cm.mervan
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 22 Mart 2015
- Şehir
- Adana
- Firma
- Özel
Öncelikle tüm meslektaşlara selam ;
Bir kaç yıldır gündemde olan ve sürekli etkinliklerle anlatılmaya çalışılan sıfır atık konusunda düşüncelerimi ifade etmek istiyorum.
İçeriğini bilen ya da bilmeyen herkes Sıfır Atık ile ilgili muhakkak bir paylaşım veya etkinlik görmüştür . Sıfır atık , 2017 yılında bir zümrenin tekelinde ortaya atılan aslında alt yapısında , atıklar üzerinden dönen veya dönemeyen mevcut parasal durumun farkına varılmasından başka hiçbir şey değildir. Çünkü , atık konusunda Türkiye'de hiçbir zaman tam anlamıyla ne eğitimler yapıldı , ne de bununla ilgili ciddi çalışmalar yapılmak istendi. Bir parti binasında sözüm ona "çevre komisyonlarınca" hazırlanıp arkalarına da mevcut ÇMO yönetimini de alıp bunu tüm kurumlarında "vakıf ,dernek vs" kurarak yaymaya çalışmaktadırlar. Sıfır atık üzerinde en çok durulan sistem "Nedense Ambalaj".
Atık diyince sadece aklına ambalaj gelen ve bununla ilgili belediyelerin "kent konseylerine" ve "büyükşehir belediye başkanlarına " yönetmelikte özellikle atıf yapan , yıllardır geçimini toplama ayırma işlerinden kazandığı parayla sağlayan kişilere "belediye kontrolünde" diye bir terim kullanıp ,kaderlerinin belediyelerin tekeline bıraktırılması apaçık ortadır. Daha atığın kaynağında ayırma gibi bir düşüncesi olmayıp , direk atığın nerde toplanacağı ve miktarlarının belirlenmesi için bir yönetmelik hazırlamak fiyaskodur.
Samimi ve çevreci bir yaklaşım değildir bu. Atık üzerinde çalışma yapmak isteyen bir görüş , önce yönetmeliğin ismini adam gibi koyar . Su da belli bir süreden atık olabilir, bununla ilgili yönetmelik var diyeceksiniz , hangi yönetmelik suyun atıksu oluşumuna geçmesinden ve daha sonra bunun geri dönüştürülmesi ile ilgili kapsamlı ve detaylı ? Bana göre , şu an en büyük çevre felaketlerine yol açacak kirlilik etmeni suyun - atıksu süreçleri ve sonuçları. Yıllardır hükumetin güçlü olduğu ve sanayisini , belediyesini , kurumlarını istediği gibi kullandığı bölgelerde oluşturduğu çevre katliamları buna paralel nehirlerin , derelerin , göletlerin durumu ve bu kirliliklerin görülmeyip ne hikmetse "AMBALAJ" atıkları üzerinden gitmeleri sadece en büyük pasta diliminin hatta pastayı istemelerinden kaynaklanıyor.
Bunları isterken de ""vakıf ve dernek" kuralım gibi bir yaklaşımla aslında bugüne kadar oluşturdukları diğer sistemler gibi mesela "okçular, ensar gibi " paranın bu vakıflar gibi kuracakları vakıflar üzerinden dönmelerini istemektedirler. Bu yaklaşım ne atık ne de kendi tabirleriyle sıfır atık ile ilgili bir durumdur. Yukarıda anlattığım durumdan başka bir şey değildir. Bir başka nokta ve bizler için acı tarafı biz çevre mühendislerinin yaşadığı "meslek" savaşıdır. Yönetmeliği okuyanlar bilir hala "Çevre Görevlisi" ibaresi mevcuttur. Günlerce oradan buradan "KAZANDIK" gibi bir yalanla sadece kendilerini kandıran bir grup ÇMO yöneticisi , gövde gösterisi yaptığını sanıp boy boy pozlar verip , Çevre katliamlarına yol açacak yeni Çevre Kanunun mimarlarıyla beraber paylaşımlar yaptı.(Neden Adana ÇMO'dan rekor katılım var hala anlamadım). Daha sonra muhalif basında çıkan haberler...(ÇMO başkanı utanır mı bilmem kendi kararı.)
Bu nedenle SIFIR ATIK denen olayı bir Çevre Örgütlemesi bilip bilmeden sahipleniyorsa , o gittikleri yerlerde güç gösterisi yapar gibi fotoğraf verirken gücü kendinde bilen zümrenin kendilerine şunları yapın dediğinden başka bir şey akla getirmemektedir. Bunun devamında , ÇMO'nun hiçbir şekilde çevresel olaylarda, ne bir basın açıklaması ne bir etkinlik ne de bir bildiri yayınlamadığı , özellikle üstüne basa basa "hasankeyf" için bölgesel bazda tüm şubelerin ve temsilciliklerin tepki göstermesi gerekirken maalesef hiçbir şey yokmuş gibi davranıldı .
Şunu da belirteyim ki Çevre Mühendislerinin şuan hem özelde hem kamuda bu kadara etkisiz olmasının ve mesleğin öneminin gittikçe ülkede yok olması ,bu odanın yıllardır sadece bir " menfaat yönetiminden" ileri gidememesidir. Çevre Yapılanmaları , güçlü değil ama güçlünün yanında yer alıyorsa etkisizdir - gereksizdir .
Mervan ZİREK -Çevre Mühendisi
DEĞİŞİM ŞARTTIR. DEĞİŞİM ŞARTTIR.
Bir kaç yıldır gündemde olan ve sürekli etkinliklerle anlatılmaya çalışılan sıfır atık konusunda düşüncelerimi ifade etmek istiyorum.
İçeriğini bilen ya da bilmeyen herkes Sıfır Atık ile ilgili muhakkak bir paylaşım veya etkinlik görmüştür . Sıfır atık , 2017 yılında bir zümrenin tekelinde ortaya atılan aslında alt yapısında , atıklar üzerinden dönen veya dönemeyen mevcut parasal durumun farkına varılmasından başka hiçbir şey değildir. Çünkü , atık konusunda Türkiye'de hiçbir zaman tam anlamıyla ne eğitimler yapıldı , ne de bununla ilgili ciddi çalışmalar yapılmak istendi. Bir parti binasında sözüm ona "çevre komisyonlarınca" hazırlanıp arkalarına da mevcut ÇMO yönetimini de alıp bunu tüm kurumlarında "vakıf ,dernek vs" kurarak yaymaya çalışmaktadırlar. Sıfır atık üzerinde en çok durulan sistem "Nedense Ambalaj".
Atık diyince sadece aklına ambalaj gelen ve bununla ilgili belediyelerin "kent konseylerine" ve "büyükşehir belediye başkanlarına " yönetmelikte özellikle atıf yapan , yıllardır geçimini toplama ayırma işlerinden kazandığı parayla sağlayan kişilere "belediye kontrolünde" diye bir terim kullanıp ,kaderlerinin belediyelerin tekeline bıraktırılması apaçık ortadır. Daha atığın kaynağında ayırma gibi bir düşüncesi olmayıp , direk atığın nerde toplanacağı ve miktarlarının belirlenmesi için bir yönetmelik hazırlamak fiyaskodur.
Samimi ve çevreci bir yaklaşım değildir bu. Atık üzerinde çalışma yapmak isteyen bir görüş , önce yönetmeliğin ismini adam gibi koyar . Su da belli bir süreden atık olabilir, bununla ilgili yönetmelik var diyeceksiniz , hangi yönetmelik suyun atıksu oluşumuna geçmesinden ve daha sonra bunun geri dönüştürülmesi ile ilgili kapsamlı ve detaylı ? Bana göre , şu an en büyük çevre felaketlerine yol açacak kirlilik etmeni suyun - atıksu süreçleri ve sonuçları. Yıllardır hükumetin güçlü olduğu ve sanayisini , belediyesini , kurumlarını istediği gibi kullandığı bölgelerde oluşturduğu çevre katliamları buna paralel nehirlerin , derelerin , göletlerin durumu ve bu kirliliklerin görülmeyip ne hikmetse "AMBALAJ" atıkları üzerinden gitmeleri sadece en büyük pasta diliminin hatta pastayı istemelerinden kaynaklanıyor.
Bunları isterken de ""vakıf ve dernek" kuralım gibi bir yaklaşımla aslında bugüne kadar oluşturdukları diğer sistemler gibi mesela "okçular, ensar gibi " paranın bu vakıflar gibi kuracakları vakıflar üzerinden dönmelerini istemektedirler. Bu yaklaşım ne atık ne de kendi tabirleriyle sıfır atık ile ilgili bir durumdur. Yukarıda anlattığım durumdan başka bir şey değildir. Bir başka nokta ve bizler için acı tarafı biz çevre mühendislerinin yaşadığı "meslek" savaşıdır. Yönetmeliği okuyanlar bilir hala "Çevre Görevlisi" ibaresi mevcuttur. Günlerce oradan buradan "KAZANDIK" gibi bir yalanla sadece kendilerini kandıran bir grup ÇMO yöneticisi , gövde gösterisi yaptığını sanıp boy boy pozlar verip , Çevre katliamlarına yol açacak yeni Çevre Kanunun mimarlarıyla beraber paylaşımlar yaptı.(Neden Adana ÇMO'dan rekor katılım var hala anlamadım). Daha sonra muhalif basında çıkan haberler...(ÇMO başkanı utanır mı bilmem kendi kararı.)
Bu nedenle SIFIR ATIK denen olayı bir Çevre Örgütlemesi bilip bilmeden sahipleniyorsa , o gittikleri yerlerde güç gösterisi yapar gibi fotoğraf verirken gücü kendinde bilen zümrenin kendilerine şunları yapın dediğinden başka bir şey akla getirmemektedir. Bunun devamında , ÇMO'nun hiçbir şekilde çevresel olaylarda, ne bir basın açıklaması ne bir etkinlik ne de bir bildiri yayınlamadığı , özellikle üstüne basa basa "hasankeyf" için bölgesel bazda tüm şubelerin ve temsilciliklerin tepki göstermesi gerekirken maalesef hiçbir şey yokmuş gibi davranıldı .
Şunu da belirteyim ki Çevre Mühendislerinin şuan hem özelde hem kamuda bu kadara etkisiz olmasının ve mesleğin öneminin gittikçe ülkede yok olması ,bu odanın yıllardır sadece bir " menfaat yönetiminden" ileri gidememesidir. Çevre Yapılanmaları , güçlü değil ama güçlünün yanında yer alıyorsa etkisizdir - gereksizdir .
Mervan ZİREK -Çevre Mühendisi
DEĞİŞİM ŞARTTIR. DEĞİŞİM ŞARTTIR.