• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Mike biddle: plastiği geri dönüştürebiliriz!

CMNet Okuru

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eylül 2015
Ben bir çöp toplayıcısıyım. Çöp toplayıcılığına başlamamın, atıklardan kesinlikle nefret ediyor olmamdan kaynaklanması size ilginç gelebilir. Önümüzdeki 10 dakika içinde hayatınızdaki birçok şey ile ilgili fikrinizi değiştirmeyi umuyorum. Ta en baştan başlamak istiyorum. Küçük bir çocuk olduğunuz günleri düşünün. Hayatınızdaki eşyalar sizin için ne ifade ediyordu? Belki de her bebekte olduğu gibi "Önce ben gördüm, o benim!" "Eğer bir şeyi ben yapıyorsam o benimdir." "Ne kadar çok şeyim olursa, o kadar iyi." "Ve eğer bir şey bozulmuşsa, tabi ki o senindir." biçiminde kurallarınız vardı.
(Gülüşmeler)
Geri dönüşüm sektöründe 20 yıl geçirdikten sonra, yetişkinliğe geçerken aslında bu bebek kurallarını bir türlü terkedemediğimizi çok açık olarak anladım. Müsaadenizle size neden böyle düşündüğümü anlatayım. Şöyle ki, her gün tüm dünyadaki geri dönüşüm tesislerimizde insanların ürettiği yaklaşık 450.000 tonluk atığı elden geçiriyoruz. Şimdi, günde 450.000 ton size çok fazla gibi gelebilir, ancak bu miktar, tüm dünyada her yıl çöpe atılan dayanıklı tüketim mallarının çok küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Yani toplamın yüzde birinden çok daha az bir miktar. Esasen, Birleşmiş Milletler'in tahminlerine göre dünya genelinde her yıl yaklaşık 38,5 milyon ton hurda elektronik cihaz çöpe atılmaktadır.Elektronik atıklar, atık kolları içinde en hızlı artış gösterenlerden biridir. Ve eğer otomobil ve benzeri dayanıklı malları da dahil edecek olursanız bu sayı rahatlıkla iki katını aşacaktır. Ve tabii ki bir ülke ne kadar çok gelişmiş ise bu atık yığınları da o kadar büyük oluyor.
Aslında birçok insan bu yığınlara baktığında çöp görür. Biz ise yer-üstü madenleri görüyoruz. Bizim bunları maden olarak görmemizin sebebi bunların yapımında bir sürü değerli ham madde kullanılmış olmasındandır. Bu ham maddeleri, karmakarışık atık yığınlarının içinden nasıl ayıracağımız her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Zira bütün hafta TED'de de duyduğumuz üzere dünyamız, insanların artan nüfusu ve ihtiyaçlarıyla birlikte gittikçe daha da küçülüyor. Ve insanlar zaten doğal ihtiyaç olarak görülen yeni araç ve gereç beklentileri içine giriyor.
Peki bizim her gün kullandığımız bu araç ve gereçlerin yapımında ne kullanılıyor? Çoğunlukla farklı türlerde plastik ve metal malzemeler kullanılıyor. Ve bu metalleri genellikle dünyanın çeşitli yerlerinde kazdığımız ve gittikçe daha fazla genişleyen ve derinleşen madenlerden elde ediyoruz. Plastiği de daha ücra yerlere gidip daha derin kuyular kazarak çıkardığımız petrolden elde ediyoruz. Ve bu yöntemlerin daha bugünden görmeye başladığımız önemli ekonomik ve çevresel sonuçları vardır.
Buradaki iyi haber şu ki, ömrünü doldurmuş maddeleri artık geri kazanmaya ve yeniden değerlendirmeye başlıyoruz. Ve bunu da özellikle Avrupa gibi, sorumlu bir şekilde geri dönüşümü zorunlu kılan politikaların bulunduğu bölgelerde yapıyoruz. Geri dönüşüm tesislerinde, ömrünü tamamlamış şeyler arasından ayırabildiklerimizin çoğu metaldir. Daha açık ifade etmek gerekirse-- bu arada ben metallerden bahsederken çeliği kastediyorumçünkü çelik en yaygın metal türüdür-- eğer atık malzemeler geri dönüşüme gidiyorsamuhtemelen metal olanların %90'ı kurtarılacaktır ve başka bir amaç için tekrar kullanılacaktır. Plastiklerde ise durum tamamen farklıdır. Bunların %10'dan çok daha azı geri kazanılmaktadır. Aslında, bu rakam daha çok %5 civarındadır. Büyük bir kısmı yakılıyor veya gömülüyor.
Şimdi insanların çoğu bunun sebebinin plastiğin tek kullanımlık ve ve nispeten daha ucuz olmasından kaynaklandığını düşünmektedir. Ama aslında plastikler çelikten birkaç kat daha değerlidirler. Ve tüm dünyada her yıl, çelikten daha fazla hacimde plastik üretilip tüketilmektedir. Peki bu kadar bol ve değerli bir madde, daha az değerli maddelere kıyasla neden çok daha az bir oranda geri dönüştürülmektedir? Bunun başlıca sebebi metalleri diğer maddelerden ve birbirlerinden ayırmanın çok kolay olmasıdır denilebilir. Metallerin yoğunlukları birbirinden çok farklıdır. Farklı elektriksel ve manyetik özellikleri vardır. Ve hatta farklı renkleri vardır. Bu sebeple, insanlar veya makineler için metalleri birbirlerinden ve diğer maddelerden ayırmak çok kolaydır. Plastiklerin ise birbiriyle örtüşen ve çok dar bir aralıkta değişen yoğunlukları vardır. Aynı veya çok benzer elektriksel ve manyetik özellik taşırlar.Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi plastikler farklı renklerde olabilirler. Dolayısıyla malzemeleri ayırmak için kullanılan geleneksel yöntemler plastikler için işe yaramamaktadır.
Metallerin insanlar tarafından geri dönüştürülmesinin çok kolay oluşunun bir başka nedeni de gelişmiş ülkelerin atıklarının -- ki üzülerek söylüyorum, özellikle Avrupa'daki gibi geri dönüşüm politikalarının olmadığı A.B.D'den gelen bir çok atığın -- düşük maliyetli geri dönüşüm için gelişmekte olan ülkelere gönderilmesidir. İnsanlar, günde bir dolar gibi bir ücrete, bizim atıklarımızı ayırmaktadırlar. Bu kişiler çıkarabildiklerini çıkarıyorlar, ki bunların çoğunluğu devre kartları ve benzeri şeylerdir, ve kurtaramadıklarını da, ki bunların da çoğu plastiklerdir, bırakıyorlar. Veya burada gördüğünüz yakım evlerinde plastiği yakarak metalleri ayırıyorlar. Bu metalleri elleriyle ayırıyorlar. Şimdi bu yöntem düşük maliyetli bir çözümken,çevresel açıdan veya insan sağlığı ve güvenliği açısından kesinlikle uygun bir çözüm değildir.Ben buna çevresel arbitraj diyorum. Ve bu adil ve güvenilir birşey değil. Makul de değil.
Plastikler çok çeşitli olduğundan geleneksel yöntemler plastiğin geri kazanımını sağlayamamaktadır. Buna rağmen insanlar yine de plastiği geri kazanmaya çalışmaktadır.Bu gördüğünüz sadece örneklerden bir tanesi. Bu benim, dünyanın en büyük varoşlarından birinin olduğu Hindistan'ın Bombay şehrindeki bir binanın çatısından çektiğim bir fotoğraf.Plastikleri çatılarda depoluyorlar. Daha sonra aşağıya buna benzer atölyelere indiriyorlar, ve insanlar bu plastikleri rengine, şekline, niteliğine veya bildikleri herhangi başka bir tekniğe göre ayırmaya çalışıyorlar. Ve bazen plastiği yakıp dumanını koklayarak plastiğin çeşidini tespit etmeye çalıştıkları "yak ve kokla" tekniği diye bilinen bir yola başvuruyorlar. Bu tekniklerin hiçbirisi önemli diyebilecegimiz bir miktarda geri dönüşüm sağlayamamaktadır.Ve bu arada lütfen bu yöntemi evde denemeyin.
Peki, bu uzay çağı maddesini, en azından önceleri uzay çağı maddesi diye adlandırdığımız bu maddeleri yani plastikleri ne yapacağız? Aslında, ben plastiğin toprağa gömülemeyecekve yakarak israf edilemeyecek kadar değerli olduğunu düşünüyorum. Takriben bundan 20 sene önce, bu birbirine çok benzeyen maddeleri birbirinden nasıl ayıracağımı bulmak için,garajımda denemeler yapmaya başladım ve en sonunda maden ve plastik dünyasından bir çok arkadaşımla beraber dünyanın çesitli yerlerindeki madencilik laboratuvarlarını gezmeye başladık. Ne de olsa neticede yer üstü madenciliği yapıyoruz. Ve sonunda şifreyi çözdük.Bu geri dönüşümün en ileri safhası. Plastikler, dünya üzerinde büyük miktarlarda geri kazanılan önemli malzemelerin en sonuncusudur. Ve biz nihayet bunun nasıl yapılacağını bulduk. Ve bu süreçte, plastik endüstrisinin plastik malzemeleri üretme yöntemini yeniden yapılandırdık.
Plastik üretmenin en yaygın yöntemi petrol veya petrokimyasallar kullanmaktır. Hergün yararlandığımız bütün bu harika plastikler önce plastiği moleküllerine ayırıp daha sonra da özel yöntemlerle geri birleştirilerek yapılıyor. Biz plastikleri üretmenin daha sürdürülebilir bir yöntemi olmalı diye düşündük. Bu yöntem sadece çevresel açıdan değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da sürdürülebilir olmalıydı. Atıklar bunun için iyi bir başlangıç noktası olabilir mesela. Bu kaynak kesinlikle petrol kadar pahalı değil, ve fotoğraftan da gördüğünüz üzere bol miktarda mevcut. Bu yöntemde, plastikleri moleküllerine ayırmadığımız ve tekrar birleştirmediğimiz için, tamamen madencilik yaklaşımını kullanmış oluyoruz.
Tesis ekipmanlarımızın yatırım maliyeti de oldukça düşük. Ciddi miktarda enerji tasarrufu söz konusu. Şu an dünya üzerinde geleneksel yöntemlere kıyasla yüzde 80-90 enerji tasarrufu sağlayabilecek bunun gibi daha kaç tane proje vardır bilmiyorum. Bir kaç yüz milyon dolar havaya atılarak kurulan bir kimyasal tesis, kurulduğu andan itibaren sadece tek bir tip plastik üretirken bizim tesiste ne tür atık plastiği kullanırsanız o çeşit plastik üretebilirsiniz. Ve biz atıkları kullanarak, petrokimyasallardan yapılan plastiklerle aynı özelliklere sahip plastikler üretiyoruz. Müşterilerimiz de, karbondioksit salınımındaki azalmaya katkımızdan dolayı gayet memnunlar. Bizim ürünlerimizi kullandıklarında bu katkıyı gerçekten hissediyorlar ve daha sürdürülebilir ürünler üretebiliyorlar.
Geri kalan bu kısıtlı vakitte sizlere bunu nasıl yaptığımıza dair biraz bilgi vermek istiyorum.İşlem, metal geri dönüştürücülerin atıkları çok küçük parçalara bölmesiyle başlar. Bu dönüştürücüler, metalleri ayırırken çok çeşitli malzemenin karışımından oluşan ancakçoğunluğu plastik olan ve parçalayıcı atığı denen kısmı geçirirler. Bunlardan plastik olmayan yani dönüştürücülerin ayıramadığı metaller, döşeme malzemeleri, sünger, lastik, tahta, cam, kağıt gibi malzemeler ayırılır. Hatta arada bir maalesef bunların arasında ölü bir hayvan bile olabiliyor. Kalanlar ise, daha çok geleneksel geri dönüşümü andıran ve işlemin ilk aşamasının yapıldığı bölüme alınır. Burada mıknatıslar ve hava püskürtme kullanılarakmalzemeler elenir. Bu görünümüyle Willy Wonka fabrikası gibidir.
Bu sürecin sonunda, farklı plastikleri içeren bir karışım elde edilir. Bu karışımda farklı kalitelerde çok çeşitli plastik malzemeler vardır. Bu da daha karmaşık işlemlerin yapıldığı bölüme alınır ve işin zor kısmı yani çok-aşamalı ayırma süreci burada başlar. Plastik, serçe parmak tırnağı küçüklüğünde öğütülür. Buradaki plastikleri, sadece çeşit olarak değil aynı zamanda kalite bakımından da ayırmak için çok yüksek düzeyde otomasyona dayalı bir süreç kullanıyoruz. Ve bu sürecin sonunda tek çeşit ve aynı kalitede küçük plastik pullar elde edilir. Daha sonra optik ayırıcı kullanarak bunları rengine göre sınıflandırırız ve 22.680 tonluk harmanlama silolarında harmanlarız. Harmanlanan malzemeyi ekstruder'e gönderir ve orada eriterek spagetti benzeri plastik çubuklar oluşturmak için küçük delikli kalıplardan geçiririz. Sonra da bu çubukları pelet adını verdiğimiz şekle sokmak için keseriz. Bu gördükleriniz plastik endüstrisinde para demektir. Bu sizin petrolden üreteceğinizmalzemenin aynısıdır. Ve bugün, biz bunu sizin kullanıp attığınız nesnelerden elde ediyoruz ve yine sizin kullanacağınız yeni eşyaların üretiminde kullanıyoruz.
(Alkışlar)
Dolayısıyla, artık atıklarınızı gelişmekte olan bir ülkedeki bir arazide veya duman olarak havada değil de masanızın üzerindeki yeni eşyalarda, ofisinizde, ya da evinizde bulabilirsiniz. Bu gördükleriniz, yeni ürünler yapmak için petrolden üretilen plastikten vazgeçip bizim ürettiğimiz plastiği kullanmaya başlayan firmalardan sadece birkaç örnektir.
Bütün bunlardan sonra, en azından hayatınızdaki bazı şeylere bakışınızı değiştirdiğimi umuyorum. Bizim ilham kaynağımız tabiatın kendisidir. Tabiata baktığımızda, kaynak sarfının çok az olduğunu ve hemen hemen herşeyin tekrar kullanıldığını görürüz. Umarım siz de kendinizi bir tüketici olarak değil de --ki bu bütün hayatım boyunca her zaman nefret ettiğim bir etiket oldu-- belirli bir biçime sokulmuş kaynakları ileride daha başka bir biçime dönüştürülene kadar kullanan kişiler olarak görürsünüz. Ve son olarak, umarım bebeklerle ilgili bahsettiğimiz son kuralı biraz değiştirip "Ve eğer bir şey bozulmuşsa, o benimdir." şekline getirme konusunda bana katılırsınız.
Zamanınız için teşekkürler.
(Alkışlar)

Videoya linkten ulaşabilirsiniz.
Gizlenen içeriği görüntülemek için Giriş Yap yada Kayıt Ol .
 
Üretilen her şeyin dönüşümü mümkün ancak; çok pahalı yatırımlar ile.
Oto lastiklerinin dönüşümü de mevcut idi, yurdumuza bildiğim kadarı ile 2. el bir eski teknoloji getirilerek buna çözüm üretildi.
Yurt dışında ise bu yıllardır yapılıyor.Hatta otomobil bunkere bütün atılıyor preslenip sonra öğütülerek manyetik konveyör üzerinde seyahat ederken ayrıştırılıyor.
Olmaz diye bir şey yok, dünya bu teknikleri kullanıyor.Ciddi yatırımlara ihtiyaç var.
Temiz ve yaşanılır bir dünya için yapılan her çalışma çok güzel.
 
Elbette olmaz diye bir şey yok! Sadece birazcık sorumluluk sahibi olup, öncelikle geri kazanımı olan ürünleri ayrıştırmayı öğrenmemiz gerekiyor. Ben bunu evimde yapıyorsam -- yakın dostlarımda benden örnek alıp uygulayacak, hatta ilerde çocuklarım bu kültürle büyüyecekler.. Bizlerin görevleri çok büyük. Öncelikle eğitmeliyiz. Günümüz Türkiye'sinde ileri teknolojiye sahip olmak o kadar da zor değil. Yorumlarınız için teşekkürler Servet Bey :) Temiz bir yaşanılabilir bir dünya için.. Doğa bize muhtaç değil, bizler doğaya muhtacız..
 
Üst