'inde C sınıfı belgeye sahip olmamızı istedikleri için kursuna gidip sınavına girdim. Ama hala hiç istemiyorum.
Yaşınız kaç bilmiyorum, ama kendimizi geliştirmek, kendimize yeni bir şeyler katmak için inanın hiçbir zaman geç değil. Okumanın yaşı yok diyeceğim, klişe gibi gelecek ama gerçekten öyle. Bir arkadaşım Hukuk okurken sınıfında 56 yaşında bir amca vardı. Emekli olmuş ve hukuk okuyor. Üniversitede benim sınıfımda fizik öğretmenliği mezunu bir abimiz vardı, hem kendi işini yapıyor hem derslere geliyordu. Sadece istemek ve çabalamak gerekiyor. Bu kendi mesleğinizle ilgili bile olmayabilir, belki bu iş sizin hayatınızın işi değildir, olmak zorunda da değil. Öncelikle gerçekten Çevre mühendisliği mesleğini mi istiyorsunuz, yoksa gönlünüzde başka bir meslek mi var ona bir karar vermeniz gerekecek. Sonrası çorap söküğü gibi gelir. Umarım hepimiz istediğimiz işleri istediğimiz koşullarda yapabiliriz, belki bir gün... :)
 
Rocky filminin yıldızı Sylvester Stallone'un hayat hikayesinden bir parça;

Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olduğun önemli değildir. İzin verirsen seni dizlerinin üstüne çökertir, sonsuza kadar orada kalmana sebep olur. Sen, ben, hiç kimse hayat kadar güçlü
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
vuramayız. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil, önemli olan o darbeyi yedikten sonra ileri doğru gitmeye devam edip edemediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? İşte kazanmak böyle bir şey! ... Kendine inanmaya başlayana kadar, kendine ait bir hayatın olmayacak!"

Unutma ki her şeyi gören ve seni sınayan biri var. Umutsuzluğa bazen düşeriz, bazen yeri gelir sitem ederiz. Ama dua etmeyi unutma. Elbette her şeyin iyi olacağı bir gün gelecek. dua etmeyi unutma.
 
Şöyle söyliyim daha önce çalıştığım yerde kolon kırdım çekiç murc ile , çimento harcı yaptım kum taşıdım , tehlikeli kimyasalların depolanacağı odayı baştan sona boyadım fıtık oldum ... Maalesef ki mesleğimizin mezunu çok işsizi çok olunca adamlar istersen çık diyor ..
 
@Ferhat Elçi
Şuan nerede, hangi sektörde ve kademede çalışıyorsunuz ? "Bende çok kötü şartlarda çalıştım", diyen müdürler ile tanıştığımdan dolayı soruyorum.

Konuya gelirsek, danışmanlık firmalarını bilmiyorum, tecrübem olmadı. Çevre Lisanslı firma sadece yazılı ve sözlü var. Uygulamada lisansın hakkını veren firma ile karşılaşmadım henüz. Mühendis olarak ta, aldığı lisansın ne derece etkili olduğunu bilmeyen firmalar olduğu sürece mühendis olarak görev yapamıyoruz. Düzeltmeye çalışmak ta işe yaramıyor. Hurdacı, çöpçü zihniyeti hiç değişmedi.
@cevreciolalım , yaşadığınız problem geçmişten beri süre gelen sıkıntılar. Lisanslı firmalarda çalışan herkesin ortak sorunu. Çözümü birimiz bulursak o yönde ilerleriz belki.
Lisans alıp, hakkını vererek iş yapmayı çok defa düşündüm, ekonomim ve tecrübem yetmedi.
 
@Özkan Baykanoğlu
ben yönetici olamadım ha cmnet de yönetici oldum sadece :D Çevre laboratuvar sektöründe çalışıyorum 3 yıldır daha önceki çalıştığım yerde şirket kurulum aşamasından beri çalıştım kendi firmam gibi sahiplendim dediğim olayları yaptım yeri geldi şirketin bahçesinde ot temizliği bile yaptım zam ve koşulların iyileşmesi konuşulduğunda ferhat olmaz dediler zam istedim olmaz dediler yıllık iznimin ücretini bile vermediler ...
 
Merhaba öncelikle üzüldüğümü belirtmek isterim, sağolsun arkadaşlarda o kasar yazmış ki yorumların hiçbirini okumadan direkt yazıyorum :)

Öncelikle verimsizliğin en büyük nedeni bence öğrenciyken hayalimizde olan planladığımız mühendis olamamamız. Hesap kitap yapan bir şeyler ortaya koyan mühendis olmayı hayal ederken dediğiniz gibi kantar bakan duruma düştük ki buda beraberinde memnuniyetsizliği getirdi.

Ben benzer bir durumda olsam çok net söyleyebilirim ki mühendislik yapmazdım. Malumunuz yukarıda hayalimizde tanımladığımız iş için olanaklar kısıtlı ve sürekli de karşımıza çıkmıyor. Bir müddet denerdim o işi bulmayı baktım bulamıyorum mühendisliğe bulaşmazdım. Son zamanlarda çok kullanmaya başladım ama cahillik mutluluktur derdim sorumluluğumun minimum olduğu bir iş tercih ederdim.

(Site kurucusu böyle diyor diye de toplu istifalar gelmesin sakın :D )
 
@Fatih Özcan
Sonuna güzel not düşmüşsünüz Fatih bey :D ama yorumlarda söylenilen gibi bir çok meslek dalında buna benzer problemler yaşanmaktadır.
 
@Fatih Özcan
Böyle bir şey yapabilsek aslında, biraz düşünürler belki işverenler. Bizim sistemde yaptığımız işlemleri yapamayacaklarından dolayı, isteklerimiz yerine getirilebilir.
 
@Fatih Özcan bey'in ve @Gülay hanım'ın dediklerine katılıyorum :) Bende kamuya girmeden önce 1 yıl kadar özel sektörde çalıştım, çok bir iş yapmıyordum çünkü küçük bir firma olduğu için yapılacak iş yoktu. Yalnızca sisteme giriş yapıyordum, kütle denge, çevre izni alma v.b evrak işleri yaptım. Ama o süreçte beklentim olmadığı için mutsuz da değildim çünkü bir yandan da dershaneye gidip KPSS çalışıyordum. Çok şükür bir kuruma atandım ve sonra gördüm ki kurumda da o küçük firma da yaptığım işlerin aynısını yapıyordum yalnızca ölçek olarak daha büyük ölçekte çalışıyordum. Elbette yönetmelik öğrendim, uygulama öğrendim ama bunların hepsi bir süre sonra tekerrüre bağlayan şeyler. Orada da istediğimi bulamadım ki daha çok çalışıp bu sefer şu an bulunduğum kuruma geçtim.

Belki bana şanslı diyebilirsiniz, kamuda çalıştığı için rahat konuşuyor diyebilirsiniz ama bende sizinle aynı süreçlerden geçtikten sonra bu noktaya gelebildim.

İşin özü mutlu değilseniz bazen risk almanız gerekiyor. Başka bir amaç için bir süre kendinizi sıkmanız ve gereğini yapmanız gerekiyor. Okuduğum bir kitaptan alıntı ile konuyu özetlemek istiyorum :)

"Başarınızı belirleyen "Neyin tadını çıkarmak istiyorsun?" sorusu değildir, doğru soru " Hangi ıstıraba katlanmaya razısın?" sorusudur."
Mark Manson / Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı

Bu arada yaşınızı bilmiyorum fakat üniversite okumanın yaşı yok bence :) Benim küçükken hedefim Bilgisayar Mühendisi olmaktı, şu an uzaktan yüksek lisans yapıyorum bu konuda, nasip olur da bitirebilirsem, uzaktan lisans olarak da bu konuya yönelmeyi düşünüyorum, amacım yeni bir branşa geçmek değil, kişisel gelişim sağlamak ve disiplinler arası işler çıkarabilmek. Çevre mühendisliği mesleğini yapmanız onu sevmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor bence, o işi layıkıyla yerine getirip yine kendi istediğiniz bir alana yönelebilirsiniz :)
 
@Özkan Baykanoğlu
hiç sanmıyorum çünkü kimse asgari ücretle çalışmak istemiyor ama mühendis arkadaşlar iş görüşmelerinde ne iş olsa havasını veriyorlar değerimizi kendimiz düşüyoruz..
 
@Ferhat Elçi

Lisanslı firma işverenleri hemen hemen aynı. İlk okul mezunu, yıllardır hurdacılık, çöpçülük(kendi deyimleri bu) yapan ve sonrasında lisans alan kişiler oluyor. Bu işverenler ile iş görüşmesi, sıradan sohbet havasında oluyor.
"Biz burada abi-kardeş, dayı-yeğen, vss." bu şekilde işimizi yaparız gibi konuşmalar geçiyor. Bu konuşma sonunda işe başladıktan sonra karşılaştığımız sorunlar beraberinde geliyor.
 
Üst