• Sayın Üyeler,

    Site görünümünün gündüz açık renk tema, gece koyu renk tema olacak şekilde otomatik değişmesini sağlayan bir düzenleme yapılmıştır. Görünümün otomatik değişmesini istemiyorsanız, bu ayarı hesap tercihlerinizden kolaylıkla değiştirebilirsiniz. Açık/Koyu temalar arasında ki geçişin otomatik olmasını istemeyen üyelerimiz üst menüde yer alan simgeler yardımıyla da kolayca geçiş yapabilirler.

    Site renklerinin günün saatine göre ayarlanmasının göz sağlığına faydaları olduğu için böyle bir düzenleme yapılmıştır. Fakat her üye görünüm rengini tercihine göre kullanmaya devam edebilecektir.

Çevre mühendisi - maaş

E. Cihan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ocak 2010
Firma
N/A Environment
Bu bölümün açılmasını istediğimden dolayı bir konum bulunsun istedim.
Arkadaşlar şüphesiz özellikle yeni mezun arkadaşlar "ne kadar maaşla başlayacaklarını, maaş beklentisinin ne derece önemli olduğunu, sorarlarsa ne isteyim" sorularını kafalarında barındırıyorlardır. Burada eminim bu konuda çok tecrübeli arkadaşlarımız da vardır, işini kurmuş ve maaşı veren konumunda olanlar da. Tabi ki aldığı maaşınız maaşı söylemek istemeyebilirsiniz ancak bu konuda ipucuna ihtiyacı olan arkadaşlar için meslekteki branş ve istenilmesi gereken maaşlar ile ilgili bir konu bulunmalı bence. Yararı olabileceğini düşündüğüm bir konu.
 
iyi o zaman 500 liraya çalışayım 50 yaşında belki sevdiğim kızı alırım o zaman.

Sacma sacma düşünmeyin lütfen bi bulundğunuz hayatın içini bakın 500 liraya ne yapacan kardeşim sen soyle bana ev kirası 600 lira zaten. nasıl bir düşünce nasıl bir mantıktır bu . Ev sahabı olsan bıle ki bu ımkansız kışın ısınmak için 300 liradan aşağı para vermıyosunki düşün nasıl gecınecen hadı bakayım elini beynine koy ve düşün...
 
cm_orhan, herkesin düşüncesi mantıgı farklıdır sana günde 100tl yetmiodu bi başkasına 3lira yetiyodur ki çevre mühendisi isen ögrencilik hayatında illaki bunu daha iyi bilmen gerekir.Kalkıp sen mantıksızsın senin düşüncen saçma filan yakışmıyo bana göre..

Özel sektörü hiç bilmediğim için yorum yapamayacam bu konuda ayrıca :))
 
Gunde 3 lıra yetıyor dıyosun mıllete benım ıse gıdıs gelısım 3 lıra nasıl olacak bu ? O zaman oyle yapalım ılk 3 lıra yetenle calıssın kalırsa bızde gırerız bır yerlere . cok cıddı bır konu ve cıddı cevap lar verılmesı gerken bır konu bu ben o kadar esnek olamıyorum bu konuda kusura bakmayın.
 
Herkes katı olsa sorun zaten düzelirdi Orhan bey,
Düşünce farklılıkları diyelim biz buna. Kimisi işi öğrenene kadar gireyim diyor. Kimisi işsiz kalmayayım 3-5 ev geçindireyim diyor vs vs. Bu liste çeşitli sebeplerden uzayıp gidiyor. Bu kişinin kendisine biçtiği fiyatla ilgili birazda. Hiç bişi bilmiyorum 750 tl yeter dersek bu çıkmazdan kurtulamayız. Mühendisim şu rakamdan aşağı çalışmam demeyi öğrenmemiz lazım. Ne zaman olur bu onu bilmiyorum..
 
@eskarem

Gaz altı kaynağı yapan bir işçi ortalama 800-1000 lira ile çalışmaya başlıyor. Biraz becerikli ve arada bir de şantiyeye gidiyor ise (kaynak işçilerine şantiye farkı ödenir) bu rakam 1200 ü buluyor. Argon kaynağı yapan arkadaşlar en düşük 1300 lira ile işe başlıyor. (Net 1500 lira ile başlayanları da gördüm.) Şantiye farkı falan filan bu rakam kat be kat artıyor. Benden gücüne dayalı çalıştıkları için işleri ağır elbette. Ancak bizlerde 16 17 yıl öğrenim hayatı görmüş insanlarız. 500-800 lira gibi komik rakamlarla çalışıp üstüne bir de çok şükür mü diyeceğim! Ya ben bu düşüncemle aza kanaat edemiyorum-aç gözlüyüm, ya sizin mühendislik kavramınız benimkiyle uyuşmuyor...! Üstüne üstlük bu adamların başında olduğunuzu bir düşünün. Sözünüzü nasıl geçirirdiniz, sizi sayarlarmıydı acaba ya da sizde o özgüven olur muydu aldığınız böylesi düşük maaşlarla :confused: Herşeyden önemlisi mutlu olur muydunuz her sabah işe gelmekten? Mesele hangi sektörde çalışıyorsan çalış aranan adam olmak. Sizin yaptığınız işi her personel yapamıyor ise maaşınızı siz belirlersiniz. Bu hep böyle olmaz mı? :) Evet o bahsettiğiniz maaş yükselir. Bu mantıkla herhalde 500 lira 5 sene sonra belki 1800 2000 lira olur. Ya nolur kendinize bu kadar az değer vermeyin. :agla:
 
ne biçim bir m-noktadır bu.
"herkes hakettiğini alır" demişsin.
bence siz mühendis kimliğinizi unutmuş. biraz patron kimliğinizle cevap veriyorsunuz sanırım. belediyenin bir şoförü 3000-3500 tl maaş alsın. sizde herkes hakettiğini alır deyin. arkadaşım ben 11 yıldır mühendisim. şantiye şefiyim. aldığım ücret 3.000 bile değil. bumu hakettiğimiz.
 
Burada bence oda devreye girmeli (bunu söyleyen halen kayıtlı bir oda mensubu değil gönülden diyelim bizimkine)
Çalışma esasları ve maaşlar ile ilgili meslek örgütü çalışmaları sayesinde (ve üyelerinin desteği ile tabii) bazı iyileştirmeler yapılabilir ama burası Türkiye demekten de kendimi alamıyorum...
 
@selcuk_kucuk



abi o biraz zor ya anca soyle bi cözüm olabilir.Hükümet askarı maasları ayıracak. nasıl normal askarı diyelim ki 750 işçi maası muhendislik mezunu kişilere de dicekki atıyorum 1000 tl muhendis adam işçi kategorisinde calıssa da 1000 tl olacak o zaman sorun cozulur bence biraz :D
 
Bence de oda devreye girmeli. Asgari maaş tutarlarımız oda tarafından belirlenmiyor mu??? Sigortası asgari ücret üzerinden yatırılan bir sürü meslektaşımız varken odamız bunları gözardı etmemeli bence.
 
@soner
Soner Bey merakımı mazur görün; 11 yıldır mühendis ve şantiye şefisiniz. Aldığınız maaş 3000 TL mi? 11 senenin hakkı kesinlikle bu olmamalı. Hoş gerçi inşaat mühendisi olup arıtma tesisi şantiye şefleri de gördüm 3500-4000-4500 ile çalıştırılanlar. Sebep işverenlerden mi kaynaklı, yoksa bizlerden mi bilemiyorum. Yoksa yeri geldiğinde ne bir makine mühendisini ne de bir inşaat mühendisini aratmıcak nitelikte olan bir kişinin aldığı düşük maaş; mühendis lafzının önüne eklenmiş olan 'çevre' kelimesinden mi kaynaklı acaba? Bazen bunu çok sık düşünüyorum. Henüz 2 senelik mühendisim. Kendimi geliştirmek için sürekli çabalıyorum. Yüksek lisans yapıyorum. İyi bir işim var, iyi bir maaşım var. İşim gereği makineden de inşaattan da anlamak zorundayım. Bu konularda kendimi geliştirdiğimi düşünsem de bir makine mühendisinin taşıdığı itibarı göremeyeceğimden endişeliyim. (Şu aşamada böyle beklentilerim henüz yok elbette ) Yani bir makine mühendisinin kendini çevre konularında geliştirebilmesinden edindiği itibar ile bir çevre mühendisinin diğer mühendislik dallarında kendini geliştirmesinden elde edeceği itibar aynı olmuyor sanırım. Neden bir arıtma tesisini en iyi *proses bilen makineciler* işletebiliyor. Neden diğer mühendislik dallarından öğrenebileceklerimizi öğrenmiyor onların işlerine de el atmıyoruz. :) Sanırım o zaman çevre mühendislerinin değeri artacak. Ve aldığımız maaşlar da orantılı olarak artacak. Bilmiyorum belki de doğru yerde doğru zamanda kendi işini kurmalı... Kısmet!
 
@Fatih Özcan

Fatih Bey, Size sonuna kadar katılıyorum... Çevre mühendisliği ders konularına baktığınızda neredeyse birçok mühendislik alanını kapsayan bir müfredatımız var. Şantiye sahasına adımınızı attığınızda inşaat, elektrik, makine, jeoloji vb. konularda bilginiz olmalı ki ben çevre mühendisiyim diye aradan sıyrılıp diğer konulara el atmazsanız alternatifler üzerinde düşünmeye başlarlar...
 
@ayşegülik


Selamlar Ayşegül Hanım,

Yazdıklarım aslında çok açık. Yanlış çıkarımlar yapılmasın diye açıklayayım. Çıkarılacak sonuç diğer mühendislik dallarındaki insanların işlerine el atalım; yeri gelince bir inşaat mühendisi gibi apartman yapalım, yol yapalım- metro yapalım! Bir makine mühendisinin yerini alıp otomotiv imalatına girelim herhangi bir fabrikanın imalat müdürü olalım vs vs değil elbette! Herkesin bildiği gibi çevre mühendisliği multidisipliner bir meslek dalıdır. Makineden-inşaattan-kimyadan-jeolojiden o kadar çok şey bilmeniz gerekebiliyor ki. Siz kendinizi bu alanlarda ne derece geliştirebiliyorsanız değeriniz o kadar artıyor. İşi benimkiyle aynı olmayan herhangi bir çevre mühendisi bir arıtma tesisini gezdiğinde prosesin dışında; Izgaralar- kapaklar- havuzlar- konveyörler-çamur susuzlaştırma ekipmanları gibi arıtma ekipmanları (vb) ve betonarme yapılarını görebilir. Ben bir arıtma tesisini gezdiğimde- (ya da yeni bir arıtma tesisi projesinin keşifini çıkardığımda);

Makine elemanlarını (civata, somun, mil, zincir, kama, dişli, yataklar, motor, redüktör vs). Pompalarını (dalgıç, kuru tip, air lift, santrüfüj, monopomp, dozaj pompası vs vs) Pompaların bağlantı şekillerini-kızaklarını-pedastallarını-zincirlerini). Malzeme çeşitlerini (St 37, galvaniz, bronz, AISI 316 Tİ, 316 L, SS 304, SS 303, polyamid, kestamid vs). Boru çeşitlerini (PPRC-PE-ST- SS- PVC-koruge Sprial kaynaklı, Dikişli- Dikişsiz vs vs). Flanşlarını (basınç sınıfları PN 6-10-16- delik sayıları). Boru bağlantı parçalarını (dirsek, redüksiyon, Te, inegal Te, flanş adaptörü, priz kolye, manşon, kör tapa, rekor, içten dışlı… vs vs). Kaynaklarını ( gaz altı- argon kaynağı, elektrofüzyon, alın kaynağı, yapıştırma vs vs). Dökülen betonun su tutucu bantlarını- yakalı borularını vs. vs bu ve bunlar gibi pek çok ayrıntı görüyorum.

Makine mühendisi değilim; bu kadar makine elemanı-malzeme bilgisini üniversitede öğrenmedim. Bunları işim gerektirdiği ve merak ettiğim için öğrendim. Bunlar bana şu anda bulunduğum daha iyi bir işi kazandırdı. Kendi isteğimle şu anda beton-demir metrajı çıkarmayı öğreniyorum. İnşaat mühendisi de değilim. Ardından hak ediş yapmayı öğrenmek geliyor planlarımın arasında. İlerde sadece bu işi evde oturduğum yerden bile yaparak para kazanabilirim. Atıksu arıtma konusu ilgimi çekiyor ve bu konuya dair ne varsa öğrenmek mesleki doygunluğa ulaştırabilir beni belki. Bu alanda inşaat-mekanik-elektrik-işletme-projelendirme dahil A dan Z ye her şeyini öğrenmek benim idealim. Sonra edindiğim tecrübelerle bu konuda danışmanlık da yapabilirim. Atıksu arıtma tesisinin betonarmesini- inşaat mühendisi, mekaniğini - makine mühendisi, elektriğini -elektrik mühendisi yaptığında ve bilgilerini proses çerçevesinde düşünmeyip salt kendi işlerini yaptıklarında ortaya işletilemeyen arıtma çöplükleri çıkıyor. Pek çok örneği ile karşılaştık. Bunları birleştirecek bağdaştıracak bizleriz. Arıtma da olduğu gibi diğer alanlarda da durum çok farklı değil. Bir konuda uzmanlaşmaktan yanayım elbette. Ancak o konuyu en ince ayrıntısına kadar öğrenmek size kazanç sağlar. Her sıkıştığınızda yanınızda bir inşaat müh. bir makine müh. bir kimya müh. vb bulamazsınız. Anlatmak istediklerim tamamen bunlar ya da bunlara yakın. Sürçü lisan ettiysem affola :)
 
bu konu çevre mühendislerinin sorunu değil.Bu sorun bütün mühendislerin sorunu aslında. Kıdeme göre bir maaş politiikası veya şartname gibi birşey yayınlaması gerekiyor devletin. Bütün işçi girişleri e-devlet üzerinden yapılsa mesela. ve bununla ilgili olarak bir hesaplama oluşturulsa.
2 yıllık yüksek okul okumuş 0-5 yıl deneyimli personel için 1500-2500 arası
4 yıllık fakülte okumuş 0-5 yıl deneyimli personel için 2000-4000 arası
2 yıllık yüksek okul okumuş 5 ve üstü için 2500 üstü
4 yıllık fakülte okumuş 5 yıl üstü personel için 4000 tl üstü maaş gibi bir sınırlama koysalar.( değerleri baz almazsanız sevinirim)
ve takibini e- devlet üzerinden yapılsa hoş olmazmıydı.
 
@Funda Saltıkmental friendly

Sn. environmental friendly çok güzel şeyler yazmışsınız. Ben de paralelinde bir kaç şey eklemek istedim :

Başkalarının işini başkalarına bırakmanın erdemli ve gerekli bir davranış olduğu düşünülebilir ancak,

Biz çevre mühendisleri işimiz gereği "herkesin işine karışmak" durumundayız maalesef, bunu göz ardı etmemeliyiz. İnşaat mühendisinin, kimya mühendisinin, maden mühendisinin, biyoloğun vs. vs. çalıştığımız iş dalında prosesi idare eden kim varsa, hangi disiplinde eğitim almış mühendis, teknisyen, tekniker olursa olsun işlerine burnumuzu sokmamız gerekiyor. Hatta nihayetinde ve en zirvesinde bizim tasarımcının da işine karışmamız gerekiyor. Başkaları "buyur" etmese bile bizim gidip daha birşeyler planlanırken işin içine dahil olmamız gerekiyor. Çünkü,

Bir yerlerde bir şeyler yanlış gidiyor olmasa, bize ihtiyaç olmazdı, bu disiplin ortaya çıkmazdı. İşin en başından, tekerleğin yuvarlanmasından, ateşin yakmasından bu yana doğada gizli prosesler insanoğlu tarafından (sadece) fayda sağlanmak üzere alınageldiğinden (ve aslında düzeltilecek bir şey olmadığından maksat sadece fayda sağlamak olduğu için) üretim süreçleri doğa düşmanıdır. Çünkü öyle bir gelenek, bir kültür yoktur doğasında üretimin. Hiç kimse bir işe "aman ben bi şey icat ediyim ama yakmasın, zehirlemesin, yan etkisi olmasın, kansere yol açmasın, dünyanın dengesini bozmasın" diyerek başlamaz (son yüzyıla kadar). Bu nedenle de üreten insanlar ne doğayı ne de güvenliği neredeyse hiç ama hiç düşünmezler... Böyle bir kültür yoktur, oluşmamıştır en başından beri. Onun içindir ki üretim prosesleri doğa dostu değildir, güvenlikle ilgili bir takım problemler mutlaka içerir. İşte biz çevre mühendisleri tam bu noktada devreye girmek üzere ihdas edilmiş bir disiplinin temsilcileriyiz (güya).

Çevre mühendisliği disiplininin en aciz noktasıdır evrak ve mevzuat sigortası olmak ve bence çevre mühendisliğinden sayılmamalı da.... Çoğumuzun yapabildiği en iyi uygulamalar genelde atıkları bertaraf ettirecek bir kaç firma bulup patronlarımızı bu işe ikna etmeye çalışmak, sağda solda bir kaç atık kutusu vb. göstermelik tedbirler falan... Ama bizim asıl odaklanmamız gereken şey orda üretimin kalbinde. Her gün cayır cayır zehirli gaz çıkaran, tonlarca suyu saniyeler içinde zehirli atıklara dönüştüren, akılsızca ve düşüncesizce birbiri ucuna eklenmiş prosesler zinciri olmalı hedefimiz. Akılsızca diyorum çünkü önce kirletip sonra kanun zoruyla arıtım eklenmiş, hem kirletirken hem de arıtırken kaynak israf eden, 2 kere enerji harcatan proseslerle dolu endüstri. Düşüncesizce diyorum çünkü tek gaye fayda sağlamak olduğu için, başka hiç bir şey düşünülmediği için yavaş yavaş terk edilen ve bize yenilikmiş gibi satılan tasarım facialarıyla dolu sanayi...

Bütün bunlarla savaşmak gerek, yerinden söküp yok etmek gerek. Ama öncelikle yerine yenisini koyabilmek, insanları, sermayeyi, ekonomiyi buna ikna edebilmek gerek. Ama bundan da öncelikle bunları bilmek gerek, varlıklarından haberdar olmak gerek...

Başımızı kaldırıp mevzuattan yönetmelikten, ufkun ötesine bakmak gerek arkadaşlar. Mevzuattan ileri gelen yükümlülükleri halledip işvereni cezadan kurtarınca işimiz bitmiyor maalesef. Gündelik koşuşturmaca ve önümüze koyulan (saçma) görevlerin ötesine geçip yapılan işin özünü, amacını ve eksikliklerini kavramamız gerek. İster ev yapın, araba imal edin, baraj inşa edin ister hiç birini yapmayın ama çalıştığınız iş kolunda neler döndüğünü, çarkların nasıl işlediğini kavramanız gerek.

Biraz şanslıysanız çalıştığınız işyerinde oryantasyon eğitimi diye bir uygulama vardır. Biraz daha şanslıysanız şirketiniz sizi oraya buraya eğitimlere gönderir bir şeyler öğrenin diye. Daha da şanslıysanız zırt pırt birileri gider gelir ayda bi kaç kere falan filan eğitimi vermek için... Ama ne kadar şanslı olursanız olun, asla kimse size gelip de fısıldamaz "işin sırrını".

Temel işlemleri vardır endüstrinin (tıpkı çevre mühendisliği derslerinde olduğu gibi). Isıl işlemi, redüksiyonu, karışımı, soğutmayı, yoğunlaştırmayı vs. görebiliyorsanız süreçlerde, buna bağlı olarak kullanılacak ekipmanlar da birbiri arkasına neyin geleceği de az çok belirmeye başlar gözlerinizin önünde. Demir-çelik üretirken de, sabun ya da çimento üretirken de yapılacak belli başlı işler vardır tıpkı toplamak, çıkarmak, çarpmak ve bölmek gibi... Çok da sır değildir aslında, aynı iş kolunda bi 25-30 yıl harcayan herkes kavrayabilir bazı temel şeyleri (:

Bir de sanıldığı gibi herkes kendi işine gücüne bakmaz öyle sanayide... Kim neyi nasıl kotarabiliyorsa, neyin üstesinden gelebiliyor ve hangi işe tahammül gösterebiliyorsa o işi yapar arkadaşlar, gerçek budur. İnşaat mühendisinin işini kimya mühendisi de yapar, çevre mühendisinin işini inşaat mühendisi de... Tevazu gösterilirse herhangi bir lise mezunu arkadaşa da yaptırırlar sizin yapabileceğiniz herşeyi. Çoğu tesisatçıdan evrilme sanayici de yetişmiş eleman değil kurulu sistem peşindedir. Çin'den Avustralya'dan saati 1000 dolara süpervizör getirtir kurdurur sistemini, işi idare edecek adama asgari ücret vermenin hesabını yapar. Onun için dört açmak lazım gözleri, her yerde herşey de öğrenilmez. Durağan ve nereye varacağı belli olan yerde fazla vakit harcanmaz. "Usta" düsturudur, bilgi paylaşılmaz. Sandıklarda veya fıçılarda saklanır ve güneş ışığından uzak tutulur ki bir ihtimal mayalanıp şarap tadı verir diye...

Bilmek gerekir dedim ya, bilmek için de iyice kurcalamak gerekir bazı şeyleri. Birilerini rahatsız eder elbette bu bakış, bu duruş. O endam o çalım (: Bizim işimizdir kurcalamak. Kurcalamazsanız bulamazsınız kuytu köşeleri, halının altına saklanan kirlileri.

"Bizim işimiz olmaz ne iş yapıldığıyla, neler döndüğüyle..." diyen bir zat mühendis olamaz, çevre mühendisi hiç olamaz. Mühendis üretir, çözüm bulur, mucitin akademik versiyonudur mühendis. Üretken olamazsa, işe yaramaz. Memur olur çok sıradan.

Sayısız yanlışlıklar, akıl-fikirden yoksun şekilde dizayn edilmiş proseslerle dolu para kazandığımız işyerleri arkadaşlar. Neler olduğunu anlayamadan, akılcı alternatiflerini bulmadan, bunları işimizden olma pahasına savunmadan bu mesleğin hakkını veremeyiz.

Çok uzun oldu, hülasasını söyleyeyim. En baba çevre mühendisi oturup sistemi tasarlayan, yanlışa doğruya karar veren, bunları değil inşaatçısına, makinacısına, kimyacısına, patronuna, feriştahına kabul ettiren çevre mühendisidir. Onun için de iyi bilmek lazım, ya ömür çürütüp adanmak lazım bir iş dalına ya da "divane aşık gibi dolanırım çöllerde", orasına tam karar veremedim daha :p

Kalın sağlıcakla...
 
Sn. Cemba çok güzel konulara değinmişsiniz. Çevre mühendisleri; yeni baştan bir ürün ortaya koymadıkları aksine ortaya çıkan üründen kaynaklı kirlilikle uğraştıkları ve dolayısıyla işverene gelir sağlamayıp aksine dolaylı yoldan para kaybına sebep oldukları için prestijli bir meslek mensubu olarak görünmezler. Okul yıllarında çevre mühendislerinin piyasada sevimsiz bulunduklarını söylerdi hocalarımız. Ancak işverenler üretimden kaynaklı kirliliği kontrol etme gerekliliğine koşulsuz sebat ettiklerinde bu durum değişecektir. Eğer -ben çevre mühendisiyim, okulda kirlilik ve yönetimi konusunda eğitim aldım ve sadece bu işle uğraşmak istiyorum diyorsanız, fazla çabalamayayım, yıpranmayayım, sıkıntı çekmeyeyim diyorsanız ve mesleki anlamda doyumsuzluğunuz yoksa sadece atık yönetimi, işletilmesi, danışmanlığı gibi işlerle uğraşabilirsiniz. Ancak özel sektör acımasız ve iş durumunuzun sudan sebeplere veya işvereninizin ruh haline göre değişmemesini istiyorsanız en azından şirket giderlerini azaltabilmelisiniz. Daha az atık, daha az enerji, daha az arıza veya daha az ceza vb. Umarın söylediklerim yanlış anlaşılmıyordur ve özellikle iş hayatına yeni atılacak olan arkadaşlara bu yazdıklarımız faydalı oluyordur diyerek yazımı şunlarla sonlandırmak istiyorum: Arkadaşlar özel sektörde kimse kimsenin kaşı gözü için güler yüzü için iş vermez. Verse de devam ettirmez. Eğer mesleki doyumsuzluklarınız yoksa memuriyet için çabalamak en mantıklısı. Yok o da olmazsa üzgünüm ama ayağınızın hemen kaymaması, yerine bi başkasının alınmaması için pek çok şeyden anlamak zorundasınız.
 
@serfer
yeni mezun arkadaşların heveslerini kırmamak adına daha yapıcı konuşmalıyız diye düşünüyorum. saçmalamayın demek yerine tecrübe kazanmaya çalışın demek gibi...
 
@Yasin ASLAN
ben kendi okulum için söylüyorum bunların bir cogunu hemen hemen 1 yada 2 si hariç yaptık ha ögrenci o konualrda kendini geliştirdi geliştirmedi kendine kalmış ama geliştirmiş ve işini biliyor siz bu kişiyi tutupda 1500 ye hadi gel iş burda diyemezsiniz kusura bakmayın
 
Üst