ikbalikbal
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 23 Temmuz 2016
- Firma
- -
Bugün yazdığım yazıyı paylaşacak başlık bulamadım. Belki bu başlık onaylanmayacak, yine de şansımı denemek istiyorum. Özellikle tanışma konusu altına açtım, çünkü daha uygun bir konu bulamadım forumda. İnsan kendini diğerlerinin davranışlarından görür. O yüzden, diğerleri bana ayna. Bu başlık altında hikayeleştirerek mesleki deneyimlerimi, düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Öbür konulara uymuyor bu, zaten meslektaşlarım oldukça yoğunlar, çalışma saatleri çok fazla. Bir çoğu okuyamayacak zaten, cumartesi günleri bile çalışıyorlar. Yani mühendis oldukları halde ha bire çevre il müdürlüğü, sanayi ve şirketleri arasında mekik dokuyorlar. Bir gün gerçekten mühendislik yapabilecekleri çalışma ortamları için her birine dua ediyorum.
--------------------------------------------
BİR TAVŞANIN DÜŞÜNCELERİ
Tavşan "amacıma ancak çevre vasıtasıyla ulaşabilirim" dedi. Yani eğer etrafımda benim ulaşmak istediğim şeye sahip olan tavşanlar varsa, o şeye karşı özlem duymaya başlarım. İyi tavşanlar arasında olursam iyi, kötü tavşanlar arasında olursam kötü olurum. Bu arada, aslında sahip olduğum, doğuştan getirdiğim temel niteliklerim değişmez. Sadece kullanma biçimim değişir.
Bir kişi öyle bir toplumda olur ki katil, bir kişi öyle bir toplumda olur ki çok yetenekli bir kasap, bir kişi öyle bir kişi olur ki yetenekli bir cerrah.
Biz tavşanlar, sadece içinde bulunduğumuz tavşan toplumunun bir yansımasıyız.
Beğenmediğimiz, vahşi bulduğumuz her olay, konu, tavşan bize nasıl bir toplumda yaşıyor olduğumuzu gösterir. Ve bir tavşanın kendisi bundan asla bağımsız değil. Sorumsuz ise hiç değil. Eğer bugünümü de kurtardım, havucum var şükür deyip, güvenli olduğumu düşündüğüm emek emek eşeleyip oyduğum yuvama çekiliyorsam, kendi eksiklerime, çalışmam gereken asıl alanlara gözlerimi kapatıyorum demektir.
Sadece etrafımızdaki tavşanları seçme hakkımızı iyi kullanmamız gerekiyor. O yüzden "iyi muhit" denen yerlerde yuvalar pahalı. Tabi ultra lüks, gereksiz derecede büyük yuvalardan bahsetmiyorum. Suç oranlarının en alt seviyede, düşük olduğu, tavşanların birbirlerine yardım etmede, havuç paylaşma ve yetiştirmede ve sosyal ilişkilerinde sağlıklı olduğu, doğal gıdalarla ve doğa ile birleşik yaşadığı, arkadaşları ve çevresi için faydalı bir üretimde bulunduğunda, arkasından zaten karlılığın geleceğini bilen tavşanların arasında yaşama tercihidir bu. Şimdilik pahalı, ama isteyen her tavşanın ulaşabileceği bir yuvalar ağı sistemi hayal ediyorum.
Gerçekten başka tercih edebileceğim bir şey de yok. Tanrı korusun, öbür türlü tavşanlar kişiyi zamanla kendisine benzetir, en iyi ihtimalle kötüyü kanıksamış, kötüye tepkisiz, zayıf bir tavşanın elinden güçlü bir tavşan tarafından havucunun alınmasına tepkisiz tavşanlar haline geliriz.
Aslında günümüzde çok şanslıyız. Çünkü sosyal medya ortalama bir doğru çevreyi akıllı davranırsak tüm tavşanlara sağlayabilir. Böylece bahsettiğim çevreyi arayan, böyle tavşanlarla bir arada olmak isteyen tavşanları bir araya getirebilir. Bunun için her gün bu istekte olduğunu paylaşmak işe yarar.
İyi bir çevrede olmamız gerek.
O yüzden tüm tavşanlar kendi anladığına göre de olsa, en hayvani temel seviyede de olsa, birlik duygusunu yaşayabileceği ortam için elinden geleni yapmalı. Aklı alabildiği kadar aktif olmalı. Nasıl yapacağını bilmeyenlerin hepsi, iş başında öğrendi.
Bunlar üzerinde çalışırken, düşünürken bir sürü engel çıkacak. Ne zaman bir engelle karşılaşsan olup biten her şeyin iyi olduğuna, mutlaka iyi bir sonuca bağlanacağına dair umudun olmalı. Böyle bir tutuma ihtiyacın var. Peki bu topraklar senden ne istiyor?
Kendisiyle doğru bir iletişimde olmanı. En güzel hisler ve yaşam koşullarıyla aranda sadece iyi tavşanların oluşturduğu bir topluluk var. Eğer böyle tavşanlar, aralarındaki ilişkinin amacını daima gözleri önünde tutarlarsa, her yaptıkları iş ve harekette bu amaca göre davranmayı birbirlerine örnek olarak öğretirlerse, belki 1000 kez tökezleyecekler, gözlerine karanlıkta fener tutulacak, ama hiç bir çaba göstermeyen tavşan topluluklarına göre çok daha hızlı amaçlarına ulaşacaklar.
Büyük engeller, rahatsızlıklar ortaya çıkacak ama ilerlememiz lazım değil mi?
Tüm iyilik olsun diye yaptıklarımız yok olabilir, özene bezene birbirimiz için oyduğumuz yuvaların ağzını tıkayacak kum fırtınaları çıkabilir, yine de devam etmeliyiz.
Genelde değişim içeren bir şey yapılmaya çalışılınca her başarısızlıkta artan sayıda "eski halimiz daha iyiydi" sesleri yükselir. Burada sıkı tutunmak lazım. Siz kendinize inanmazsanız kim size inanır?
Yani kötülüğün üzerinde hareket etmeli. Çalıştığım oyma malzemelerini önce ateşten, sonra sudan geçirmem gerek, ki bu malzemeler diğerlerinin yuvalarını açıp havuçla doldurmak için hazır hale gelsin.
Daha önce kuru ve sert topraklar üzerinde onlarca yıl çalışmış tavşan grupları varmış. İnşa ettikleri yaşam alanları tam iki kere yıkılmış, bir kere de bulundukları yerden uzaklaştırılmışlar.
Rahat nefes alıp birbirleri için organik gıdalar yetiştirebilecekleri yerin inşasına 3. kez başlayacak tavşanlar olmalı. Bir tarafını yapıp, öbür tarafı yıkılıyor olsa bile, gün be gün sabit olan arkadaşlarla değişen arkadaşların ortak işinin sonucu ortaya çıkar.
Burada neler neler öğrenirler. Domates çekirdeğini çimlendirmeyi, soğan fidelerini ekmeyi, limon çekirdeğinden fidan yapmayı, güneş enerjisini, yağmur suyunu içme suyuna çevirmeyi... Ama bunları hep arkadaş tavşanlar için yapmayı.
Sonra birbirlerine öğrettiklerinde daha karlı çıktıklarını görürler, bilgiyi kendilerine saklamayınca bolluğun nasıl arttığını da. Sonra gözlerine uyku girmeden çalışırlar, birbirleri için! Vakitlerinin önce %20 sini, alıştıktan sonra %80 ini böyle geçirmeye başlarlar.
--------------------------------------------
BİR TAVŞANIN DÜŞÜNCELERİ
Tavşan "amacıma ancak çevre vasıtasıyla ulaşabilirim" dedi. Yani eğer etrafımda benim ulaşmak istediğim şeye sahip olan tavşanlar varsa, o şeye karşı özlem duymaya başlarım. İyi tavşanlar arasında olursam iyi, kötü tavşanlar arasında olursam kötü olurum. Bu arada, aslında sahip olduğum, doğuştan getirdiğim temel niteliklerim değişmez. Sadece kullanma biçimim değişir.
Bir kişi öyle bir toplumda olur ki katil, bir kişi öyle bir toplumda olur ki çok yetenekli bir kasap, bir kişi öyle bir kişi olur ki yetenekli bir cerrah.
Biz tavşanlar, sadece içinde bulunduğumuz tavşan toplumunun bir yansımasıyız.
Beğenmediğimiz, vahşi bulduğumuz her olay, konu, tavşan bize nasıl bir toplumda yaşıyor olduğumuzu gösterir. Ve bir tavşanın kendisi bundan asla bağımsız değil. Sorumsuz ise hiç değil. Eğer bugünümü de kurtardım, havucum var şükür deyip, güvenli olduğumu düşündüğüm emek emek eşeleyip oyduğum yuvama çekiliyorsam, kendi eksiklerime, çalışmam gereken asıl alanlara gözlerimi kapatıyorum demektir.
Sadece etrafımızdaki tavşanları seçme hakkımızı iyi kullanmamız gerekiyor. O yüzden "iyi muhit" denen yerlerde yuvalar pahalı. Tabi ultra lüks, gereksiz derecede büyük yuvalardan bahsetmiyorum. Suç oranlarının en alt seviyede, düşük olduğu, tavşanların birbirlerine yardım etmede, havuç paylaşma ve yetiştirmede ve sosyal ilişkilerinde sağlıklı olduğu, doğal gıdalarla ve doğa ile birleşik yaşadığı, arkadaşları ve çevresi için faydalı bir üretimde bulunduğunda, arkasından zaten karlılığın geleceğini bilen tavşanların arasında yaşama tercihidir bu. Şimdilik pahalı, ama isteyen her tavşanın ulaşabileceği bir yuvalar ağı sistemi hayal ediyorum.
Gerçekten başka tercih edebileceğim bir şey de yok. Tanrı korusun, öbür türlü tavşanlar kişiyi zamanla kendisine benzetir, en iyi ihtimalle kötüyü kanıksamış, kötüye tepkisiz, zayıf bir tavşanın elinden güçlü bir tavşan tarafından havucunun alınmasına tepkisiz tavşanlar haline geliriz.
Aslında günümüzde çok şanslıyız. Çünkü sosyal medya ortalama bir doğru çevreyi akıllı davranırsak tüm tavşanlara sağlayabilir. Böylece bahsettiğim çevreyi arayan, böyle tavşanlarla bir arada olmak isteyen tavşanları bir araya getirebilir. Bunun için her gün bu istekte olduğunu paylaşmak işe yarar.
İyi bir çevrede olmamız gerek.
O yüzden tüm tavşanlar kendi anladığına göre de olsa, en hayvani temel seviyede de olsa, birlik duygusunu yaşayabileceği ortam için elinden geleni yapmalı. Aklı alabildiği kadar aktif olmalı. Nasıl yapacağını bilmeyenlerin hepsi, iş başında öğrendi.
Bunlar üzerinde çalışırken, düşünürken bir sürü engel çıkacak. Ne zaman bir engelle karşılaşsan olup biten her şeyin iyi olduğuna, mutlaka iyi bir sonuca bağlanacağına dair umudun olmalı. Böyle bir tutuma ihtiyacın var. Peki bu topraklar senden ne istiyor?
Kendisiyle doğru bir iletişimde olmanı. En güzel hisler ve yaşam koşullarıyla aranda sadece iyi tavşanların oluşturduğu bir topluluk var. Eğer böyle tavşanlar, aralarındaki ilişkinin amacını daima gözleri önünde tutarlarsa, her yaptıkları iş ve harekette bu amaca göre davranmayı birbirlerine örnek olarak öğretirlerse, belki 1000 kez tökezleyecekler, gözlerine karanlıkta fener tutulacak, ama hiç bir çaba göstermeyen tavşan topluluklarına göre çok daha hızlı amaçlarına ulaşacaklar.
Büyük engeller, rahatsızlıklar ortaya çıkacak ama ilerlememiz lazım değil mi?
Tüm iyilik olsun diye yaptıklarımız yok olabilir, özene bezene birbirimiz için oyduğumuz yuvaların ağzını tıkayacak kum fırtınaları çıkabilir, yine de devam etmeliyiz.
Genelde değişim içeren bir şey yapılmaya çalışılınca her başarısızlıkta artan sayıda "eski halimiz daha iyiydi" sesleri yükselir. Burada sıkı tutunmak lazım. Siz kendinize inanmazsanız kim size inanır?
Yani kötülüğün üzerinde hareket etmeli. Çalıştığım oyma malzemelerini önce ateşten, sonra sudan geçirmem gerek, ki bu malzemeler diğerlerinin yuvalarını açıp havuçla doldurmak için hazır hale gelsin.
Daha önce kuru ve sert topraklar üzerinde onlarca yıl çalışmış tavşan grupları varmış. İnşa ettikleri yaşam alanları tam iki kere yıkılmış, bir kere de bulundukları yerden uzaklaştırılmışlar.
Rahat nefes alıp birbirleri için organik gıdalar yetiştirebilecekleri yerin inşasına 3. kez başlayacak tavşanlar olmalı. Bir tarafını yapıp, öbür tarafı yıkılıyor olsa bile, gün be gün sabit olan arkadaşlarla değişen arkadaşların ortak işinin sonucu ortaya çıkar.
Burada neler neler öğrenirler. Domates çekirdeğini çimlendirmeyi, soğan fidelerini ekmeyi, limon çekirdeğinden fidan yapmayı, güneş enerjisini, yağmur suyunu içme suyuna çevirmeyi... Ama bunları hep arkadaş tavşanlar için yapmayı.
Sonra birbirlerine öğrettiklerinde daha karlı çıktıklarını görürler, bilgiyi kendilerine saklamayınca bolluğun nasıl arttığını da. Sonra gözlerine uyku girmeden çalışırlar, birbirleri için! Vakitlerinin önce %20 sini, alıştıktan sonra %80 ini böyle geçirmeye başlarlar.
Son düzenleme: